bittiğinde bir savaştan çıkmış gibi,bir enkaz gibi olmak ama her şeye rağmen hayret verici olaylar karşısında gülümsemeden duramamak...
http://hasibecengiz.blogspot.com/2014/01/kitap-elestirisi-ks-bahcesi-kristin.html
hikaye içinde hikaye saklı..yazarın diğer romanları gibi gerçekçi,göz yaşlarıyla dolu sıcak bir kitap..
Bu kez bir kitabı değil genel olarak bir yazarı değerlendirmiş olacağım sanırım!
Kristin Hannah'ın ilk kitabı çevrildiğinde daha ilk haftasında kitabı görüp tesadüfen almıştım. Ne özetini biliyordum ne de yorum okumuştum. Sanırım beni kapağı ile etkiledi.
Ateşböceği yolu çok farklı bir kitaptı. içinde tüm zıt duyguları net olarak hissedebileceğiniz türden!
Okurken sevinen sizsizin yada nefret eden, kuşkunun içine yerleştiği yahut umutsuz hisseden!
Evet, beni ağlattı. Ama aşkı yada dostluğu ele aldığından değil belkide; Kate'nin yaşadığı o umutsuzluğu, öfkeyi, kuşkuyu yada yenilmişliği yazarın çok dokunaklı hissettirmesinden.
Eşinin ona duyduğu aşk geçici olsaydı ondan başkası ile olsaydı kitap; sanırım en sevmediklerim arasına girerdi.
Ve dostluk; ağlatan, güldüren ve affettiren! Çok farklıydı, tüm acı yönünü ve tüm tatlı anlarını yansıtan bir romandı.
Sanırım Hannah'ın genel olarak başarısı farklı duyguları tek bir işleyişte bütünleştirmek!
Kış bahçesini çıktığı an aldım ve sayesin de gerçek renkleri de alırken tereddüt etmedim.
Kış bahçesi farklı bir deneyimdi. Ama gerçekten başarılıydı.
Gerçek renkler her ne kadar bazen sinirlerimi bozsada Hannah'ın kaleminden çıktığını belli ediyordu.
Sadece sonunda Dallas'a çok acıdım. Boşuna gitti seneler türünden!
Bu yazar belki okumak istemediğimiz ve gözardı ettiğimiz birçok duyguyu -kıskançlık, kin, benlik duygusu- çok başarılı bir şekilde nakış nakış işliyor sayfalarına!
Ancak neden bilmem kitaplarını bitirdiğimde farklı bir ruh hali oluşuyor. Belkide sonlarının daha belirleyici olması yada eksikliği hisssedilen duygular!
Bitirince ister istemez 'Annesini seviyordu!' , 'Her ne kadar gerçek aşkı olmasa da kocasına değer verip seviyordu!' benzeri duyguları kendi kendime sorgulayıp sonra kabulleniyorum! Belkide bu benden kaynaklı, bilemiyorum!
Ama Herşeyi ile Hannah'ın kalemi çok okunan yazar olmayı hakediyor, hepimizin bildiği sıradan bir konuyu yazsa bile kendini sıkılmadan okutacak beceriye sahip!
Benden ilk kitabında geçer not aldı ki başarısız bir kitabı olsa dahi şüphe etmeden diğerlerine şans tanırım diye düşünüyorum.
Pegasusa böyle başarılı bir yazarla bizi tanıştırdığından dolayı teşekkür ediyorum. Çeviriler sorunsuz ve kapakların değiştirilmeden basılması da çok güzel çünkü kapaklarını çok başarılı buluyorum. Umarım tüm kitapları hızla çevrilir ve bizde okuyabiliriz!
Olaylari kavrayana kadar biraz sıkıcı gelebilir. . Ama asla elinizden bırakmayın bu kitabi...
Kristin Hannah çok sevdiğim yazarlardan dört kitabını okudum her kitabında hem güldüm hem ağladım
ağlamamak için kendimi tuttuğum kitaplar olmuştu
ama bunda kendimi tutamadım
leoya çok üzüldüm sanırım anne olmamdan da kaynaklı
içim yandı, gözümde aynen canlandırdım
başları biraz sıkıcıydı ama yarıdan sonrası çok başarılıydı
kesinlikle okumanızı tavsiye ederim
Bir roman hem boylesine huzurlu biterken hem de nasil bu kadar hüzünlü, bu kadar can yakici olabilir.Bir anne ile kizlarinin iliskilerini sorgulayan siradan bir roman oldugunu dusunerek basladim ancak işin cok cok farkli bir boyutu varmis.. Gerçek şu ki "İnsanların davranışlarını değil, davranışlarının nedenlerini sorgulamalıyız önce" mesajını veren okuduğum en iyi kitap..
Basit bir dille yazılmış bir kitap. Nedense buna rağmen yada bu sebeple duyguyu bir şekilde aktarmayı başarıyor. Ancak şu masal olayını biraz zorlama buldum. Hikaye masal formatından çıkınca kitap çok daha iyi oldu bence. Sonunu da pek gerçekçi bulamadım. Ancak insan Kış Bahçesi gibi bir kitabı üstün bir edebiyat eseri okumak için yada gerçekçilik için okumaz diye düşünüyorum. Bunlar olmasa da bir çok insanın aradığını bulacağı bir roman.
KRISTIN HANNAH / KIŞ BAHÇESi
Adının kitabın en can alıcı yerinden aldığını belirterek ikinci HANNAH kitabımda bitmiş bulunmaktayım...
Kitabın konusunu beğenmekle kalmayıp,konunun içindeki hikayeye de bayıldım...
Kısa bir süre önce Rusya-Almanya savaşını içeren başka bir hikaye daha okumuş olmamın verdiği taze bilgilerle Leningard,Neva Nehri ve Fontanka Köprüsüne küçük bir gezinti yaptım.
Kitap elbette orda geçmiyor ama inanın düğüm noktası orası..
Ve ben geri dönmek istediğimden emin değilim hala....
Meredith ve Nina hayatları boyunca annelerinden sevgi görmemiş,birbirlerini tanıma fırsatı vermemiş iki kızkardeş...Anya'nın neden kendilerine sadece masal anlatarak yakın olduklarının gizemini çözemedikleri gibi,aslında çözmek de istemediklerine karar verdiklerinde aradan uzun yıllar geçmişti.
Anya'nın Rus aksanında gizli kalanlar,babaları Evan'ın kalp krizi geçirip kızı Nina dan o hep yarım kalan masalın devamını dinlemelerini istemesiyle açığa kavuşmaya bir adım daha yaklaşır...
Yakınken uzak kaldığı kızlarına masalın devamını anlatmak Anya içln güç olsada,korkuları ile yüzleşmenin zamanının geldiğini düşünür...
Nina'nın özgür ruhlu fotoğrafçı gözleri herşeyi açığa kavuşturmakta kararlıdır ve Meredith'in çatırdayan evliliği, sorumluluk duyduğu ama hiç bir zaman yakın olmadığı annesine karşı göreviyle iyice altüst olmuştur..
Tek çözüm koca bir SEBEP ve NEDEN'lerin cevaplarını bulmaktır..
(Aahh bu kısımda psikopata bağlayıp bi ara Meredith'i Jeff'e yaptıklarından dolayı kara kazanda kaynatma dürtüsüyle boğuştum)...
"Onun adı Vera ve o zavallı bir köylü kızı,bir hiç" bu masal dinlenmeli
ve kitabın içimi acıtan masalı'nın son bulduğu
"Gece Yarısı Güneşi Topraklarında,Alaska da bende onlar kadar üşüdüm,mutlu oldum,hüzünlendim...
Okuyabileceğim en güzel kitaplardan ve hafızamda kalacak satırların olduğu duygu yüklü kitaptı...
Bu kısımda yazarın kalemine ve kalbine değinmeme gerek yok sanırım..
Zira okuyanlar ne kadar başarılı olduğunu biliyor ve okumayanlarda söylemeliyim ki çok şey kaybediyor...
Ve elbette Tavsiye edeceklerimden olmayı gururla başardı...
SeRpiL...
Bir roman hem boylesine huzurlu biterken hem de nasil bu kadar hüzünlü, bu kadar can yakici olabilir.Bir anne ile kizlarinin iliskilerini sorgulayan siradan bir roman oldugunu dusunerek basladim ancak işin cok cok farkli bir boyutu varmis.. Gerçek şu ki "İnsanların davranışlarını değil, davranışlarının nedenlerini sorgulamalıyız önce" mesajını veren okuduğum en iyi kitap..
Pegasus Yayınları'ndan çıkan ve çok satan Ateşböceği Yolu kitabının yazarı Kristin Hannah'ın ikinci kitabı olan "Kış Bahçesi", bir anne ile kızları arasındaki karmaşık bağlara, geçmiş ve gelecek arasındaki yıkılmaz bağa dair sürükleyici, yürek sızlatacak kadar etkileyiciliğe sahip, güzel bir roman niteliğinde...
yazının devamı için...
http://izlenimlerinderinligi.blogspot.com/2012/03/ks-bahcesi.html
Okuduğum en başarılı Krıstın Hannah romanı olduğu aşikâr. Konu olarak diğer kitaplarından daha fazla içime işledi.Dil her zaman ki gibi sade ve oldukça akıcı. Kitabın başında öfke duyabileceğiniz anne karakteri kitabın sonlarında hayran duyulacak güçteki bir anneye dönüşüyor.
Çok uzun suredir ilk kez yalnizca gozlerim dolarak degil, gozyaslari dokerek okudum bir kitabi.Bir roman hem boylesine huzurlu biterken hem de nassil bu kadar huzunlu, bu kadar can yakici olabilir.Bir anne ile kizlarinin iliskilerini sorgulayan siradan bir roman oldugunu dusunerek basladim ancak işin cok cok farkli bir boyutu varmis.. Kristin Hannah oyle ictenlikle ve oyle gercek sunmus ki herseyi gozler önüne.. Gozumun önunde aci sahneler canlaniyor hala.İyi ki okumusum, harikaydi..Okudugum pek cok kitabi solda sifir birakti..
Anlatım çok farklı. Okurken sanki gözünüzün önünde canlanıyor olaylar.. Hannah'ın kalemi adeta sihirli. Çok sevdiğim bir yazar. Tavsiye edilir.
açık ara en ağlatan roman..söylenecek fazla bi şey yok...yolda,metroda,otobüste falan okumayın rezil olmak istemiyorsanız..bi kahve bi kutu mendil kendinize bir gün verin ertesi gün de tatil yapın çünkü büyük ihtimalle kendinize gelemeyeceksiniz..
konu guzel fakat cok fazla uzatmis,gereksiz detaylar ayni seyler,yorucu,ceviriyorsun sayfayi degisen fazla bir sey yok devamli ayni seyler ve uzadikca uzamis.yinede konu guzel oldugu icin okudum tavsiye etmeye gelince mutlaka okuyún diyecegim bir kitap degil.Anlatim daha iyi olabilirdi.
Bu tarz popüler kitapların dilini biliyorsunuz ya da tarzını... Bu kitap onlardan anlatım açısından bir tık daha yukarıda... Yani kadınların duygularını, yaşayış tarzlarını, farklı karakterleri kafanızda oluşturup; empati kurmanıza yardımcı olacak cümleler bulabiliyorsunuz...
Devamı : http://blogumabandim.blogspot.com/2014/08/ks-bahcesi-kristin-hannah.html
kitabın ilk yarısı çok sürükleyici değil ama sonrası muhteşem.. gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız bir kitap.
10 puan üzerinden 100 veriyorum..
Harika bir konu, muhteşem bir anlatım.. O soğuk savaş dönemini iliklerime kadar hissettim ve sonundaki mutluluk içimi ısıttı. Bir nebzede olsa..
Kitaplığımda uzun zamandır okunmayı bekleyen ve beni bunun için üzen kitaplardan..
"Birlikte olmak için birlikte olmamız gerekmez." İşte sonuç bu...
Aslinda yazarin temasi butun kitaplarinda ayni. Cok yakin olan kardes,arkadas vs. Bi sekilde ayri dusup gecmisi sorgulamalari ve bunun sonucunda buyuk bir trajediyle tekrar bi araya gelmeleri falan filan. Tamam yazarin olayi baglama bicimi, kurgusu , detaylari gercekten cok hos ama her kitapta da bu olmaz ki. Cidden sikiyor bir sure sonra. Bu kitapta da aynisi var. Mere ve annesinin sacma sapan davranislari insani cileden cikaracak duzeyde. 250 sayfadan sonra kitap halini aliyor ,onun oncesinde bir tripler savasi okuyorsunuz. Acikcasi sonlara dogru gercekten birseyler okudugumu hissettim ben. Yoksa ilk sayfalar insanin sabrini zorlar nitelikte.
Okuduğum ikinci kitabıydı bu yazarın yine harika bir kitaptı. Başta biraz sıkıldım açıkçası ama yazara güvendiğim için devam ettim iyiki de devam etmişim diyorum. Bir ailenin geçmişte yaşadıklarını bugüne ışık tutması sonucu gelişen olaylara sanki film izliyormuşcasina ya da bir kenarda durup o sahnelere tanık oluyormuş gibi hissettimeyi kesinlikle başarıyor yazar, kelimeler uçup gidiyor siz arkasından bakakalıyorsunuz ve gözyaşlarınız sizden bağımsız akıyor. Mutlaka okuyun derim, bu yazara bir kez daha hayran kaldım.