Kitabı okumadan yapılmış yorumlar mı bunlar anlamadım. Ben bu kitabı okumak istiyorum fakat böyle yanlış yönlendirmeler sonucunda vazgeçecem sanki. Lütfen okumadan yorum yapmayın kafamız allak bullak oluyor.
Kitabı okumadan yapılmış yorumlar mı bunlar anlamadım. Ben bu kitabı okumak istiyorum fakat böyle yanlış yönlendirmeler sonucunda vazgeçecem sanki. Lütfen okumadan yorum yapmayın kafamız allak bullak oluyor.
Fatih Candan'ın Tabi ya!O gün kar yağıyordu kitabı koyusiyah yayınları tarafından basılarak, okuyucularına ulaştı. Kitabı sevgili Fatih CanDan'dan imzalı alma fırsatını yakalayamamış biri olarak üzüldüğümü belirtmek isterim. Toplumların belleğini, kendi geçmişlerini hatırlama biçimlerini kimlik sorunuyla ilişkilendiren bu kitap, çok tartışılacağa ve uzun süre gündemde olacak gibi görünüyor. Yazarın eşsiz betimlemeleri ile süslü olan bu kitap eminimki her okuyucunun kitaplığının en üst rafında yer alacak. Ayrıca yazarın bu kitabı yazmadan önce 2gün boyunca odasına kapandığı ve sadece bu eşsiz kitaba yoğunlaştığı okuyuclar arasında kulaktan kulağa söyleniyor. Laf salatasına pek gerek yok! Kitap ayrıca kapak tasarımı konusunda da pek iddalı. Fatih Candan bu kitapla uzun süre adından bahsettirecek.
Fatih Candan'ın Tabi ya!O gün kar yağıyordu kitabı koyusiyah yayınları tarafından basılarak, okuyucularına ulaştı. Kitabı sevgili Fatih CanDan'dan imzalı alma fırsatını yakalayamamış biri olarak üzüldüğümü belirtmek isterim. Toplumların belleğini, ke... tümünü göster
Dünyanın, şahsına karşı kurulmuş bir komplo olduğuna inanan, genç ve avare metin yazarı Musa… Onun, hayatın her alanına derin ve samimi bir merakla yaklaşan,temiz kalpli ev arkadaşı Şaban… Diğer tarafta, gaddar bir kedi tarafından yönetilen, birbirinden tuhaf çalışanlarıyla bir reklam ajansı: Menekşe gözlü sanat yönetmeni Sanem, esmer ve seksi sekreterler Mehtap ile Sevilay, durmaksızın ağlayan yaratıcı yönetmen Çeşme, psişik-sismograf çaycı Ercan… Ve şöhretler: Tesla, Prens Charles, Kaan Sezyum, Küçük Prens, Süpermen ve diğerleri… Özgün üslubuyla, ilk kitabı Tatlı Rüyalar’dan itibaren geniş bir hayran kitlesi edinen Alper Canıgüz’den yine eğlenceli, heyecanlı ve kışkırtıcı bir absürd macera…
“Patronunuz Şeytan Bey’dir ve sizden de çok hoşlandığını söyleyebilirim.”
Neydi bu şimdi? şaka mı? “Öyle mi?” dedim bu manyakça oyuna bir tur ayak uydurmaya karar vererek. “Nereden biliyorsunuz?”
“Kendisi söyledi.”
Elimden geldiğince aptal gibi görünmemeye çalışarak gülümsedim.
“Ben kaçırmışım o kısmını.”
“Sizin hatanız değil. Telepatik olarak iletti düşüncelerini.”
“Evet anlıyorum,” diye kestirip attım, yeni işimi daha başlamadan bırakmak zorunda kalmamak için. “Öyleyse kendisine teşekkürlerimi de iletin.”
“Ona kendiniz de teşekkür edebilirsiniz,” dedi Tunçay Bey bıyık altından gülerek.
“Şeytan Bey görüşmenin başından beri burada, aramızda bulunuyor.” Bardağına iki buz attıktan sonra pipetini uzun uzun emdi ve boş bakışlarıma yanıt olarak, o kocaman işaret parmağıyla, masanın üzerinde psikopatça beni kesmekte olan kara kediyi işaret etti.
Dünyanın, şahsına karşı kurulmuş bir komplo olduğuna inanan, genç ve avare metin yazarı Musa… Onun, hayatın her alanına derin ve samimi bir merakla yaklaşan,temiz kalpli ev arkadaşı Şaban… Diğer tarafta, gaddar bir kedi tarafından yönetilen, birbirin... tümünü göster
1969 yılında İstanbul’da doğmuştur. Okuma sevgisini babasına, yazma tutkusunu müzik kabiliyetinin olmayışına borçludur. Kahkahalarla ağlatan ve hıçkırıklarla güldüren kitapların yazarı olarak anılmayı isteyen Canıgüz, politik açıdan kendisini narsisizme yakın bulmaktadır. Darüşşafaka Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi psikoloji bölümünü bitirdi. Sevdiği , etkilendiği yazarlar : Kurt Vonnegut, Vladimir Nabokov, Eduardo Mendoza, Daniel Pennac , Marcel Proust , Jules Verne , Michel Zevaco , Dostoyevski , Italio Calvino John Fowles.. Romanları Tatlı Rüyalar / psiko-absürd romantik komedi (2000) ile Oğullar ve Rencide Ruhlar (2004) , Gizli Ajans (2008) İletişim Yayınları tarafından basılmıştır.
1969 yılında İstanbul’da doğmuştur. Okuma sevgisini babasına, yazma tutkusunu müzik kabiliyetinin olmayışına borçludur. Kahkahalarla ağlatan ve hıçkırıklarla güldüren kitapların yazarı olarak anılmayı isteyen Canıgüz, politik açıdan kendisini narsisi... tümünü göster
Mustafa Armağan, 1961 yılında Cizre'de doğdu. Urfalı bir anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra çeşitli yayınevlerinde editör olarak çalıştı. 1995-1996 arasında İzlenim dergisinin yayın yönetmenliğini yürüttü. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi (Risale Yayınları, 4 cilt) ve Osmanlı Ansiklopedisi (Ağaç Yayıncılık, 7 cilt) adlı çalışmalarının yayın koordinatörlüklerinde bulundu.
2007 yılı Mart ayında TÜRTAB - Türkiye Toplumbilimsel Araştırmacılar Birliği'nin kuruluşunda yer aldı. 1995'ten beri Zaman gazetesinde yazı yazmaktadır. Ayrıca Mustafa Armağan, Nisan 2012 tarihinden itibaren "Derin Tarih" adlı tarih dergisinin genel yayın yönetmenliği görevini de yürütmektedir.
Mustafa Armağan, 1961 yılında Cizre'de doğdu. Urfalı bir anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra çeşitli yayınevlerinde editör olarak çalıştı. 1995-1996... tümünü göster
Oyun yeni baştan başlıyor... Tarih yeniden yazılıyor... Kurtlarla dans devam ediyor...
Abdülhamidsiz bir yüz yıl yaşadık. Onun yokluğunda bir imparatorluğun un ufak oluşuna ve o enkazın içinden küçük Osmanlı diyebileceğimiz Misak-ı Milli fikrinin doğuşuna tanık olduk. Şimdi toparlanıyoruz ve yeniden küresel bir aktör olma yolundayız. Artık ufuklara bakarken kendimizden daha eminiz.
Bu açılımlar döneminde bir tarih açılımı, dolayısıyla Abdülhamid açılımı kaçınılmaz.
Oyun yeni baştan başlıyor... Tarih yeniden yazılıyor... Kurtlarla dans devam ediyor...
Abdülhamidsiz bir yüz yıl yaşadık. Onun yokluğunda bir imparatorluğun un ufak oluşuna ve o enkazın içinden küçük Osmanlı diyebileceğimiz Misak-ı Milli fikrinin doğ... tümünü göster