Öykülerin hepsinin denizciliğin çevresinde dolaşması pek hoşuma gitmedi. Zaten Sait Faik'in öykülerinde konular hep zayıftır. Neyse ki anlatım çok iyi. Ne anlattığıyla değil, nasıl anlattığıyla ilgilenirseniz sıkılmazsınız diye düşünüyorum.
Deniz.deniz insanları.ada.balıkçılar.balıkçıların payı.basit kelimeler ve yaşama sevinci.
Denizin mavisi, adanın en yüksek tepesi, balıkçı teknesi tadında. Burgazadalı Sait Faik'in içe dokunan öyküleri.
Yazarları kronolojik okumayı severim. İlk kitabından sonra son yazdıklarından birine atlayınca gençliğinde ümitli bir insanın buruk bir yaşlılığıyla karşılaştım. Özellikle İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Bedri Rahmi Eyüpoğlu sonsözüyle biten baskısını tavsiye ederim. "Söz vermiştim kendime: Yazı bile yazmayacaktım......Yazmasam deli olacaktım."
Havuz Başı diye bir öykü kitabı var Sait Faik' in. İşte o kitapla beraber aynı kitapta yer alıyordu bu kitap. Tekerleme gibi oldu farkındayım da yani iki kitabın birleşmesinden oluşan kitabı okudum. Havuz Başı için 4 hikaye hariç çok sıradan, vasat bir kitap demişim, bu kitap için de benzer şeyleri söylerim ne var ki bu kitabın hikayeleri ve dili biraz daha sardı beni. İki kitap arasında sadece 1 sene var gerçi, Son Kuşlar 1952, Havuz Başı ise 1951' de yayınlanmış. Bu yayım tarihlerine 1 dakika kadar önce wikiden baktım. İsteseydim buradaki bazı kullanıcıların yaptığı gibi 5 dakika önce wikiden okuduğum bir şeyi gelip yazar sonra bir de utanmadan bir yerlerde okumuştum zamanında ya oradan aklımda kalmış derdim. Tabii bunu yapacak olsam en azından wikideki cümleleri aynen olduğu gibi almazdım ki bari yediğim halt hemen anlaşılmasın. Böylelerini Bermuda Şeytan Üçgenine atmak lazım. Sözlükten çalınan entrymi gördüm de wikiden yazdığımı çalacak insanlar olabileceğini düşünmemiştim. Her neyse ne diyordum; kitap.
Çok sevdiğim bir abimin söylediğine göre bu yazarın ilk öyküleri güzelmiş. Sarnıç, Semaver filan. Yine de bu iki vasat kitaptan sonra bir Sait Faik daha okuyacağımı hiç sanmıyorum, ama Havuz Başı için dediğim gibi kitapları dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Kanımca bu kitaplar bugün yazılsa basmaya bile değmez bana göre, ama o dönem yokmuş işte böyle hikayeler. Yine o çok sevgili abiciğimin tanımına göre ''o zamana kadar yazılan hikayeler hep padişahım çok yaşa türünde. Bu adam ise ateş yakamayan bir adamın hikayesini yazmış mesela'' Bu bağlamda düşünüldüğünde elbette çığır açan bir yazar denebilir Sait Faik' e. Yeni bir öykü akımı başlatmış.
Abi söyleyene kadar fark edemediğim ama ondan duyduktan sonra rahatlıkla fark ettiğim bir de detay var; Sait Faik' in eşcinsel eğilimleri olduğu hatta bazı kaynaklara göre de direkt gay olduğu bilinirmiş. Metinlerinin altında da bu eğilimi fark edilebilirmiş. Bu açıklamadan sonra kitabın devamını okurken adaleli erkek kollarından filan bahsettiği bölümleri başka gözle okudum haliyle. Oğlum kızlar çok güzel lan, niye gay oluyorsunuz ki ya :(
haritada bir nokta isimli harika hikayeyi barındıran kitap.
"söz vermiştim kendime; yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? yapamadım.koştum tütüncüye,kalem kağıt aldım.oturdum.adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım.kalemi yonttum.yonttuktan sonra tuttum öptüm.yazmasam deli olacaktım."
Sait Faik'in ağırlıklı olarak anlattığı balıkçı öykülerinin içinde ben en çok Son Kuşlar'ı beğendim. Öyküleri sanki Hulusi Kentmen anlatıyormuş da, sevecenliğini, doğa ve insan sevgisini bana miras bırakmış gibi hissettim.
"Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi."
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamizin koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama , çocuklar , sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.
Deniz,denizcilik ile ilgili hikayelerin anlatıldığı kitap son derece yalın ve doğal bir dile sahip. Ben okurken yazara ve eserine saygısızlık olmasın ama kitaba Tutunamadım. Kitaba adını veren hikaye Son Kuşlar verdiği mesaj ile bence en iyi ve anlamli hikâyeydi.
Her şeye rağmen okunması gerek. Çünkü Sait Faik edebiyatımızın hikaye türünde Omer Seyfettin ile başı cekenlerinden.
Her zamanki güzelliğiyle sait Abinin hikayeleri.Bu hikayeler basılıp ücretsiz çocuklara dağıtılmalı.
Kesinlikle rahat bir yazar.
Sanki dünyaya gözlemleyip, yazmak için gelmiş. Kalemi hiç bir şekilde zorlama değil. Belki de her hikayesinde kendinden ve gündelik hayatın görünmeyen güzelliklerinden bahsettiği için bu kadar akıcı hikayeleri.
Seviyorum kendisini.