ülkemizin en buyuk sorunlarından biri olan töre cinayetlerini anlatısı e bundan sonra gelen mluluktan çok etkilenmiştim ma keske seranad ve kardesimin hikayesinden öncoaymısım ter istemez kıtap kıyaslmasına gidiyorum e bu kıtabı digerlerine göre biraz yavan bulum
tam anlamıyla mükemmel ve sürükleyici bir kitap..Zülfü nin diğer kitapları gibi bu kitabınıda çok beyenerek okudum gerçek olayı anlatan ve okudukca daha cok heycanlanan kitap bittikten sonra niye bitti diyeceğiniz bir kitap. Tavsiye ederim...
İnsanlar memeli hayvan türüne giriyor ama kendilerini başka bir sey yapmaya çalısıyorlar.Oysa hiçbir hayvan biyolojik kurallarının dısında yasayamaz.Eşek eşek gibi yaşamalı,kaplan kaplan gibi,yılan yılan gibi,insan da insan gibi.Ama insanoğlu kendisinde başka güçler vehmediyor.Değişmeye,başka bir sey olmaya,doğasını zorlamaya çalısıyor.İste mutsuzlugun ve savasların kaynagı bu.Kısacası azizim,insan insan olarak yaşamalı,eşek eşek olarak.
Aşırı detaya girilmesi dışında çok iyi bir romandı. Konu biraz klasikti ama iyi işlenmişti.
keyif alarak okurken toplum değer yargılarının bölgeler arası keskin geçişlerini ve kadın olmanın yaşadığımız toplumdaki zorluklarını düşündüren güzel bir kitap
Kitap; dil bakımından yoğun ve akıcıydı. Kitabi elimden bırakamadım.
Kitabin en sinir bozucu karakteri meryemdi. Olaylar karşısındaki sukuneti ve kabullenişi beni sinir etti!!
Ne aci tesaduf ki kitabı okuduğum dönem
Kadın cinayetlerinin ve kadın düşmanlığının tavan yaptığı
Oğlancılığın ve sübyancılığın hortladığı bir dönem...
Biz bu dönemin yasandigi ve giderek çekilmez bir hale getirilen bir ülkede yaşıyoruz...
Türkiye'nin siyasi durumunu, eşitsizlikleri, kadının toplumdaki yerini acıda olsa ortaya koyan başarılı bir roman.
Öncelikle Livaneli'nin yalın, sade, anlaşılması kolay, akıcı dilini seviyorum. Kendisini sıkmadan okutturuyor. Bir önceki okuduğum Serenad kitabı gayet güzeldi zaten. Bu kitabında değişik kişilerden yaşamlardan kesitlerle ülkemizin içinde bulunduğu sorunları ve sebeplerini bize aktarmak istemiş. Benim kişisel olarak ta farkında olduğum sorunlardı bunlar. Başarılı bir şekilde anlatmış bunları okuyucuya. Kendi aklında bulunan tespitlerin de yerinde ve doğru olduğunu düşünüyorum. Tabi ülke sorunlarından bahsetmiş genel anlamda da mutlu olmanın nasıl mümkün olabileceğinden de bahsetmiş. Kitabı bitirdiğimde "neyi düşlüyorsan, nerede kendini rahat ve mutlu hissediyorsan işte gerçek mutluluk o dur" mesajını aldım ben. Tek beğenmediğim yönü bazı bölümlerin ve hikayelerin gereğinden fazla uzun olması geldi bana. Bu nedenle 10 üzerinden 8 verdim. Ortalamanın üstünde bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Ana tema olarak töre cinayetini ele alan bir kitap gibi görünse de bence her türlü soruna inceden değinmiş, güzelce işlenmiş bir kitaptı... Yine bir Zülfü Livaneli harikasıydı... Kitapta insanlara din istismarında bulunan şeyh(!)lerden aile planlamasına, aile içi şiddetten göç ve gecekondulaşmaya, Alevilikten ölüm oruçlarına kadar çok geniş bir yelpazede ele alınmıştı olaylar. Çok güzel yedirilmişti bu meseleler kitaba. Olayların doğal akışı içerisinde çok güzel verilmişti mesajlar çocukların televizyonla ilişkisine kadar... "Hadi bir sosyal mesaj vereyim." şeklinde zorlama değildi.
Yine bambaşka kültürlerden, bambaşka yaşamlardan, bir arada düşünemeyeceğimiz insanlar bir araya geldi ve birbirlerinin "zehrini" aldılar.
Zülfü Livaneli kitaplarının ana teması bu kitapta İrfan'ın annesinin dediği gibi :"İnsan insanın zehrini alır." sözüdür...
Belki yazar sonunda herkesin kendi özgürlüğünü ele alması gibi bir mesaj vermek istese de sonunu sevemedim... Filmdeki sonu tercih ederim. Yine de kesinlikle okunması gerekenlerden, okunası... http://benherneysemo.blogspot.com/2012/10/mutluluk-zulfu-livaneli.html
İnsan tahlilleri çok başarılıydı. Ama hikaye sanırım bu anlamda pek çok roman okuduğumdan çok sarsmadı beni. Aralarda değindiği Türkiye gerçekleriyse her daim üstünde düşünmeye değer.