Tanrılar aşkına, Bence Jennifer L armentrout pek de mutlu sonlardan hoşlanan biri değil... Bu kadına Talihsiz Serüvenler dizisini yazdırmak lazımmış yahu! =)
Ciddiyim özellikle 3. kitaplarda geçerli bu huyu Lux serisinin de, 3. kitabı olan Opal'i okuyanlar bilir. Bi gün kadının bi kitabının sonunda kalpten gidecem. =)
(Ama doğruya doğru seri giderek daha sürükleyici oluyor.)
Melez Sözleşmeleri Serisi 3. kitabıdır.
Kitap benim için hem muhteşem hem de berbattı. Berbattı, çünkü Seth konusunda yazar beni yaptıklarıyla oldukça şaşırttı ve sonuna kadar beslediğim ümitleri yıkarak ağlattı. Muhteşemdi, çünkü tarafsız bir şekilde bakarsak -ne yazık ki- yazar Aiden ve Alex konusunda döktürmüştü. Döktürmekle kalmamış kesinlikle okuyanları Aiden'e hayran bırakmıştı. Aiden ve Alex'i de bir kenara bırakırsak kitap bir önceki kitapların formatında ve gerçekten güzeldi. Ama işte tek sorun benim gibi Team Seth'cilere olanların olmasıydı :(
Peki, biraz ara verelim ve kitabımızın konusuna dönelim:
Kitabımız kızımız Alex'in gördüğü bir kabus ile başlıyor. Daha sonra ise okulda yaşadığı sorunlarla devam ediyor. Evet, kızımız sağ salim bir önceki kitaptaki karışıklıktan Seth ile kurtulmuş, kendi okuluna geri dönmüş ve dayısıyla sevdiceği Aiden'ın dönüşünü beklemektedir.
Kızımızın tek sorunu Aiden'i beklemesi ya da öldürdüğü safkan değildir. Zira okuldaki herkes onun Apollyon olduğunun farkındadır ve şüphelendiği gizli bir tarikat onu giderek çembere almakta, uyanmadan onu yok etmenin peşindedir. Tüm bunların üstüne Seth'in garip davranışları, daha sonra -uyanışa az kalmışken- uzaklara gitmesi ve artık Aiden'le aralarındakinin kesinliğe varması sonucu işler daha da kızışır. Ama asıl kıyameti koparan, ağızlarınızın bir karış açık kalmasını sağlayan Seth faktörü, olaya Tanrıların dahil olması ve Alex'in geldiği soy oluyor! Yani "gel vatandaş, felaketlerden seç beğen al" kampanyası gibi olmuş :) Yazar bu faktörlerle bence hikayeyi diğer kitaplara göre çok başka yerlere taşımış oldu. Ve ben bu kitaptan sonra bir sonraki kitabı -hele o son, hele o son!- heyecanla bekliyorum :D Tek dileğim var, yazar Seth kısmında batırıp üzdüklerini umarım ki toparlar...
Kitabımız ilk başlarda bizi biraz heyecan yaratsa da ortalarına doğru ve ortalarında uzunca bir süre duruluyor. O kısımlarda da heyecan var ama sonlara doğru yaşattıklarının yanında pek lafı olmaz gibi geliyor bana. O kısımlarda yazarımız daha çok Team Aiden'ları sevindirircesine bol bol Aiden-Alex sahnesi yazmış. Gerçi hakkını yemeyeyim, yazarımızdan Seth'M i uzaklara yollayana kadar güzel Alex-Seth sahneleri gördük ama bir Aiden-Alex sahneleri kadar olamadı işte. Aşk hayatlarını bir kenara bırakıp macera ve gizeme bakarsak. Onlar da gayet iyiydi. Ki yazar bizi daha ilk andan oldukça şaşırtıyor. Ve bu şaşırtma durumu kitap boyunca sık sık karşımıza çıkmaya devam ediyor.
Macera kısımlarını sonlara doğru ara ara görsek de bir yerden sonra ipin ucu kopuyor ve işe tanrıların da dahil olmasıyla her şey daha hareketli bir hal alıyor. Gizem kısmı ise, sanırım ben bunu tek bir şeyde yaşadım o da kızımızın babası kısmında. Ki kendisi hala bir gizem. Zira onun hakkında yeterli bilgimiz olsa da onu bu kitapta görmüyoruz. Gelecek kitapta da görürsek üsteleneceği rolü merak ediyorum :)
Ahh, neredeyse aklımdan çıkıyordu ki atlanmaması gereken bir kısım. Kitap çok ama çok komikti. Sık sık kahkaha atmak ve gülme krizlerine girmek mümkün. Yani bir an heyecanlı bir sahne ;) yaşarken bir anda da kahkalar atarsanız şaşırmayınız :D
Şimdi de en önemli kısma geldik. Kitap boyunca komiklikler, heyecanlar ve bir ara Poseidon'u görmem bile -OMG! Poseidon *.*- kitabın benim için en büyük sorununu unutturmadı! O sorunun adı da Seth! Sevgili yazar, ne yaptın, nasıl yaptın, hiç mi acımadın diye sorarım ben buradan kendilerine??? İlk başta hele de bir önceki kitapta oysaki her şey ne kadar da güzeldi. İlk kitapta aşık olmuştum, bir önceki kitapta GEIST'e yaklaştık ve dedim bu kitapta da zirveyi görürüz ama nerde... Yaşadıklarımdan sonra kendime gelmem, o zirvelere yakın yerden yerin bilmem kaç kat altına düşüşümü atlatmam o kadar uzun sürdü ki okuyalı baya olmasına rağmen yorumunu yeni yazabildim. Neyse, daha fazla konuşursam içimi döküp spoiler'a girebilirim ;)
Son olarak, kitabımızın bitişi ve uyanışın anlatıldığı kısımlar süperdi. Ben üstün körü bir uyanış beklerken yazarımız gayet güzel ve zihninizde bir film sahnesi canlandırırcasına size uyanışı anlatmış. Tabi bu kadarla kalır mı?? Asla! Artık gözlerinizi yuvalalarından mı fırlatır, sinirinizi mi zıplatır bilemem ama gayet şaşırtıcı bir şekilde kitaba son vermiş. Bize de bir dahaki kitaba kadar kudurmak kaldı yani O.O :D
İlk iki kitap "Vampir Akademisi" serisine çok benziyordu fakat bu son kitapla hikayenin akışı tamamen değişti ve kitap çok sürükleyici bir hal aldı.Heycanla yeni kitabı bekliyorum.Çok güzeldi.
Sonu gelene kadar kafayı yediğim söylene bilir. Hem çok heyecanlıydı hem de herkes sonun harika olduğunu söylüyordu. Ama sonuna gelince de gerçekten çok üzüldüm ve öbür kitap için şimdiden gün saymaya başladım. Bu kitapta Seth'in karanlık yüzünü gördüğümüzden bunun diğer iki kitaptan çok daha farklı olduğunu söyleyebilirim.
sonu oha dedirten bir kitap ben bu kitabi okudum ve hala seth tarafindanim cok tatli
Tanrı'ya başlamadan önce beklentilerim yüksekti ve hayal kırıklığına uğramadım . BAYILDIM ! İtiraf edeyim Seth'i seviyorum ama Aiden kadar değil . Hele bu kitap TeamAiden'cılar için çölde su gibi gelecektir :) Ama yazarın Seth'e haksızlık yaptığını düşünüyorum . Kitabın sonuna kadar bende '' Hala umut var '' diyordum . Ama artık emin değilim neyse onun dışında çok sürükleyiciydi tempo hiç düşmedi . Aşk , heyecan,gerilim , entrika ve Tanrılar... bu kitapta her şey var. Hele o son .. Ağzım bir karış açık kaldı ne düşüneceğimi bilemedim . Dördüncü kitap ''Apollyon '' bomba gibi olacak . Sabırsızlıkla bekliyorum :)
Ha Unutmadan TeamAiden ! :D
3. kitap bekentilerimi aştı müthişti ama çok kötü bir yerde bitti .şimdi ben nasıl beklicem 4. kitabı ?
Safkan'ı Melez'den daha çok seven ben Tanrı'ya öldüm bittim. 3. kitap diğer ikisinden çok daha güzeldi... Hele ki kitabın sonunda neye uğradığınıza şaşırıyorsunuz...
Kitap tek kelimeyle anlatılamaz okunabilinir ancak diyebileceğim bir kitap olmuştu. Serinin üç kitabını da peş peşe okuyunca kitap sonlarında yeni kitabın verdiği merak ve heyecanlı bekleyişi tatmadım ama şimdi dördüncü kitabı nasıl bekleyeceğim bilmiyorum. Bir kitap soluksuz okunup da böyle biterse devamı nasıl beklenir ki... meraktan çatlamazsam iyidir :))
Yorumumda kitap içeriğine girebilirim bu yüzden baştan söyleyeyim :))
İlk kitaptan beri Marcus ve Lucian'ın davranışlarından hep şüphelenmiştim ve bu kitapta hangisi gerçek hangisi yalan belli olur ve bu da biraz onlara karşı olan şüpheleri ortaya çıkarıyor. İkinci kitapta Seth'e sempati duyduğumu söylemiştim ama şu kitapta yaptıklarından sonra... ne düşünsem emin olamıyorum hele ki son yaptıkları ve Tanrı'ları kızdırması...
Alex'in bıçaklanması ve sonrasında gelen olaylar muhteşemdi. Hiç aklıma gelmezdi böyle satırlar okuyacağım dahası kitapta Tanrı'ları göreceğim... beni en çok şaşırtan kısımlar oldu.
Alex ve Aiden arasındaki gelişmeler aşk dolu sayfalardı ama son birkaç sayfada okuduklarım hele ki son iki sayfa tüylerimi diken diken etti. Apollo'nun "İlkle bağlantı kurdu" sözleri 4. kitabın nefes kesici olacağının kanıtı bence...
Kitapta çok eğlendiğim satırlar da vardı hele ki Alex'in vurma huyu, huysuzluğu ve hep tepki göstermesini eğlence olarak algılayan Seth ve Apollo'nun satırları harikaydı :))
Son sayfalarda Alex'in uyanışına dair yazılan satırlar mükemmel, kusursuz bir kurguyla yazılmıştı cidden soluksuz okuttu o satırları yazar.
Kitapta hem çok etkileyici, hem de çok eğlenceli satırlar vardı. Hani bir yerde soluksuz bir heyecanla okurken bir yerde de eğlenerek okuyorsunuz.
Zaten yorumumdan anlamışsınızdır kitabı ne kadar beğendiğimi eğer tahmin edemiyorsanız diye söylüyorum ba-yıl-dım!!! :)) Şiddetle tavsiye ederim bu seriyi okuyun ve takip edin. Seveceksinizdir şüphesiz. Ben çok sevdim ve şimdi 4. kitap nasıl bekleniyor bilmiyorum...
http://illekitap.blogspot.com/2013/05/jennifer-l-armentrout-tanr.html
Bir Ateş serisi gibi değildi tabii ama en azından taklit olarak başladığı şeyi getirdiği noktayı sevdim.
SPOILER VAR, İLERİDE YOL ÇEVİRME VAR :)
Kitapla ilgili en sevdiğim noktalardan birisi sürpriz olması gereken yerlerin beni hiç şaşırtmaması :D:D Bütün ince ipuçlarını yakalamışım zaten 2. kitapta. Leon mesela... O kahverengi gözlü köle adam meselaaa... Seth ve Lucian...
Tek şaşırdığım yer yeraltı dünyasına gitmesi oldu :) Caleb'i tekrar görmesi falan hoştu ama yok Hades'le wii oynuyorum olayı falan çok saçmaydı :/ Kitapta en sevdiğim noktalardan biriside Hades'in yavaş yavaş belirdiği o an. Önce ayaklar, sonra bacaklar, sonra o seksi yaratık :D Bir an çizgi film Herkül'deki gibi bir Hades beklemiştim :D
Seth iyice manyadı. Sonu da iyi bitti. Kız da iyice keçileri kaçırdı. Bakalım ne olacak .D
Bu aradaaaa Poseidon yaa... Aşkımsın oğlum :D Bu mitoloji teenage romanlarına konu olmadan önce bile tek sevdiğimdi .D Böyle yıkar geçer işte :)
Kitabı Alex'i kıskanarak okuduğum doğrudur x( Fakat sonu beni şok etti,bağlanmamaları lazım diye ağlamaya başladım *-*
Jennifer L. Armentrout ile Lux Serisinde tanıştım ve yazarımızı Çok sevdiğim için ... Melez Sözleşmesine Başladım... Seri oldukça farklı bir konu üzerinden yol almakta Fakat bi yönden kısa bi yönden Vampir Akademisini anımsattı bana.. Ama genel Olarak Melez sözleşmesi kitap geçişleri arasında gerçekten nefesimi Kesti diye bilirim ki Jennifer L. Armentrout yazarsa gerçekten yazıyor onu anladım ...
Okumaya zaman ayırmaya değicek ve okumaktan gerçekten hoşlanıcağınız bir seri diye bilirim ve Şuanda serinin son kitabının çıkmasını beklemekteyim ...
çok heyecanlıydıı elimden bırakamadım kitabı sabah okurken işe bile geç kaldım saati fark etmemişim:)sonu çok heyecanlı bitti sabırsızlıkla diğer kitabı bekliyorum umarım serinin devamı olur
Serinin en sevdiğim kitabı oldu diyebilirim kesinlikle.Tavsiye ederim demiş miydim? :) Okuyun çabuuuk!! :D