Düşman onlardan çok daha üstün, ertesi sabah saldırıya geçecekti.
Halkın çoğunluğu, yenileceklerini bildiği halde, şehirde kalmayı seçti.
O akşam, her yaştan kadınlı erkekli bir grup, Kıpti dedikleri Yunanlıyı dinlemek için meydanda toplandı.
Kıpti, hiçbir dine mensup değildi; sadece bütün duyduklarını, yarına aktarabilmek için aklında tutmuştu.
Kıpti, yalnızca içinde bulunduğu âna ve Moira denen varlığa inanırdı.
Yarından itibaren şu anda ahenk olarak gördüğümüz şey ahenksizliğe dönüşecek. Mutluluğun yerini matem alacak, dedi Kıpti.
Şehrimizi talan edebilirler, ama burada öğrendiklerimizi silemezler. İşte bu yüzden ilmimizin surlarımız, evlerimiz ve sokaklarımızla aynı kaderi paylaşmasına izin veremeyiz Peki ilim derken neyi kastediyorum?
İlimle, gündelik yaşamın karşımıza çıkardığı zorlukların üstesinden gelerek hayatta kalmamızı sağlayan şeyi kastediyorum.
Yarın bize neler olacağını kimse bilemez Çünkü her günün iyisi ve kötüsü aynı gün içinde olup biter. Öyleyse dışarıdaki askerleri ve içinizdeki korkuyu unutun...
Bizler şimdi, gündelik yaşamımızdan, yüzleşmek zorunda kaldığımız güçlüklerden bahsedeceğiz, dedi Kıpti.
Ve sevgiyi, kaybı, yenilgiyi, yalnızlığı sordular ona. Korkuyu, sadakati, cinselliği, geleceği ve kaderi; ona kendilerini nasıl bulacaklarını sordular. Hayatın içinden gelen, cevapları binyıllar boyu değişmeden kalan soruları sordular ona.
Düşmanları beklerken, halk bir meydanda toplandı ve sordu.
Ve Kıpti, onlara cevap verdi.
Düşman onlardan çok daha üstün, ertesi sabah saldırıya geçecekti.
Halkın çoğunluğu, yenileceklerini bildiği halde, şehirde kalmayı seçti.
O akşam, her yaştan kadınlı erkekli bir grup, Kıpti dedikleri Yunanlıyı dinlemek için meydanda toplandı.
Kıpti, hiçbir dine mensup değildi; sadece bütün duyduklarını, yarına aktarabilmek için aklında tutmuştu.
Kıpti, yalnızca içinde bulunduğu âna ve Moira denen varlığa inanırdı.
Yarından itibaren şu anda ahenk olarak gördüğümüz şey ahenksizliğe dönüşecek. Mutluluğun yerini matem alacak, dedi Kıpti.
Şehrimizi talan edebilirler, ama burada öğrendiklerimizi silemezler. İşte bu yüzden ilmimizin surlarımız, evlerimiz ve sokaklarımızla aynı kaderi paylaşmasına izin veremeyiz Peki ilim derken neyi kastediyorum?
İlimle, gündelik yaşamın karşımıza çıkardığı zorlukların üstesinden gelerek hayatta kalmamızı sağlayan şeyi kastediyorum.
Yarın bize neler olacağını kimse bilemez Çünkü her günün iyisi ve kötüsü aynı gün içinde olup biter. Öyleyse dışarıdaki askerleri ve içinizdeki korkuyu unutun...
Bizler şimdi, gündelik yaşamımızdan, yüzleşmek zorunda kaldığımız güçlüklerden bahsedeceğiz, dedi Kıpti.
Ve sevgiyi, kaybı, yenilgiyi, yalnızlığı sordular ona. Korkuyu, sadakati, cinselliği, geleceği ve kaderi; ona kendilerini nasıl bulacaklarını sordular. Hayatın içinden gelen, cevapları binyıllar boyu değişmeden kalan soruları sordular ona.
Düşmanları beklerken, halk bir meydanda toplandı ve sordu.
Ve Kıpti, onlara cevap verdi.
Hayatın boyunca utanç içinde yaşamayı mı, yoksa asilce ölmeyi mi tercih edersin ?
ilk etapta, ateşin başında kıpti'yi dinleyenler arasındaydım sanki, önyargı ve heyecan dolu. yavaş yavaş Kıpti'nin her cümlesinin beni ele geçirdiğini hissettim, belki çok genel şeylerden bahsediyor ama hayat da öyle değil mi zaten? hepimiz genele bakılarak değerlendiriliriz bu hayatta.
Paulo Coelho yine döktürmüş, ama bu aralar kitapları roman gibi yazıp aralara ince mesajlar döşemiyor açık açık kişisel gelişimciler gibi söylüyor bu kitapta böle çatır çatır söylemiş ne söyleyecekse öle kurgu filan aramayın derim.
http://kitapeylemi.blogspot.com/2013/01/4-akrada-bulunan-elyazmasi-paulo-coelho.html
İlk sayfaları keyifle ve etkilenerek okudum ama sonrasında ise kişisel gelişim metoduna girince kitaptan uzaklaşmaya başladım maalesef ki.
Ama kitabın hakkını yemeyeceğim , ilk sayfalar gerçekten de çok iyiydi. Güzel örneklemeler vardı ve bunları keyifle yudumlayarak okudum. Mesela ;
"Kışın dalından kopan bir yaprak kendini soğuğa mağlup düşmüş gibi görür mü ?"
Özünde tohumu ağaçta.
"Doğanın döngüsünde , zafer veya yenilgi diye bir şey yoktur; yalnızca devinim vardır."
Tıpkı ırmak gibi.
"Yenilgiyi asla tatmayanlar, mutlu ve üstün görünür , elde etmek için en ufak çaba göstermedikleri bir hakikatin efendisi zannederler kendilerini."
Büyük bir yanılsama ve yanılgı. Hayat kendini kandırabilmekle geçemeyecek kadar kısadır. Bu düşünce ileride sadece pişmanlığı temsil edebilir.
"Yaşamımızın en önemli anlarında daima yalnızızdır"
Düşününce gerçekten de öyledir.
Alıntılar yapa yapa bitmez tabii ki , bu tür kitapların olmazsa olmazıdır bunlar. En beğendiğim ve benim de zaman zaman yaptığım , yaptıktan sonra da olumlu yansımasını aldığım bir alıntıyı da paylaşayım madem. Onu gördükten sonra tekrardan ister istemez sırıttım çünkü :)
"Kimi zaman tarihin gidişatını değiştiren büyük bir mücadeleye katılarak işe yarayabilirsin. Kimi zamansa yolda tesadüfen karşına çıkan birine sebepsiz yere gülümseyerek."
Denemesi bedava :)
Halil Cibran'ın Ermiş ve Gezgin kitabıyla birlikte kitaplıklarda yer alması gerekir.
Kitapta olaylar, asklar vs yok. Bir kisinin -Kıpti'nin- anlattiklari yaziyor. Anlatilanlarsa kisisel gelisim tarzinda bir kitap okudugumu dusunduruyor. Zor zamanlarimda acip okuyacagim bir kitap oldu kendisi.
Kim ne derse desin Paulo coelho okumadan yaz tatilim eksik kalıyor gibi hissediyorum. Yine güzel, ilham verici bir yaz güneşi kitabıydı.
Karton Cilt, 152 sayfa
Ekim2012 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı