1883-1924 Çek asıllı Avusturyalı öykü ve roman yazarı. İnsanın korkularını, yalnızlığını, kendi kendine yabancılaşmasını ve çevresiyle iletişimsizliğini dile getirmiştir. Çok farklı açılardan yorumlanan yapıtlarını, konu ve biçim açısından edebiyat tarihinin belirli bir akımı içerisine yerleştirmek zordur. Kafka’nın yaşamı ve kişiliği ile ilgili önemli ipuçları mektupları ve günlüklerinde yer alır. Günlükleri onun kişiliğinin anlaşılmasında, çevresiyle zor ilişki kurabilmesinin ve evlilikten kaçmasının nedenleri konusunda yardımcı olur. Kafka’nın çevresiyle ilişkilerini en aza indirgeyerek kendini yazarlığa verdiği yaşama biçimini ve dünyasını açığa vurur. Dava; kahramanın açıklayamadığı bir nedenle alışageldiği yaşamından uzaklaştırılıp yepyeni bir çevreye gözlerini açmasıyla başlar. Belli bir suçu olmamasına karşın kendini savunma çabasına düşer. Hiçbir yargıçla yüz yüze gelmez, roman boyunca yargı mekanizması içinde kaybolup gider.
1883-1924 Çek asıllı Avusturyalı öykü ve roman yazarı. İnsanın korkularını, yalnızlığını, kendi kendine yabancılaşmasını ve çevresiyle iletişimsizliğini dile getirmiştir. Çok farklı açılardan yorumlanan yapıtlarını, konu ve biçim açısından edebiyat t... tümünü göster
Mitoloji: Tanrıların Öyküsü adlı kitabı görüp yazarının da Derman Bayladı olduğunu öğrenince hemen aldım. Bayladının insanlığın uygarlık serüvenini coşkulu yorumlarla yazacağını ve mitolojiye duyduğum sevgiyi çoğaltacağını düşündüm. Okuyup bitirince de yanıldığımın anladım.
Bayladının Uygarlıklar Kavşağı Anadolu ve Efsaneler Dünyasında Anadolu adlı kitapları da Anadolunun en eski tarihsel ve tarih öncesi öyküsünü anlatan ve bir düşsel zenginliği, bugünlere gelebilen ipuçlarının somutluğunda aktaran yapıtlar.
Özenle hazırlanmış bu üç yapıtın, mitolojiye ilgi duyanlar, Anadolunun doğurduğu söylenceleri öğrenmek isteyenler için vazgeçilmez kaynaklar olduğunu düşünüyorum.
Mitoloji: Tanrıların Öyküsü adlı kitabı görüp yazarının da Derman Bayladı olduğunu öğrenince hemen aldım. Bayladının insanlığın uygarlık serüvenini coşkulu yorumlarla yazacağını ve mitolojiye duyduğum sevgiyi çoğaltacağını düşündüm. Okuyup bitirince ... tümünü göster
Cemal Süreya, ilk kitabı Üvercinka1958 Şubatında Yeditepe Yayınlarından çıktığında, 27 yaşında, ilk şiiri(Şarkısı Beyaz) daha beş yıl önce (8 Ocak 1953) ve üstelik bir meslek grubunun dergisinde (Mülkiye Fikir ve Sanat Dergisi) yayımlanmış genç bir şairdi. Bu kitapla çağcıl Türk şiirinin en çok konuşulan, en çok tartışılan akımlarından İkinci Yeninin öncülerinden biri olacağını ne kendisi ne de bir başkası bilebilirdi.Şairine böyle ün getiren bu kitap, yayımlandığı günden beri, dünya şiir tarihinde pek az ilk kitaba nasip olan bir efsane aylasıyla çevrili durumda.Yayımlanışının 50. yılında, bir kereliğine, Üvercinkanın özel baskısını sunuyoruz.
Cemal Süreya, ilk kitabı Üvercinka1958 Şubatında Yeditepe Yayınlarından çıktığında, 27 yaşında, ilk şiiri(Şarkısı Beyaz) daha beş yıl önce (8 Ocak 1953) ve üstelik bir meslek grubunun dergisinde (Mülkiye Fikir ve Sanat Dergisi) yayımlanmış genç bir ş... tümünü göster
Michelangelo (1475-1564): Tam adı Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni'dir. Batı sanatının gelişimi üzerinde benzersiz bir etkisi olan İtalyan Rönesans sanatçısı heykeltıraş, ressam, mimar ve şairdir. En tanınmış eserleri arasında yer alan Davut heykelini yapmaya 26 yaşında başlamış ve yaklaşık dört yılda tamamlamıştır. Papa II. Iulius'un isteği üzerine 1508-1512 yılları arasında Sistine Şapeli'ne yaptığı tavan freskleri tüm zamanların en büyük sanatçılarından biri olarak tanınmasını sağlamıştır. Yaşamının son yıllarını 1506'da başlanıp 1626 yılında tamamlanana kadar her dönemin ünlü mimarlarının katkısıyla inşa edilen San Pietro Bazilikası'nın mimarı olarak geçirmiştir. Sanatçının şiir külliyatı bazıları tamamlanmamış 302 şiir ve bir dizi fragmandan oluşur. Sone, madrigal, terza rima gibi klasik biçimlerde kaleme alınan şiirler, söyleyişteki içtenlik, duygulardaki incelik ve ifade edilen düşüncelerdeki derinlikle dikkat çekicidir.
(Tanıtım Bülteninden)
Michelangelo (1475-1564): Tam adı Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni'dir. Batı sanatının gelişimi üzerinde benzersiz bir etkisi olan İtalyan Rönesans sanatçısı heykeltıraş, ressam, mimar ve şairdir. En tanınmış eserleri arasında yer alan... tümünü göster
Düşman onlardan çok daha üstün, ertesi sabah saldırıya geçecekti.
Halkın çoğunluğu, yenileceklerini bildiği halde, şehirde kalmayı seçti.
O akşam, her yaştan kadınlı erkekli bir grup, Kıpti dedikleri Yunanlıyı dinlemek için meydanda toplandı.
Kıpti, hiçbir dine mensup değildi; sadece bütün duyduklarını, yarına aktarabilmek için aklında tutmuştu.
Kıpti, yalnızca içinde bulunduğu âna ve Moira denen varlığa inanırdı.
Yarından itibaren şu anda ahenk olarak gördüğümüz şey ahenksizliğe dönüşecek. Mutluluğun yerini matem alacak, dedi Kıpti.
Şehrimizi talan edebilirler, ama burada öğrendiklerimizi silemezler. İşte bu yüzden ilmimizin surlarımız, evlerimiz ve sokaklarımızla aynı kaderi paylaşmasına izin veremeyiz Peki ilim derken neyi kastediyorum?
İlimle, gündelik yaşamın karşımıza çıkardığı zorlukların üstesinden gelerek hayatta kalmamızı sağlayan şeyi kastediyorum.
Yarın bize neler olacağını kimse bilemez Çünkü her günün iyisi ve kötüsü aynı gün içinde olup biter. Öyleyse dışarıdaki askerleri ve içinizdeki korkuyu unutun...
Bizler şimdi, gündelik yaşamımızdan, yüzleşmek zorunda kaldığımız güçlüklerden bahsedeceğiz, dedi Kıpti.
Ve sevgiyi, kaybı, yenilgiyi, yalnızlığı sordular ona. Korkuyu, sadakati, cinselliği, geleceği ve kaderi; ona kendilerini nasıl bulacaklarını sordular. Hayatın içinden gelen, cevapları binyıllar boyu değişmeden kalan soruları sordular ona.
Düşmanları beklerken, halk bir meydanda toplandı ve sordu.
Ve Kıpti, onlara cevap verdi.
Düşman onlardan çok daha üstün, ertesi sabah saldırıya geçecekti.
Halkın çoğunluğu, yenileceklerini bildiği halde, şehirde kalmayı seçti.
O akşam, her yaştan kadınlı erkekli bir grup, Kıpti dedikleri Yunanlıyı dinlemek için meydanda toplandı.
Kıpt... tümünü göster