Ödül

En Son Değerlendirmeler

9 puan

Julie okumayı özlemişim yaBirde Judith'e kavuşsaydık da okusaydım tam olurdu ama neyse.Ona biraz daha varKitaba tek kelime ile bayıldım.Bazen komik bazen duygusal anlar yaşattı okurken banaNicholaa karakterine bittim.Biraz saf ama çokça çatlak bir karakter yaratmış Julia Garwood.Nicholaa'nın ilk başlarda rahibe kılığına girip Royce'u ve diğerlerini kandırması çok hoştu.Ben gerçektende bir ikizi vardır ama yer değiştirmişlerdir belki diye düşünmüştüm ama yazar beni yanılttı saolsun

Şah mat lı bölümler en sevdiğim bölümlerdi.Hatta keşke kitabın adı Şah Mat olsaydı dedim okurken bence daha çok uyardı hikaye ile.daha sonra Nicholaa'nın sarhoş olduğu kısımda güzeldi

Royce sert erkeğim benim.Dediğim dediklerden.Bayılırım öyle karakterlereHem seviyor hem kızıyorÇaktırmazlar ama pekde duygusalKarısı üzülmedin diye kendi elleriyle satranç taşı yaptı be.Kim yapar bunu

Yani genel anlamda sevdim.Beğenerek de okudum.Yalnızzz takıldığım bazı noktalarda yok değil haniİlk olarak neredeyse bir sayfadaki her cümlede Nicholaa ve Royce isimleri geçiyordu.Yazar çok sık mı kullanmış yoksa bana mı öyle geldi bilemedim ama cidden okurken ben sıkıldımİkinci olarak büyük abi uyuz Thurstan'a ne oldu ben anlamadım.Ben aktif rol oynar derken bi göründü ve kayboldu gitti.Ucu açık kaldı o kısmın.Sonra Ulric'e ne oldu o kısımda yok.Hele hele Baron Guy'un hikayede ki rolü neydi ben hiç anlamadım.Kötü adam diye beklerken adam birden melek kesildiBen İlk başlarda ki kafa tutmadan bir ekşın bekliyordum Baron Guy'dan ama birşey olmadı.Herzaman ki gibi herşey son 10 sayfada halloldu

Kısaca bazı kusurlarını saymazsak güzel bir hikayeydi.Çok fazla didik didik etmemek lazım okurken.Benim gibi

10 puan

İngilizce okumuş ve çok zevk almıştım :)

8 puan

konusu ve karakterleri muhteşemdi... ammaaa çevirisi malesef kötüydü... yinede okudum çünkü okumak isteyeceğim kadar güzeldi konus :))

9 puan

Okuduğum tarihi aşk romanlarının çoğunda genelde erkek karakter başlarda kıza aşık olduğunu inkar etmek için ona kötü davranırdı. Ama bu kitapta Royce baştan beri aşık olduğunu hiç saklamadan sevdiği kadına layığıyla davrandı. Bu, kitabı benim için muhteşem bir hale getirdi zaten :D

9 puan

Düşük beklentilerle okumaya başlayınca daha iyi sanırım ben kitabı severek okudum. Daha önceden kendimi hazırladığım için tüm o samaklar için kendi kelimelerimi koydum ve gayet güzel oldu . Sanırım bu kitapta şanslıyım zira az çok yorumları bildiğim için hazırlıklıydım ;)
Kitap okunabilir mi hayır mutlaka okunmalı çünkü o JG ne kadar kötü olabilir ki ? :)

8 puan

konusu klasikti ama yine de güzeldi diyebilirim.boş zamanınız varsa okuyabileceğiniz güzel bir kitap:))

10 puan

Mükemmel!

:)


Sevgilerle,

9 puan

Türkçesini okumadım o yüzden çevirisi hakkında bir şey diyemeyecem ama kesinlikle çok güzel bir kitap.

10 puan

çok çok güzeldi,şah ve mat ...

9 puan

Canlar bu kitap güzel ne denir ki:) Zaten Royce 'un olması yetmiş.Tabiki eksik kısımları vardı kesinlikle. Nedense tam bu karakter zıtlık yapar dediklerimiz romanın sonunda uçup gitti valla! Hele hele o kasıntı baron guy yok mu ? Biricik Royce cumu kurtararak adamın içinden bildiğin gözü kara bir kahraman çıktı. Neyse abartmaya gerek yok zira hala kendisine gıcığım!!! ve tabiki Nicholaa bir insan ancak bu kadar tatlı olur. Çok sevdim kendisini.Akıllı kız nasılda çaldı royce cumun kalbini :)
Neyse iyiydi güzeldi de kafama takılan çok büyük bir soru vardı. Kitabı okurken aklımdan hiç çıkmadı!!! Bu ROYCE kaç yaşında arkadaş? Deli etti beni!!! tamam anladık Nicholaa dan fazlasıyla büyük de ne kadar yani? insanın aklına takılıyor işte yinede :) :) her neyse güzel kitap keyiifli okumalar canlar....

5 puan

ÖDÜL-JULİE GARWOOD

Ödül bitti. Neden bu kadar geç mi bitti?.. Ruhsal durumum ve Türkcemıze giren yeni kelimeler yüzünden... Kitabin ortasına kadar bu kelimelerin yerine su an kullandiklarımızı koyarak okudum.. Kesinlikle muhteşem bir historicaldi ama ben yazarin,Gelin,Dügün,Sır, Fidyedeki tadı cok istesemde alamadım. Roman ortalardan itibaren beni sardi ve begendimse de :)) TEKRAR TEKRAR OKUYACAKLARIM ARASINDA KESİNLİKLE DEĞİL..
Benim beklediğiim bir Garwood değildi yani o yalın sade kelimeler yoktu..Sanki hikayeyeye müdahale edilmiş gibi geldi bana..Bazen muhteşem Garwooddan esintiler ortaya çıksa da bir türlü içime sinemedi bu hikaye..Acaba İskoç hikayesi olmadığı için mi? Neden bende mi bir şey vardı?? Yani bir soğukluk monotonlu başından beri eksik olamadı.Saramadı benİ..
Ama Romanda Garwooddan muhteşem esintiler vardı ki bu Romanın en can alıcı sahnelerinden idi...
Kitapta beni en cok etkiliyen sahne Royce'un Nıcholaa icin yapmaya çalıştigi satranc tasi sahnesi ve oglan kardeşi Justinin ona yardım ettiği sahne idi. Bayıldim bu sahneye harikulade duygusal bir sahne idi. Çiftin ilk karşılastiklari sahne.. Royce ve Nicholaanın birbirlerinden etkilenimi,kavgalari :-) Nicolaanin eş secimi müthisti..Birbirlerinin aşklarını kazanmaya çalışmaları..Harikulade idi..
Özellikle Gelin ve Fidyeden sonra beni can evimden vuramadi nedense.. Birseyler eksik gibi kaldi ama çözemedim,

10 puan

https://illekitap.blogspot.com/2020/06/julie-garwood-odul_2.html

Julie Garwood'un okumadığım 3 güncel romansı haricinde okumadığım kitabı olmadığını göz önüne alırsak üst üste, tekrar tekrar okumaktan sıkılmayacağım bir yazar olduğunu da dile getirmeliyim. Ne historcal romansları ne de güncel romansları olsun kadın yazıyor ve bizler de zevkle okuyoruz.

Ödül kitabı da çook uzun zaman sonra okumak... tekrar okumak inanılmaz güzel oldu ki zaten 1 günde bitirdim kitabı. Dün öğlen başladım ve bitirmeden bırakamadım öyle ki bitirmem gereken işleri bugüne ertelemiş olabilirim :) bu durumdan utanmıyorum tabi iş verenlerin duymasın :D

Ödül kitabı, instagram sayfasımızdaki #illekitaplahistoricalokuyoruz etkinliğinde okumayı planladığımız bir kitap oldu. Ben okudum diğer arkadaşlar henüz okuyorlar sanırım :D En son 2012'de okumuşum kitabı ara ara sayfalarını karıştırsam da baştan sona bir daha okumamışım ve şuan da okumak çok güzel gitti. Özlemişim kadının kalemini, kurgularını, hikayelerini ve muhteşem İskoçlarını ve onlara kafa tutan kadınlarını ;)

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Nicholaa, kendi kalesini korumak amacıyla 3 Norman baronunu ve adamlarını yenerek geri gönderdiğinde efsaneleştiğinden haberi yoktur. Sarayda hakkında konuşulduğu ve ödül haline geldiğinden de... Kral'ın en iyi adamı ve adamları Nicholaa'nın kalesini işgal edecek ve genç kadını saraya getirilmek üzere görevlendirildiğinde ne genç kadının güzelliğinden ne de zekasından haberdar olmayan adamlar zaferle döneceklerinden emindi... Gerçi zaferle döndüler de ama kaybettikleri şeylerde oldu. Royce, ne olursa olsun rakibini küçümsemeden kaleyi ele geçirdiğinde Nicholaa'nın ona oynadığı oyunlarla ve onun savaşma tarzıyla zekasını kabullense de işe katmadığı şey, kaleyi işgal etmesi ve genç kadını saraya götürmesinin sonucunda Nicholaa'nın da onun kalbini işgal etmesiydi. Royce, genç kadını yendiğinde ve saraya götürdüğünde gelişen oylar sonucunda büyük ödül olan Nicholaa, bir anda genç ve bekar baronları ödül haline getirecek bir olayı gerçekleştirdiğinde evleneceği adamı seçer... onu bozguna uğratan Royce'u… ve asıl olaylar da o zaman patlak verir... boyun eğmeyi reddeden Nicholaa ve boyun eğdirmeye çalışan, uzlaşmayan Royce… tabi onun önünde de büyük engeller vardır. Nicholaa'nın erkek kardeşleri ve Royce'un düşmanları...

Bütün sorunlarla baş edebiliyorlarken asıl sorun birbirleri haline geldiğinde duygularını kabullenip de birbirlerinin mutluluğu için çabalamaya başlamaları da kitabın en eğlenceli kısmıydı.

Öncelikle Nicholaa'nın kalenin işgali konusunda söylediği yalanlar ve sonrasında planları cidden çok iyiydi. Royce gibi bir askeri oyuna getirebilmesi çok zekiceydi. Ki gerçekler ortaya çıktığında Royce bile bunu kabullendi ama genç kadının düşünemediği şey savaşçının daha stratejik planları olmasıydı :D Royce'un Nicholaa'yı ısrarla kendi isteğiyle sığınma talep ettiği manastırdan çıkacak demesi ve sonunda çıkması da cidden genç adamın da en az Nicholaaa kadar zeki olduğunun kanıtıydı. Gerçi en iyi savaşçı olmasının sebebi de savaş yeteneğine zekasını karıştırmasıdır bence...

Saraya yolculuk boyunca Nicholaa'nın asla pes etmeden kaçma teşebbüsleri, saraydaki olaylar çok güzeldi. Ama en güzeli herkes Nicholaa'nın güzelliğiyle mest olmuş ve onunla evlenebilmek için birbirlerine meydan okurken gelişen olaylar sonucunda ödül haline baronların gelmesi daha eğlenceliydi. Düşünsenize bir oda dolusu İskoç Savaşçı... mezbaa gibi önünüzde diziliyor ve sizin onu seçmenizi istiyorlar... biz İskoç severlerin rüyası :D

Royce ve Nicholaa ile arasındaki atışmalar, tartışmalar muhteşemdi. Hatta çoğu zaman eğlenceliydi. Özellikle Royce'un Nicholaa'ya verdiği öğütler çok iyiydi ve Nicholaa'nın onu dinlemeden kendi işlerini düşünerek zaman geçirmesi çok eğlenceliydi.

Aralarındaki tutku ve aşk çok güzeldi. Kalpleri birbirlerini isterken bunu anlamamaları ve çevresindeki herkes bunu görürken kendilerinin bunu fark etmemeleri çok tatlıydı.

Royce'un Nicholaa'nın kardeşine karşı tavırları takdirlikti. Justin'in tek kolunun olması sonucunda ona yardım çabaları, onu eğitmesi çok iyiydi. Tam bir eğitmen ve savaşçı barondu. Nicholaa'nın da bunu fark etmesi çok iyiydi.

Royce'un satranç taşları ile ilgili detayları çok sevimliydi özellikle Nicholaa'nın isteklerini yerine getirme çabası onu mutlu etme çabasının yanında Nicholaa'nın da kocasını mutlu etmek için ona boğun eğme modu… çok eğlenceliydi.

Ama en güzeli de Royce'un Nicholaa'nın sapan marifetini öğrenmesi, hamile olduğunu öğrenmesi... çok güzeldi.

Ayyy öyle sahneler var ki detaylı anlatmak istediğim ama spoiler olacağı için susuyorum kendimi frenliyorum ama öylesine güzeldi ki kitap anlatamam... Bence mutlaka okumalısınız cidden çok iyiydi. Uzun zamandır okumamıştım Garwood kitabı nasıl özlemişim anlatamam.

Benim için favori yazarlardan biri ve keşke daha çok kitabı çıksa doyasıya okusa diyorum. Siz de mutlaka okumalısınız... belki kitaplarını zor bulabilirsiniz yeni basımları olmadığı için ama denk gelirseniz mutlaka okuyun derim ben.

Profil Resmi
5 puan

Sürekli gelin,yazgı gibi kitaplarında kullandığı bayan karakterin yapısına sahip bir karakteri kitaplarında kullanması ve konuyu gereksiz yere çok uzatması nedeniyle vasatın altında bir kitaptı.

10 puan

Nicholaa bir Sakson'dur. O sıralar Normanlar ile mücadele halindelerdir. Nicholaa'nın kalesini Norman Royce ele geçirince hikaye başlar. Nicholaa Royce'e düşman olur bu yüzden. Ailesine ait araziyi ele geçirmeye çalışan dev Norman'ı düşmanını öldürmeye niyetlenmez yalnızca sersemletmek ister. Bu nedenle alnını seçer ve taşla yaralar. O karanlık zafer gününde sergilemiş olduğu canavarlıktan ötürü ömrünün geri kalanında taşıyacağı bir iz vermiş olmayı istemiştir. Norman devi arazisini ele geçirmek için son üç hafta içinde yollanan dördüncü savaşçıdır. Fakat Royce diğer üçünden farklıdır. Daha tecrübelidir, kovalanamaz, kurnazdır.

Royce alnından yaralanır ve kısa süreliğine kendinden geçer. Bunu yapan adamı bulup ona aynısını yapmak ister. Bir de aradığı başka biri daha vardır Leydi Nicholaa. Kaleyi ele geçirmiştir ve ödülü alıp Londra'ya götürmek zorundadır. Normandiyalı dük William yakında tüm İngiltere'nin kralı olacak Nicholaa'ı kralın ödülü olarak Londra'ya götürmek zorundadır. Bu yüzden tutsağını arar. Fakat Nicholaa'nın gittiğini ikizi rahibe Danielle'nin orada olduğunu öğrenir. İkizlerden biri dünyaya hizmet etmeyi aklına koymuş bir azize, diğeri ise herkese sorun çıkarmayı kendisine görev edinmiş bir günahkardır. Rahibe kardeş ise manastıra geri dönmeyi arzular. Royce rahibeyi görür ve donakalır. Mükemmeldir. Bir meleğin yüzüne sahiptir. Dünyaya inmiş bir tanrıçaya baktığını düşünür. Fakat kutsal kilisenin gelinini isteyemezdi. Abayı yakmış gibi davranmayı bırakıp düşüncelerine hakim olması gerekir. Neyse ki toparlanır ve kardeşine zarar vermeyeceğine söz vererek rahibeden Nicholaa'nın yerini öğrenir. Çok geçmeden büyük bir gerçeği öğrenir Leydi Nicholaa'nın ikizi yoktur.

Nicholaa kendisini ilk tanışma da Nicholaa'nın ikizi bir rahibe olarak tanıtır. Tabi ki gerçekler ortaya çıkar ve Royce onu krala götürmek için yola çıkar. Büyük bir mücadele sonucunda. Nicholaa inatçıdır ve her fırsatta kurtulmaya çalışır ama karşısında ki basit bir asker olmadığından sonuç değişmez. İkili daha ilk andan itibaren birbirinden etkilenir.

Kral Nicholaa'ı bir askere ödül olarak verecektir. Daha sonra fikrini değiştirip Nicholaa'dan eşini kendisinin seçmesini ister.
Nicholaa'da tabi ki Baron Royce'u seçer. İkilinin macerası kaldığı yerden devam eder.
Ne kadar kaçıp, kabullenmeseler de sonuç kaçınılmaz olur.

İkili harikaydı. Okurken çok eğlendim Nicholaa o nasıl bir karakter öyle. Yazar yine hayran olunacak bir çift yaratmış okurken çok keyif aldım.

7 puan

.Kıtap klasık anlamda tam bir Julıe Garwood kitabı aslında güzel ama sanki Gelın ve Dügün karışımı bir bir hikaye....diyaloglar kahramanların karekterleri hep tanıdık geldi...Sah mat diyalogları kitabın en muhtesem yerleriydi....Ama büyük agabey geldigi gibi ortadan kayboldu:)Ulricden cok çabuk vazgeçıldi.....Bir ceviriden mi bilmiyorum ama sanki tekrarlanan ifadeler Garwood'un tüm kitaplarında aynı olamaz gibi geliyor.

10 puan

Çok aradığım ve bulduğum okuduğum ve çoook beğendiğin bir kitap 👏👏

10 puan

Kitap genel anlamda bir JG klasiği dahaydı. Konu çok güzeldi fakat sonu biraz eksik gibi geldi bana. Ama Royce'a tek kelimeyle aşık oldum!

geri ileri