Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, Yirmi birinci Yüzyılın ilk yarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlara 21. Yüzyılın romanı diyebiliriz. Romanın konusu, kıtalar arası uçuşlar yapan bir Türk pilotun, Hindistan yolculuğuyla başlar. Binlerce yıl önce, Hindistanda yaşamış olan, Bilge Jambuna Ana öldüğünde, Himalayalarda bulunan bir buzul yöresine gömülmüştür. Jambuna Ana, geçmişte, ilkel insanlara insanlık ilkelerini öğreten, kutsal bir kişidir. Gün gelip de eğer insanlık, eski çağlarda olduğu gibi, yeniden ilkelleşip yozlaşarak, sevgisizlik ve duyarsızlık hastalığına tutulursa, Jambuna Ruhu, bir kez daha dünyaya gelecektir. Buz gömütteki ceset, her yıl, gece ile gündüzün eşitlendiği gün, Şafak sırasında, birkaç dakikalığına, apaçık görülmektedir. Jambuna efsanesine göre, buzuldaki ceset bu özel günde görülmez olduğunda, Jambuna Ana Ruhunun bir kadın bedeninde, yeniden dünyaya geldiği anlaşılacaktır. Bir gün, ceset görülmez olur. Çünkü insanlar öylesine ilkelleşip yozlaşmışlardır ki!... Haydi gelin, merak ve heyecan dolu serüvenler yaşayarak, Jambuna ruhunu taşıyan kadını, yeryüzünde aramaya çıkalım!...
Bu kitaptaki serüvenler, günümüzde başlayıp, Yirmi birinci Yüzyılın ilk yarısına kadar sürmektedir. Bu nedenle Gökyüzündeki Mor Bulutlara 21. Yüzyılın romanı diyebiliriz. Romanın konusu, kıtalar arası uçuşlar yapan bir Türk pilotun, Hindistan yolculu... tümünü göster
Sinema ve kitap bilgisini sınayıcı, eğlenceli bir test.
Sinema ve kitap bilgisini sınayıcı, eğlenceli bir test.
Khaled Hosseini'nin kitabı ile ilgili zevkli ve basit bir quiz...
Khaled Hosseini'nin kitabı ile ilgili zevkli ve basit bir quiz...
Mark Mellery, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: “Aklından herhangi bir sayı tut – 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.” Mellery öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: “Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin… Küçük zarfı aç.”
SENİ O KADAR İYİ TANIYORUM Kİ NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ BİLİYORUM
"Aldıklarını geri vereceksin
Vermiş olduklarını aldığın zaman.
Biliyorum ne düşündüğünü,
Ne zaman uyuduğunu,
Nereye gittiğini,
Nereye gideceğini.
Seninle bir randevumuz var,
Bay 658."
Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz Aklından Bir Sayı Tut, kolay kolay unutmayacağınız bir roman.
Mark Mellery, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: “Aklından herhangi bir sayı tut – 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.” Mellery öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: “Sırlarını nasıl b... tümünü göster
Canan Tan, bir ilk romanla okurlarının karşısına çıkıyor: Piraye.Genç ve güzel Piraye adını Nazım Hikmetin eşinden almıştır. Genç kızın babasıdır Piraye ismine tutkun olan; diğer kızı da babanın Nazım Hikmet hayranlığından payını alır: Hatice. Babanın açıklaması ilginçtir ki bu açıklama romanın temalarından birini de oluşturacaktır: Piraye, Nazım Hikmetin karısı. Tam adı Hatica Pirayedir. Nazım Hikmetin onun için yazdığı şiirler ve mektuplar, edebiyatımızın gerçek yüz aklarıdır.Pirayenin babasının bu açıklaması karşısında ilk tepkisi şaşkınlıktır: (...) Babam elinden kitap düşmeyen, aydın bir insandı. Ama onun, kızlarına bir şairin -hem de yasaklı bir şairin- karısının adını verecek kadar edebiyat tutkunu olduğunu yeni keşfediyordum.Pirayenin doğduğu günden bu yana içinde taşıdığı edebiyat ve şiir tohumları hayatının bir bölümünde ilişkilerine de yansıyacaktır. Roman, genç bir kızın aile, okul, aşk ve evlilik yaşantısına odaklanan ilginç bir biyografi özelliğine sahip; yazar, yarattığı kadın kahramanın yaşantısına bir kadın duyarlılığı ile yaklaşıyor. Romanın ilk sayfalarında idealleri olan genç bir kız olarak tanıştığımız Piraye, sayfalar ilerledikçe ilişkilerin farklı boyutlarını yaşayacak, aşk duygusunun karşılığını kendi hayatına yerleştirmeye çalışacaktır. Piraye romanını bir dram haline getiren ise genç kızın evlilik ve evlilik sonrası yaşantısı olacaktır; Piraye, üniversite öğreniminin hemen ardından Diyarbakıra gelin gidecektir.Pirayeyi yakın çevrenizde aramayın sakın, diyor Canan Tan. Hem onun, hem de romandaki diğer karakterlerin hayal ürünü olduklarını belirtmeme, bilmem gerek var mı? Ama uzak şehirdeki şarkının nihavent olduğunu söyleyen Nazım Hikmet ve Gözlerin hani? diye soran Ahmed Arif gerçek.Roman, yazarın kendi hayatından da belli belirsiz izler taşıyor okuruna.
Canan Tan, bir ilk romanla okurlarının karşısına çıkıyor: Piraye.Genç ve güzel Piraye adını Nazım Hikmetin eşinden almıştır. Genç kızın babasıdır Piraye ismine tutkun olan; diğer kızı da babanın Nazım Hikmet hayranlığından payını alır: Hatice. Babanı... tümünü göster