Bu kitaptaki öykücülüğü Sait Faik'in öykücülüğüne benzettim biraz. İncir çekirdeğini doldurmayacak hikayeleri samimi bir anlatımla okumaya değer hale getirmiş yazarımız.
Gerçek halkın içinden gerçek halkın sesi hikayeler. İnce ve şeffaf bir yazardan. Her hikayesini ayrı beğendiğim her hikayesinde ayrı nefes alan capcanlı bir kitap. Yer yer seksenler ve doksanlar ruhunun hissedildiği bu özenli hikayeler türk edebiyatı için yeni ve alternatif bir durak olmuş.
aşırı samimi hikayeler barındıran öykü kitabı.
" yaşamak,hayata karşılık hayallerden vazgeçtiğimiz bir kaybetme biçimidir."
Kitabı okuyalı bir ay oldu. Etgar Keret sayesinde kendime yerleştirdiğim bakış açısı vardır. Öyküler olabildiğince kısa olmalı.
''Ben bir hikayenin mümkün olduğunca kısa olması gerektiğine inanıyorum. Benim için öykü yazmak mühim bir görevdir. Yanan evdeki küçük bir kızı kurtarırmışcasına aceleyle yapılması gerekir.''
İlk kitaptan daha minik. İlk kitapta olduğundan daha uzun öyküler. Bu uzun öyküler beni tıkamış mıydı ne? Boğazımdan geçmiyordu, Ünsal Eriş'in o küçük öyküleri tadında olsun istiyordum bunları da.
Aceleye geldiğine inanmamakla beraber olduğu kadar olmuş derim. Ve elbet ''Sen O Zaman Parasız Yatılıdaydın'' hoş öykü. ''Söylenişi bile güzel.''
Neredeyse tüm karakterlerin, hayat mücadelelerinde sıklıkla kazanamayışlarının ortak özellikleri oluşu ve bu karakterlerin ne yaparlarsa yapsınlar bir şekilde başladıkları noktalara geri dönüşlerinin anlatıldığı sekiz farklı hikayeden oluşan bir kitap Olduğu Kadar Güzeldik. Her hikayeyi ayrı ayrı ele alarak kitapla ilgili hissettiklerimi ..........
devamı tayfunsurucu.wordpress.com adresli blogumda
Bu kitabı çok sevmiş ve bitmesin diye gıdım gıdım okumuştum :) Çok akıcı, sıcak ve bizden hikayelerle insanı mutlu eden bir kitap. Sanki Yeşilçam'dan sahneler, sanki Adile Naşit'le Münir Özkul film çekmişler tadında. O kadar hoş. Yanına çekirdek falan alın böyle samimi samimi, sevimli sevimli okuyun. -İçinde geçen küfürler bile çok yakışmış bu kitaba :D-
Icinde 5-6 tane hikaye var. Yazarin dili cok akici geldi bana ama tam hikayenin tadina varmisken bitmesi hayal kirikligina ugratti. Acaba ilerki sayfalarda devami var mi ona ne oldu acaba derken kitap bitiverdi. Sanirim ben sonucsuz ya da okuucuya birakilan sonlu kitaplari, hikayeleri sevmiyorum
Ağır kitaplardan, klasiklerden sonra kendime hafif,zorlamayacak kitaplar seçerim.Bu kitabı da o niyetle okudum.Benzeri çok fazla olup, orijinal hikayeler bulamadım içinde malesef.
'Benim adım feridun ' adlı öyküden fazlasıyla etkilendim. :)
Mahir Ünsal Eriş önerebileceğim ve başarılı bulduğum yazarlar arasında.
Her biri içten, sıcak, samimi hikayeler. Okurken sanki siz de o insanlardan biriymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Kitap sizi hikayelere ortak ediyor sanki, çok hoş..
Eriş’in tarzında en çok hoşuma giden sade ve süssüz, olduğu kadar anlatımı. Koca koca cümleleri okuyucunun kafasına kakmadan, adeta oturmuş Erdek'te bir çay bahçesinde sohbet ediyormuş gibi akıp gidiyor tüm hikayeler. Tanıdık, samimi, komik, hüzünlü... Misal Dayımın Avrupa'ya Kaçırılışı hikayesine kahkahalarla gülerken "en kötü felaket bile, ihtimalinden daha ağır değildir" gibi bir ibretlik tespitle karşılaşmak duraksatıyor insanı.