Beklenmedik bir son. Yaşamın değeri ve değerlendirilmesi ile ilgili güzel yönlendirmeler. Çok iyiydi.
Kitabı okuduğum süreden daha fazla kitap hakkında düşündüm çok iyiydi.Eleştirisel bir pencereden bakıyoruz kitapta hayata,ölmek isteyen Veronika ile birlikte bizde çıkıyoruz onun içinde bulunduğu karanlık ormandan.
insanın ister istemez hayatı sorgulamasına sebebiyet veren bir kitap. teşekkürler Paulo Coelho
Hayatıma tesir eden kitaplardan biridir. Paulo Coelho'nun simyacı kitabında zaman zaman sıkılmış, ara vermiş olsam da bu kitabı hem konu hem dili açısından çok akıcıydı. Okunması gerekir.
akıl hastanesindekiler mi aklını yitirmiş yoksa dışarıdakiler mi aklını yitirmiş işte bunu sorgulamanızı sağlayacak bir kitap
Çoğunluğun kabul ettiği şey normal olmak zorunda değildir, bu kitap bunu örnekleriyle çok iyi açıklamış.
Kravat aslında sadece bez parçasıdır, bunu dile getirmek ise yalnızca -cesur- bir delinin işidir.
hayatımda okuduğum kitaplar arasında en iyilerinden.
veronika.. aslında hepimizin problemi. içsel deliliğimizi yaşayamamak. işte, bu kitapta yalnız olmadığınızı görüyorsunuz. sizi de anlatmış.. bizi. seni. onu. onları.
yaşama sevincinizi coşturur.
kendimce yazılar yazarken ilham periliği yapan bir kitaptı. sevdiğim herkese okuttuğum bir kitaptı.
Özellikle depresyonda olanların , depresyondekilerin sonuna kadar mutlaka okuması gereken bir kitap , ben depresyonda değildim gerçi okuduğumda ama ben bile baya etkilendim yaşamda bazı düşüncelerimi değiştirdim(yaşama daha bağlandım,daha çok pozitif oldum ) desem yeridir 2013 de okudum müthiş bir kitap.
benim için çok değerli olan bir kitap bazı şeylerin başlangıcı oldu ve de çoğu şeyin devam etmesini sağlıyor bugün de :) aklıma geldikçe ara ara tekrardan okuduğum bir kitap. paulo coelho nun bir takipçisi olmamı sağlayan kitaptır ayrıca
Farklı olmanın yanlış değil bir ayrıcalık olduğunu hissettiren bir kitap. Zevkle okudum.
O kadar çok şey söylenir ki bu kitapla ilgili, o kadar duygu dolduruyor ki okurken insanın içini. Ama kitabı Veronika'nın kendi ağzından özetleyecek olursak: “O hapları aldığımda nefret ettiğim birini öldürmeye çalışıyordum. İçimde başka, sevebileceğim Veronikalar olduğunu bilmiyordum.”
Hayattan sıkılanlar, yaşamdan kopanlar , bıkmış usanmış,yaşama sevincini kaybetmiş olan bir bayanın günün birinde tekrar yaşama sevincini kazanan ve hayatın gerçekden yaşamaya değer olduğunu anlatan bir kitap.Mutlaka okumalısınız.Tavsiyem Yazara takılmayın yazar bazı yerlerde (bazı konularda)kendi yorumlarını katıyor (kitap ile alakasız) hiç aldırış etmeden devam edin :D
Degisik bi kitap. Üslubu olsun, konusu olsun. Ölümle yaşam arasında gidip gelen bir kadının hayatına tanık oluyoruz. Ben severek ve sonunu merak ederek okudum, tavsiye ederim :)
Yazarı, kitaplarını çok seven bir insan olarak bu kitaba ısınamadım. Belki edebi bir kusuru yok ama beni yine de rahatsız etti. Belki de bir psikolog adayı olduğum ve kişisel olarak aldığım için. Doktoru özellikle sevmedim. Yaptığı şeyin kabul edilebilir hiç bir yani yoktu kesinlikle. Ve bunu bir tedavi yöntemi olarak görmesi beni sinir etti açıkçası. Hastalıklar yaklaşık olarak doğru tanımlanmıştı ama biraz basite kaçıyordu. Yazarın dili de diğer romanlarına göre basit geldi nedense. Tüm bunları söylesem de haksızlık etmek istemem. Okunması gereken ortalamanin üstünde bir roman.
Veronika, hukuk eğitimi almış, düzgün bir işe, iyi bir aileye sahip, tüm istediklerini elde edebilen genç ve güzel bir kadın.Onun tek sorunu kendisiyle.Dolayısıyla yaşamla.Her gün aynı genç kadının hayatında ve bu onu boğuyor.Yaşanabilecek hiçbir güzelliğin olmadığına inanan Veronika'nın intiharıyla başlıyor roman.Fazla miktarda hapla dolduruyor midesini.Yazarın kalemi insanı büyülüyor zaten.Tam burada romanın beynime kazınan bir cümlesini paylaşmak istiyorum; "Kadınlar kendilerini öldürmek için çok daha romantik yöntemler seçer; bileklerini kesmek ya da aşırı derecede uyku ilacı almak gibi." Bu cümleyi uzun süre unutamayacağım.Bilincini kaybettikten sonra bir hastanede açıyor gözlerini Veronika, bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde.Vilete'de.Vilete, Slovenya'nın en gösterişli tımarhanesi.Genç kadın ölmediğine üzülürken intihar sırasında kalbinin zarar gördüğünü ve en fazla bir hafta yaşayabileceğini öğreniyor.İlk başlarda o kadar bekleyemeyeceğini düşünerek tekrar intihar etmenin yollarını arıyor.Fakat zaman geçtikçe öleceğini kabullenerek beklemeye karar veriyor.Bu arada düşünmek için bol bol vakti oluyor.Aynı zmanda yeni insanlar tanıyor; Zedka, Mari, Eduard gibi.Romanda bu insanların yaşamlarına da değiniyor yazar.Ve Veronika hastanede geçirdiği zaman boyunca duygu ve düşüncelerindeki değişmeleri fark ediyor.Ölecek olmanın verdiği cesaretlere şekillendiriyor tüm davranışlarını ve bu hayatında büyük bir değişim yaratıyor.İlk başlarda gerçekleştirdiği eylemden -intiharından- pişman olmamak için çok uğraş veriyor,ölmek üzereyken yaşamı sevmeye başlamaktan korkuyor.Zedka'nın ona aslı deliliği açıklaması, Mari'nin onu yönlendirmesi ve Eduard'ın -çocuk şizofreni hastası ve bir hafta boyunca Veronika'nın her gece hastanede piyanoyla verdiği konserlerin tek dinleyicisi- kalbine dokunmasıyla tekrar hayata dönüyor.Sadece kendi iyileşmiyor brçek kişiyide hayata döndürüyor.Umarım Eduard ile çok mutlu olmuşlardır.Paulo Coelho 'nun kalemini sevenlerin kesinlikle okuması gereken bir kitap, ben bayıldım.
Kitabın baş karakteri Veronika hayatının baharında hem de sorunsuz bir yaşantı sürerken, intihar etmeye kalkışır ve başarısız olur. Daha sonra akıl hastanesine yatırılır. Aldığı ilaçların etkisi olarak kalbinin zayıf düştüğü ve bir hafta içinde öleceği söylenir. Ölümü dört gözle bekleyen genç kadın, hem delilere hesap sorulmadığı hem de yakında öleceği için, canının istediği gibi yaşamaya başlar. Bu noktadan sonra da mutlu olmanın, hayatı sevmenin mümkün olduğunu keşfetmiş olur.
Yazar 'acılaşmak' adını verdiği görünüşte sorunsuz, mutlu, tek düze hayatımızın; gerçekten istediğimiz gibi değil, çevremizin istediği biçimde şekillenmesinin; ruhumuzu nasıl çürüttüğünü, ustaca bir kurgu ve örneklerle okuyucuya sunmuş. Kitapta özellikle pazar öğleden sonraları için yapılan bir tespit var ki; aynını bir dönem yaşadığım için hayretler içinde kaldım.
Her lezzetli kitapta olduğu gibi akıcı, sayfa sayısı da az ve mutlaka kendinizden bir parça bulacağınız 'Veronika Ölmek İstiyor'u gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum kitap dostlarım.