"Orwell söz konusu olduğunda biçem, insandır."
George Orwell'ın umarsızca yoksul ve yoksun olanlar arasında geçirdiği zamanın bu canlı anlatısı, okuru toplumun en aşağı katmanında sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
Henüz otuzuna gelmemiş gayretli bir yazarken kaleme aldığı bu kitap, Orwell'ın geceleri tahtakurusu dolu otellerde ve en düşkün berduş yatakhanelerinde kalarak; Paris'te bulaşıkçılık yaparak; artıklarla, sigara izmaritleriyle geçinerek; düşler kuran bir kaldırım ressamı, açlıktan ölmenin eşiğinde bir eski Rus subayı vb. düşkünlerle birlikte yaşayarak yoksullukla ve ‘modern vahşetlerle' ilk kez karşı karşıya gelişini belgeler.
Orwell'ın sert ve ‘insan' kalemi; işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın dünyasını yani dünyamızı tüm çıplaklığı ve vahşetiyle gözler önüne seriyor.
"Orwell söz konusu olduğunda biçem, insandır."
George Orwell'ın umarsızca yoksul ve yoksun olanlar arasında geçirdiği zamanın bu canlı anlatısı, okuru toplumun en aşağı katmanında sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
Henüz otuzuna gelmemiş gayretli bir yazarken kaleme aldığı bu kitap, Orwell'ın geceleri tahtakurusu dolu otellerde ve en düşkün berduş yatakhanelerinde kalarak; Paris'te bulaşıkçılık yaparak; artıklarla, sigara izmaritleriyle geçinerek; düşler kuran bir kaldırım ressamı, açlıktan ölmenin eşiğinde bir eski Rus subayı vb. düşkünlerle birlikte yaşayarak yoksullukla ve ‘modern vahşetlerle' ilk kez karşı karşıya gelişini belgeler.
Orwell'ın sert ve ‘insan' kalemi; işsizliğin, yoksulluğun ve açlığın dünyasını yani dünyamızı tüm çıplaklığı ve vahşetiyle gözler önüne seriyor.
George orwell' in çok güzel olan kitaplarından. Okumanızı tavsiye ederim.
Parasızlığın o derecesi beni şaşırttı. Berduşluk diye tarif ettiği bir yaşam bizde de var mıydı, ya da hala var mı bilemiyorum. İnşallah yoktur. Bir de umarım restoranlar hala öyle değildir!
Günün birinde beş parasız kalırsanız sizi bekleyen dünya işte bu.
George Orwell, Paris ve Londra'daki yoksul insanların hayatlarını anlattığı bu eserinde, aynı sektörde çalıştığımdan özellikle Paris'te restoranlarda çalışan işçileri anlattığı bölümü okurken, kendi yaşadıklarım gözlerimde canlandı.
"Meteliksiz kalmanın bana kesinlikle öğrettiği bir iki şeyi gösterebilirim. Bir daha hiçbir zaman berduşların sarhoş birer ahlaksız olduğunu düşünmeyeceğim, bir peni verdim diye bir dilencinin bana minnet duymasını beklemeyeceğim, işsizler uyuşuksa buna şaşmayacağım,…, sokakta birisinin uzattığı el ilanını geri çevirmeyeceğim, şık bir restoranda yediğim yemekten tat almayacağım. Bu bir başlangıç."
Kitap gayet güzeldi.Hakikaten beş parasız kalınca başınızdan neler geçebileceğini sadece fiziksel görünüşünüzün değil, bakış açınızın da nasıl farklılaşabileceğini anlatıyor.Kısacası beğendim şöyle de bir cümle vardı söylemeden geçemediğim; " "Şık" bir otel özetle, iki yüz kişi aslında istemediği şeyler için yolunabilsin diye yüz kişinin saçını süpürge ettiği yerdir. "
Nerede olursa olsun bir gün beş parasız kaldığınızda başınıza geleceklerin hikayesi.
1 gün hiç paranızın olmama ihtimalini düşündünüz mü? Yiyecek ekmeğinizin olmadığını, 3 gün aç kalıp kolunuzu kaldıracak halinizin olmadığını?
Paris ve londra'da beş parasızın ilk kısmında pariste 5 kuruş parası olmayan yazarın sırf aç kalmamak için kölelikten beter bir çalışma sisteminin içindeki, ikinci kısmında da londrada sayıları 10binleri bulan berduşların arasındaki yaşam mücadelesi anlatılıyor.
Eminim hiçbirimizin tahayyülünde bu kitapta anlatılanlar kadar kötü şeyler yoktur. Herhalde türkiyedeki kimse yiyecek ekmek bulamayağını düşünmez. Ya da elini yüzünü yıkayamayacağı bir çeşme bulamayacağını. İslamdaki sadaka kültürü buna müsaade etmez. Ve insanımızın kadirşinaslığı. Elbette vardır çok zor durumda olanlar ama sayıları 10binleri bulan berduşların olduğunu, ölmemek için 25 km yol yürüyüp margarinli ekmek ve çay için hapishane gibi yerlerde kaldıklarını, temizliğinse bu insanlar için sadece bir lüks olduğunu, hiç sanmıyorum. Benim için tam anlamıyla bir şükür kitabı oldu:) yazarın kitabın sonunda berduşlar için sunduğu çözüm önerileriyse o kadar basit ve yapılabilir ki ingiliz devletinin bu insanlara karşı hiçbir vicdani sorumluluk hissetmediği aşikar. Neyse vatanımızın milletimizin kıymetini bilelim gençler, tarihi çöplük olan avrupaya da imrenmeyi keselim.
Karton Cilt, 1. baskı, 255 sayfa
Ekim2004 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı