Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?
C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik.
Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.
Her şeye “karşı” duran, “karşı” çıkan, “karşı” olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. “C.” diyor Yusuf Atılgan kısaca.
İnsan her şeye bunca “karşı”yken kendine de “karşı” olmadan nasıl sürdürülebiler bir “karşı” yaşamı?
C., sıradanlığ... tümünü göster
İki Şehrin Hikâyesi, Charles Dickensın Fransız ihtilali yıllarında kaleme aldığı, ilk satırlarından itibaren merak ve korku dolu sahnelerle okuyucuyu kitaba bağlayan en önemli eserlerinden biri.Dickens, bu eserinde Londra ve Parisin yaşadığı açlık, sefalet, hüzün ve kederi tüm açıklığı ve acımasızlığı ile ortaya koyuyor. Eser, mutlaka okunması gereken bir Dickens romanı.
******
Hiçbir erkek bir kadını sevip kaybettikten sonra, duygularında değişiklik olmadan onu birinin eşi, bir anne olarak pek görememiştir. Ne var ki Lucienin çocukları Sydneye garip bîr yakınlık gösteriyorlardı; içlerinden gelme bir acıma duygusu vardı onlarda. Bu da gizli duygulara kimbilir nasıl dokunuyor! Bunu hiçbir yankı anlatmıyorsa da bu bir gerçektir, burada da öyleydi. Sydney Carton Küçük Lucienin o yumuk ( kollarını açtığı ilk yabancıydı, kız büyüdükçe de Sydney Carton yerini elde tuttu. Küçük oğlanda hemen son dakikasına kadar ondan söz etmişti. Zavallı Carton! Benim yerime öpün onu...
************
Dickens, bu eserle Fransız Devriminden yaklaşık yetmiş beş yıl sonra, daha önce bir kez denediği tarihsel romana dönüş yapar. İngiltere adasının karşısındaki Fransada, 19. yüzyılın hemen öncesinde cehennem bir süreliğine yeryüzünde kurulmuş gibidir. Dickensa göre devrimi Fransaya davet edenler, özellikle imtiyazlarını bencilce değerlendiren, üretimden kopuk, suça batmış, insafsız, asalak Fransız aristokratlarıdır. Tarihe ve devrime bu bakışıyla, İngilteredeki aristokratların ve muhafazakâr sınıfların büyük tepkisini çeken Dickens, romanın sadece eylemsel çatısını değil, mekânsal dağılımını da zıtlıklar üzerine kuruyor. Ancak roman, iki şehrin hikâyesini, Londra ve Parisi canlı bir organizma olarak anlatmak ve Devrimin büyük simalarını sunmak yerine aristokrasiden, orta sınıflardan ve halktan temsili tipleri bir aşk öyküsü ekseninde topluyor.İki Şehrin Hikâyesi: Tarihle dehşetin buluştuğu an...
************
Kasım ayının sonlarıydı; bir cuma gecesi oldukça geç saatlerde Dover Postası zorlukla Shooter Yokuşunu çıkıyordu. Vadide sis vardı ve ağır ağır yukarılara doğru yükseliyordu. Denize benzeyen ıslak, yapışkan bu sis koca koca dalgalar gibi yayılıyordu. Sisin yoğunluğundan, arabanın lambaları ancak bir ifei adım uzağı aydınlatabiliyordu. Üç yolcu arabanın yanında çamura bata bata tepeye çıkıyordu. Bu havada yürümek hoşlarına gitmiyordu ama buna mecburdular. Yokuş dikti, yerler kayıyordu, atlar bile arabayı zor çekiyordu, üç defa durmuşlardı. Hatta bir kez artık güçleri kalmadığı için geri dönmek istermiş gibi arabayı yolun kenarına doğru çektiler; ama muhafızlar dizginlerini ve kırbaçlarını kullanarak onları tekrar yola sokmuştu.
************
19. yüzyıl Fransa sının toplumsal ve ekonomik sefaletini anlatan ve seçkin sınıfın eleştirisinin yapıldığı roman.
******
İki Şehrin Hikâyesi, Charles Dickensın Fransız ihtilali yıllarında kaleme aldığı, ilk satırlarından itibaren merak ve korku dolu sahnelerle okuyucuyu kitaba bağlayan en önemli eserlerinden biri.Dickens, bu eserinde Londra ve Parisin yaşadığı açlık, s... tümünü göster
Öksüz ve yetim kaldıktan sonra bir berber cerrah tarafından çırak olarak yetişmeye başlayan,hem hokkabazlık hem de cerrahlık yaparken tanıştığı bir Yahudi hekimden etkilenip 2 yıl süren bir yolculuğun ardından İran'a, Hekimlerin Hekimi İbni Sina'nın talebesi olmak, hiç olmazsa eteklerini öpmek için yola çıkan, İsfahan'da Müslümanların Hristiyanlara hekimlik dersi vermemesinden dolayı Yahudi kılığına giren Robert Jeremy Cole'un hikayesi..
Kitabı okurken Rob J. ile uzun bir yolculuga çıktığınızı düşünebilir, onunla birlikte susayıp onunla birlikte yorulma hissine kapılabilirsiniz. Öte yandan tıp biliminin Orta Çağ'da -özellikle doğuda- nasıl olduğu, 3 kutsal din tarafından insanın cerrahi operasyonlarla kesilmesinin yasak olduğu için her şeyin Galen'in kitabından öğrenilmek zorunda olunan ölü bir ilim olduğunu göreceksiniz. Kahramanımız Rob J. inançları ve yasakları bir kenara bırakıp,tehlikeleri göze alıp Tıp biliminin gelişmesine, özellikle hiçbir hekimin çare bulamadığı iç hastalıkları konusunda bir şeyler yapmaya, insanlara faydalı olmaya çabalıyor.
Sonuç olarak akıcı bir kitap.Kitabı okumaya başlar başlamaz devamını getirmek bir an önce merakınızı gidermek isteyeceksiniz..
Öksüz ve yetim kaldıktan sonra bir berber cerrah tarafından çırak olarak yetişmeye başlayan,hem hokkabazlık hem de cerrahlık yaparken tanıştığı bir Yahudi hekimden etkilenip 2 yıl süren bir yolculuğun ardından İran'a, Hekimlerin Hekimi İbni Sina'nın ... tümünü göster
Gerçek bir aile kurup aile huzuru dediklerini yaşasaydım, kırkına gelmiş ve geride hiçbir şey bırakmamış bir Yavuzdan daha iyi bir Yavuz mu olurdum acaba?
Orta yaşına gelmiş günümüz (anti)kahramanı Yavuz Erden mütevazı bir subay ailesinin oğludur. İyi okur, akıllıdır da; genç yaşında bir prodüksiyon şirketinde mevki sahibi olur; marka kol saatleri, ev bark ve kendi tabiriyle bir Bi-em-dabılyu da... Kadınları sever ama en sonunda bir denge tutturabildiği Handeyle evlenmekte karar kılar.
Ancak yapımcısı olduğu popüler dizinin güzel yıldızı Aylin Duruyla yakınlaşması, bu dengeyi altüst eder. Bir yandan da kendini ve geçmişini sorgulayan Yavuzu zor günler beklemektedir...
Gerçek bir aile kurup aile huzuru dediklerini yaşasaydım, kırkına gelmiş ve geride hiçbir şey bırakmamış bir Yavuzdan daha iyi bir Yavuz mu olurdum acaba?
Orta yaşına gelmiş günümüz (anti)kahramanı Yavuz Erden mütevazı bir subay ailesinin oğludur. İ... tümünü göster