Sevgili Dost!
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.
Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmediğinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?
Sevgili Dost!
Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.
Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü... tümünü göster
Yetenekli bir yazardan çarpıcı ve büyüleyici bir roman.”
Kirkus
Geleceği stop tuşu ile durduramazsınız.
Geçmişi geri saramazsınız.
Sırrı öğrenmenin tek yolu
... play’e basmak.
Hannah Baker ölmeden önce birkaç kaset doldurmuştu. İntiharının nedeni olarak gördüğü kişilerin adları bu kasetlerde gizliydi.
ClayJensen, Hannah’nın doldurduğu kasetlerle ilgili hiçbir şeye karışmak istemiyordu. Hannah ölmüştü. Sırları da onunla birlikte gömülmeliydi.
Ancak Hannah’nın sesi, Clay’e kasetlerde onun da adının geçtiğini söyledi. Clay gece boyunca kasetleri dinledi.
... Öğrendiği şey, hayatını sonsuza dek değiştirecekti.
ClayJensen’ın ilk aşkının son sözleri.
Yetenekli bir yazardan çarpıcı ve büyüleyici bir roman.”
Kirkus
Geleceği stop tuşu ile durduramazsınız.
Geçmişi geri saramazsınız.
Sırrı öğrenmenin tek yolu
... play’e basmak.
Hannah Baker ölmeden önce birkaç kaset doldurmuştu. İntiharının ... tümünü göster
Bir zamanlar, şeytanın ininde yerde tüylerle oynayan küçük ve masum bir kızdı. O, artık masum değil....
Bir varmış bir yokmuş, bir Melek'le şeytan birbirlerine aşık olmuş ve hikayenin sonu hiç iyi bitmemiş
Bir zamanlar, şeytanın ininde yerde tüylerle oynayan küçük ve masum bir kızdı. O, artık masum değil....
Bir varmış bir yokmuş, bir Melek'le şeytan birbirlerine aşık olmuş ve hikayenin sonu hiç iyi bitmemiş
Nobel edebiyat ödüllü yazar Pearl S. Buck’ın ve Mao hâkimiyetindeki Çin’in tarihinde büyük bir rol oynayan Söğüt’ün hikâyesi.
Zeki, inatçı ve ne olursa olsun bildiğini okuyan iki güçlü kadın… Evlilik, aşk ve annelik deneyiminin yanı sıra acımasız siyasi çatışmaların, savaşın ve sürgünün ortasında geçen yıllar…
Hıristiyan bir misyonerin kızı olan Pearl ve hırsızlık yaparak ailesinin geçimine yardım eden Söğüt sıradan bir hayat yaşarken tarihin seyrini değiştiren bir devrimle kendilerini birdenbire ihanet, işkence ve ölümle dolu bir dünyada bulurlar. İki kadının yolları, Çin’deki komünist devrim sonrasında uğradıkları fiziksel ve psikolojik şiddet yüzünden ayrılsa da hayat boyu süren dostlukları farklı kıtalarda olsalar bile devam eder…
Çin’in İncisi ancak kan ve ölümün var olabildiği bir ülkede insanların zihnindeki umudun ve ışığın asla söndürülemeyeceğini anlatıyor.
“Çin’in asla boyun eğmeyen kadınlarının hikâyesi. Bu kitap sizi psikolojik, ruhani ve tarihî bir yolculuğa çıkaracak.” Booklist
“Sözleri dostluk ve aşkla yazılmış bir zafer şarkısı gibi…” Daily Mail
“Anchee Min vahşi, tutkulu ve korkusuz bir yazar.” New York Times
“Dinginleştirici, büyüleyici, şaşırtıcı...Ve bir sanat eseri olarak kesinlikle okuyucusunu dönüştürebilecek
etkiye sahip.”
Los Angeles Times
“İnsani duyguların, kültürel ve coğrafi sınırları aştığı anlarda yazar Anchee Min tüm dünyadaki insanların hayatlarına içkin olan iradeyi ve asaleti ortaya çıkarıyor.” Associated Press
“Bu kitap âdeta şarkı söylüyor. Başyapıt…” Vogue
Nobel edebiyat ödüllü yazar Pearl S. Buck’ın ve Mao hâkimiyetindeki Çin’in tarihinde büyük bir rol oynayan Söğüt’ün hikâyesi.
Zeki, inatçı ve ne olursa olsun bildiğini okuyan iki güçlü kadın… Evlilik, aşk ve annelik deneyiminin yanı sıra acımasız ... tümünü göster
Gitmeyiz dediler, gittiler. Sözler verdiler, tutmadılar. Gitme nedenleriyle nasıl bir kişiliğe sahip olduklarını kendileri belirlediler. Öncelikle hep onların duyguları,düşünceleri daha önemli oldu. Bizim ne düşünüp, ne hissettiğimizin bir önemi yoktu. Kırıldık, kimsenin umurunda olmadı. Değmeyen insanlar için harap ettik kendimizi.
Biz kendimizi harcadık. Bitirdik.
Değmeyeceğini bile bile, sonunu bildiğimiz filmi defalarca farklı insanları hayatlarımıza alarak izledik. Üzerimize düşenin fazlasını yaptık. Ama anlayamayacak insanlar için.
Bunların hiç bir önemi yokta, göz göre göre seviyoruz dediler,
bir hassiktir lan diyemedik
(Tanıtım Bülteninden)
Gitmeyiz dediler, gittiler. Sözler verdiler, tutmadılar. Gitme nedenleriyle nasıl bir kişiliğe sahip olduklarını kendileri belirlediler. Öncelikle hep onların duyguları,düşünceleri daha önemli oldu. Bizim ne düşünüp, ne hissettiğimizin bir önemi yokt... tümünü göster
2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2015'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
Dilber466 şu anda kitap okumuyor.