burakaycan

Profil Resmi
5 takip ettiği ve 2 takip edeni var. 35 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
burakaycan, tugcekose adlı üyeyi takibe aldı.
10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
burakaycan şu an okuyor.
Divan

Daha önce yayımladığımız Nietzsche Ağladığında kısa sürede kendi hayranlarını yaratarak bir "kült" romana dönüştü. Bunun gibi yoğun metinlerde pek rastlanmayan bir ilgiyle karşılaşarak büyük övgüler aldı. Aynı yazarın hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir başka romanını sunuyoruz bu kez: Divan. Yine yoğun, şaşırtıcı ve sürükleyici...

ZAMAN
Tam bir iletişim bombardımanına maruz kalırken en yakınımıza bile dokunmakta sorunlar yaşadığımız modern zamanlar. Bütün mahremiyet dengelerinin bozulduğu, "özel hayat" tecavüzcüleri ve teşhircilerle dolu bugünün dünyası.

MEKÂN
Psikiyatrist ve hastanın birbirlerine açıldıkları, birbirlerini teslim almaya çalıştıkları, yalan söyledikleri, seviştikleri bir tür mahremiyet koltuğu: Divan. Ya da "oyun yeri".

AKTÖRLER
Sahicilik ve samimiyet arayanlar. İçi acıyanlar. Dokunma ve konuşma yeteneğini yitirenler. Kendisiyle yüzleşmeyi beceremeyenler. Tanrı arayanlar. Yalnızlar. Dolandırıcılar. Ve zamanımızın vazgeçilmezleri arasındaki yerlerini giderek sağlamlaştıran psikiyatristler.

KONU
Yakınlarımızla yaşayamadığımız mahremiyeti bir kurum olarak paylaşan psikiyatristlerin ne ölçüde sahici ve samimi oldukları. Psikiyatrist ve hastası arasındaki mahremiyetin sınırları; seksin terapideki (varsa) yeri. Hayal ve hakikat ilişkisi. En mahrem sırlarımıza vâkıf olan psikiyatristlerin bu "mahrem yükler"i taşırken kendi mahremiyetlerindeki dalgalanmalar karşısında nasıl tökezledikleri.

Genç bir hekim, Amerikan Psikiyatri Birliği'nin başkanlığını yapmış, şimdi ise hastasıyla cinsel ilişkiye girmekle suçlanan bir meslektaşını sorgulamakla görevlendirilir. Suçlanan psikiyatrist, katı kurallara dayalı hasta-hekim ilişkisinin aşılmasını savunmaktadır: "Benim tekniğim, her türlü tekniği bir yana bırakmaktır" der. Genç hekimin tüm yaşamını değiştirecek olan bu görüşmeyle birlikte sevgi, hakikat, teori, otorite, benlik, doğruluk, para, statü, kibir, hınç... ve yalan üzerine, "içeriden anlatılan" bir yolculuk başlar.

Daha önce yayımladığımız Nietzsche Ağladığında kısa sürede kendi hayranlarını yaratarak bir "kült" romana dönüştü. Bunun gibi yoğun metinlerde pek rastlanmayan bir ilgiyle karşılaşarak büyük övgüler aldı. Aynı yazarın hayranlarını hayal kır... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
burakaycan okumuş.
Leş (Gerçek Döngüsü, #2)

Korkuyu hissetmek için nereye kadar gidebilirsiniz?


Fransız polisiye roman türünün yükselen yıldızı Maxime Chattam’ın, polisiyeyi gerilimle birleştiren yeni romanı Leş, adı, zamanı ve mekânı belli olmayan bir savaşa hazırlıkla başlıyor. Ve şaşırtıcı kurgusuyla okurunu esir alıyor.

Savaş hazırlıkları kapsamında askerler yavaş yavaş gemilere bindirilerek bir çıkarmaya hazırlanmaktadır. Askeri Polis Şefi Teğmen Craig Frewin’in birliği de bu çıkarmaya katılacaktır. Hareket emri beklenirken, yola ilk koyulacak gemilerden birinin ambarında genç bir askerin asılmış cesedi bulunur. Katil, kurbanın kafasını kesmiş ve yerine ağzını parçaladığı bir koç başı koymuştur.

Olay yerinde Teğmen Frewin hemşire Ann Dawson’la karşılaşır. Genç hemşire, kendi kâbuslarıyla başa çıkmak, korkularıyla yüzleşmek için Frewin’e yardım etmeyi önerir. Teğmen, katilin gemi mürettebatından biri olduğunu düşünmekte, gemi yola koyulmadan önce katili bulmak istemektedir. Çünkü katilin bu cinayetle yetinmeyeceğini, başka cinayetler de işleyeceğini hisseder. Birlikte katilin profilini çizerler: Buna göre katil işkence etmekten zevk alan, işlediği cinayetlerden gurur duyan bir psikopattır. Frewin ile Ann’in tahmin ettiği gibi ilk cinayeti diğerleri izler. Katil her defasında vahşi ve arkaik yöntemlerle kurbanlarını parçalayıp teşhir etmektedir. Savaş ortamının gerginliğine bu cinayetler eklenince, askerler arasındaki huzursuzluk iyice artar ve herkes birbirinden şüphelenmeye başlar. Zira herkesin karanlık birer sırrı vardır.

İnsan psikolojisinin çok karanlık bölgelerine doğru korkutucu bir yolculuğa çıkan Frewin ile Ann’i büyük tehlikeler beklemektedir.

Kriminoloji eğitimi alan Maxime Chattam son romanında insanoğlunun korkuyla olan ilişkisini ele alarak, her zaman korkuya ihtiyaç duyulduğunu öne sürüyor.

Korkuyu hissetmek için nereye kadar gidebilirsiniz?


Fransız polisiye roman türünün yükselen yıldızı Maxime Chattam’ın, polisiyeyi gerilimle birleştiren yeni romanı Leş, adı, zamanı ve mekânı belli olmayan bir savaşa hazırlıkla başlıyor. Ve şaşır... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 10 yıl, 7 ay
Profil Resmi
burakaycan okumuş bitirmiş.
Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler; Ve Yalnızca Diğer Yarımız O Sesi Duyar

Başarılı ve ünlü bir avukat olan babası tam da Julia'nın fakülteden mezun olduğu günün ertesi sabahı ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Birkaç yıl sonra ise annesi şans eseri bulmacanın bir parçasını bulacaktır Mi Mi adlı gizemli bir kadına 40 yıl önce yazılmış ama gönderilmemiş bir mektup.
Babasının geçmişindeki gizemi çözme isteğiyle Julia kariyerini ve önünde onu bekleyen hayatı bir kenara koyar ve Mi Mi'nin bir zamanlar yaşamış olduğu yere gider. Yolculuğu onu doğunun esrarengiz bir bölgesine, küçük bir dağ kasabasına götürür. Orada babasını tanıyan ve kendisi hakkında da inanılmaz şekilde bilgi sahibi olan bir adamla karşılaşır. Merakına teslim olarak onunla her öğleden sonrası buluşup ondan babasının gençliği hakkında şaşırtıcı hikayeler dinler, çocukken kör olmuş, manastırda yetiştirilmiş ve hepsinden öte oralı bir kıza delice bir tutku beslemiştir.

Başarılı ve ünlü bir avukat olan babası tam da Julia'nın fakülteden mezun olduğu günün ertesi sabahı ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Birkaç yıl sonra ise annesi şans eseri bulmacanın bir parçasını bulacaktır Mi Mi adlı gizemli bir... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
burakaycan şu an okuyor.
Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler; Ve Yalnızca Diğer Yarımız O Sesi Duyar

Başarılı ve ünlü bir avukat olan babası tam da Julia'nın fakülteden mezun olduğu günün ertesi sabahı ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Birkaç yıl sonra ise annesi şans eseri bulmacanın bir parçasını bulacaktır Mi Mi adlı gizemli bir kadına 40 yıl önce yazılmış ama gönderilmemiş bir mektup.
Babasının geçmişindeki gizemi çözme isteğiyle Julia kariyerini ve önünde onu bekleyen hayatı bir kenara koyar ve Mi Mi'nin bir zamanlar yaşamış olduğu yere gider. Yolculuğu onu doğunun esrarengiz bir bölgesine, küçük bir dağ kasabasına götürür. Orada babasını tanıyan ve kendisi hakkında da inanılmaz şekilde bilgi sahibi olan bir adamla karşılaşır. Merakına teslim olarak onunla her öğleden sonrası buluşup ondan babasının gençliği hakkında şaşırtıcı hikayeler dinler, çocukken kör olmuş, manastırda yetiştirilmiş ve hepsinden öte oralı bir kıza delice bir tutku beslemiştir.

Başarılı ve ünlü bir avukat olan babası tam da Julia'nın fakülteden mezun olduğu günün ertesi sabahı ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur. Birkaç yıl sonra ise annesi şans eseri bulmacanın bir parçasını bulacaktır Mi Mi adlı gizemli bir... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Profil Resmi
burakaycan bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 2 ay
Daha Fazla Göster

burakaycan şu an ne okuyor?

Favori Yazarları (2 yazar)

Favori yazarı yok.