http://www.kitabisevda.com/2013/02/7-ukg-blog-turu-sana-soyundum-sylvia.html
Tutkunun ateşi önce ikisini, sonra bizi yakacak!
Şaka yapmıyorum, kitap daha beni ilk sahnesiyle etkisi altına aldı. İlk 100 sayfa nasıl geçti bilmiyorum. Her yönüyle tatmin etti. İdeal bir uzunluğa sahipti. Gerek çetin ceviz Eva ve Gideon'un arasındaki konuşmalar, krizler olsun, gerek Cary'nin o gaylere bindirilen espirili hoş havası olsun okumaya bayıldığım, okumak için neden bu kadar beklemişim dediğim kitaplardan biri olup çıktı.
Gri'nin Elli Tonu ile çok karşılaştırıldı ve ben pek bariz benzerlik göremedim. Belki erkek karakterler benziyor ama onun dışında ben Gideon'un Grey'e bin bastığını düşünüyorum. Hele Eva, bu tür kadınlara bayılıyorum. Geçmişindeki yaraları silemese de hayatına devam eden, çabalayan, korksa da bir sonraki adımı atan bir kadın. Ana'dan bunalıp daha gerçekçi bir kadın istiyorsanız, Eva tam size göre.
Sadist yönüm onlar eziyet çekip, içleri paramparça olurken o kadar eğlendi ki. Okuruna göre bir kitap anlayacağınız!
Erotizm kitapta önemli bir yer kaplıyor, ben bir yerden sonra türü sevmeme rağmen "Ay bu ne be!" dedim. Tavşan gibiler. Yapmadıkları yer kalmıyor. Çok da eğlenceli sahnelere gebe bu olaylar. Eva ve Gideon'un ilk tanışma sahnesi bile bence olayları özetleleyen bir durum: Eva yerdedir ve adamın ayaklarını görür önce, sonra cehennemden yükselmiş esmer, gri gözlü bir meleği incelemeye başlar. Bu sahneyi ilk okuduğumda kahkaha attım.
Gideon'un çok yakışıklı, Eva'ın manken gibi olduğunu söylememe gerek yok. İkisi de sosyetik tipler. Belirli bir kültürel birikimleri, paraları ve problemleri var.
En çok komiğime giden şey: Bu Gideon neden her binanın sahibi? Adam zengin kabul ama... Eva, Gideon'un sahip olduğu bir şeye adım atmadan nefes dahi alamıyor.Evi, iş yeri, yemek yediği yer, otel, spor salonu ZİNCİRLERİ...
İki karakter de geçmişlerinde büyük olaylar yaşamış, bu onları kalıcı olarak yaralamış. Size bunları söyleyip kitabı mahvetmeyeceğim tabii. Ama bu tür olaylar bana göre değil diyorsanız iki kez düşünün diyorum.
Kitabın çevirisine aşık oldum desem. Eğer hesaplarımda bir problem yoksa bu okuduğum ilk Türkçe'ye çevrilmiş erotik kitap. Gri'nin Elli Tonu'na şöyle bir bakıp "Laters, baby'ye ne demişler öyle" deyip şeytan kovarcasına kütüphanemin uzak bir yanına bırakmıştım. İlk sayfalar da "ben ne okuyorum" şokunu yaşadım, ama sonrasında hikaye beni öyle çekti ki aklıma bile gelmedi bu anlık şok.
Türü seviyorsanız kaçırmayın diyorum. Daha kitabı bitireli bir kaç saat oldu ama ikinci kitabın hayalleri ile yanıp tutuşuyorum. 3. kitap çıkmadan okumayacağım!
Daha önce Grey'i okurken objektif başladım demiştim. Bu sefer değildim. Okuyanların büyük bölümü Grey'e 10 basar dediler diye aklım çelindi. Ve sonuna kadar haklılar. Cross, Grey'i döver. Sadece bu kadarla da kalır.
Çok seks sahnesi falan vardı diye şuursuz haraketler yapmayacağım. Her ne kadar merak etsem de kitabın içeriğini bilmeyecek kadar kendimi kaybetmedim. O yüzden o kısmı ayrı tutarak değerlendirdim ve genel olarak eh işte diyorum. Day sayesinde bu türle değil yazanla sorunum olduğunu anladım.
Öncelikle, konu yavan kabul etmek gerekir. Ama derine indikçe güzel şeyler de çıktı. Hatta çok iyi kullanılabilecek şeylermiş diye düşündüm. Kullanılmaması yazık olmuş. Onun yerine anlayamadığım hareketler, saçma konuşmalar, kıskançlıklar, çekip gitmeler vardı. Yani bir kitap oluşması için ne yazsam diye düşünmüş de en sonunda pes edip gelişine vurmuş gibi.
Eva'yı beğendim, en azından Ana gibi mıymıntı bir karakter değil. Ne istediğini biliyor, kabul ediyor. Yapıp yapıp vah namus gitti elden, izzeti nefsimi kaybettim diye ağlanmıyor. Bir şey yapıyorsan sonucu kabul ediyorsundur.
Ama şu da var ki, bir bayan karakter için fazla ağzı bozuk. Hadi Cross efendi öyle, sen bari biraz ağzını topla kızım. Yine de çoğu yerde hadi bastır Eva dedim mi, dedim.
Erotik kitaplarda seks sahnesinin olması tamam ama argo olmak zorunda mı çok merak ediyorum. Hah diyorum çok güzel bir diyalog, ilerliyor pat yine argoya geçiyoruz. Hayır anlamadığım illa d.zmek zorunda mısın, sevişsen sadece olmuyor mu?
Bir de her haltı seksle çözme meselesi var. Yahu o yaşta neler yaşamışsın başına mı vurdu. Benim bildiğim daha içine kapanık falan olur hatta derim artık çık şu ruh halinden bak geçmiş gitmiş. Ama nerede? Hayvanlar gibi her şeyi koklaşa koklaşa hallediyorlar. İlişkiler böyle yüzeysel olmak zorunda mı? Ne zaman sıcak ve gerçek bir iletişim başlasa orada kesmiş yazar. Mesela elbisesi için atışmaları. Ne kadar sıcak ve sevimliydi. Sonra yok senin d.zülmeye ihtiyacın var yok şaplağı yersin. Böyle olmamalı bence. Erotiklik çıtayı düşürmeyi gerektirmemeli. Hatta şu sevişme sahnelerinden sonra bir ara aklıma şu şarkı geldi.
1-2-3-4 tamam, daha da katlanamam.
Hele ikinci yarıda iyice sıktılar. Sürekli seni kaybedemem hop yatağa, sensiz olamam hop yatağa, sana çok bağlandım yine yatağa. Yani anladık seviyorsunuz işte ne sürekli aynı şeyi tekrarlayıp duruyorsunuz. Felaket tellalı gibiler, zaten olmadık yere kavga çıkartıyorlar anlamadım zorları ne? Teşekkür kısmında Sana Soyundum'un ilk yarısını okuyup bayıldığını söyleyen Tera Kleinfelter'a ithaf yaparken anlaşılıyor zaten olay. Kadıncağız okuyamadı herhalde kalanını.
Çeviri de evlere şenlik. Çok rahatsız etmedi ama ben, sen, o, biz, siz, onlar zamire boğuldum yaw. Devrik cümleler de bonusuydu.
Bir de sanırım anlatım tek taraflı olmasa biraz daha yüksek not alırdı. Kadının olduğu kadar erkeğin de gözünden görmek, duygu değişimlerini, neden etkilendiğini görmek isterdim. Yine de bam telimden vuran bir şey de vardı. Cross'un Meleğim demesi. Bu kelimeye zaafım var sanıyorum :D
Sonuç olarak şu argo dil olmasa ve azıcık daha duygusal olsa sevebileceğim bir tür bile olabilirdi. Nihayetinde o sahneleri atlamak kolay ama o cümlelerin yarattığı etkiyi silmek zor. Bu türün raconu buysa maalesef sevemeyeceğim. Vakit kaybı değildi ama okumazsam da çok şey kaybetmezmişim, özellikle bekleyen onca kitap varken zamanımı daha faydalı işlere harcayabilirmişim. Sanırım ikinci kitabı okumayıp okuyanlardan özet isteyeceğim.
Türü de kötülemiyorum bu arada. Sevmiyor niye okumuş diyebilirsiniz. Gerçekten denemek istemiştim baktım bana göre değilmiş. Her kuşun eti yenmiyor ne yapalım bu ette bana çiğ geldi.
de GET yani 50 tonla arasındaki tek benzerlik erkek kararterlerin zengin olması bence.
Çevirisi kötü olmasına rağmen, yazar kendisini göstermiş. Keşke Pegasus çıkarsaydı bu kitabı da Müge hanım veya Sevinç hanım çevirseydi.
Bende kitabı okurken Fifty Shades ile karşılaştırma yapanlardanım sanırım.Ama insanın elinde olan bir şey değil bu tarz romanlar karşılaştırılma yapılmaya mahkum bence.
Kitabı 1 günde okudum.Sevdiğim tür kitaplardan olmasa da kendi kategorisinde iyi olduğunu düşünüyorum.Sırlarla dolu bir kitaptı.Her ne kadar Eva'nın sırrını öğrenmiş olsak da Gideon'un sırrı başlı başına merak uyandırıcı bir unsur.
Bu arada söylemeden geçemeyeceğim kitapta ki bazı kelimeler çok rahatsız ediciydi.Bazı kısımlar da da çeviri hataları vardı.Umarım 2.kitap bu anlamda daha iyi olur.
grinin elli tonundan çok fazla alıntı yapıldığını düşünüyorum. gerçi hangisi daha önce çıktı bir fikrim yok ama çok ortak noktası var bence. ayrıca kitapta tam bir konu yoktu bana göre. eva'nın da sürekli gideon'un yakışıklılığından bahsetmesi arada sıkmadı desem yalan olur.
http://illekitap.blogspot.com/2013/07/sylvia-day-sana-soyundum.html
İlk çıktığı hatta çıkacağı haberlerinden sonra herkesin dilinden düşüremediği kitap Sana Soyundum'u sonunda okudum :) Aslında okur kitlesinin dilinden düşüremediği Gideon demem daha doğru olurdu eee onunla da tanıştım yani :)
Yazarın dilini zaten biliyordum... Pegasus Yayınları'dan çıkan Sylvia Day kitabı olan Günaha Davet kitabını okuduğumda yazarın dilini öğrenmiş hatta sevmiştim de... Akıcı, sürükleyici, kitaba bağlayıcı, sade ve hafif bir dili var yazarın bu yüzden de kitabı okumak oldukça keyifli oldu. Ama yine de iyi bulduğum kadar kötü bulduğum yerlerde oldu...
Öncelikle beğenmediğim tarafları söyleyeyim sonra da beğendiğim ki beğendiğim tarafların ağırlığı ile tavsiye edebileyim :)
Beğenmediğim konulardan biri kitapta bazı argo kelimelerin fazlaca kullanılmasıydı. Argo derken duymaktan hoşlanmadığım ve kaba gelen bir iki kelime vardı ve açıkçası bu beni oldukça rahatsız etti. Özellikle "düzüşme" kelimesi nasıl bir kelimedir arkadaş sevdiğini söylediğin kadına veya erkeğe böyle bir kelimeyi kullanmak... bana pek hoş bir tabir gibi gelmedi.
Beğenmediğim bir diğer nokta da her kriz anında gerek Eva'nın gerek Gideon'ın soluğu sevişmekte almasıydı. Eva Gideon'u kıskanır Gideon kıskançlık krizini sevişerek atlattırır, Gideon Eva'ya kızar hadi bir daha seviş... arkadaş bir konuşun yahu... parlayın birbirinize... bağırın çağırın kırıp dökün trip atın bir şey yapın ama bir insancıl tepki verin yani değil mi? :)
Kitapta beğenmediğim son yer de başları biraz hızlı girdi konuya sanki...Yani Eva Gideon'ı gördü vuruldu Gideon Eva'yı gördü vuruldu yatma teklifinde bulundu... bunlar bana biraz fazla hızlı geldi...
Bunların haricinde beğenmediğim eleştirebileceğim bir yer yok... Beğendiğim kısım ise kitapta hiçbir şeyden dolayı ayrılık olmamasıydı. Yani kitaplarda kadınların anlamsız kıskançlıklarından ya da erkeklerin sebepsiz triplerinden dolayı ayrılıklar olurdu ve aylarca onların ayrılık acısını okurduk. Sana Soyundum'da bunun olmaması oldukça hoşuma gitti. Evet kriz anlarını garip bir şekilde atlatıyorlardı ama sonucunda ayrılmıyorlar ve bir şekilde çözüme gidiyorlardı ve bu benim hoşuma gitti.
Gideon'ın ve Eva'nında geçmişlerinden kalma izleri ile bir ilişkiye girmeleri ve bunu bir şekilde ilerlemesi için gösterdikleri çabalar oldukça güzeldi. Bunları okumak insanda aşk böyle bir şey dedirtiyordu. Hele ki Gideon'ın kendinden ödün vermesi çok güzeldi. Okurların neden Gideon'a bu kadar taptığını anlamamak mümkün değil zaten. Adam mükemmel ve resmen ikinci bir Christian Grey vakası gibi bir şey :)
Bu arada kitap Crossfire serisinin ilk kitabı...Dikkatinizi çekerim serisi dedim üçleme değil. Evet ilk çıktığında üçleme olarak çıktı ancak yazarımız seriyi 5 kitaba çıkarma kararı almış... Bu yüzden bir serinin ilk kitabı diyebilirim.
Seri erotik aşk romanı türünde ve dolayısıyla +18 olduğunu söyleyebilirim. Hatta fazlasıyla +18 o yüzden yaş sınırı üzerinde olanlara tavsiye edebilirim ama şahsen büyük beklenti ile okunacak derecede değildi. Ben Grinin Elli Tonunu oldukça beğenmiştim benim için o 5 üzerinden 5 iken bu kitap 5 üzerinden 4 alır :) Bu benim görüşüm katılmayanlar olabilir.
Ayrıca yazarın dilini ve kalemini beğendiğimde ve sırf Eva ve Gideon'ın sonunu ve arada bazı karakterlerin davranışlarını ve çiftimizin gizli sırlarını merak ettiğimden seriyi okuyacağım. :)
cok kotu bi 50 ton benzeri, olay örgüsü edebiyat beklemiyorum tabiki ama her hangi bi konu tutarlılığı yok acemi yazar gibi olaylar bi anda gelişiyor herhangi bi ön aşamaları yok. karakter derinliği sıfır. elli ton bunun yanında edebi eser kalıyor
Gerçekten aklım karışık...İnsan düşündükçe elinde bir şey olmadığını farkediyor....sırlar sırlar sırlar sırlar....
Ve bu kitabı okurkende en çok kaybettiğim nokta durmadan fifty serisi ile karşılaştırmamdı sanırım.Olmaması gereken bir durum lakin insan kendini alamıyor yahu.
Seriye başlangıç olarak iyi bir kitap olduğunu itiraf ediyorum ve bu sırların 2.kitapta gün ışığına çıkmasını umut ederek 2. kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.....
MÜ-KEM-MEL-Dİ !!! Elli Ton serisini sollar demek istiyorum başta bu kitap için. Açıkçası beklediğimden daha güzel, daha akıcı ve daha keyifliydi. Okuyup geçtim ama içimde hala acısı kaldı Gideon'un... Elli Ton' daki gibi edebi eksikliği de hiç hissetmedim açıkçası. Yazar ve çeviri çok başarılıydı. Bütün tasvirler harikaydı ve bu kitabı okumak benim için bir zevkti! Gideon'a, onun o saçlarına, vücuduna ve bedeninin en önemli parçasına aşık oldum sanırım :D
Elli Ton serisindeki klişelerden nasibini almış bir kitaptı.Ultra milyarder,tanrı kadar kusursuz mükemmel yakışıklı erkeğimiz,kızımıza kör kütük aşık olur,ne isterse yapar.Geçmişten gelen travmalar sonucu kavga edilir,eski sevgililer-nişanlılar hortlar,çiftimizin arası bozulur,ama hemen hooop yatak moduna geçip barışırlar.
Bayan cinsel organı için kullanılan o saçma ötesi kelimeyi seçen kişi yazar mı yoksa çevirmen mi bilmiyorum ama,çok itici olmuş.
Daha serinin ilk kitabı aslında bitirmeden yargılamamak gerekiyo ama ne bileyim sanki biraz daha duygulara yoğunlaşılabilirdi.
Elli Tondan sonra bu tarz kitap arayışından sonra aldım okudum.Kimisi çok beğenmiş kimisi çok beğenmemiş. Elli Ton serisinden sonra bana daha yavan geldi.Aşk ve tutku anlamında.Gideon bir garip çözemiyorsunuz .İlk başta tutkuyu hissediyorsunuz evet ama ya Aşk deseniz ben hayır derim.Beni etkileyen bir aşk okumadım.Yazar bu ilk kitabı uzatabilirdi biraz daha.Sayfa sayısı çok az ve pahalı.
İlk kitapta fazla gizem var çözmek için serinin sonraki kitabını hemen merak ediyoruz doğal olarak. ehh onuda okuduktan sonra bazı şeyler tatmin etmiyor sizi sonrakini merak ediyorsunuz. Serinin devamı yazılıyor daha bitmedi yazar bence 3 kitapta tamamlasaydı olurmuş. Neyse başladık bitireceğiz seriyi genede napalım :)
Çevirinin çok kötü olduğunu söylemeden edemeyeceğim , editörler sanırım kitapları hiç okumuyorlar.O kadar çok devrik cümle vardı ki!!!
Ama her ne olursa olsun , kitabı çok sevdim ve çok beğendim.
Asıl olaylar ikinci kitapta olacak gibi geliyor...
Geçmişi yaralarla dolu iki tutku dolu aşık...Neler olacak ve neler olmuş diye sorup duruyorum hala ...
Mutlaka okuyun ve kendi kararınızı kendiniz verin :)
Gideon ve eva'ya bayıldım.2.kitabı heyecanla bekliyorum ikisininde yaralı ruhları ve geçmişin yaralarının hep önlerine çıkması çok güzel işlenmişti ama gideonu ben korka buldum umarım 2 kitapta daha cesur hareket eder
Sanırım benim notum çok kıt, erotizmde kendini yenilemeyen ve çok fazla tekrar eden, çok zengin acayip yakışıklı bir adam ile ailesinden gelen zenginliği kabul etmeyip kendi parasını kazanan bağımsız, çok güzel kızın aşkı, araya bol bol kendini tekrar eden erotik sahneler eklenmiş... Esas oğlan viagrayı kutusuyla yutmuş birisi..
en iğrenç roman serilerinden!! Bir de sexten öte bir şey var, çok güzel aşk demiyorlar mı ayar oluyorum!! aşk böyle çirkin ve kirli anlatılmamalı! sırf sex üzerine kurulmuş ahlaksız demenin çok hafif kaldığı seri! iyi ki para vermemişim bu kitabın korsanına verilen paraya bile yazık olur
bu puanım da sadece bu kitabı yazmak adına zaman harcadığı için. derindeki psikolojik olguları zorla hissettirse de ucuz bir pornodan başka birşey değil benim için. daha hoş işlenebilecek psikolojik detaylar var aslında.. ancak bu haliyle pornografi arası küçük günlük cümlelerden ibaret... erotizm mutlaka tat verir kanımca ama bu kadarda olmaz ki. naçizane--sadece benim düşüncem. konusunu ve tarzını bilerek aldığım bir kitaptı ancak ne karakterler ne akış ..çekemedi beni, nasıl desem hani minik pornografik hikeyeler olur- kısa kısa hikayelerdir. senden benden bizden insanlar yazar-yazabilir. okuduğum tüm satırlarda onlardan bir fark aradım. bulamadım. en azından ücretinin karşılığı bir kitap değil. ikinci el bulunursa ya da kütüphanelerden bulunabilirse; "tanımak" amaçlı edinebilirsiniz belki. sadece bu.. bundan ötesi ziyan...................
Yarım bıraktığım bir kitap oldu. Reklamlar cezbedici ama kitaplar bir hayal kırıklığı.
off harika bir şey bu, kitap sadece aşk ve seks değil birçokta aşılması zor olanı asma gücü veriyor insana. grinin elli tonu gibi başlıyor, benzerliklerde yok değil tabi ama farklı bir yanı var ve içine çekiyor insanı.