Ağladım...Sonunda çocuklar gibi ağladım..Hala arada alır sayfalarını karıştırır okurum. Bırakmak elde değil, unutacağımı da sanmıyorum...
Bu kitaptan sonra hayatim degisti, kalbim degisti. Abartisiz soyluyorum herkesin okumasi gereken serinin ilk kitabi.
Çocuklara karşı olan zaafımı kat kat artıran bir kitap. Okurken büyük zefk aldığım nadir eserlerden.
Az önce bitirdiğim ve beni darma dağın eden bir kitap. Kesinlikle ölmeden önce okunması gereken bir kitap.
Uzun yıllar oldu okuyalı ama Zeze ve yaşadıkları, zihnimde bana yaşattıkları bambaşkaydı.. Kesinlikle okunmalı
Çocuk romanı olarak literatüre geçmiş olsa da bu kitabın yaşı yok..Uçurtma avcısı kitabının kahramanından uzun bir zaman sonra bir hikayenin kahramanı yani Zeze içimi burkan, acıtan, yumuşatan bir etki yarattı. Hikâyenin içine girip onu tanımak sıkı sıkı kucaklamak geldi içimden. Zeze; hayal dünyası geniş ve kocaman yüreğiyle yaşıyor bu hayatta. Yoksulluk, dayak ve büyük bir sır onun omuzlarındaki yük.. Ve işin ilginç yanı; bu kitap hem okunması gereken ilk 100 eser listesine girmiş olması hem de Türkiye’de sansürlü yani okutulması yasaklanmış olması hatta ödev olarak bunu öneren öğretmenlere ceza işlemi uygulanıyor olması.. Yasaklama gerekçesi bir çocuğun argo kelimeler kullanması, şiddet görmesi ve çocuk yaşta psikolojisini etkileyecek büyük bir acı yaşamış olması.. Çocuklar bundan etkilenirmiş! Doğru zaten basın yayın yada hayat çocukların iyi yönde etkilenmesi için çok yardımcı oluyor! Şahsi fikrim; çocukların dünyayı tos pembe gösteren bir Pepe’yle değil hayat kadar gerçek bir Zeze’yle büyümesi yönünde.. Ve sorgulayan, hayalleri olan olan çocuklar..Onlarında bir birey olduğunu kabul edip sığ ve önyargılı düşüncelerimizle engellemek yerine, anlamaya çalışarak yol gösterilmesi gerektiği yönünde.
Kitaptan altını çizdiğim satırlar:
-'Öldürmek, Buck Jones'un tabancasını alıp güm diye patlatmak değil! Hayır. Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek.'
- Hiç kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.
-Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur.
-Hep böyle duygulu bir çocuk olacaksın ve pek çok ağlama fırsatı bulacaksın hayatta.
-Yiyecek bir şeyler götürürüz. En çok ne istersin? Her şeyi severim. Evde yiyecek bir şey bulduğumuz zaman sevmeyi öğrendik.
-Daha çok anlat dedim.
-hoşuna gidiyor mu?
+çok.
+elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.
-bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?
+gider gibi yaparız.
Evet ülkemizde bazı kesimler tarafından sürekli eleştirilen bir çocuk(?) kitabı.Bu da kesinlikle okunması gerektiğini gösteriyor belki de.Eğer edebiyata sanatsal açıdan bakılırsa bu kitap gerçekten hayran olunası bir kitap.
Çok uzun zaman önce okumuştum tazelemem lazım...
Tazeledim evet ve sonunu okurken ağlamamak için kendimi çok zor tuttum...
Hey gidi Zeze ne yaptın sen öyle...
Böyle bir kitap nasıl yasaklanır, bu nasıl bir zihniyettir diye şaşırıyorum neden bu kadar geç okudum diye kendime kızıyorum.
Yıllar once okumuştum şimdilerde yasaklanmış diyorlar sadece Türkiye'de yaşanabilecek ama değil Türkiye dünyanın bile hiçbir yerinde yaşanmasa denilecek bir olay.
bu kitabı yılar önce okudum gayet güzeldi hala aklımdadır ama anlamadığım tek şey şu sansürlenecek ne halt buldular acaba ??
Bir çocuk kitabı olmasına rağmen okumak istediklerim listesindeydi. Iyi ki okumuşum. Zeze bana çocukluğumu hatırlatti ve şimdi ki bir oyuncağın kıymettini bilmeyen çocukları... Çok duygu yüklü bir kitap, çok büyük bir acı yaşayan küçük bir beden...
okuduğum kitaplar boyunca sonunda ağladığım ilk kitaptı.Çok güzeldi kesinlikle tavsiye ediyorum..