Yetim kalmış bir çocuğun hikayesini tüm yönleri ile anlatan bir eserdir. Kuyucaklı Yusuf; nefret, kıskançlık, ölüm,yıkılmış hayaller, beklenmeyen sürprizler, acımasız insanlar ve bu acımasız insanlardan dolayı yaşanan acılar...demektir.
Sabahattin Ali'nin enfes anlatımıyla acıklı dramatik bir o kadar hüzünlü bir hikaye.
Yusuf karakterinin çektiklerine, Muazzez'in başına gelenlere üzülüyorsunuz. Onların acılarını yaşıyorsunuz. Yusuf'a neden diyorsunuz. Sizi sarıp sarmayalacak bir çırpıda bitireceğiniz Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri...
çok acıklı ve romantizim içeren aş konulu roman. ayrıca çok sürükleyici bırakamıyorsun bile:)
Burada birçokları kitabın Kürk Mantolu Madonna'ya bakarak daha sönük kaldığını söylemişler... Ki ben buna kesinlikle katılmıyorum. Evet Kürk Mantolu Madonna fevkalade bir kitaptı ama demek ki fevkaladenin fevkinde tabiri bu gibi durumlar için kullanılıyormuş.
Kitabı daha yeni bitirdim ve içimdeki duyguları anlatamam. Dildeki sadelik, o muhteşem betimlemeler...
İyi ki bir zamanlar yaşamış Sabahattin Ali ve bu muhteşem eseri bize bırakmış.
Kürk Mantolu Madonna kitabına bayılmışım. Bu dahada güzel bir kitap bambaşka bir dünya. İnce Mehmeti andırıyor.
Sonu beni ağlatan kitaplardan..Bu kadar güzel mi anlatılır evlatlık alınan Yusuf'un hayatı..Tek solukta okunacak bir kitap..Dili sade , sıkmayan , boğmayan bir kitap..Sabahattin Ali okuyalım..
Kanaatimce, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden birisi olan Kuyucaklı Yusuf, "1903 senesi sonbaharında ve yağmurlu bir gecede Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucak köyünü eşkıyalar bastılar ve bir karı kocayı öldürdüler." cümlesiyle başlamaktadır. Sebahattin Ali'nin romantik edebiyat tarzında yazdığı bu roman, 20. yüzyıl başında Edremit'te Yusuf ile Muazzez'in aşkı etrafında gelişmektedir. Bir Anadolu kasabasında eşraf ve bürokrasinin kurduğu adaletsiz düzene romanda geniş yer verilmiş ve bu düzen eleştirilmiştir. Kitap şu şekilde özetlenebilir: 1903 yılında Aydın'ın Kuyucak İlçesinde bir karı kocanın öldürülmesi olayını soruşturmaya giden Nazilli kaymakamı Salahattin Bey, anne babası gözleri önünde katledilmiş olan dokuz yaşındaki oğlu Yusuf'u, evlatlık olarak alıp evine götürür. Salahattin Bey, kendisinden on beş yaş küçük Şahinde Hanım ile evlidir. Hem yaş farkı, hem de mizaç bakımından uyuşmazlık yaşadığı eşiyle zor yürüttüğü ilişkisi, Yusuf'u eve getirmesiyle daha da bozulur. Şahinde, kocasının eve getirdiği bu köylü çocuğunu benimsemez. Yusuf, evin küçük kızı Muazzez ile birlikte, karı koca arasındaki huzursuzluğun içinde büyür. Kaymakam, Yusuf'u eve getirişinden bir yıl sonra Edremit'e atanır; Yusuf evdeki karı-koca kavgalarının getirdiği huzursuzluğa rağmen Edremit'te mutlu bir çocukluk geçirir. On dokuz yaşına gelen Yusuf, bir bayram günü kaymakamın kızı Muazzez'e kasaba eşrafından Hilmi Beyin oğlu Şakir'in sataşması üzerine onunla kavga eder. Bu olay sonucu kasabanın en zengini olan fabrikatör Hilmi Bey'in gücü ile karşı karşıya gelir. Şakir bayramyerindeki olaydan bir süre önce Kübra adında bir genç kıza tecavüz etmiştir. Şakir, babası ve Hacı Ethem Bey'in tertibi ile Kübra ve annesini de kullanarak suçu Yusuf'a yüklemeye çalışır. Ancak Kübra'nın itirafı sonucu plan başarısız olur; Yusuf tarafından korunan Kübra ve annesi kaymakamın zeytinliğinde çalışmaya başlar; bu durum Şakir'in Yusuf'a kinini arttırır. İlk defa bir genç kıza gösterdiği ilgi ters karşılanan Şakir, Yusuf'la kavgasından sonra Muazzez'le evlenmek ister. Babası Hilmi Bey, evliliğe kaymakamı ikna etmek için yeni bir plan yapar. Selahattin Bey'i hileli bir kumar oyununa dahil ederek borçlandırır. İmzalattığı senetler karşılığında Muazzez'i oğlu Şakir'e ister. Şahinde Hanım kızını Şakir ile evlendirme düşüncesini sevinçle karşılar ama Selahattin Bey işi sürüncemede bırakır. Kübra'ya Şakir'in tecavüz ettiğini öğrenince borcu ödeyip kızını Şakir'le evlenmekten kurtarmanın yollarını arar. Yusuf, esnaf arkadaşı Ali'den para alarak borcu kapatır ve karşılığında Muazzez'i onunla evlendirmeyi düşünür Muazzez ise Yusuf'u sevdiği için Ali ile evlenmeye yanaşmaz. Yusuf Ali'ye Muazzez'in onunla evlenmek istemediğini söyleyemeyip zeytinliğe kapanır. Evlilik hazırlıklarına başlayan Ali'yi bir arkadaşlarının düğününde Şakir bütün kasabanın gözü önünde öldürür. Güçlüden yana olan kasaba halkı, elbirliği ile bu cinayeti örtbaseder. Şakir'in Muazzez ile evlenme düşüncesi Şahinde Hanım'ın da teşviki ile yeniden canlanır. Bunu öğrenen Yusuf, Muazzzez'i kaçırıp evlenir. Yusuf tahrirat katibi olarak kaymakamlıkta işe girer. Kalbinden rahatsızlanan Salahattin Bey çok geçmeden ölür; yeni atanan Kaymakam İzzet Bey, Şakir ve Hilmi Bey'in oyuncağı gibidir; onların isteğiyle Yusuf'u masa-başı işten alıp süvari tahsildarı yapar. O köy köy gezerken, Muazzez annesinin ısrarları ve paranın cazibesi sonucu eşraf ve bürokratların evlerindeki içki alemlerine katılır; alkole alışır; kendi evlerinde içki alemleri düzenler. Durumdan şüphelenen Yusuf, bir gece habersiz çıkıp gelir. Gördüğü durum karşısında çılgına dönerek, her yana gelişigüzel ateş eder. Yanlışlıkla Muazzez'i vurur, onu yaraladığının farkında olmayarak onu atına atıp kaçırır. Muazzez yolda ölür; Yusuf karısını gömer ve atını dağlara sürer.
Oldum olası severim Sabahattin Aliyi.. hikayelerinin ardından sıra romanlarında. . Uzun betimlemeler bazen yorsa da sevdim Kuyucaklıyı.. Şahinde'den nefret ettim, yusufun safligina kızdım Muazzez'e acıdım.. güzeldi. Bir de Yaşar Kemalin Filiz Aliye söylediği "baban Kuyucaklı Yusufu yazmasa idi ben İnce Memedi yazamazdım.'" Cümlesi kitabı oldukça özel kılıyor bence..
Kürk Mantolu Madonnadan sonra okuduğum için,aynı tadı alamadım.Ama genel olarak güzel bir kitap tavsiye ederim kitapseverlere
Kürk Mantolu Madonnadan sonra okudum ama onun kadar beğendiğim söylenemz hayal kırıklığına uğradım. NORMAL.
Okurken sayfaların akıp gittiği,klasiklere karşı olan önyargımı yıkan kitap. Okuyun,okutun...
etkileyici bir kitaptı. kitap bittikten sonra bile sonunu düşünmeye devam ediyorsunuz.
Çok beğendim, tasvirler harika.. Hele son 50 sayfa, su gibi akıp gidiyor.. 100 Temel Eserimizden biri olan bu kitabı okumamakla çok şey kaybedebilirsiniz..
http://fairytaleess.blogspot.com.tr/2015/11/kuyucakl-yusuf-kitap-yorumu.html
Kuyucaklı Yusuf'u gerçekten keyif alarak okudum. Üstelik çok kısa bir zamanda da bitirdim. Sabahattin Ali'nin üslubunu gerçekten çok sevdim ve diğer eserlerini de okumak için sabırsızlanıyorum.
Okuyalı uzun süre olduğu ve çok hatırlayamadığım tekrar okumak istediğim kitap . Fikir vermesi açısından arka kapağında yazanlar :
"Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu."
Kuyucaklı Yusuf Türk edebiyatının belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hiyakesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.
Yusuf ile Muazzez beni mahvetti. Her okudugumda baska baska tatlar aldigim Sabahattin Ali kitaplarini herkese tavsiye ederim.
Kitap Yusuf'un trajik olayıyla başlıyor. Daha sonra da çok mutlu ve neşeli bir gidişat olmuyor. Kaymakam ne kadar iyiyse karısı da o kadar kötü bir insan. Muazzeze çok üzüldüm. Çok akıcı bir kitap tavsiye ederim.Bana göre Sabahattin Ali'nin en güzel kitabı.
Kuşkusuz Türk edebiyat tarihinde çok önemli bir yeri var.Her cümlesi ciddi bir gözlem ve analizin ipuçlarını veriyor.Toplumsal ilişkilerin alt yapısını, mevcut dönemin değer yargılarını, insan ve toplum psikolojisini bu kadar net ve sade bir biçimde ifade ancak böyle bir edebiyat ustasına yakışır.