"Orwell söz konusu olduğunda biçem, insandır."
George Orwell'ın umarsızca yoksul ve yoksun olanlar arasında geçirdiği zamanın bu canlı anlatısı, okuru toplumun en aşağı katmanında sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
Henüz otuzuna gelmemiş gayretli bir yazarken kaleme aldığı bu kitap, Orwell'ın geceleri tahtakurusu dolu otellerde ve en düşkün berduş yatakhanelerinde kalarak; Paris'te bulaşıkçılık yaparak; artıklarla, sigara izmaritleriyle geçinerek; düşler kuran bir kaldırım ressamı, açlıktan ölmenin eşiğinde bir eski Rus subayı vb. düşkünlerle birlikte yaşayarak yoksullukla ve ‘modern vahşetlerle' ilk kez karşı karşıya gelişini belgeler.
Orwell'ın sert ve ‘insan' kalemi; işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın dünyasını yani dünyamızı tüm çıplaklığı ve vahşetiyle gözler önüne seriyor.
"Orwell söz konusu olduğunda biçem, insandır."
George Orwell'ın umarsızca yoksul ve yoksun olanlar arasında geçirdiği zamanın bu canlı anlatısı, okuru toplumun en aşağı katmanında sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
Henüz otuzuna gelmem... tümünü göster
1930ların mali kriz içindeki İngilteresi... Papaz babasının kendisine dayattığı itaatkar ev kızı kimliğini zorla da olsa kabullenen ve kafası hem... mesleği hem de yoksullarla kurduğu ilişkilerle karmaşıklaşır bir genç kız, Dorothy...Ve hayatını alt üst eden, adını dahi unutturan bunalımlar... Orwellin sert ve insan kalemi; işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın dünyasını yani dünyamızı tüm çıplaklığı ve vahşetiyle gözler önüne seriyor.
1930ların mali kriz içindeki İngilteresi... Papaz babasının kendisine dayattığı itaatkar ev kızı kimliğini zorla da olsa kabullenen ve kafası hem... mesleği hem de yoksullarla kurduğu ilişkilerle karmaşıklaşır bir genç kız, Dorothy...Ve hayatını alt ... tümünü göster
"Bu ülkede bulunmamızın, hırsızlıktan başka bir nedeni olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu öylesine kolay ki. İngiltere’nin memuru, Burmalı’nın kollarını tutar, tüccar da adamın ceplerini boşaltır. Britanya İmparatorluğu, İngilizlerin, daha doğrusu Yahudi ve İskoç çetelerinin ticaret tekelleri kurmalarını sağlayan bir aracıdan başka bir şey değildir."
Bu sözler, George Orwell’in Burma’daki İngiliz sömürgeciliğine bakış açısını yansıtıyor. Kendisi de Burma’da görev yapmış olan Orwell, en başarılı yapıtı olarak tanımlanan Burma Günleri’nde, İngilizlerin bu sömürgedeki yaşamını ve yaptıklarını, yerli işbirlikçileri ve fırsatçıları, yerli halka insanca yaklaşarak İmparatorluğun tutumuna karşı çıkanları, aşk, nefret, tutku çemberinde destansı bir anlatımla ele alıyor. Burma Günleri, ilk kez 1934 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlandı. Kitap ve yazarı hakkında herhangi bir dava açılmayınca, ertesi yıl İngiltere’de de basıldı. Ama sömürgecilik dönemi sona erinceye kadar kitabın Hindistan ve Burma’da satılması yasaklandı ve okuyanlar hakkında yasal işlem yapıldı. Burma Günleri, İngiltere’nin, üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk olduğu dönemdeki politik ve sosyal yaklaşımını göz önüne sererken, romandaki karakterlerin işlenmesindeki ayrıntılı ustalıkla da Orwell’in başarısını pekiştirdi.
"Bu ülkede bulunmamızın, hırsızlıktan başka bir nedeni olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu öylesine kolay ki. İngiltere’nin memuru, Burmalı’nın kollarını tutar, tüccar da adamın ceplerini boşaltır. Britanya İmparatorluğu, İngilizlerin, daha doğrus... tümünü göster
İngiliz romancı George Orwell, Hayvan Çiftliği adlı siyasal masalında, zorbalığa dönüşen Stalin yönetimini yerden yere vurmuş; Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı ünlü yapıtında da insanlığı belleksiz ve muhalefetsiz bir totaliter toplum tehlikesine karşı uyarmıştı. Ama bu iki büyük yapıtından önce, 1930lar İngilteresinde sınıf atlama özlemini benzersiz bir kara mizahla eleştirdiği Aspidistra romanını kaleme almıştı. Aspidistra, sınıf atlama özentisindeki dar gelirlilerin bir statü simgesi olarak gördükleri, evlerinden eksik etmedikleri çiçeksiz bir zambak türüdür. Bir reklâm ajansında metin yazarlığı yapan Gordon Comstock, kapitalizmin yutturmacası olarak gördüğü reklâmcılıktan nefret eder, orta sınıfın boğucu yaşamından kaçarak şairliğe soyunur. Bu uğurda sevgilisinden ayrılmayı bile göze alır; ama romanın sürpriz sonunu yine sevgilisi yaratacaktır.
İngiliz romancı George Orwell, Hayvan Çiftliği adlı siyasal masalında, zorbalığa dönüşen Stalin yönetimini yerden yere vurmuş; Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı ünlü yapıtında da insanlığı belleksiz ve muhalefetsiz bir totaliter toplum tehlikesine karşı... tümünü göster
Katalonya'ya Selam, George Orwell'in bir milis olarak katıldığı İspanya İç Savaşında yaşadığı deneylerin bir dökümüdür. Kitap yaşanan acı olayları dürüst bir dille sıcağı sıcağına aktarmış, o dönemde İspyanya içsavaşının cumhuriyetçiler kesiminde yaşanan çatışmalara da önyargı ve şartlandırmaların ötesinde ilk kez ışık tutmuştur. Katalonya'ya Selam, İspanya İç Savaşının karmaşık gelişimine birinci elden tanıklık eden, çağdaş edebiyatın en başarılı ve ilginç örneklerinden biridir. (Arka Kapak)
Katalonya'ya Selam, George Orwell'in bir milis olarak katıldığı İspanya İç Savaşında yaşadığı deneylerin bir dökümüdür. Kitap yaşanan acı olayları dürüst bir dille sıcağı sıcağına aktarmış, o dönemde İspyanya içsavaşının cumhuriyetçiler kes... tümünü göster
Gulliverin Yolculuklarının yazarı Jonathan Swift ile dönemdaş olan Alexander Pope, sadece İngiliz edebiyatı eğitimi alanların adını bildiği önemli bir yazardır. Katolik bir tüccar ailesinin çocuğu olarak çok farklı ahlaksal değerlere sahip olan Pope, asiller sınıfını iyice aşağılar. Bunu için de epik şiirin abartıcı öğelerine baş vurur. Sanki söz konusu olan bir bu klişenin kesilişi değil, bir kentin ele geçirilişidir. Basit bir olayın bu ölçülerde anlatılışı yergi dozunu keskinleştirir. Döneminde çok tutulmuş olan Bukleye Tecavüz, 19. yüzyılda bir bakıma yeniden keşfedilip yeniden ünlenmiş ve bu ününü bugüne kadar da korumuştur.
Gulliverin Yolculuklarının yazarı Jonathan Swift ile dönemdaş olan Alexander Pope, sadece İngiliz edebiyatı eğitimi alanların adını bildiği önemli bir yazardır. Katolik bir tüccar ailesinin çocuğu olarak çok farklı ahlaksal değerlere sahip olan Pope,... tümünü göster
Elendil şu anda kitap okumuyor.