Kitabı okumaktan büyük keyf aldım ama filmini izlemeyi hiç düşünmedim. Ayrıca: Filmi olan kitapları genelde izlerim.
Ben buradaki çoğu kişinin aksine en çok sonunu begendim; bence konunun geneline uygun çok orjinal ve ya uçuk bir son bu eseri sıradan klasmanına sokabilirdi fakat böyle bir son klasik klasmanına sokmuş.
Bugüne kadar okuduğum kitaplar arasında en ilgi çekici en farklı kitap olarak yerini aldı bende. Yazarın kullandığı argo dilini çok beğendim ve etkilendim samimi geldi bana. Şiddet olayları ilk başlarda benimde midemi kaldırsa da kitabı bırakamadım sonu güzel bitti. Çocuk serserilikten sıkılmıştı içinde uyandığı merhametten habersizdi hayatına yeni bir sayfa açmaya başlamak üzere belki de iyi bir insan olmanın ilk adımlarını attı.
Düzeni eleştiren güzel bir kitap. Şiddetten zevk alan 4 gençten Alex'in başına gelenleri anlatıyor kitap. Yalnız o kadar çok argo kelime kullanıyor ki bir yerden sonra bu kelimelerden yoruluyor insan.
"Tanrı biz kullarından ne istiyor? Tanrı'nın istediği iyilik mı yoksa iyiliği seçebilme şansına sahip olabilmek mı? Kötülüğü seçen biri gerçekte iyiliğe zorlanan birinden daha mı geçerli Tanrı'nın gözünde?"
Zamanında ikinci elini dahi bulamadığım yeni baskısıyla hemen alıp bir çırpıda bitirdiğim kitapdır. Bir çok yorumun aksine okunması zor bir kitap değil. Argosu bol. Hikaye üstünde tartışılacak bir çok konu ve görüş türetilir. Kendi açımdan bakarsam baskıcı bir rejim ve yaşam ı-ııh. Dipsiz bir dünyada istemem ama.
İyilik yapıyor bile olsanız bunun bilinçsizce yapılmasının aslında iyilik olamıyacağını anlıyor insan bu kitaptan sonra. İsteyerek kötülük yapmak mı bilinçsizce iyilik yapmak mı daha iyi günlerce düşünmüştüm. İnsani değerler, etik hakkında bu şekilde ikilemde kalıp düşünmemi sağlayan film ve kitapları her zaman çok sevmişimdir.
Filmini izlemedim. İzlemediğime de sevindim. Kitabın birinci gözden anlatımıyla gerçekten etkileyici bir yanı var. Okuyun kısacası.
Dost Körpe çevirisini okudum ben. Anlatımı çok güzeldi. Çok keyif alarak ve merakla okudum. Ama sonu biraz eksik geldi. Bu olanlar sadece "gençlik" e mi bağlanmalıydı. Biraz daha psikolojik temellere dayanan bir son daha mutlu ederdi beni. Yine de farklı ve güzel bir kitap.
***Spoiler içerir***
Alex'in argo dilini ve ortaya saçtığı dehşeti okumakta her ne kadar zorlansam da kitabın derinliği beni büyüledi. Toplumun 3 sacayağını ( hükümet ile devlet, papaz ile din, yazar F. Alexander ile entekllektüel kesim) çok iyi analiz edilmiş.
İlk 80 sayfada umarım kitap kötü bir aksiyon türü değildir derken; "Tanrı ne ister? Tanrı iyilik mi ister yoksa iyi olma seçeneği mi? Kötülüğü seçen bir insan, kendisine iyilik dayatılmış bir insandan bazı açılardan daha üstün olabilir mi?" sorusuyla gerekli cevabı verdi.
F. Alexander ve tayfasının özgürlük geleneğini savunurken ya da yola öyle çıkarken suça batmaları üzücüydü ve hayal kırıklığı yaşattı.
Aynı şekilde din adamının da öyle..
Anthony Burgess yazarı artık favorilerimdendir.
Çok iyiydi. Şiddeti önlemek için şiddete başvuran bir devlet. İronik ama bir o kadar da muazzam. Kesinlikle okunmalı çünkü herkesin çıkaracağı bir ders var bu kitaptan
Yazarın kitapta kullandığı dil ve kurgu sıra dışı. Argo, şiddet, iğrençlik gibi bir çok olumsuzluk ve rahatsızlık veren kısımlar var. Aslında kitabı farklı yapan sanırım tam da bu unsurlar.
Kitabın konusuna gelirsek burada SPOİLER uyarısı verebilirim.
Dilediğini ve akla hayale sığmayan bir çok iğrençliği yapan 16 yaşındaki Alex ve çetesi bir gün bir evi soymaya çalışır. Fakat işler ters gider ve Alex katil olur. Kankaları tarafından ihanete uğrar ve hapishaneye girer.
(Alex ailesi tarafından özgür bırakılmış, kendi kararlarını kendi veren bir çocuktur. Ve ailesi de hiç bir şeyi sorgulamaz.)
Derken hapishanede kendi iradesini saf dışı bırakıp, ilaç ve görsel kullanarak şiddetten iğrenme terapisi uygulayarak, 2 sene sonra bambaşka bir Alex'i dünyaya salarlar. Artık şiddet uygulayamayan Alex önceki kuyruk acısı olan insanlar tarafından çekiştirilip durur. Alex bir zamanlar yaptıkları şeyler kendine yapılınca, haksızlığa uğradığını düşünür.
Kitabın sonunda Alex dayanamaz ve intihar eder. Çıkan haberler yüzünden hükümet tehlikeye girince, onu eski haline getirirler. Alex de kaldığı yerden iğrençliklerine devam eder. Bir gün onlardan da sıkılır, daralır. Ve anlar ki büyümüştür. Yani bütün suçu gençliğe atar.
Kitapta ilgimi çeken yerlerden biri; Alex polisten dayak yiyince bir eve sığınır. Adam Alex'e çok iyi davranıp, hükümetin ona yaptığını haksızlık ve özgürlük haklarına saldırı olarak görerek hükümeti devirmek için arkadaşları ile beraber Alex'i ortaya çıkarmak isterler. Gelin görün ki bu adamın; vakti zamanında Alex ve çetesi evine zorla girip, karısına tecavüz edip, ölümüne sebep olmuşlardır. Adam önce onu bu eylemler sırasında maskeli olduğu için tanımaz. Daha sonra öğrenir. E tabii adam bunu öğrenince Alex'e acıma ve haksızlığa uğradığı söylemleri yerini, bu katili öldürme çabalarına bırakmıştır. Özgürlüğünü aldılar diye kızarken, kendisi tüm ortadan kaldırmak ister. Yani kuyruk acısı.
Bana göre kitap yazarın otomatik sisteme başkaldırısının yanı sıra; bakmak isteyenlere madalyonun öteki yüzünü de gösteriyor.
iyiydi fakat muhteşem değildi, sistemi sorgulatıcıydı ama etkileyici değildi, vahşiydi ama suçluluk barındırmıyordu, alex bizim alex dostumuz olan onu sevemedim,okuduğuma pişman değilim ama mutlaka okunmalı diyemiyorum ,çevirmene tebrikler gönderiyorum çok zorlanmıştır bu kitapta. okurken hep bunu düşündüm
Okurken yer yer içim acısa da kitabın farklı bir kurgusu var. Serseri bir gençlikten sonra hapise düşen ve hapisten çıkmak için deneye maruz kalan kahraman sonundaki çıkarım kitabı özetler. Okumaya başlanırsa sonunu getirmek gerekn bir kitap.
Daha çok Hakan GÜNDAY ve Emrah SERBES tarzında yazılmış kıyıda köşede kalmış toplum tarafından ötekileştirilenleri anlatan ilginç bir roman!
Burgess, gençliğin durumunu anlatarak başlıyor distopyasına. Gençlik, keyfi için her türlü suçu işleyebilecek haldedir. Hırsızlık, tecavüz ve hatta cinayet… Evet, gençlik çok kötü durumdadır ancak bu sorun çözülürken uygulanan yöntem de hiç masum değil. Hatta bu yöntemi uygulayanlar daha büyük suç işliyor dahi olabilir. Kendisi gibi düşünmeyeni susturmaya çalışan sistem kah zihinleri bastırıyor kah bedenleri. Tabi ki yine en zararlı çıkan kişiler özgürlük isteyenler oluyor. Onları sindiremeyen sistem en büyük işkenceyi onlara yapıyor ama onları susturamıyor; çünkü özgürlükleri satılık değil.
Her listede karşınıza çıkan aman okumadan olmaz denilen bir kitap. Ama her ne kadar üslubu ve değindiği nokta orijinal olsa da kitabın sonu, olayların indirgendiği nokta ve son noktaya gelene kadar çektiğiniz acı kesinlikle bu kitabı okumaya değmez, bu nedenle tavsiye etmiyorum.
Kurgu, akıcılık... Her şeyiyle çok iyi. Gerek kitabı gerekse filmi ayrı keyif veriyor.
Psikolojik çözümlemesi derin bir kitap olmuş. Çok başarılı, sanatsal, cezbedici. Akılda kalıcı. Bitirdikten sonra tadı tamağınızda kalan cinsten.
3 gencin sapkınlıklarının ve yasadışı işlerinin anlatıldığı muazzam eser.Düzene eleştri niteliğinde bir kitap.Diyaloglar nefis.Karakterler oldukça etkileyici.Filmi de var ve film yasaklı filmler listesinde.
Modern Klasiklerden sürükleyici bir kitap. Alex'in başından geçenlerin anlatıldığı, okurken düşündüren bir eser.