Ünlü Çek yazarı Milan Kundera, bu kez aşkı irdeliyor. Orta yaşlı bir kadın ve kendisinden küçük bir erkek, bu aşkın iki kahramanı. Akıllı, çağdaş, çalışkan, tutkulu ve güçlü bir kadın Chantal ile onun duygusal, serseri ruhlu, sorumsuz, ama sevimli sevgilisi Jean-Marc. Tutkuyla birbirine bağlı bu iki insanın aşkları eskimeye, yıpranmaya başlamıştır. İkisi de aralarındaki bağı sorgulamaya başlarlar. Güven duygusu, yeirini kuşkuya bırakmıştır. Birbirlerini gözlemeye, küçük oyunlarla aşklarını sınamaya girişirler. Yaşamları tam bir karabasana dönüşür. Bir oyun gibi başlattığı küçük bir aldatmaca, genç adamın yaşamını altüst eder. İnsan ruhunun derinlerine inmeyi çok iyi bilen Milan Kundera, yalın ve duru anlatımıyla bu kez de kimlik sorununu işliyor. Chantal ile Jean-Marcın psikolojik saplantılarını gözler önüne seriyor, aralarındaki iletişimsizliği ustalıkla çözümlüyor...
Ünlü Çek yazarı Milan Kundera, bu kez aşkı irdeliyor. Orta yaşlı bir kadın ve kendisinden küçük bir erkek, bu aşkın iki kahramanı. Akıllı, çağdaş, çalışkan, tutkulu ve güçlü bir kadın Chantal ile onun duygusal, serseri ruhlu, sorumsuz, ama sevimli s... tümünü göster
Tartışma yaratacak anılar denizi...Zülfü Livanelinin, Mutluluk ve Leylanın Evi adlı çok satan kitaplarının ardından beklenen anlatısı çıkıyor.Bir dönemin siyaset ve sanat olaylarına ışık tutacak, her kuşaktan insanlar arasında ilgi uyandıracak anı ve değerlendirmeleri kapsayan roman tadındaki bu kitapta, okuma serüveni peşindeki bir çocuğun düşleri, hücrelere kapatılan ve sürgünlere mahkûm edilen bir aydının serüveni anlatılıyor.
Tartışma yaratacak anılar denizi...Zülfü Livanelinin, Mutluluk ve Leylanın Evi adlı çok satan kitaplarının ardından beklenen anlatısı çıkıyor.Bir dönemin siyaset ve sanat olaylarına ışık tutacak, her kuşaktan insanlar arasında ilgi uyandıracak anı ve... tümünü göster
İstiklal Harbi’nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya starına nasıl dönüşüyor? Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ’yi haklayabilecek mi? Mabet filozofu AVNİ VAV'dan daha neler öğrenecek? NAZLI HİLAL’e, 70 yaş farka rağmen nasıl açılacak? Ve son nefesinde kelime-i şahadet getirebilecek mi?
Bir gözü mavi, diğeri kahverengi avare CİVAN KAZANOVA; elden düşme ruhunu, şeytana neden satıyor? Depremde yitirdiği SERPİL SİLAHLIPERİ’yi unutmayıp da ne yapacak? Marifetli afet FUJER FUJİ’den kaçarken neye yakalanacak? Kan kanseri yeğeni OZAN’ı hangi parayla tedavi ettirecek? Alınyazısındaki boşlukları neyle dolduracak? İntiharın eşiğinde tetikte beklerken, kimvurduya mı gidecek? Ziyadesiyle kahkaha ve bir nebze gözyaşı içeren bu serüvende trenler gemilere çarpıyor. İstiklal Savaşı, 85 yıl sonra devam ediyor. Şakaklar matkapla deliniyor. Uçaklar düşüyor. Kaybedenler şampiyon oluyor. Ölüler diriliyor. Serseri kurşunlar uçuşuyor. Ve reklamlar, müşterileri ele geçiriyor!
İstiklal Harbi’nin son gazisi, 100 yaşındaki millî kahraman RUHİ MÜCERRET; bir dünya starına nasıl dönüşüyor? Zaten ecelin menzilindeyken, esrarengiz psikopat MASUM CİCİ’yi haklayabilecek mi? Mabet filozofu AVNİ VAV'dan daha neler öğrenecek? NAZ... tümünü göster
Abdullah ve kız kardeşi Peri 1952 Afganistan'ında Shadbagh'ın küçük bir köyünde babaları ve üvey anneleriyle birlikte yaşamaktadırlar. Babaları Sabri sürekli iş aramakta, yoksulluk ve çetin kış şartlarıyla mücadele etmektedir.
Adı gibi güzel ve iyi huylu olan Peri, kardeşi Abdullah'ın her şeyidir. Abdullah, bir ağabeyden çok ana-baba gibidir. Onun için yapmayacağı hiçbir şey yoktur.. Hatta ağabeyi, Peri'nin koleksiyonuna katmak istediği o en değerli tüyü satın almak için tek çift ayakkabısını bile feda etmeye razıdır. Ve geceleri bir tek karyolayı paylaşmak zorundadırlar.
Peri ve Abdullah, babalarıyla Kabil çölüne doğru yola çıktıklarında kendilerini bekleyen, hayatlarını birbirinden koparacak kaderin farkında değillerdir: Bazen bir eli kurtarmak için bir parmak kesilmelidir.
Nesillerden ve kıtalar dan geçerek bizi Kabil'den başlayıp Paris, San Francisco ve Tinos'un Yunan adalarına doğru bir yolculuğa çıkaran Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) yeni romanında, yaşamımız boyunca yaptığımız seçimleri, en yakınlarımız tarafından uğratıldığımız düş kırıklıklarını, bizi tanımlayan ve hayatımızı şekillendiren sınırları sonsuz bilgelik, derinlik, hoşgörü ve tutku ile anlatıyor.
Abdullah ve kız kardeşi Peri 1952 Afganistan'ında Shadbagh'ın küçük bir köyünde babaları ve üvey anneleriyle birlikte yaşamaktadırlar. Babaları Sabri sürekli iş aramakta, yoksulluk ve çetin kış şartlarıyla mücadele etmektedir.
Adı gibi g... tümünü göster
Bir Cinayetin Psikanalizi,1909 yılında sıcak bir Ağustos akşamı Sigmund Freudun, rakibi ve öğrencisi Carl Jung ile birlikte buharlı gemi George Washingtondan inmesiyle başlıyor. Şehrin diğer ucunda, şehri tepeden gören muazzam bir apartman dairesinde, çok güzel bir kadın avizeye asılmış bir şekilde ölü bulunur; cinsel işkenceye maruz kalmış, kırbaçlanmış, kesilmiş ve boğulmuştur. Ertesi gün, ikinci bir güzel kadın - yüksek sosyeteyle alay eden ve donuk, cansız anne-babasını küçümseyen asi bir mirasyedi - katilin elinden kıl payı kurtulur. Ama bir histerik olan Nora Acton, saldırıyla ilgili hiçbir şey hatırlamamaktadır. Amerikanın ilk psikanalistlerinden biri olan Dr. Stratham Younger, Freudun rehberliğinde onu tedavi etmeye başlar.Freud, Jungun rekabetçi ruhuyla ve kendisini yok etme komplolarıyla uğraşırken, kendisini entrikalar, maskeler ve insan zihninin hileleriyle dolu bir cinayet gizeminin içinde bulan kişi Younger oluyor.Akıcı bir dille yazılmış olan ve etkileyici gerçek detaylara dayanan Bir Cinayetin Psikanalizi, yeni bir romancının hayranlık uyandıran yeteneğini gözler önüne sererken, Freud, Carl Jung ve Hamlet hakkında bildiklerinizi gözden geçirmenize neden olacak.
Bir Cinayetin Psikanalizi,1909 yılında sıcak bir Ağustos akşamı Sigmund Freudun, rakibi ve öğrencisi Carl Jung ile birlikte buharlı gemi George Washingtondan inmesiyle başlıyor. Şehrin diğer ucunda, şehri tepeden gören muazzam bir apartman dairesinde... tümünü göster