Seri olarak değerlendirmek daha mantıklı geldi. Keşke tek kitap olsaymış. O zaman 9 puan verebilirdim. Konu ve ortam güzel. Yazarın anlatımını beğendim. Böyle daha güzel olmuş. Sadece Dört'te duygu eksikliği vardı. Haketmediği kadar yer kaplamış kitapta sanki sırf kitapta bir erkek karakter de olsun istenmiş. Açıkçası niye bu kadar sevdim hala tam olarak anlamadım ama bence güzeldi. Yine olsa alır okurum.
http://kralicekitap.blogspot.com.tr/2015/01/film-kitap-yorumu-uyumsuz-veronica-roth.html
Şu yazıyı yazarken ciddi manada içim kan ağlıyor. Kitabı bitirir bitirmez filmi izlemek gibi bir hata yaptım ve üstüne bir de üçüncü kitaptan öyle bir spoiler yedim ki... Düşündükçe ağlayasım geliyor.
Kitap bana göre sonu hariç mükemmeldi. Four... Tris... Okurken içimden sevinç nidaları attım. "İşte bu be! Sonunda kendime yeni bir Rose&Dimitri buldum!" Dövüşebilen, erkeklerin ağzını burnunu kırabilen kadın karakterlere resmen tapıyorum. Tris de bunlardan biriydi.
Beatrice, beş topluluktan oluşan bir dünyada yaşıyor. Bunlar; Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Bilgelik ve Dostluk. Her birey, on altı yaşına geldiğinde kendisine uygun olanı, ait olduğunu düşündüğü topluluğu seçiyor ve hayatına kararı doğrultusunda devam ediyor. Seçimden önce karar vermelerine yardımcı olmak adına bir teste tabi tutuluyorlar. Beatrice bir Fedakar olarak doğuyor ama hiçbir zaman kendini yaşadığı topluluk için yeterli bulmuyor. Onlardan farklı olduğunu düşünerek, kişiliğine en yakın gördüğü topluluğu, yani Cesurları seçiyor. Bu noktadan sonra ona, Beatrice yerine Tris diyoruz.
Yazarın betimlemeleri, o dünyayı anlatışı çok güzeldi. Kitap bitene kadar resmen gerçek dünyayla olan bağımı kopardım. Yatmadan önce öylesine bir başlarım, yarım saat okur ve uyurum diye düşünmüştüm. Sonra bir baktım, ben iki yüzüncü sayfadayım ve saat sabahın dördü olmuş. Dört demişken... Four... Allah'ım! Uzun zamandır hiçbir kitap karakterini bu kadar çok sevmemiştim. Tris'i kendince sahiplenip koruyuşu, hazırcevaplığı, zekası ve o kötü çocuk havalarıyla unutulmayacaklar listesine adını altın harflerle yazdırdı. :D
Kitabın sonunu beğenmememin sebebi çok gerçekçi bulmamış olmam. Evet, Tris gerçekten güçlü bir karakter ama son yaşanılan ölümlerden sonra hiç duraklamadan, "ben devam etmeliyim"demesi pek inandırıcı değildi. Ama genelinin güzelliği düşünülünce sonu aklınıza bile gelmiyor. Benden beş yıldız aldı ve iki aydır elimin altında olmasına rağmen okumadığım için çok pişmanım. Serinin kilit olayını öğrendim ama araya birkaç değişik kitap sokup, okumaya devam edeceğim.
Filme gelecek olursak... Bence son yıllarda yapılan en iyi kitap uyarlamalarından biriydi. Keşke kitabı okuduktan bir süre sonra izleseydim... Film ne kadar mükemmel olursa olsun kitabın tadını vermiyor ve ben daha kitabın etkisinden çıkamamışken filmi izledim. Haliyle biraz hayal kırıklığına uğradım. Ama aradan biraz zaman geçseydi, bayılarak izlemiş olacağıma eminim.
Her şeyden önce bana göre kadrosu çok iyiydi. Shailene, Theo, Kate Winslet, Maggie Q... Hepsini bir kenara bıraksak bile Theo'nun sesi yeterdi. :D
Özetle, hem okuyun hem izleyin arkadaşlar... Tabii, benim düştüğüm hatalara düşmeden. :D
http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/07/kitap-yorumu-divergent-veronica-roth.html
Yepyeni bir distopya dünyasına hoşgeldiniz! Veronica Roth'un yarattığı, Beatrice Prior'un anlatımıyla hayat bulan kitap Divergent'in yorumuna geldi sıra. Kitabı orijinal dilinde yaklaşık 3-4 günde okudum. Ve itiraf etmeliyim ki uykum gelip kapatmak zorunda kaldığımda bir dahaki sabah kalkar kalkmak yine kitaba gömülüyordum.
Kitap, distopya, aksiyon severleri içine hapsetmeye son derece elverişli. Aynı zamanda 2011'in en çok konuşulan kitaplarından. Goodreads Choice Awards'ta 2011'in favori kitabı ve Young Adult Fantasy & Science Fiction dalında en iyi kitap seçildi. Yine ALA gibi pek çok önemli kitap ödülüne de layık görüldü. Şimdi merak edilen sorunun ne olduğunu biliyorum: Kitap gerçekten söylendiği kadar iyi mi? Cevabı yazının ilerleyen kısımlarında bulabilirsiniz.
İlk önce konu hakkında spoiler vermemeye dikkat ederek kısa bir özet geçeyim: Bir dünya düşünün. Bu yeni dünyada toplum keskin sınıflara ayrılmış. Öyle sınıflar ki bir kez seçim yaptınız mı tüm hayatınız o sınıfın içinde devam etmek zorunda. Candor (dürüst), Abnegation (kendini düşünmeyen), Dauntless (cesur), Amity (barışçıl) ve Erudite (zeki). Her sınıfın (ya da grup demek daha mantıklı mı olur?) görüldüğü gibi kendine has bir özelliği var ve hepsi mesleklerini ve yaşamlarını bu grupların kurallarına göre şekillendirmek zorunda.
Bu grupları biraz daha açacak olursak, Candor (İngilizce "doğruluk" gibi bir anlama sahip ama ben orijinal halini kullanmayı daha mantıklı buldum) grubundan bir kişi yalanı hayatından çıkarmak zorunda. Tüm ilkeleri "dürüstlük" üzerine kurulmuş. Yetenek testlerinde bile yalan makinelerini kullanmayı tercih ediyorlar. Abnegation, kendi dışında herkesi düşünen insanlardan oluşuyor. Bu insanlar sürekli gri giyiyorlar, basit şeyler yiyorlar, hattâ çok az aynaya bakıyorlar. Bu yüzden devletin yönetim gibi kademelerinde çalışıyorlar. Dauntless, daha çok koruma gibi görevlere bakıyor. Şehri her türlü tehlikeden korumakla görev alabiliyorlar. İsimleri de apaçık belli ediyor ki "cesaret" onlar için en önemli şey. Bu gruptakilerin genellikle dövme ve piercing yaptırması dikkat çekiyor. Amity ise kendisine barış ve uyumu ilke edinmiş. Daha çok tarımla uğraşıyorlar. Son olarak Erudite, toplumun tüm bilimsel ve kültürel ihtiyaçlarını bünyesinde barındırıyor. Devletteki tüm buluşların arkasında onların imzası var. Genellikle gözlük takmalarıyla biliniyorlar.
Baş karakterimiz Beatrice Prior, Abnegation olarak doğmuş. Yani annesi ve babası bu gruptan. Kendisiyle yaşıt bir erkek kardeşi var. Abnegation kurallarını son derece benimsemiş olan Beatrice için seçim zamanı yaklaşıyor. Çünkü 16 yaşına gelen her genç, yetenek sınavları doğrultusunda, kendi grubunu seçmek zorunda. Beatrice ve erkek kardeşi Caleb için de durum aynen böyle. Kitapta yetenek sınavları detaylı bir şekilde anlatılmış ve bu kısım son derece heyecanlı. Bu yetenek sınavlarında Beatrice için bir sorun çıkıyor. Bir şekilde sınav sırasında kullanılan simülatörü değiştiriyor. Ve bunu sadece birkaç kişi yapabilir; bu kişilere de bir isim veriliyor: Divergent. Divergent'in ne olduğunu daha fazla anlatıp tadını kaçırmayacağım.
Seçim Günü'nde Beatrice büyük bir ikilemden sonra doğduğu grup olan Abnegation'ı bırakıp Dauntless'ı seçiyor. Bundan sonraki kısımlarda Dauntless'ten biri olmak için yapılan eğitimlere ve Beatrice'in - yeni seçtiği adıyla Tris - atlattığı zorluklara tanık oluyoruz.
Kitaptaki karakterler çok iyi yansıtılmıştı. Tris'in cesaretine, aynı zamanda özverisine hayran kalmamak elde değil. Güçlü kadın karakterleri her zaman sevmişimdir. Bunun yanında onun eğitmenlerinden Four (bu takma ismi, gerçek adını kitabın ilerleyen kısımlarında öğreniyoruz) hayranlıkla okuduğum karakterler arasında. Bu ikisi arasındaki yakınlaşmanın hemen 'şap' diye olmaması beni tatmin eden kısımlardandı.
Aksiyonca bol ve kendine bağlamayı çok iyi bilen Divergent son zamanlarda okuduğum en heyecanlı kitaplardan biriydi. Açlık Oyunları'yla karşılaştırılmış ama türünün aynı olması dışında pek de benzeyen bir kısmı yok. Yalnızca, en az onun kadar başarılı bir çıkış romanı.
Bir sonraki sayfasını tahmin etmenin imkansız olduğu, sürpriz ve aksiyonuyla okuyucuyu bol bol şaşırtan Divergent'i herkese kesinlikle öneririm. Ama unutmayın: Tek bir seçim sizi değiştirebilir!
İkinci kitap Insurgent'i okumak için çok bekleyeceğimi sanmıyorum.
Çok sürükleyici ve etkileyici bir kitaptı. Okurken kendimi o dünyada hissettim. Açlık oyunlarına biraz benzemesi ve çevirmenlerin her şeyi -yor diye çevirmesi dışında çok güzel bir kitaptı. Sürükleyiciydi. Tam fantastik severlere göre bir kitap.
http://buyulukitaplik.blogspot.com/2013/04/kitap-yorumu-uyumsuz-veronica-roth.html
Distopyaları ne kadar çoook sevdiğimi hatırlattı bu kitap.
Hele ki isyan varsa, tadından yenmiyor distopyalar. The Hunger Games'tan sonra bende büyük bir "İsyan Açlığı" başladı. "Yönetim kötü olsun, diktatörlük olsun. Sonra gelsin baş karakter hepsinin kellesini uçursun." gibi psikopatça senaryolar kurgulamaya başlamıştım ki imdadıma Uyumsuz yetişti. Uyumsuz farklı-büyüleyici konusu, akıllıca kurgusu ve Four (Çevirmenin çok kızdığım bir hatası ile kitapta "Dört" olarak geçiyor.) ile kalbime kazındı desem yeridir! (P.S: Four bir yana Uriah'ı buraya kargolayabilir miyiz?)
Baş kahramanımız Beatrice Prior, beşe bölünmüş bir toplumda yaşıyor. Bu beş topluluk; Dürüstlük, Fedakarlık, Cesurluk, Dostluk ve Bilgelik olmak üzere bir ilkeyi-davranışı her şeyleriyle benimsiyor ve tersini hayatlarından def ediyorlar. (Örneğin: Dürüstlük'ten bir kişi asla yalan söylemez.)
Bu topluluklardaki her 16 yaşındaki çocuklar, hangi topluluktan olacaklarına karar verdikten sonra bir sınava tabi tutuluyorlar. Seçtikleri topluluğa uygun ve yeterli iseler ölene kadar o topluluğa ait oluyorlar. Eğer değil iseler, Topluluksuz oluyorlar. Topluluksuzlar, şimdinin evsizleri gibi; bir yuvaları, toplulukları yok.
Beatrice, Fedakarlık'tan doğma. Peki klasik bir Fedakar (ya da diğer toplulukların dediğini şekilde Kasıntı) mı? Hiç de değil. Beatrice, sinir olduğum ağabeyi Caleb, hüngür hüngür ağlamama sebep olan babası ve sayesinde bir Katniss vak'ası daha yaşadığım annesi ile yaşıyor. Bilgeler ve Fedakarlar'ın arası biraz limoni. Babası hükümet için çalışıyor, bu yüzden çoğunlukla açık hedef.
Neyse... Beatrice, hangi topluluğa gireceğini seçmeden önce her 16 yaşındaki gencin girdiği "Yetenek Sınavı"na giriyor. Bu sınav, sizin hangi topluluğa daha uygun olduğunuzu belirtiyor. Yanlış anlaşılmasın, bu sınavın hangi topluluğu seçeceğinizde bir etkisi yok. Herhalde nereye uygun olduğunu bilmeyenlere bir ışık tutmak amacıyla yapılmış.
Beatrice, bu sınava giriyor ve sonuç "UYUMSUZ" çıkıyor. Tabii bu gizli tutuluyor. Sebebini kitabı okuyunca anlayacaksınız ben söylemeyeyim. Üç topluluğa da uygun görünüyor; Fedakarlık, Cesurluk, Bilgelik.
Beatrice'ın seçimini söylemekte acayip tereddüt ediyorum ama yazmazsam yorum noksan kalacak. Beatrice, hayatını değiştirecek, onu ailesinden koparacak, aşırı havalı dövmelere, ve yeni "Tris" adına sahip olacağı Cesurluk'u seçiyor.
Daha fazla anlatamayacağım için bir iki karakteri tanıtayım:
Beatrice/Tris: Baş kahramanımız ^.^. Sarışın, minicik. Fedakarlık'tan doğma. UYUMSUZ. Dövmelerini ölümüne kıskandığım biricik karakter.
Four-Dört: Cesur eğitmeni (denebilir). Beni ayakta uyutan karakter. Gerçek ismini ne kadar söylemek istesem de ekstra spoiler olacağı için susuyorum. Ayrıca kendisi; dövmelerini kıskandığım biricik karakterler grubunun da önemli bir üyesidir.
Caleb: Caleb Prior. Beatrice'ın ağabeyi. Nedense hiç sevmediğim karakter. Çocuk saman altından su yürütmüş ama. Yine de iyi çocuktur kendisi. Hep Gale gibi bir şey hayal etmiştim ama bildiğiniz inek bu şahıs.
Christina: Dürüstlük'ten gelme Cesur. Beatrice/Tris ile aynı dönemde Cesurluk'u seçti. Zaten ikisi arkadaşlar da.
Alıntılar:
-"Hayır," diyor Caleb. Anneme gülümsüyor.
Ağabeyimin de Dürüstler'den biri olmayacağı çok açık. (sayfa 34)
- Ben yeterinde özverili değilim.On altı yıldır deniyorum, hiçbir zaman yeterinde özverili olamadım. (sayfa 45)
-Will ve Christina, çizim kitaplarını karıştırıyor, iyi bir şey bulduklarında birbirlerini dürtüyorlar. Yan yana otururlarken, birbirlerinden ne kadar farklı olduklarını gözlemliyorum. Christina koyu tenli ve zayıf, Will ise soluk tenli ve iri. Ama gülümsemeleri birbirinden farksız. (sayfa 94)
-"Senin derdin ne? Eğlence olsun diye şehir haritasını mı ezberledin?" diyor Christina.
"Evet," diyor Will şaşkın şaşkın. "Sen ezberlemedin mi?" (sayfa 131)
-"Sen insan mısın Tris? Bu kadar yükseğe çıkmak..." Yutkunurcasına nefes alıyor. "Hiç korkmuyor musun?" (sayfa 153)
- "Her şey yoluna girecek." Sesimin kendimden emin çıkması için çabalıyorum. Onu avutuyormuş gibi çıkmasını istemiyorum. Oysa düpedüz avutuyorum. Her şeyin yoluna girip girmeyeceğini bilmiyorum. Hatta girmeyeceği ihtimali daha yüksek. (sayfa 213)
- Gözü pekliğin, olağan eylemlerin ve ötekilerin haklarını savunmayı amaçlayan cesarete inanıyorum.
(sayfa 217)
-"Demiştim sana," diyor Uriah. "O tam bir Cesur. Haydi fırlat." (sayfa 230)
-Çırpınan kalbim canımı yakıyor, çığlık atamıyorum, nefes alamıyorum ama aynı zamanda her bir damarımda, her bir sinir hücremde, bütün kemiklerimde ve sinir uçlarımda canlı olduğumu, bütün bedenimin elektrikle yüklendiğini hissediyorum. Adrenalin yüklüyüm. (sayfa 231)
-İriyarı bir oğlan tarafından omza atılıp hiç taşınmamıştım, akşam yemeğinde hiç karnım ağrıyana kadar gülmemiştim, aynı anda hep bir ağızdan konuşan insanları hiç dinlememiştim. Huzurda bastırılmışlık var, buradaysa özgürlük. (sayfa 262)
-Şöyle düşün," diyor. "Bu insanlar, sana silah kullanmayı öğretti. Dövüşmeyi öğretti. Canını yakmaktan çekineceklerini mi sanıyorsun? Öldürmekten geri kalacaklarını mı sanıyorsun?"
(sayfa 272)
-"Sen buraya aitsin, biliyorsun değil mi?" diyor. "Sen bize aitsin. Bütün bunlar kısa süre sonra bitecek. O yüzden dayanmaya çalış, tamam mı?" (sayfa 287)
- "Ama lütfen, en küçük fırsat yakaladığında..." Soğuk ve güçlü elini yanağıma dayıyor ve tekrar ona bakmam için başımı kaldırıyor. Gözleri parlıyor. Neredeyse vahşi bir pırıltı bu. "Onları mahvet." (sayfa 299)
- "Nefes almayı bıraksam, Peter herhalde parti verirdi?"
"Eh," diyor. "pasta yemek için partiye giderdim." (sayfa 302)
- "Artık hepimiz biliyoruz," diyor Dört sessizce. "Kısa boylu ve çelimsiz bir Fedakarlık kızından ödün kopuyor." Dudakları bir gülümsemeyle kıvrılıyor. (sayfa 311)
- "Eh, birçok erkek, bir kızla böylesi küçük bir alanda kıstırılmak ister." Gözlerimi deviriyorum.
"Kapalı yerde kalmaktan korkan insanlar hariç Tris!" (sayfa 338)
- Şahsen ödlekliğin yerine zalimliği, güçsüzlüğün yerine gaddarlığı koydum. (sayfa 419)
- Ben bir Uyumsuzum.
Ve kontrol edilemem. (sayfa 458)
- "İnsanlar beni fazla hafife alıyor," diyorum sakince. "Küçük bir kız ya da bir Kasıntı olduğum için ne kadar acımasız olabileceğimi tahmin edemiyorlar. Ama yanılıyorlar." (sayfa 480)
Her zamanki gibi aşık olacak bir karakter buldum adı Will :D şaka bir yana okunması gereken bir kitap. Boş vaktiniz mi var bırakın bilgisayarı , televisyonu okuyun bunu yeteri kadar aksiyon verir size :D
O kadar methedilmesine rağmen benim favorilerimin arasına giremedi. Neden bilmiyorum ama çeviriden dolayı olabilir.
http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/2012/09/kitap-yorumu-uyumsuz.html
Öyle bir kitap ki elime aldığım an bitirdim, hatta yemek yemeye bile gitmedim. En sevdiğim roman türü olan distopya türünde bir kitap ve en güzellerinden diyebilirim. Spoiler yazmadım kitap için, rahat rahat okuyun diye.
Kitaptaki dünya 5 topluluktan oluşuyor. Cesurluk, Bilgelik, Dostluk, Dürüstlük ve Fedakarlık. Kitabın ana karakteri Beatrice işte son bahsettiğimiz Fedakarlık topluluğunda doğmuş birisi. Ama kendini oraya ait hissetmiyor. Çünkü Fedakarlar topluluğundaki insanlar başkalarını düşünürlük, gösterişten hoşlanmazlar. Bu yüzden gri, bol kıyafetler giyip saçlarını genelde hep aynı boyda keserler. Beatrice okulda hep Cesurların gelişini izliyor, onlar kadar cesur olabilmek istiyor. Cesurlar ise genelde siyah giyiyor ve hızla iden bir trenden atlamak gibi "cesurca" eylemler yapıyorlar. Diğer topluluklardan Dürüstlük ise adından da anlaşılacağı gibi yalan söylemiyorlar, onların topluluğunda sahtelik yok, aklına her geleni söylüyorlar. Dostluk topluluğundan çok bahsedilmiyor ama onlar da sürekli gülümseyen, dostça yaklaşan insanlardan oluşuyor. Bilgelik toplumunda olan insanlar toplumun zeki tipleri, gözlük takanlar. Genelde yeni bir şey yapılmışsa bu Bilgelik topluluğundan çıkmış oluyor.
Her genç 16 yaşına geldiğinde istediği toplumu seçme özgürlüğüne sahip. Yetenek sınavına girip hangi topluma ait olduğunuz belirleniyor, ama tabii karar yine de size ait. Ama sınavda birden fazla topluluğa yöneliminiz de olabiliyor ki bunlara Uyumsuz deniliyor. Uyumsuz olmak çok kötü bir şey, eğer duyulursa sizi ortadan kaldırabilirler. Tabii bu yüzden Beatrice sınav sonucundan kimseye bahsedemiyor, çünkü o bir uyumsuz. Yine de tahmin edeceğimiz gibi Cesurluk topluluğunu seçiyor.
Toplulukta 3 seviye var bunları geçebilirseniz topluluğa ait oluyorsunuz ama geçemezseniz topluluksuz kalıyorsunuz. Kitabın büyük bölümünde bu seviyelerden bahsediliyor. Tris'in nasıl cesur ve güçlü olabildiğini görüyoruz. Bunca zorluğun arasında nasıl aşık olabildiğini. Ama öyle romantik bir aşk değil bu, güçlü, sert ve sevgi dolu. Kitabın başından beri anlatılan Fedakarlık ve Bilgelik arasında çekişme gittikçe şiddetleniyor. Toplumu yönetenler Fedakarlık ama Bilgelik de bu güç yarışında yerini almak istiyor ve bunu için ne kadar ileri gidebileceklerini görüyoruz. Kitaba başladığım da Holly Black'ten alıştığım şimdiki zaman yazım tarzını nasıl da sevdiğimi fark ettim. Hatta geçmiş zamanla yazılanlardan daha çok seviyorum artık. Ayrıca Tris karakteri öyle başkasına muhtaç genç kız karakterlerinden değil, çok güçlü ve bazı yerlerde "Aferin kızıma!" dediğim bile oldu gaza gelip. Güçlü bir karakter olması kitabı diğerlerinden ayıran bir özellik daha.Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen Uyumsuz gerçekten çok beğendiğim bir kitaptı, umarım Artemis bizi çok bekletmeden diğer kitabı çıkarır çünkü şimdiden Team Four oldum bile!
oldukça beğendiğim puanımdan da belli oluyor sanırım yorumumu okumak isterseniz
egemvekitaplarim.blogspot.com
Harikaydı! Öyle güzeldi ki kitabı tanımlamak için kelimeler yetersiz kalacak diyebilirim. Böyle bir hayat, böylesine acımasızlık günümüz dünyasında olmuş olsaydı halimizi düşünmek istemiyorum..
kesinlikle okumak için çok beklediğim bi kitaptı. sürekli alıcaktı aıcaktım alamadım ve beklediğime değdi. kesinlikle çok beğendim. filmi çıkana kadar sabırsızlıktan ölebilirim.
Distopya kitapları severler için mükemmel.
http://kitaplarinsenfonisi.blogspot.com.tr/2014/02/uyumsuz-veronica-roth-kitap-tantm-yorum.html
Benim sabırsızlığımdan kaynaklı olarak ilk önce filmine gittim UYUMSUZ'un. Yani kitabını daha sonradan okumuş oldum. Lakin bundan şikâyetçi olmadım; tam tersine kitabı hazine bulmuşçasına coşkuyla okuyabildim.
Hem filmi hem de kitabı beni yeterince tatmin etti. Filmde rôl alan oyuncuların da gayet kitaptakileri yansıttığını düşünüyorum. UYUMSUZ'dan daha iyi distopyalar yok mu? Var. Ama UYUMSUZ da es geçilmeyecek derecede iyi.
UYUMSUZ ile tanışmamı sağlayan Cansu'ya burada sevgilerimi yollayıp teşekkür ediyorum! :')
Ellerinize sağlık, Bayan Roth!
Şimdiye kadar okuduğum en mükemmel kitaplardan biriydi, herkese tavsiye ediyorum... <3 <3 <3 <3 <3 <3 ...
Severek okudum , bitti. İlla kıyaslama gerekiyorsa Açlık Oyunları 'ndan daha güzeldi bence.
http://mehtapvekitap.blogspot.com/2014/09/okudum-bitti-115-uyumsuz-veronca-roth.html
Güzel bir kitaptı. Ayrıca filmiyle de bağantılıydı. yine distopya severlerine şiddetle tavsiye ederim.
Çok akıcı,etkileyici bir dünya.Anlatımı ilk başta alışılmadık olduğu için yoruyor ama birkaç sayfa sonra alışıyorsunuz.Bunun dışında herşey iyi hoş , ama Tris'in bazı hareketleri bana çok düşüncesizce geldi.Gerçi bu çoğu baş karakterde rastlanan birşey.Okumaya kesinlikle değer.