ELLİ TON SERİSİ=herkes yorumladı ben eksik kalmayayım dedim kitap okadar anlatıldı yazıldı çizildiki herkes kitap sever oldu cin aliden beri kitap okumayan insanlar bile okudu. ama daha önce fazla kitap okumayan herkes sadece cinselliğe takılıp kaldı .pyasada çıkan çogu yeni kitapta olan şeylerin biraz sapkın kısmıydı belki inanın ben fazla takılmadım bile .ilk sayfalardan itibaren cristianın içinde ki kopan fırtınalar beni içine çekti travmatik çocukluğuna çok ağladım annesinin ceseti ile başbaşa aç
ve üşümüş kalışı, daha sonra hayatında başına gelen en iyi şey olan grey ailesiyle tam mutluluğu yakalayacakken pislik robinsonu hayatının akışını degiştirmesi ve bu travmalardan sonra olan sadist cristian bir birey için çocukluk ne kadarda önemlidir düşünce sini tekrar akılma getirdi.içindeki sevgi tekrar nasılda ana stelle sayesinde ortaya çıktı. hıııı hiç kızmadımmı kızdım hemde çok lelia ya davranışınına ,bayan robinsona karşı zayıf duruşuna,taylora ve koruma ekibine ana yüzünden kızmasına hakimliğine .ana yada kızdım yemek yemeyişine ,,cristianı zorlamasına bazı olaylarda salak gibi davranmasına ve hele güzellik salonunda bayan robinsonun saçlarını yolmamasına kızdım . diğer mevzulardan da bahsedecegim grey ailesi muhteşemdi anne baba mia, ana nın üvey babası ray bir insan öz kızını ancak bukadar sever,kate hem can dostu hemde ablalık yaptı.ve 3. KİTABIN SONUNDA BİTERKEN SİZ BU MUTLULUGU HAKKETTİNİZ AFERİN DEDİM İÇTENLİKLE VE BİR KİTAP ÇİFTİNE DAHA GÖZÜM ARKADA KALMAYARAK VEDA ETMİŞ OLDUM .MUHTEŞEMDİ MUTLAKA OKUYUN RAHATSIZ OLDUĞUNUZ KONULARA ÇOK KAFA YORMAYIN
Diğer iki kitaba göre çok daha güzeldi. Romantik bir aşk kitabıydı hele ki mutlu çocuklu bir aile olarak görmek onları muhteşemdi özellikle ikinci bebeklerini beklerken... Ben çok sevdim :)
Serinin en iyi kitabıydı bence. Biraz daha heyecan ve merak unsurları barındırması iyi geldi.
muhteşem final diyorum her ne kadar bazı yerlerini atlayarak okusam da muhteşem bir seri..
Yazarın hayal dünyasını fazla hor kullandığı bir üçleme.:).Grinin elli tonu,Karanlığın elli tonu,Özgürlüğün elli tonu.Kişinin algısına göre değişebilecek bir roman iyi ya da kötüdür demek imkansız..
Son sayfada yazar devam edeceğine dair bir sinyal vermiş sanki... Dördüncü kitap devam niteliğinde ve Christian'nın ağzından anlatılırsa çok mutlu olurdum... Umarım bir kitap daha okuruz :)
''Seni sevdiğime ne zaman ikna olacaksın Christian?''
''Birgün...''
Ah Christian sen yaralı küçük bir çocuksun...
Son kitapta Ana'nın biraz daha olgun davranması hoşuma gitti :)
Yazar gerçekten Alacakaranlık serisinde ki Bella'dan çok etkilenmiş olmalı ama son kitapta Bella'nın etkisinden uzak bir Ana vardı.
Sanılanın aksine erotik bir kitaptan ziyade yaralı bir adamın kendini toplamaya çalışmasını okudum(Erotik sahneler umrumda bile olmadı)...
Harikaydı...(Tabii yazarın dili biraz daha güzel olsaydı daha güzel olurdu , bu basit ve yavan dil benim kitabı geç bitirmeme neden oldu.Madem böyle bir şey yazıyorsun keşke dile biraz daha özenseydin dedim içimden.)
Yazarın bir kitabı Christian'nın ağzından anlatmasını çok istemiştim ve bunu son kitabın sonunda birazcık okumak beni çok mutlu etti :)
Elena'dan beklediğim bütün pislikleri Jack yaptı buna şaşırdım :) (Yine de Elena kitapta ki en korkunç ve tiksindirici karakter olmaktan kurtulamadı benim için)
Veee tabii ki mutlu son hatta oldukça mutlu bir son...
Bu seriyi sevenler benim gibi onlarla mutlu olmuşlardır eminim...
Hafızalardan silinmeyecek bir seri daha okundu ve bitti...
İlk kitaptan sonra sonuncu kitabı bu kadar beğeneceğimi tahmin edemezdim.Gerçekten beğendiğim bir kitap oldu sanırım devamı da gelecek..Devamı gelirse okur muyum bilemiyorum ama serinin en iyi kitabı buydu denilebilir..
Serinin 2. Kitabı gibi, 3. Kitap, Özgürlüğün Elli Tonu da, biraz şekillenen konusu, heyecan ve meraka neden olan yeni karakter ve olaylarıyla daha ilgi çekiciydi. Ancak önceki iki kitapta olduğu gibi, çok sıkıldım okurken. Abartılı bir +18 anlatımı burada da devam etti. Yaklaşık 700 sayfalık kitap, eğer bu kadar abartı içermese, 350-400 sayfalık tadında bir aşk romanı olabilirdi. Evet başka bişey değil... Psikolojik yönden incelenebilecek bir hikayesi ve karakter analizi olabileceğini düşünmüştüm ilk başta ama buna değeceğini düşündüğüm bir kurgu ve konu bulamadım. Sapkın istek ve arzulara zorlama bahane yaratılmış sanki.. Hayattaki karşışığı çok tehlikeli ve aşağılayıcı olacak kadar hem de bu sapkınlık...Ancak karakterler incelenecekse, beklenildiğinin aksine kadın karakterin çelişkili çekinceleri incelensin derim ben...
Ama haksızlık etmek istemediğim bir nokta var; Serinin “erotik roman” olduğu konusunda kandırılmadık, gayet bilinçli okuduk. Zaten erotizme karşı olan da yok. Yalnız her tür abartıdan sıkıldığım gibi, bundan da sıkıldım. "Dozunda olmayan hiçbirşey etkilemez, iter"... Ayrıca, seride sex ve aşk ı birarada hissedemedim. İkisi bir arada olmayınca ve abartılınca da itici gelmemesi kaçınılmaz oldu.
Bir de önceki 2 kitapta sıklıkla tekrarlanan bir takım ifadeler burada da vardı...
Yine de dediğim gibi, 3. Kitap, daha çok merak ve heyecan uyandıran bir roman oldu. Konu bu kitapta tamamen çözülüyor ve soru işaretleri tamamen kalkıyor.
Seri boyunca anlatım ve çeviri de kolay okunmasına yardımcı oldu.
Israrla tavsiye ettiğim bir kitap olamayacağı gibi, etmeyeceğim de olamaz... Tercih ve zevk meselesi bence bu kitabı okumak…
Şimdi tek merakım; filmi çekilecek olan bu serinin, sinemaya nasıl aktarılacağı ve romana ne kadar bağlı kalınabileceği… Bire bir aktarıldığı takdirde, Türkiye’de hangi TV kanalının veya sinemanın bunu gösterebileceği
Finalini güzel yaptılar. Uzatmadan ve sıkmadan bitirmeleri iyi olmuş. Filmini bekliyorummm
http://kordugumhayaller.blogspot.com/2012/12/ozgurlugun-elli-tonu-fifty-shades-freed.html
Tamam serinin birinci kitabı orta halliydi ama ikincideki çıkışa ve çok iyi olmasına da böyle haksızlık yapılmaz ki! Yazar 3'ü hiç yazmasa ve ikinciyi birazcık uzatıp güzel bir son yapsa daha iyiymiş. Kitap baştan sona tam bir hayal kırıklığı oldu benim için.
Kitap, çiftimizin balayında olduğu zamanda başlıyor.
Ve uzun süre bu balayı sahneleri ile devam ediyor. Evlenmeyle kaçırdığımız birçok anıyı Ana'nın güneşlenme vb. durumlarda uyuklaması ve bu sırada geri dönüşler yaşaması ile elde ediyoruz. Balayıları ise yat gezisi yaparak Avrupa'yı dolaşmaları oluyor.
Daha sonra balayı biter ve iş hayatları başlar. Gerçi Christian sık sık çalışmamasını istese de kızımız taviz vermez. Sonuç olarak hayat devam eder ama Christian'nın onun için ileriye dönük süprizleri vardır. Hem de kızımızın hiç hoşlanmayacağı şekilde.
Uzun süre boyunca devam eden bu fazla mutluyuz tablosuna gölge takip edilmeleri ve hala açığa kavuşmamış sırlar yüzünden gölge düşer. Üstelik Ana'nın bir ara söz dinlemezliği yüzünden hayatının kurtulması da vardır. Bu gölgenin adı Jack Hyde'dır. Kitap boyunca yazar bize gizem uynadırmak ve neden yaptığını merak ettirmek istemiştir. Tamam, değişiklik ve heyecan yaratmak istemiş ama açıklamaları bana yetersiz geldi. Hele de anlamsızca takipler ve çoook iyi gibi korunan, şifresi olan bir daireye çıkması neydi öyle. Tüm bunların nedenini saymıyorum bile. Bunların hepsi bende hayal kırıklığı yarattı. Okurken çok kez keşke üçüncü kitabı yazmasaymış dedim.
Bir başka sorunda Ana'nın hamile olması ile geliyor. Bay CEO bunu duyunca deliriyor ve hoopp soluğu Elena'da alıyor. Neymiş birden aydınlanma yaşamış ve konu kapanmış.
Bu kadar şeyden sonra sonunda toparlar belki demedim değil. Son kısımları okurken iyi gidiyordu aslında. Kitap boyunca normal olayların (dans, sevgi gösterileri, konuşmalar...) sürekli kesilip yiyişmeleri sinir bozucuydu. Daldığın bir büyüyü bozuyorlardı. Son kısımda bu yoktu. Okurken zevk aldım bu yüzden...daha doğrusu alıyordum ki kadın kitabı pat! diye kesiverdi. Doğurmuş, ikinciye hamileymiş, oğlun ne kadar tatlıymış felan ama sadece bunlar. Hiç diğer karakterler hakkında bilgi yok. Hele ben en çok Mia Ve Ethan konusunu merak etmiştim. Kitap boyuncu bir iki parça bilgi aldığımız gibi sonunda da onlara ne olduğunu hiç bilmiyoruz. En sonunda Christian'ın bakış açısından iki bölüm var. Onlar eğlenceliydi ve kitap biter.
Kitapta olaylar o kadar kesik kesikti ki insan kitaba dalamıyor bile. Sorunları desen evlilik öncesi de vardı ve birçoğu halledilmişti ama yazar evlendikten sonra o konuları tekrar tekrar deşerek oldukça sıkıyor. Madem böyle uzunca işleyecekti neden evlilik öncesi işlemedi ki!
Sinir olduğum kısım -her zamanki gibi- haklı ya da haksız Ana'nın Christian karşısında kendini ezim ezim ezdirmesi oldu. O öyle yaptıkça ben de dişlerimi sıkıp kitabı fırlatmamak için kendimi tuttum.
Keşke sık sık okuyup zevk aldığımız "iç ses ve tanrıça" yok denecek kadar az olmasaydı. Zira kitaba hem komiklik katıyordu hem de okuma isteğini arttırıyordu.
Kitabın benim için tek iyi yanı sonunda tam bir aile olarak normal bir hayat sürdükleri bir günün anlatılmasıydı. Haa bir de bebeği Christian'nın da kabullenip sevdiği zamanlardı.
Bir serinin daha sonuna geldik.
Keşke adam gibi bitseydi de ikiyi aratmasaydı.
Alıp almamak size kalmış ama bence ikinci kitabıyla hatırlamak daha mantıklı.
Mükemmel bir serinin sonuna daha geldik...
Her ne kadar tepki görmüş olsa da unutmayacağım bir seri oldu.Aslında kitaba bir noktadan bakmayacaksın farklı noktalardan baktığınızda çok derin bir aşk hikayesi okumuş oluyorsunuz.
Yazar,belki 3.kitabı bu kadar uzun tutmasaydı daha iyi olabilirdi.Bana kalırsa bu 3 kitabın arasında en iyisi Karanlığın Elli Tonuydu.
Kitapta en beğendiğim noktada;Kate ile Elliotun evlenmiş olmasaydı.
Şimdi tek merakım; filmi çekilecek olan bu serinin, sinemaya nasıl aktarılacağı ve romana ne kadar bağlı kalınabileceği
Bu seri çok konuşuldu. Şöhretini çok da fazla hak ettiğini düşünmüyorum. Bundan daha az satan ama daha harika kitaplar okudum çünkü. Her şeye rağmen kitap hakkında söylenen olumlu veya olumsuz her yorumdan bağımsız ele alındığında güzel bir seriydi... İlk kitabın tüm özentiliğine rağmen, kendine bir yol çizebildi iyi veya kötü.
Mükemmel erkek + ona sahip olarak umutları tazeleyen sıradan genç kız + cinsellik + kadınların anaçlığına hitap edecek şekilde şefkat gerektiren, iç acıtan sorunlar tarifiyle fırınlanan ve üstün pazarlama ve reklam stratejileriyle güzelce kabartılan kitap, tatmamız için sunuldu. Ve "end of the story"...
Gerçi beyaz perdeye aktarılacak olan üçleme bir süre daha konuşulacak gibi... 3. Kitapta Christian yine oldukça korumacı, Ana yine Christian'a koşulsuz şartsız aşık...
Çoğu yorumda 3. kitabın gereksiz olduğu, boşuna kitabın uzatıldığıyla ilgili yorumlar okumuştum. Evet, çok fazla laf salatası vardı. Gerçi yazarın 3 kitabında da gereksiz tekrarlar çok fazla... Bu kitap 704 sayfa olmamalıydı bence, gereğinden uzundu.
3. kitapla ilgili sevdiğim şey ise yan karakterlere ve yan olaylara daha fazla yer verilmesiydi tabi ki. 2.kitap o kadar 2 kişilikti ki yer yer bunaltmıştı. Onda ise Christian'ın asıl sorununa inen ve çözüm aranan nispeten daha psikolojik kısımları sevmiştim.
Bu kitap ise aksiyon yaratalım işe heyecan girsin, diğer kitaplarda yoktu, ayrıca diğer karakterlere de biraz yer verelim, 2 kitaptır çok boşladık, ayıp oldu; bir de fanları tatmin edelim hayatları kesin bir sona bağlansın, muallakta kalmasın düşünceleriyle yazılmıştı...
Yine de gereksiz yerler atıldığında çiftin biraz daha dışa açıldıkları bir kitaptı. O nedenle de olumlu buldum.
Giriş, gelişme ve sonuç olarak devam etti kitaplar... Ana kendini bayağı aştı 3. kitapta. Christian ise yer yer beni çok kızdırdı. Hatta yine "Ana'nın yerinde olsam ben seni çoktan terk etmiştim aslanııııııım." dediğim yerler oldu. İşin içine Bayan Robinson girdi mi ben Ana'dan da çok geriliyorum, o yüzden çekip gidesim geliyor :)
Ana yine sabrının karşılığını gördü, ne diyeyim...
Hele sondaki aile tablosu beklediğim bir şey olsa da yine de beni şaşırttı...
Bir seri daha böyle bitti... Hiç fena değildi... http://benherneysemo.blogspot.com/2013/02/ozgurlugun-elli-tonu-el-james.html
Özgürlüğün Elli Tonu/ E L James
Şükür sonunda bitti diyorum..Uzun zamandır beni böylesini kilitleyen bir kitap okumamıştım..Konu çok basit milyoner yakışıklı karizmatik bir adam,tecrübesiz masum bir öğrenci olan genç bir kız.Adamın sıra dışı tercihleri geçmişteki acıları var.Tamam orası güzel de devamli cinsellik konudan kopartıp uzaklaştırdı beni..Birde serinin üzerine methiyeler filan düzenlenmesi beni çok kızdırdı.Ne vardı bu hikayede çok sıra dışı olan Christian'ın cinsel tercih ve zevklerinden başka..Bu hikaye bence hakim ve köle hikayesi idi..Tek farkı Christian'ın bu köleye aşık olması..Kölenin eşitliğe kavuşması..
Serinin en sıkıcı kitabı idi.Baştan itibaren evlenmeleri,birbirlerine adapte olmaları,alışmaları derken sayfalarca seks okumak beni sıktı..Keşke daha özgün bir hikaye olabilseydi.Serinin ilk iki kitabı yine okunabilyordu. Ama bu son kitap gereksiz tekrar ve uzatmalar mevcuttu..
Yazar aslında daha sıkı bir hikaye yazabilirdi de.Kitabın sonlarına doğru o havayı biraz yakalamış gibiydi..Hikaye tam renkleniyor derken aniden kesintiye uğradığını hissettim...
Bu kitabı başından itibaren 500 kusur sayfaya kadar can sıkıntısı ile okudum..O kadar sayfadan sonra tam hikaye renklenirken yazar aniden kesiverdi..Birde kitabın sonunda Christian'ın bakış açısından paylaşılan bir iki sahne vardı ki o sahneleri okumak bayağı zevkli idi..Keşke iki tarafın iç seslerini verseydi yazar en baştan..
Ama duyumlarıma göre yazar birde Christian'ın bakış açısından serinin son kitabını yazacakmış ki o kitabı okumayı düşünmüyorum bu kadar Gri bana yetti...Daha fazla kilitlenmek istemiyorum..Serinin ilk iki kitabını okuduktan sonra keşke orada bıraksaydım diye çok düşündüm Özgürlüğün Elli Tonu'nu elime almasaydım ..Uzun zamandır bir kitap hakkında bu kadar sert yorum yapmadım..Bu kadar sert yorum yapmayı sevmiyorum da ama elimde değil ne yapayım...
Yinede bu kitaptan çok zevk alanlar olacaktır..Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar...
Bu seriyi tamamen bitirdikten sonra yorum yapmak istedim.Kitap okumak bir keyif ve zevk meselesidir.Eleştirileri okuduğum da ya çok beğenilmiş ya da iğrenç bulunmuş.Benim fikrim konusu itibari ile algılanması zor bir kitap nereden baktığınıza göre değişir tabi ilk kitapta bdsm daha çok işlense bile,bütün seri için konuşursak ben aşkı gördüm ve diğer bu tarz kitapları düşünürsek daha inandırıcı ve gerçek geldi bana.Sonuç olarak kategorisi belli bir kitap erotik roman okumayı kaldıramayacak ya da tercih etmeyecek kişiler okumasın ve tabi okuyanlar yaş sınırlamasına dikkat ederlerse hayal gücü psikolojileri açısından daha iyi olur ..
Bu kitap ilk ikiden sonra biraz zor bitti çünkü bence 3 kitaplık bir seri değil ayrıca kitaptaki cinsel fanteziler fazlasıyla sıktı.
Serinin ilk kitabını beğenmiştim. Ama ikinci kitap tam bir hayal kırıklığı olmuştu. Ve bundan dolayı da 3. kitabı okumayı düşünmüyordum fakat "acaba nasıl biticek, ne olucak?" gibi sorularım dolayısıyla kitabı okudum :)
2. kitaptan kesinlikle daha iyiydi.:) Ama yine de yazarın kalemi açısından, olaylar açısından okumaya değer bir kitap mı? derseniz bence 'hayır'..
Farklı bir aşk serisinin son kitabı ve bence en güzeli, gerçekten seriyi ilk okumaya başladığımda çok sıkıcı ve anlamsız bulmuştum. 2. ve 3. kitabı okumak isteyeceğim aklıma gelmemişti ama okudum büyük bir zevkle..
Bazı konularda fazlaa ... bir kitap ama içindeki aşkı görebilmek ve hissedebilmek gerekiyor..
Mutlu son diye ben buna derim. Olayların çok az bir kısmını Christian'ın gözünden görmemiz de çok hoştu. Ama birden bitti kitap. Çok boşlukta kalıyor insan. Yazar bize bir kitap için daha göz kırpıyor olabilir mi?
Nihayet seri sonuna geldik keşke devamıda olsaymış diyorsunuz ve bir Cristian bonus bölümle ödüllendiriliyorsunuz.Kitabın dili akıcı ve basit olduğundan hemen bitiveriyor onca sayfalar.
Paragraflarda acaba burada ne anlatılmak isteniyordu diye dakikalarca düşünmüyorsunuz.:)
Seriyi ben sevdim yazara buradan teşekkürler diyorum.İnsanların bu kitaba ihtiyacı varmış anlaşılan. Yoksa bu kadar popüler olmazdı değil mi?