Sirius Black adında azılı bir katil, tüyler ürpetici Azkaban kalesinde tam on iki yıl boyunca tutsak kalmıştır. Tek lanetle on üç kişiyi birden öldüren Black'in, Karanlık Lord Voldemort'un hizmetkarı olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Bir yolunu bulup Azkaban'dan kaçan Black'in peşinde olduğu bir tek kişi vardır: Harry Potter. Harry, büyücülük okulunun sihirli duvarları arasındayken, arkadaşları ve öğretmenleriyle birlikteyken bile güvende değildir. çünkü aralarında bir hain olabilir.
Okuldaki üçüncü yılında Harry'yi, yeni bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni, ilk kez alacağı Kehanet dersi, heyecanlı Quidditch maçları ve büyücülük köyü Hogsmeade bekliyor. Ama Harry'nin öncelikle Sirius Black'in elinden kurtulması gerek. Harry Potter ve Azkaban Tutsağı, beklenmedik gelişmelerle her sayfasında okuru biraz daha şaşırtan, biraz daha heyecanlandıran bir kitap.
Sirius Black adında azılı bir katil, tüyler ürpetici Azkaban kalesinde tam on iki yıl boyunca tutsak kalmıştır. Tek lanetle on üç kişiyi birden öldüren Black'in, Karanlık Lord Voldemort'un hizmetkarı olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Bi... tümünü göster
Oldukça zor bir sene atlatan Harry Potter Hogwarts'daki 2. yılına büyük bir sevinçle başlar. Fakat okulda sırasıyla taşlaşan öğrenciler yüzünden günah keçisi olmuştur. Aslında yaz tatilinde kendisine görünen cin Dobby'nin yaptıkları ve söyledikleri onu etkilemiştir. Çünkü Dobby, Harry Potter'ın büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını söylemiştir. Dobby Harry ve arkadaşı Ron'un Okul trenine binmesini bile engellemiştir.
Harry Quidditch takımının değişmez arayıcısı olmuştur. Zaman ilerledikçe en yakın arkadaşlarından olan Hermione'nin taşlaşması ve Ron'un kızkardeşi Ginny'nin kaçırılması onu tuvalet hayaleti Mızmız Myrtle'a yönlendirmiştir. Fakat bundan önce Harry'nin eline geçen bir gizemli günlük olayların büyümesine yol açtı. Günlüğün sahibiyle günlükte esrarengiz konuşmalara imza atan Harry, kendisini Hagrid'in yıllar önce açmış olduğu sanılan Sırlar Odasında bulur. Sırlar Odasını son açan Tom Marvolo Riddle ismiyle okul kayıtlarına geçen Lord Voldemorttur. Basiliskle düello sonucu Harry, Ankakuşu yardımıyla sırlar odasından Ginny ile beraber çıkar, Gilderoy Lockhart'ın hafızasını kaybetmesi nedeniyle okulda Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersleri iptal edilir. Dönem Gryffindor binasının galibiyetiyle sona erer.
Oldukça zor bir sene atlatan Harry Potter Hogwarts'daki 2. yılına büyük bir sevinçle başlar. Fakat okulda sırasıyla taşlaşan öğrenciler yüzünden günah keçisi olmuştur. Aslında yaz tatilinde kendisine görünen cin Dobby'nin yaptıkları ve söyl... tümünü göster
Siradan bir çocuk gibi yasarken, kendini büyücülük dünyasinin içinde bulan Harry Potterin maceralarinin ilk bölümü, dünya yayincilik tarihinde en kisa sürede en çok satan kitap unvanina sahip Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin çevirisiyle, Türkiyede.J. K. Rowlingin Harry Potter ve Felsefe Tasi adli kitabi, Yapi Kredi Yayinlarindan çikti.Harry Potter siradan bir çocuk oldugunu sanirken, bir baykusun getirdigi mektuplarla hayati degisir: Basvurmadigi halde Hogwarts Cadilik ve Büyücülük Okuluna kabul edilmistir. Burada birbirinden ilginç dersler alir, iki arkadasiyla birlikte maceradan maceraya kosar. Yasayarak ögrendikleri sayesinde küçük yasta becerikli bir büyücü olup çikar. J. K. Rowlingin zengin düsgücü, onu bebegiyle yalniz yasayan siradan bir anneden, kitaplari dünyada 100 milyondan fazla satan, 40tan fazla dile çevrilen parlak bir yazara dönüstürdü. Kitaplarin artik sanal ortamda okunmaya basladigi bir çagda, Harry Potter genç kusagi gerçek bir kitabin sayfalari arasinda yepyeni bir dünyayi kesfetmenin heyecaniyla tanistirdi. Bu heyecan daha da artacak: Çok yakinda Harry Potterin sinema filmi gösterime girecek.Rowling, Harry Potterin maceralarini 7 ciltlik bir dizi olarak planlamis. Bu dizinin ilk kitabi olan Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin özenli çevirisiyle, Türk okuruyla bulustu. Dizinin ikinci kitabi Harry Potter ve Sirlar Odasi ile üçüncü kitabi Harry Potter ve Azkaban Tutsagi da 2001 yili içinde Yapi Kredi Yayinlarindan çikti. TADIMLIKHarry sanki Seytan Kapanina yakalanmis gibiydi. Tek kasini bile kimildatamiyordu. Tas kesilmisti sanki, Quirrellin sarigina uzanip onu çözmeye basladigini gördü dehsetle. Ne oluyordu? Sarik çözüldü. O olmayinca Quirrellin basi çok küçük duruyordu. Sonra agir agir döndü Quirrell.Harry çiglik atabilirdi, ama sesi çikmiyordu. Quirrellin basinin arkasinda bir yüz vardi, o güne kadar gördügü en korkunç yüz. Kipkirmizi gözleri olan tebesir beyazi bir yüz. Burun deliklerinin yerinde de, yilaninkiler gibi daracik yariklar.Harry Potter... diye fisildadi.Harry bir adim gerilemek istedi, ama bacaklari kimildamiyordu.Ne hale geldigimi gördün mü? dedi yüz. Gölgeden, buhardan baska bir sey degilim... Ancak bir baskasinin bedenini paylasirsam bir biçim alabiliyorum... ama beni yüreklerine, kafalarina almak isteyenler olmustur hep... Tek boynuzlu kani su son birkaç hafta güç sagladi bana... bana bagli Quirrellin Ormanda benim için kan içtigini gördün... Yasam Iksirini elime geçirince kendi bedenimi de yaratabilecegim... Simdi... cebindeki Tasi ver bakalim!Demek biliyordu. Bacaklarina ansizin bir dirilik gelen Harry hafifçe geriledi.Aptallik etme, diye homurdandi yüz. Kendi canini kurtar, benden yana olmaya bak... yoksa sonun annenle babanin sonu gibi olur... Kendilerine acimam için yalvararak öldüler...Ansizin, YALAN! diye bagirdi Harry.Quirrell, Voldemort Harryyi görebilsin diye, arka arka yürüyordu. Hain yüz gülümsüyordu simdi.Ne kadar dokunakli... diye tisladi. Cesarete her zaman saygim var... Evet, yavrum, annenle baban yürekliydi... Önce babani öldürdüm, kiyasiya dövüsmüstü benimle... ama annenin ölmesi gerekmezdi... seni korumak istiyordu... Simdi ver su Tasi, yoksa annen de bosu bosuna ölmüs olacak.HIÇBIR ZAMAN!Alevli kapiya firladi Harry, ama Voldemort, YAKALA ONU! diye bagirdi, Harry de o anda Quirrellin elinin bilegine yapistigini duydu. Alnina o biçak gibi sanci saplandi yine; kafasi sanki ikiye ayrilacakti; bütün gücüyle direnerek bagirdi, Quirrellin kendisini biraktigini saskinlikla gördü. Basindaki agri hafifledi - Quirrellin nereye gittigini anlamak için çilginca bakindi çevresine; onun ellerine bakarak aci içinde kivrandigini gördü - parmaklarinda kabarciklar beliriyordu.Voldemort, Yakala onu! YAKALA ONU! diye bagirdi yine; Quirrell atlayip yere yikti Harryyi, üstüne çullandi, iki elini onun boynuna doladi - Harrynin yara izi artik dayanilmaz bir aci veriyordu, ama Quirrell da sancilar içinde uluyordu.Efendimiz, onu tutamiyorum - ellerim - ellerim!Quirrell dizlerini dayadi Harryye, boynunu birakip saskinlik içinde kendi avuçlarina bakmaya basladi - Harry onun ellerinin kipkirmizi kesildigini gördü, yanmisti sanki, derileri soyulmustu, piril piril parliyordu.Voldemort, Öyleyse öldür onu, sersem, öldürsene! diye haykirdi.Quirrell bir ölüm laneti yagdirmak için elini kaldirdi, ama Harry içgüdüyle uzanip Quirrellin yüzüne yapisti -AAAAHH!Yere yuvarlandi Quirrell, yüzünde de kabarciklar belirmisti, Harry anladi: Quirrellin cildine dokunmak korkunç bir aci veriyordu ona - simdi tek sansi vardi: lanetlemesini önlemek için onu aci içinde kivrandirmak.Ayaga firladi Harry, Quirrellin koluna yapisip bütün gücüyle sikti. Quirrell çiglik atarak Harryyi itmek istedi - Harrynin basindaki agri daha da artiyordu - gözleri de göremiyordu artik - sadece Quirrellin korkunç çigliklarini, Voldemortun ÖLDÜR ONU! ÖLDÜR ONU! diye haykirmasini isitebiliyordu - baska sesleri de - belki kendi kafasinda yaratiyordu o sesleri... Harry! Harry!Quirrellin kolunun burkuldugunu duydu, her seyin bittigini anladi, bir karanliga düstü... düstü... düstü...
Siradan bir çocuk gibi yasarken, kendini büyücülük dünyasinin içinde bulan Harry Potterin maceralarinin ilk bölümü, dünya yayincilik tarihinde en kisa sürede en çok satan kitap unvanina sahip Harry Potter ve Felsefe Tasi, Ülkü Tamerin çevirisiyle, Tü... tümünü göster
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içine düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile tipik insanı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır. Hikâyelerinde milletinin temel mülkü olan millî hafızaya ait efsane, destan, masal, hikâye ve türküleri, bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikâyeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmıştır.Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi millî gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. Edebiyatın millî hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve evrensel olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar tipik insan ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebî, askeri yani, bütün maddi, zenginliğini eserlerine yansıymış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini ya... tümünü göster
Aziz Nesin Yaşar Ne Yaşamazı önce radyo oyunu olarak yazdı. Kazandığı büyük başarı üstüne sahne oyunu haline getirdi. Israrlar üzerine senaryosunu yazdı; çoğu tiyatrocudan olduğu gibi, bu kez de filmciden telif hakkını alamadı. Bir haftalık gazetede çizgi romanı yayımlandı. Ardından televizyon senaryosunu yazdı. okurların isteği, çevrenin baskısı artınca sonunda Yaşar Yaşamaz, şu anda bu roman oldu. Kitabın giriş yazısını kaleme alan Meral Çelen bu büyük ilgiyi Yaşar Yaşamazın ağzından şöyle açıklıyor: ...Ünümün bu kadar yaygınlaşmasına, beni bu kadar sevmenize ilk zamanlar akıl erdiremiyordum ama, şimdi biliyorum artık... Nasıl hepimizde biraz Don Kişotluk varsa, demek biraz da Yaşar Yaşamazlık varmış... Başıma gelenler yabancınız olsaydı, sever miydiniz beni, arar mıydınız?
Aziz Nesin Yaşar Ne Yaşamazı önce radyo oyunu olarak yazdı. Kazandığı büyük başarı üstüne sahne oyunu haline getirdi. Israrlar üzerine senaryosunu yazdı; çoğu tiyatrocudan olduğu gibi, bu kez de filmciden telif hakkını alamadı. Bir haftalık gazetede ... tümünü göster
Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar.1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir.Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad'da Zülfü Livaneli'nin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde: İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz Dengesi.
Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar.1930'lu yılla... tümünü göster