O kadar sevişmeye ne gerek var dedirtti bana. Tamam Mehtap işveli hatun ama olayı kaçırttırıyor insana Ahmet Altan.
Aklımda kalanlar:
'Tüller'
'Tül gibi gecelikler'
'Aldatmak'
'Beyaz Kadınlar'
Benim yorumum bu kadar...
okunabilir,güzel bir kitap...Ama sanki bitince yarımmışi eksikmiş gibi bir his veriyor. Kurgusunda bir sorun var gibi.
Kurgusu çok iyi ve akıcı bir roman.
http://morayrac.blogspot.com/2013/02/ahmet-altan-kilic-yarasi-gibi.html
Ödül almış bir kitap. Hem sürükleyici hem de aradığınız çoğu şeyi bulabileceğiniz bir tür.
İsyan Günlerinde Aşk ile birbirini tamamlar. Ölüleri konuşturarak Osmanlının son dönemini anlatır. Dili çok etkileyici.
Ahmet Ümit'in İttihat ve Terakki dönemini anlattığı son eserini büyük keyifle okumuş ve döneme ait eserlerden okuma listeme almıştım.
Adını "Hakiki aşk kılıç yarası gibidir, yara kapansa da izi mutlaka kalır." cümlesinden alan romanda Ahmet Altan, Osmanlı'nın son döneminde yaşananları bir aşkın perde arkasından yansıtıyor.
Osman'ın ölüleriyle konuşması ve hesaplasmasi.
Ne şeyh efendinin eski karısı mehpare hanımı unutamaması.. Reşit paşa'nin eşi aynı zamanda oğlunun annesi mihrişah hanımı unutamamasi
Ne paşazade hikmet bey ile mehpare hanımla evlilikleri
Ve hatta ve hatta matmazelleri aralarına alıp sevismeleri
Mehpare hanim ile kaynanası mihrişah hanımla kapışmaları
Ne de ragıp bey... Ben daha çok abdulhamid'le ve psikolojisiyle ilgilendim... Dipnotlar tuttum.. Dipnotlar çok uzun..