Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.
Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişi... tümünü göster
Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişileri, kendi özyaşamlarına dönerler, en sonunda da canlarının istediğini yaparlar. Ben hiçbir romanımda bu romanımdaki kadar ipleri elimde tutamadım. Belki bunu konu ve hacim nedeniyle başarmışımdır. Konusu çok sert olan ve hemen hemen polisiye bir roman gibi işlenen bir roman bu. Üstelik oldukça da kısa. Sonuçtan hoşnutum. Bundan önce de en iyi romanım Yüzyıllık Yalnızlık değil de Albaya Mektup Yazan Kimse Yok adlı yapıtımdı. Ben öyle sanıyordum; ve bunu da sık sık söyledim. Şimdi de en iyi romanımın Kırmızı Pazartesi (Gronica de Una Muerte Anunciada) olduğunu sanıyorum.
Her yazar, yazdığı en son romanın en iyi romanı olduğunu sanır. Benim bu romanım için böyle düşünmemin nedeni, yapmak istediğimi tam olarak gerçekleştirebilmiş olmamdır. Romanlar, yazılırken yazarlarının elinden kaçıp kurtulmak isterler. Romanın kişi... tümünü göster
Sadece bir yönetici misiniz, yoksa bir stratejist mi? H.H. Hinterhuber W. Popp İşletmelerde stratejik yönetim Doç. Dr. Ömer Dinçer Lider ve yönetici: aralarında fark var mı? A. Zaleznik Liderlik öğrenilebilir Pierre Casse Yöneticilikten etkin liderliğe Azmi Yalçın Lider olmanın temel ilkeleri W. Bennis Ağır sıklet yöneticiler Kim Clark Küresel yöneticiler R.B.Reich Küresel iş anlayışı P.Barnevik Kaostan kuvvet bulmak T. Peters Başarılı girişimciye on emir M.H. McCormack Liderliğin yedi anahtarı K. Labich Yeni fikirler nasıl ortaya çıkar? E.P. Mattar İş hayatında sezginin gücü P. Thorne Felsefeyle kariyer L. Lessing Pazarlamada akrabalık ilişkisi P. Kotler Organizasyon kültürü Mahmut Özdevecioğlu Şirket kimliğinin oluşturulması A. Niatt Şirket kültürü ve misyonu: Önce Hizmet R. McDermott
Sadece bir yönetici misiniz, yoksa bir stratejist mi? H.H. Hinterhuber W. Popp İşletmelerde stratejik yönetim Doç. Dr. Ömer Dinçer Lider ve yönetici: aralarında fark var mı? A. Zaleznik Liderlik öğrenilebilir Pierre Casse Yöneticilikten etk... tümünü göster
Edebiyat dünyasına Uyandıran Aşk isimli şiir kitabı ile adım atmış olan Nermin Bezmen, bu kez Çarlık Rusyasının debdebeli yaşantısından Bolşevik ihtilali ile İstanbul'a sürüklenen hayatları anlatıyor. 1892'nin Yaltasından St. Petersburg'un saltanat günlerine, Karpatlar cephesinden ihtilalin cehennemine ve nihayet işgal altındaki İstanbula, 1920'lerin Perasına, macera dolu bir yolculuk yapacaksınız. Onlarla beraber polkaların, troykaların sihirli alemini, ihtilalin acımasızlığını, parçalanmış Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerini yaşayacaksınız.
Kurt Seyt: Mirza Eminof'un oğlu olarak servet ve ünvanla doğmuştu. Yakışıklıydı, hırslıydı, cesurdu. Çar Nikola'nın Muhafız Alayında genç bir Üsteğmen oluşu onu Bolşeviklerin ölüm listesine dahil etmişti. Kaçarken getirdiği bir taka dolusu silahı Mustafa Kemal'in Kuva-yi Milliyesine teslim ettiğinde, karşılık istemeyecek kadar gururluydu. Hayatına sıfırdan başlarken elinde kalan serveti sadece gururu ve aşkıydı.
Shura: Tchaikovsky nağmelerinin romantizmi ile sarılmış karlı bir Moskova gecesinde, henüz onaltısındayken saf güzelliği, beklentisiz aşkı ile Seyit'in dünyasına girdi. Ailesinin ünvanı, serveti onun da ülkesinde kalmasına yardımcı olamadı. Sevdiği erkekle atıldığı bu macerada bir daha hiç göremeyecekleri vatanlarının, ailelerinin, artık yaşamayacakları geçmişlerinin hasretlerini birbirlerinin aşklarında dindirmeye çalıtılar. Büyük bir aşkın, harbin, ihtilalin, hasret ve hüzünlerin hikayesi ile okuyucuyu baştan sona kendine has bir tat, merak ve heyecanla sürükleyen, uzun süren araştırmaların gerçeklikle aktarıldığı bir roman, Kurt Seyt ve Shura.
Edebiyat dünyasına Uyandıran Aşk isimli şiir kitabı ile adım atmış olan Nermin Bezmen, bu kez Çarlık Rusyasının debdebeli yaşantısından Bolşevik ihtilali ile İstanbul'a sürüklenen hayatları anlatıyor. 1892'nin Yaltasından St. Petersburg... tümünü göster