İstanbul'un fethi ile ilgili konuşma ve anlatımlar gereksiz olmuş ve akıcılığı bozmuş. onun haricinde güzel bir kitap...
Ben Ahmet Ümit'in kalemine bayılıyorum.Her ne kadar sürekli kendini terar ettiği söylensede bence yazar inanılmaz akıcı bir anlatıma sahip.
yoğun vize haftası sebebiyle yarım idi, sonunda bitirdim caanım kitabımı, yine şaşırttı, yine ters köşe...
Ahmet Ümit, tarzına alışıyorum!
çok çok beğendim doğrusu.
yazarın istanbul hatırası adlı kitabınıda sipariş verdim şimdiden
Ahmet Ümit'in bütün kitaplarını severek okumuş biri olarak,bu kitabını hiç beğenmedim.Muhteşem yüzyıl dizisi çok tutuldu diye popüler bir konu seçtiğini sanarak yazılmış,son derece sıkıcı bir kitap.Paranıza yazık.
aslında hoş bir kitap ancak ben okurken araya çok zaman girmişti yaz tatili olduğu için uzun bir aradan sonra okuyuncada heyecanının kaçtığını düşündüğüm için yarım bıraktım
ahmet ümit''e karşı olan ön yargımın yıkılmasını sağlayan güzel bi polisiye...ahmet ümit'in hep dili akıcı hem bilgi verici.ve salt olay örgüsü değil insanı bilgilendiren ilgi çekici notlar var içinde.istanbullu bir tarihçiyle fatih sultan mehmet'in hayatını çok güzel şekilde bağdaştırmış.başarılı...
Ahmet Ümit yine güzel bir iş çıkarmış. Tarih okumaktan pek haz etmeyenler için uzun uzun sayfalar boyunca Fetihten ve Fatihten bahsedilen kısımlar zorlayabilir. İstanbul Hatırası ile bana kalırsa yarışamaz ancak sonu biraz sönük gelse de kötü demek büyük ayıp olur. Sanırım daha vurucu bir sondu beklediğim ondan.. Herkese iyi okumalar..
Bu kitabı “SULTANI ÖLDÜRMEK” ile de en son tarih kitaplarında bıraktığım Fatih Sultan Mehmet girdi hayatıma.
Ve insanın kendisinin ne yaptığını bilmemesi, hatırlayamamasının (kısa bir sürede olsa kayıp zaman ) ne kadar vahim bir durum olduğu…
Ve sevgilisiz ,bir ömür yaşanan aşka tanık olmak.
Çok anlamsız oldu böyle alt alta ama kitabı okuduğunuz da yâda okudu iseniz daha iyi anlayacaksınız ne demek istediğimi.
Yine İstanbul var içinde ama bu kitapta eski İstanbul, fetih dönemleri.
http://bestemina.blogspot.com/2012/12/sultani-oldurmek.html
Fetih anlatılmaya başlandığında cinayeti unutuyor insan o kadar güzel anlatmış sonra cinayeti hatırlatıyor bir bölüm katili arıyorsun ama bulmak pek mümkün olmuyor. Yine Ahmet Ümit harikası. Çok güzel bir kitap mutlaka okunmalı...
Kitap, yirmibir yıl önce kendisini terk edip giden sevgilisinin hayaliyle yaşayan, aklından, kalbinden bir türlü çıkarıp atamayan bir tarih profesörünün, kendi gibi tarih profesörü olan bu eski sevgilisini kendinin öldürüp öldürmediğini bilemediği bir hikayeyi konu alıyor. Kötü bir kitap olmamasına rağmen aylarca elimde süründü, kitabı bitirmekte biraz zorlandım. Üst üste iki Ahmet Ümit kitabı okumuş olmanın verdiği bir bıkkınlık da olabilir bende. Kitapta uzun uzun, en ince ayrıntılarına kadar Fatih Sultan Mehmet dönemi de anlatılıyor. Hem bol duygusal betimlemeli, hem de polisiye tadında bir roman. "Psikojenik füg" hastalığı olan baş kahramanımız cinayeti kendi işlediğinden şüphelenmekle birlikte olay anlarını da hiçbir şekilde hatırlamadığından tüm roman boyunca şüphe içerisinde yaşamaktadır. Neyse ki kitabın sonunda katil açıklanıyor tabii ki :) Klasik bir Ahmet Ümit kitabı daha. Hem tarih hem de polisiye severlere tavsiye edilebilecek bir kitap.
ilk sayfalarda biraz sıkılmış olsam da sonraya doğru gerçekten hemen okumak istiyorsunuz. kitabın olay kurgusu gerçekten başarılı sizi sürüklüyor ancak karakter tahlillerine fazlaca girmiş ve bazı yerlerde çok sıkıcı olmuş yeter artık şu ruh hallerinden diyorsunuz...
Alıştığımız Ahmet Ümit romanlarının biraz dışında daha çok tarih ağırlıklıydı. Ancak çok sürükleyici ve süpriz sonuyla çok güzeldi.
Okumanızı tavsiye ederim.
bilinen Ahmet Ümit kitaplarına göre daha eksik bir kurgu ile yazılmış. geçmiş kitaplarındaki tadı veremedi ne yazık ki...
Ahmet Ümit'e ön yargılıydım bu kitabı okuyana dek.Gereksiz ayrıntıları tez canlılara göre olmayabilir ama bence tasviri çok güçlü.Öyle ki Müştak'ı Nüzhet'i Nevzat'ı gerçek hayatta tanıyormuşum hissine kapıldım okurken.
Diğer Ahmet Ümit kitaplarına göre ağır olan temposu beni sıktı diyebilirim. Çok fazla keyif almadım, polisiyeden çok bir tarih kitabı hissi verdi bana. Tarihle ilgili sayfalara gereğinden fazla yer verildiğini düşünüyorum.
Güzel kurgulanmış, iyi anlatılmış lakin haddinden fazla uzatılmış bir polisiye/tarih kitabı. Ahmet Ümit'in Bab-ı Esrar kitabından etkilendiğim kadar etkilendiğimi söyleyemeyeceğim ama kişilik tahlili çok ustacaydı. Müştak Bey kitabı okurken veya bitirdikten sonraki sürelerde sanki kanlı canlı karşımdaydı,nefes alıyordu.. Kitabı okurken kafamı kaldırsam ya Müştak'ın endişeli gözlerini ya da Nüzhet'in donuk mavi gözlerini görüyordum karşımda. Evet sanırım ben bu kitaptan hem bir tarihsever hemde bir polisiye kitap severi olarak çok etkiledim.
Daha önceden okuduğum 4 Ahmet Ümit romanına kıyasla daha uzun sürede bitti.Polisiye olmasının yanında Psikolojik tahlillere ağırlık vermiş.
Tarih yönünden okuyucuya verdiği bilgiler çok iyi.Bir taraftan cinayeti çözmeye çalışırken bir taraftan İstanbul'un fethiyle ilgili çarpıcı bilgilere sahip oluyorsunuz.Polisiye yönü Fetih kadar ilgi çekici değildi.Kurgusu iyi olmasına rağmen bazen Müştak'ın iç konuşmalarında sıkıldım.Bir nevi Dostoyevski okur gibi hissettim kendimi.Diğer kitapları kadar sürükleyici olmasa da bu kitapta insanı cezbeden farklı bir yön var.Gerilim yönü daha ön planda olmuş.
Tarihe,psikolojik polisiyeye meraklıysanız okumanız tavsiye edilir.
Kızımın Doğum Günü hediyesi : )
Okuyup bitirmem için hevesle gözlerimin içine bakan küçük kuzumu mutlu etmek için araya sıkıştırdığım bu masum kitap bir müddet sonra ister istemez aldı içine beni. Masum diyorum zira kitabın kahramanı o kadar iyi niyetli bir insan ki. Müştak.
Ahmet Ümit'in okuduğum ikinci kitabı. İlki Beyoğlunun en güzel Abisi idi. Açıkçası beni ciddi bir Ahmet Ümit fanatiği yapacak bir kitap değildi. Ancak Sultanı Öldürmek zihin kütüphanemde farklı bir yere oturdu. Okunuşunda ki yumuşaklık, okuyucuyla zıtlaşmadan kendini ifade etme çabası, karakterlerin oturduğunuz sokakta karşılaştığınız insanlardan herhangi birine kolayca dönüşüvermesi yada zaten onlar orada idi ama siz yeni farketmişsiniz gibi bir durum...
Bunlar elime , kafam dallanıp budaklandığı, onları bir müddet kendi haline bırakmanın gerektiği zamanlarda yeni bir Ahmet Ümit kitabı almam için yeterli sebepler.
Ancak ivek ivek Ahmet Ümit aramamı gerektiren noktalarda var şüphesiz. Kitap konu itibari le, benim için, kaypak bi zeminde. Bazı tarih sahnelerini okurken Fetih 1453'ü seyrediyor gibi oldum. Bu teorikte olumsuz birşey değil tabi. Adam o kadar güzel yazmış ki 1453 ile birebir örtüşüyor. Okurken izliyorusnuz ama pratikte benim için nahoş bir durumdu. Konu itibarile biraz soğuttu bu beni kitaptan.
Kahrmanın, artık bunu onun kişiliğine vermek zorunda kaldım, pimpirklililiği, delicesine sevdiği bir kadına olan aşkının aslında ne kadar da bencilce bir tutku olduğunu, ki hapse girmemek için, aşk boyutundan çıkıp kendini kurtarma çabasına dönüşmüş bencil aşıkın aşkını samimi bulmadım. Yazar bunu, Nüzhet'in yaşlandıktan sonra Müştak'ın hayallerinde yaşattığı kadından uzaklaşarak, farklı bir kültürde uzunca bir süre yaşamanın verdiği doğallıkla değiştiği teziyle sunmuş ama yine de beni ikna edemedi. Aşık maşukunu her daim, her haliyle sever. Hele bu Müştak gibi narin tabiatlı bir insan ise.
Kitabın sonu da muallaklı kaldı. Son hatırlama sahnesi sırf kafa karıştırmak için yazılmış. Ve katilin temizlikçi Fazilet çıkması.
-Nasıl da faka bastırdım sizi ama ....demiş gibi geldi bana . Hayır Müştak da katil olabilirdi . Benim için sorun yoktu yani. Çünkü , kitabun başından itibaren yarattığı Psikllojik sorunlu Müştak tiplemesi ile gayet de cinayet işleyebilecek bir Müştak tasviri yapmıştı. Yok illa mutlu sona kavuşup, yorumumun başında anlattığım, sokağımızın insanı tiplemesiyle örtüşeceğiz ya . Ne gerek var insanları huylandırmanın, şüphelendirmenin. Oysa herkes göründüğünden ne kadar da farklı...
Ve özellikle son dönem Türk roman yazarlarından bir kısmınında yaptığı, okuyucuyu yönlendirme çabası. Yada okuyucuyu cahil varsayarak, yönlendirme çabası. Her ansiklopedik (wikipedilik) bilginin bitişiğine iliştirilmiş ayrıntı kırıntıları.
"-Sadece Sordum...Neyse biz yine konumuza dönelim, tarihe...Ben sizin Fatih Sultan Mehmed'i bizim Prens Hamlet'e benzetiyorum...
Prens Hamlet...Shakespeare'in ünlü kahramanı..."
Tüm saygısını ayaklar altına alarak,sanki bilmiyorduk diyesi geliyor insanın. Yada araştırmayı bilmiyorduk. Bana romanı anlat sen Hoca. Hikaye anlatır gibi. Bildiklerini anlat ama açıklama. Bırak ben araştırayım. Korkma başka kaynaklara gidince seni bırakmam. Yine okurum senin yazdıklarını ama bırak ben özgürce araştırayım kafama takılanları.
Türk okuru artık cahil değil. Cahil olsam yazdıklarının arasında ne işim var, değil mi?Ben senin sandığın gibi başımı, deve kuşu misali senin yazdıklarının arasına tıkıp kalan bir okuyucu değilim.
Ve son olarak kafama, neon lambaları eşiliğinde çakılıp kalan soru kancası. Kitap boyunca gerçekte yaşamış bilim ve sanat insanlarının adını kullanarak, hayal ürünü bir tarihçiye atfettirdiği Ptricide,Filicide,Fratricide.
Tarih Profesörü Nüzhet Hanım'ı kitap boyunca, yine hayal ürünü gelenekçi Tarih Profesörü Tahir Hakkı'nın kelimeleriyle, gerçek olduğu kanıtlanamamış bir konuyu malzeme yaparak şöhret olmaya çalışmakla suçlayan yazar, bunu kendisi yapıyor olmasın?
Her neyse, zaten tarih ciddi bir bilimdir. Romanlar vesilesi ile karanlıkları aydınlatılacak olaylar örgüsü değil. Kendi ifadeleri ile:
"Ben bir romancıyım benim burada anlattığım şeyler tarihi hakikatler değil."
3 yıla yakın hazırlandığı bu kitap tüm eleştirilerime rağmen 6 gün süren okuma yolculuğumda hoş bir deneyim yaşattı. Eline sağlık.
Öncelikle kitap bir polisiye kitabı değil onu baştan söyleyeyim. Osmanlı tarihini sevenler bu romanı sevebilir diye düşünüyorum.
Ahmet Ümit gereksiz yere uzatmış kitabı.
İstanbul'un Fethini anlatan kısım çok başarılıydı.
Ama sultanın öldürülme kısmının havada kalmasına anlam veremedim.
''Ee sonuç olarak zehirlendi mi? zehirlenmedi mi?'' sorusunu sordum okuduktan sonra. Keşke sonu havada kalmasaydı.
habire kendi içinden aynı şeyleri düşündüğü için biraz sıktı. ayrıca katilinde basit biri olduğunu düşünüyro
TARİHİ BİLGİLERİ VE KURGUSU AÇISINDAN FENA DEĞİL FAKAT KİTABININ SONUNUN BU KADAR BASİT OLMASI İNSANIN CANINI SIKIYOR.
katili tahmin edemedim, bunu seviyorum.
hem tarih hem polisiye birarada...okumayanlara tavsiye ederim.