Sıradan, klişesi bol, zerre geremeyen, nasıl bu kadar çok puan aldığını anlamakta güçlük çektiğim Tess kitabı. Kan Golü bundan kat kat iyiydi açıkçası.
Klasik Tess Gerritsen kitaplarından biraz farklı olarak bizleri 1830'ların atmosferine sürüklüyor. Gizemli ve heyacan dolu bir roman.
Ustalıkla yazılmış,muazzam bir kurguyu içinde barındıran harika bir Roman.Gerilim tarzı sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Tess Gerritsen 'in diğer kitaplarından farklıydı.
acıklı bir hikaye çıkması şaşırttı.
son sayfada içime bir hüzün dolmuştu
Hayatımda okuduğum en sürükleyici kitaptı.. Muhteşemdi.. Herkese tavsiye ediyorum..
seri ile alakası olmayıp değişik bir konusu var. başlarda biraz sıkıcı olsada sonradan hikaye sizi içine alıyor ve nasıl bittiğini anlamıyorsunuz.
rizzoli serisinin devamı sanmıştım ama çok daha farklı bi hikaye çıktı karşıma..
ve kitabın ilk sayfalarını okurken baya sıkıldım ama sonralara doğru olaylar hız kazanmaya başlayınca çok keyif aldım..
Eşinden ayrılan Julia, tarihi bir ev alır. Bahçesine güller ekmek ister, ama çok fazla yabani ot vardır. İşe onları temizlemekle başlar. Kazmasıyla toprağı eşelerken, birkaç denemeden sonra bir kaya parçasına denk geldiğini zanneder. Biraz zorlayınca bunun bir mezar olduğunu anlar...
Roman, geçmişle günümüz arasında gidip gelinerek yazılmış. Bence kurgusu kusursuz. Sanırım bu olayların gerçeklik payı da var. Kitabın sonunda bir doktorun önemli adımlarından bahsedilmiş. Kitapta doğum yapıp ölen kadınlar, pelerinli bir katil, mezar soyucuları, kadavralar, aşk vs. ne ararsanız var. Katil kim sorusu peşinizi bırakmıyor. İnanılması tüyler ürpertici olaylar da cabası...
Kitabın bir yerinde bir cerrahi müdahale sahnesi var ki, midenize sahip çıkmakta zorlanacaksınız uzak durun.
Günümüzde olan kısma biraz daha eğilebilirmiş yazar. Biraz o kısmı tatmin etmedi. Yahut hiç koymayadabilirmiş. Sadece geçmiş insana yeterdi. Ama yine bu kitap, okuyanı her halükarda memnun eder. Akıcı, ilgi çekici ve yer yer dehşet uyandırıcı. Tavsiye ederim.
En sevdiğim yazarlardan biridir Tess Gerritsen. Kemik Bahçesi de beni yanıltmadı. Akıcı bir anlatım (çevirmenin de eline sağlık #filizinceoğluöztürk) ve merak uyandırıcı bir konu...
Julia boşandıktan sonra aldığı evin bahçesinde insan kemikleri bulur. Elinde eski ev sahibine ait mektuplar olduğunu söyleyen Henry ile iletişime geçen Julia ile geçmişe yolculuk başlar.
Boston'da bir grup tıp öğrencisi ile yeni doğan yeğenini korumaya çalışan Rose arasındaki ilişki bu kurgunun temelini oluşturmakta. O dönem tıp öğrencilerinin yaşam şartları,kadavra bulmakta ki sıkıntılar ve lohusa ateşi gibi kavramlar arasında bir macera yaşamak istiyorsanız okuyun derim.
Bazı açık uçlar kalmasına rağmen güzel bir polisiye.....
Yazarın neredeyse tüm kitaplarını okumuş biri olarak en beğendiğim kurgu bu kitabındadır. Geçmiş ve şimdiki zaman geçişleri başarılı, dili akıcı. Test Gerritsen hayranları diğer kitaplarına kıyasla temposunu düşük bulabilir. Başları biraz ağır ve sıkıcı devam etse bile , sonlarına doğru tempo artıyor. Tıp tarihine, 1800'lü yılların toplumsal statülerine bakış açısında başarılı.
Tess Gerritsen'den bir muhteşem kitap daha rizzoli-isles serisinden yeni bir kitap beklerken tek solukta okunabilecek bir macera. Yazarın okuduğum hiçbir kitabından pişman olmadım dili bütün kitaplarda akıcı konu her zaman insanı çekiyor. Spoiler vermeden kısaca anlatmak gerekirse, Rose ve Norris'in hayatlarına ve 1800 lu yılların Amerikasina kısa bir yolculuk ve imkansızlıklar içinde yaşam mücadelesi ve bu hikayenin günümüzde ortaya çıkmasını sağlayan mutsuz bir kadın. Sonuç olarak Tess Gerritsen kendi alanında gerçekten çok başarılı bir yazar kitapları tavsiye edilir...