Şeytanın Gelini (Cynster, #1)

En Son Değerlendirmeler

Profil Resmi
10 puan

MUHTEŞEMMMMDİİİİİ :)
Bu yazardan asla vazgeçemiyorum :)
Şeytan , fırıldak ,iblis , skandal hepsi çok tatlıydı...

5 puan

"ŞEYTANIN GELiNi // STEPHANE LAURENS"
Okuduğum ilk kitabı olarak tarihe geçmiş durumda...

Yazarın “Masumiyetin Tadı" adlı kitabıda elimde mevcut ama serinin son kitaplarındanmış...Ve bende direk Şeytanın Gelininden başladım okumaya...
Kitaba büyük heyacanla başladım,bir müddet de aynı heycanla devam ettim..
Ama ne olduğunu anlamadan kelimeler birbirine girmeye başladı,bazı kısımları iki kez okumak zorunda kaldım.

Belki bu hatalar her kitapta karşımıza çıkar,bu yüzden görmemezlikten gelip büyük hırsla okumaya devam ettim.
Ama bir kitapta benim için dialog çok önemlidir,ister Historical,Polisiye,Gerilim yada Fantastik olsun,okurken birbirlerine karşı samimi olmalarını ve bunu da bana yansıtmalarını beklerim çiftlerin..
Hele havada kuvvetli bir çekim hissediliyorsa bu daha çok önemlidir benim için..
Ki düşünün,aşkla samalanmış durumdayken
"sizli bizli" konuşmalar, ilişkilerine mecburi bi hava katmış gibi hissettirdi bana.. Ve kitabın sonuna kadar da sürdü bu durum.

Diğer yandan, Bar Cynster kuzenlerin atışmaları birbirine sadık olmaları ve dialogları tam yerindeydi..

Altı kuzenden oluşan,Lider Şeytan (Sylvester),Fırıldak,Cebrail,İblis,Zalim Harry ve Skandal olarak lakaplar takılan bu altı yenilmez Cynster kitabın en iyileriydi.

Kısaca kitabın konusuna gelirsek..

Honoria Prudence,aslında zengin ve varlıklı bir kontun reddedilmiş torunu ve fazlasıyla zengin bir leydidir.
Hayallerini gerçekleştirmek adına genç leydileri sezona hazırlasada işini severek yapmaktadır.
Bir gün kestirme yoldan evine dönerken ağır yaralı bir adam görür,tam ne yapması gerektiğine karar verecekken yanı başında birisi belirir ve nefesi boğazında kalır,çonkü bu adam fazlasıyla iri,esmer tenli ve çatık kaşlı bir adamdır.
İkisi birlikte yaralı genci yakınlardaki kulübeye taşırlar,fırtına nedeni ile mahsur kaldıkları kulübede bir gece geçirirler... Ve Honoria yaralı gencin,ona yardım edenin kuzeni olduğunu öğrenir..
Ama ne yazıkki genç kurtarılamaz. Hem meçhul bir cinayetle karşı karşıya kalırlar hemde bir kulübede yalnız olarak yakalanırlar.

Sonuç olarak Şeytanın kendisi ile evlenmek zorunda hissetmesi Honorianın hiç hoşuna gitmez ve evlenmemek için gereksiz bir mücadeleye girişir..

Şeytan, Cynster dük'üdür.. Asla yenilmez bir soy alan Cynsterlar,birbirlerine son derece bağlıdırlar.

Şimdi Şeytanın önünde çözülmesi gereken iki sorun vardır; ilki küçük kuzeninin katilini bulmak,diğeride Honoria'yı evlenmeye ikna etmek ve onu cinayet araştırmasından uzak tutmak.
Konu bu şekilde başlar ve devam eder..

Okurken çok keyif aldım diyemem,seriye tek bir şans daha verip ikinci kitabıda okuduktan sonra kesin kararımı vereceğim...

SeRpiL....

7 puan

Katilin kim olduğu kitabın başından itibaren açıkça belli olmasına rağmen okumaktan zevk aldığım ve eğlendiğim bir kitap.... Cynester ailesini sevdim.

10 puan

Şeytanın Gelini(DEvil's Bride)- Stephanie Laurens

İlk önce kapaktan bahsetmek istiyorum:)) Normal kitap boyutlarında değil ebatı bayağı bir büyük..Kapağın güzelliğini söylememe gerek yok sanırım:)) Çevirisi bence çok güzeldi akıp gitti kitap..Goodreads Puanı 5/4,10 Benim puanım ise 5/5 ...
Daha önce yayınlanan tüm Laurens eserlerini bir kenar Şeytanın Gelini'ni diğer bir yana koyun...Çok başarılı bir hikaye idi..Okumak istediğim bir romanda ne istersem var dı..Aşk,Tutku,Sadakat,Gizem,Mizah..Mükemmel ötesi bir erkek karakter...İnatçı ,Yakışıklı,Krizmatik ve seksi...Yazar tüm bu etkenleri o kadar güzel harmanlamış ki ..Çok büyük bir zevk ile okudum..Devamını sabırsızlıkla bekliyorum....Araştırmalarıma göre tam tamına 18 kitaplık bir seri bu..Epsilon Yayınları bu seriden daha önce üç kitap çıkarmış..Uygun Bir Eş bu seri ile alakalı olduğunu göremedim... Daha önce Masumiyetin Tadı ve Kalbimi Affettim romanlarını yazarın okumuş ve beğenmiştim..Ama bence şu ana kadar okuduklarımdan Şeytan'ın Gelini serinin en güzeli...

9 puan


Yazarın ilk kitaplarından beri dikkatimi çeken -daha önce belitrmemiş olabilirim- çok kuvvetli ve oldukça ağdalı cümleler ile anlatımı var.Konusunu sevdim Cynster ailesinin başı Şeytan lakaplı Sylvester ile köklü ve zengin bir aileden olmasına rağmen dadılık yaparken tanışan Honoria'nın, bir cinayet ile yollarının kesişmesi sonucunda iki dirençli kişinin hikayelerini, gizemlerin çözümü eşliğinde okumak güzeldi :)

Cynster ailesinin bireylerinin -ve çalışanlarının-birbirlerine olan sadakatleri,destekleri sayesinde Honoria'nın karar değişikliklerinde etkisi tartışılamaz derecede etkiliydi.Yazar katili saklama konusunda pek yeterli gizem yaratamamıştı, daha Tolly ilk öldüğünde yanına gelenlerde belli oldu bana göre;)Sadece nasıl çözeceklerini, aklın bir ucuna gelipte netleşemeyen o püf noktasının ne olduğunu merak ettim.Honoria'nın göstermiş olduğu akıl yürütme ,sebat,yerini bilmesi ve bildirmesi takdir ettiğim özellikler böyle karakterleri seviyorum :)


Yazarın ağdalı anlatımının, çevirmeni tarafından hiçbir şekilde basite indirgemeden olması gerektiği gibi aktarıldığını düşündürtüyor (orCinalini okumadım bilemem :p) Bununla beraber yerine konulacak başka nasıl kelimeler olabilirdi diye düşündüğüm,okurken çok sık karşılaştığım '' eziyetçi,eziyetçisi'' ve en çok kullanılan ''kibirle,kibirli''tanımlamaları rahatsızlık vermedi değil...

Bazı ufak tefek mantık hataları da vardı maalesef, görmezden gelinebilir lakin daha dikkatli olunmasını bekliyoruz okurken.Shf 186.ilk paragrafta,Honoria'nın dikkatsizce baktığı pencereden görünen avluya dökülen kirazlar!! Mevsim sonbahar ve İngiltere..Honoria cidden çok dikkatsizmiş o mevsimde kiraz gördüğüne göre ;)Yine göz rengi karmaşası... artık olağanlaştı ;/ Honoria'nın gri gözleri yer yer mavi oldu..Dükün lakabının Şeytan olduğu muhakkak ama aynı paragrafta bir çok kere geçmesi fazlaydı...

''Bir bahar akşamı rastladım size..'' kıvamında bir o kadarda asi ve dediğim dedik anlatım iyi harmanlanmış,çok hoşuma giden kitabın sonlarından bir alıntı yazmak isterim ;
''Ne cesaretle?''Honoria'nın gözlerinden ateş fışkırıyordu ''Yerinizden çıkıp o şeklide vurulmaya nasıl cesaret edersiniz?''Honoria kocasının gömleğini kavrayıpadamı sarsmaya çalıştı ''Bunu bir daha yaparsanız...''''Ben mi? Size ne demeli?Bir katille birlikte neşeyle yola koyulmanızı nasıl açıklıyorsunuz?''''Ama sizi vurdu.Korkudan neredeyse ölüyordum!''Honoria şiddetle kocasının göğsüne bir yumruk attı. '' Siz olmadan nasıl yaşarım sanıyorsunuz,sizi inanılmaz adam!''Şeytan ateş püsküren gözlerle karısına baktı '' Asıl ben siz olmadan yaşayamazdım!''

7 Ekim 2012,saat 15:27

9 puan

okuduğum en güzel aşk ktabıydı gerçi kitabın ortasına gelmeden katil beliydi ama serini gerisinide acilen okumak istiyorum.

8 puan

Çok puan almayan bir kitap ama puanı yüksek olan birçok kitaptan çok daha güzel keyifle okunduğu 👍

7 puan

Bir markette indirimdeki kitaplar arasında görünce o kadar sevindim ki , hemen aldım ve hemen okumaya başladım. Başlarda çok hoş ilerledi ama belli bir yerden sonra çok sıktı. Konu iyiydi ama işlenişi ve ilerleyişi belli bir yerden sonra sıktı. Boş vaktiniz varsa okuyun.

8 puan

Honoria'nın anne ve babası o on altı yaşındayken ölmüştür. Oda teyzesinin yanında bir yıl kaldıktan sonra dadılık yapmaya karar vermiştir. Diğer dadılardan farklı olarak zengin ve iş verenlerini hep kendisi seçmiştir. Heyecanlı bir yaşam sürmek, maceraya atılmak ister. Ama bu kez kader araya girip onu kızlarının düşes olmasını bekleyen bir aileye gönderir. Yolda vurulmuş yaralı bir adam görür ve yardıma girişir. Tek başına halledemediğinden yolda geçen bir adamı durdurur. Yaralı adamı birlikte yakınlarda ki bir kulübeye taşırlar. Yaralı adam aslında kurtarıcının kuzeni hatta Honaria'nın büyükbabasını da tanır.

Şeytan diye anılan Dük Sebastian Cynster sabah malikanesinden kendine bir eş bulmak için ayrıldığının farkında değildir. Fakat kader müstakbel gelini Honoria'ı karşısına çıkarır. Geceyi fırtınanın dinip,kuzeninin ölmesini bekledikleri kulübede geçirirler. Sabah ise Honoria'nın dadısı olduğu ailenin de olduğu bir gruba yakalanırlar. Şeytan ise gruba Honoria'nın düşesi olduğunu söyler. Şeytan evleneceklerinden emin olduğundan Honoria'nın gitmesine izin vermez. Geceyi birlikte geçirdikleri duyulunca Honoria'nın başka bir iş bulması imkansızlaşacaktır zaten.

Şeytan Honoria'ı evine annesinin yanına götürür. Kuzeninin ölümünden dolayı üç ay düğün yapılamayacaktır. Bu süreçte Honoria çalışacak bir ev bulmazsa düşesin yanında kalacak ve oğlunun nişanlısı olarak sosyeteye tanıtılacaktır.
Honoria evlenmeyi asla düşünmez, katili aramakta ister bu süreçte şeytan ile yakınlaşıp deneyim kazanmayı da istediğinden düşesin deneyiminde kalmayı kabul eder. Şeytan Honoria'nın kendisinin olduğundan emindir ve onu evlenmeye ikna edeceği bir sürece girişir. İkna ettikten sonra geriye kendisini de öldürmeye çalışan kuzeninin katilini bulmak kalır.

Sizli bizli konuşmalar ve Honoria'nın başta ki inadı dışında güzeldi. Katilin kim olduğu hemen anlaşılıyor ama kuzenler iyiydi

geri ileri