Khaled Hosseini harika bir yazar bence...Bu 3. kitabi okudugum, her kitabinda yuzumde gercekten bir gulumsenin oldugu, gozlerimin gercekten dolu dolu oldugu, kalbimin sizladigi cok sayfa oldu...Iste bunu beceren yazarlarin kalbimde ayri bir yeri vardir her zaman bende. "Ucurtma Avcisi"nda ucurtmalarin, "Bin Muhtesem Gunes" de bir siirin ve "Ve Daglar Yankilandi" da da basit bir teneke kutuda saklanan kus tuylerinin anlami hep en derinden etkiledi beni...Bu kitapda da gene nesiller arasi, aileler arasi gelisen hayatlar silsilesi var...Acilar, derin sevgiler ve baglar. Ayni zamanda Afganistan gercegini ve guzel insanlarini, onlarin nesiller boyunca, Paris"e, Kabil"e, San Francisco"ya ve Tinos Adasi"na yayilan mucadelelerini okuyup, "vay be, hakikaten, icimde yankilandi her bir hayat ayri ayri" diye dusundum, tavsiye ederim, okuyun...
kitapta adı geçen her karakterin yasamı anlatılıyor ve bu bir yerden sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Kıtabın ana karakterlerini sadece ilk bölüm ve son bölümde görebiliyoruz.
Hosseini'nin diline özgü su gibi akıcı olan bir şey var. Bin Muhteşem Güneş ve Uçurtma Avcısı'na kıyasla daha az beğendim, biraz daha fazla sıkıldım ama kesinlikle okuduğuma değdi, yine sonda fark etmeden gözyaşlarım akıvermiş, yine kaybedilen onca an, yaşamın zorluğu, çekilen onca acı içimi dağlayıvermiş. İşte kitabın son kelimesini okuduktan sonra hep bu hisle kalıyorum.
Kronolojik bir sırayla okusaydım belki bu kadar etkilenmezdim. Olayların iç içe geçmesi güzeldi, öyküsü paylaşılan her karakterin önemi de Abdullah ve Peri açısından önemli, onlar fark etmeseler bile. Abdullah'ın babasının başta anlattığı öykü Abdullah'ın hayatını öyle güzel bir dille özetlemiş ki, düşündüğüm zaman duygulanıyorum. Yine de bazı karakterleri bu kadar detaylı işlenmesinin bir süre sonra gereksiz olduğunu düşünüyorum.
Halit Hüseyini'nin ilk iki kitabına aşık biri olarak bu kitabı okurken de yine aynı ayarda,okurken beni mahvedecek elimden bırakamayacağım bir kitap bekliyordum.Elimden bırakamadım doğru,ama ilk iki kitabın yazımıyla alakası yoktu. Yazar resmen 7-8 tane ayrı hikayeyi işlemişti. Tam bir tanesine kendimi kaptırırken onu kesip diğerine geçti,tam ona alışmışken o da bitti diğeri... Abdullah ve periyi bir ara unuttum yani.7-8 ayrı romanlık hikayeyi bir kitapta harcadı bence yazar. Ama yine de kaliteli bir kitap çıkmış ortaya.Okumaya kesinlikle değer...
Diğer kitapları kadar etkileyici ve sürükleyici olmasa da yine de iyi bir eser sayılır. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile yakaladığı büyük başarıyı bu sefer tanınmışlığın verdiği rahatlıkla yazarak yazarlığını taçlandırmak istemiş yazar. Öyküden daha çok yazım tekniğini ön plana çıkarmış. Bu kitap diğer kitaplarının aksine öykü kurgusu nedeniyle çok fazla etkileyici gelmiyor insana. Ancak edebi yönden iyi sayılır. Yine öykü Afganistan'da başlıyor ve orada yaşananlar, yaşanabilecek olanlar ve her daim yürek burkan hayat mücadelesine tanık oluyorsunuz. Ancak Afganistan'dan çıkınca konu dağılıyor, ilgi azalıyor. Dolayısıyla kitabın başlarındaki akıcılık ortalarına doğru kaybolmuş gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Kitap ilerledikçe karakterlerin birbiriyle bağlantısında çok fazla kopukluk oluşuyor ve bu durum okurken insanı asıl konudan uzaklaştırıyor. Yazarın diğer kitaplarına göre biraz yavaş ilerliyor. İlk iki kitabın aksine öykü tekdüze ilerlemiyor, iç içe geçmiş farklı dönem ve karakterler çok fazla kafa karıştırıyor ve sürükleyiciliği ve heyecanı azaltıyor. Bu durum bazıları için sıkıcı olabilir ve kitabı okumada isteksizlik oluşturabilir.
genel olarak akıcı olsada yer yer sıkıldığım yerler oldu konuyla alakası olmayan insanların hikayelerini okuduk ana olaydan saptı gibi bi yerde