Kitaplar, gerçekten de okuyucuların yakınmalarına neden olacak kadar pahalı mıdır?” Sıkça sorulan bu sorunun cevabını bu kez George Orwell arıyor. İşe elindeki kitapların envanterini çıkararak başlıyor ve sigaraya harcanan parayla kitaba harcanan para arasında bir kıyas yapıyor. Cevap sizce ne?
Kitaplar ve Sigaralar, eleştirmenlik ve sahaflık da yapmış olan Orwell’ın sansu¨rden başlayıp eleştirmenliğin çelişkilerine uzanan geniş bir yelpazede edebiyat camiasına ilişkin gözlemlerinden oluşan makalelerini bir araya getiriyor. Edebiyat du¨nyasına ve bu du¨nyadaki ilişkileri yöneten ve yönlendiren etiğe ilişkin özgu¨n bir bakış açısı sunan Orwell, yazar, eleştirmen ve okurların panoramasını dönemin politik atmosferi eşliğinde değerlendiriyor.
''Sahafta çalışırken –eğer sahafta çalışmıyorsanız bu mekanı kafanızda çekici yaşlı beyefendilerin uçsuz bucaksız deri ciltli kitap sayfalarının arasında gezindiği bir tu¨r cennet olarak canlandırmanız ne kadar da kolay– beni en çok etkileyen şey gerçek kitapseverlerin az bulunurluğu olmuştu. İlk baskı zu¨ppeleri, edebiyat sevdalılarından daha fazlaydı; ucuz ders kitapları için pazarlık yapan doğulu öğrenciler onlardan da çoktu; ama en çok yeğenleri için doğum gu¨nu¨ hediyesi arayan kafası karışık kadınlar geliyordu. Örneğin 1897’de çok hoş bir kitap okumuş olan, kendisi için o kitabın bir nu¨shasını bulup bulamayacağınızı soran sevgili yaşlı hanımefendi. Ne yazık ki kitabın adını ya da yazarını hatırlamıyor, tıpkı hangi konuyla ilgili olduğunu da hatırlamadığı gibi; fakat kırmızı bir kapağının olduğunu unutmamış.''
Kitaplar, gerçekten de okuyucuların yakınmalarına neden olacak kadar pahalı mıdır?” Sıkça sorulan bu sorunun cevabını bu kez George Orwell arıyor. İşe elindeki kitapların envanterini çıkararak başlıyor ve sigaraya harcanan parayla kitaba harcanan par... tümünü göster
Tıp doktoru ve uluslararası bir üne sahip psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross tarafından 1969 yılında kaleme alınan Ölüm ve Ölmek Üzerine, 20. yüzyılın sonlarında yapılan en önemli psikolojik çalışmalardan biri olarak kabul ediliyor. Ölümün ; yadsıma ve kendini yalanlama, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme gibi bugün artık bilimsel çevrelerce çok iyi tanımlanan beş evresinin ilk kez araştırıldığı eserde hastanın, doktorların ve hasta ailesinin yaklaşan ölümden nasıl etkilendiği örneklerle anlatılıyor. Elisabeth Kübler-Ross, yaşamdaki tek gerçekliğin ölüm, ölümü anlamlı kılmanın tek yolunun ise doyasıya yaşamak olduğunu okuru ürkütmeden gözler önüne seriyor.
Tıp doktoru ve uluslararası bir üne sahip psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross tarafından 1969 yılında kaleme alınan Ölüm ve Ölmek Üzerine, 20. yüzyılın sonlarında yapılan en önemli psikolojik çalışmalardan biri olarak kabul ediliyor. Ölümün ; yadsıma... tümünü göster
Bu kitap, paraya çok sıkışıldığında babaannenin cebe sıkıştırdığı yüklü miktardaki harçlığın yarattığı duyguyu hatırlatıyor: Sevinç ve daha fazlasına duyulan utanmaz ihtiras... Feyyaz Yiğit daha ilk eserinde edebiyat ustalarının uzun yıllar içinde eriştiği bir mahareti kazanmış görünüyor. Donukluğun içindeki hareketi, saçmalığın içindeki sağduyuyu, sıradanlığın insana umut veren mucizesini ve beklenmeyen şeyleri aslında nasıl da beklediğimizi bize zahmetsizce sergileyiveriyor. (Aziz Kedi)
*
Hayatımın tümüne olduğu kadar ismini verdim.
Öyle güçlü bir zırh ki olduğu kadar. Her zaman ve her şeye, gerekli veya gereksiz söyleyiver gitsin. Kendi kendine durduğun yerde arka arkaya beş bin kere söyle istersen. Tanıdığım ve tanımadığım herkes, biliyorum ki olduğu kadarıyla yetiniyor. Dünya çirkin bir yer olsun istiyorsan, olduğu kadar çirkindir. Birisini çok mutlu etmek istersen eğer, olduğu kadar mutlu edersin onu. Olduğu kadarı seni rahatsız ediyorsa, ona yine olduğu kadar itiraz edebilirsin.
Olduğu kadar dünyadaki bütün sorulara verilebilecek en güçlü cevaptır. Ama yine de hiçbir zaman TAM olarak tatmin edemez kimseyi. Özü gereği yine olduğu kadar tatmin etmek zorundadır. Tam değilse eksiktir, eksik olduğu kadar tamdır.
Bu kitap, paraya çok sıkışıldığında babaannenin cebe sıkıştırdığı yüklü miktardaki harçlığın yarattığı duyguyu hatırlatıyor: Sevinç ve daha fazlasına duyulan utanmaz ihtiras... Feyyaz Yiğit daha ilk eserinde edebiyat ustalarının uzun yıllar içinde er... tümünü göster
''Tanıştığımız tüm aptalların anısına.''
''Kimilerinin aklında şokellayı çok seven bir insan olarak yaşıyorsun. Demem o ki biraz dahası olan hiçbir şeye inanma sakın.''
''Evvela aynadaki haline bakıp kendisine âşık olan ve ırzına geçen, ardından söz olacak diye kendisini nikâhına alan insanın dünyasıdır bu. Sonsuz bir sevgiyle evinde yalnız bırakmalıdır onu. İnsanın başına ne geliyorsa hep iyi niyetinden geliyor, haklısınız. Bence siz başkalarını da kendiniz gibi sanıyorsunuz. Ama yapmayın. Hemen güveniyorsunuz insanlara. Babanızın oğlu mu bu
İnsanlar...''
''Ona kulak asma... Sevemeyeceğin insanları biraz daha sev, gülemeyeceğin şakalara biraz daha gül, kazanamayacağın paraları ve hayatları hayal et biraz daha. Biraz daha başarılı, biraz daha gururlu, biraz daha sevimlisin artık. Kontrol et ki elinden sıyrılıp kaçmasın fırsat buldukça övdüğün naif hayatın. Ölçülebilir ihtiyaçlarını karşılamaya hazırlar biraz daha. Ama tabii ki sen bekliyorsun. Nasıl durulur, aynı benim gibi biliyorsun. Biraz daha dön eski haline. Biraz daha tasarla çoktan biten o günü. Lütfen hemen acımaya başlama kendine, biraz daha dur.''
''Kim beni ne sebeple affeder bilmiyorum.''
''Tanıştığımız tüm aptalların anısına.''
''Kimilerinin aklında şokellayı çok seven bir insan olarak yaşıyorsun. Demem o ki biraz dahası olan hiçbir şeye inanma sakın.''
''Evvela aynadaki haline ... tümünü göster
Filmi 1984 Berlin Film Festivalinde dört ödül birden alan Hakkâride Bir Mevsim, Çince ve Japonca dahil, çeşitli dünya dillerine çevrilmiştir.
Filmi 1984 Berlin Film Festivalinde dört ödül birden alan Hakkâride Bir Mevsim, Çince ve Japonca dahil, çeşitli dünya dillerine çevrilmiştir.
Yazar - Şair
Lise eğitimini yarıda bırakıp edebiyata yöneldi. Bir dönem kitapçılık yaptı.
İlk şiiri 1988 yılında yayınlandı. Sonrasında ağırlıklı olarak Dergâh, Kırklar, Derkenar, Merdiven, Endülüs, Kardelen, Düş Çınarı ve Kaşgar dergilerinde göründü. 1998-99 yılları arasında Sağduyu gazetesinde kültür sanat editörü ve köşe yazarı olarak çalıştı. Milli Gazete'de köşe yazarlığı ve düşünce sayfası editörlüğü yaptı. 2000-2005 yılları arasında, 36 sayı yayınlanan Kırklar dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Aynı yıllar içinde, Birey ve Birun yayınlarında dizi editörlüğü yaptı. Kırk civarında şiir, hikâye ve deneme kitabının yayınlanmasına vesile oldu.
Ağır Misafir adlı eseriyle, 2008 yılında, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Yılın Şairi seçildi. Aynı yıl, Yılın Yazarı ödülünü de aldı. Evli ve beş çocuk babasıdır.
ESERLERİ:
Şiir:
Üç Köpük, Peltek Vaiz, Güzellik Uykusu, Giderken Söylenmiştir, Ağır Misafir.
Deneme:
Uçuş Denemeleri, Son Düzlük.
Ayrıca üç kitap halinde Dergâh dergisi Şiir, Hikâye ve Yazı Güldesteleri'ni yayına hazırladı.
Yazar - Şair
Lise eğitimini yarıda bırakıp edebiyata yöneldi. Bir dönem kitapçılık yaptı.
İlk şiiri 1988 yılında yayınlandı. Sonrasında ağırlıklı olarak Dergâh, Kırklar, Derkenar, Merdiven, Endülüs, Kardelen, Düş Çınarı ve Kaşgar dergilerinde gö... tümünü göster
Funduk şu anda kitap okumuyor.