Hamal ve ihtimal kelimeleri akrabadır. Entelektüel, ihtimallerin hamalıdır. Her ihtimali düşünmek zorundadır.
Popüler şarkılardan sıkılan entelektüeller, nedense, popüler sorulardan ve cevaplardan sıkılmıyorlar. Eğer her ihtimali düşünselerdi, hakikat muamelesi yaptıkları popüler cevaplardan kuşkuya düşer, egemenlerin kültürüne evrensel kültür demeye son verirlerdi...
Eğer çevreciler gerçekten bilinçli olsaydı, merkeze "çevre" demekten vazgeçerlerdi...
İnsanoğlunun ırkçılık yüzünden ödediği ağır bedellerden sonra çareyi "dünya vatandaşı" olmakta bulanlar, iddialarının aksine dünyalarının Avrupa'dan ibaret olduğunu, geride kalan her vatanın ve kültürün teferruat olduğunu görürlerdi...
Yolu ve yöntemi hesaba katmadan düşünmek, kulağa hoş gerisi boş kıyaslamalarda bulunmak, böylesi popüler kavramlar üretmek, entelektüel yolsuzluktur.
Türkiye'de yıllardır sadece bankaların değil, kavramlarımızın, kitaplarımızın, belgelerimizin ve hatıralarımızın içi de usulsüz işlemlerle boşaltılmıştır.
Bu entelektüel yolsuzluğun eski adı, usul/yöntem sahibi olmadan, bilgi sahibi olmaktır. Yöntemsiz düşünmek, yolda olmamaktır.
Entelektüellerin Hurafeleri; yolda olanların, yolunu şaşıranların, yerinde sayanların, ileri-geri konuşanların ve susanların - yolculuk boyunca - elden düşüremeyeceği bir kitap...
Hamal ve ihtimal kelimeleri akrabadır. Entelektüel, ihtimallerin hamalıdır. Her ihtimali düşünmek zorundadır.
Popüler şarkılardan sıkılan entelektüeller, nedense, popüler sorulardan ve cevaplardan sıkılmıyorlar. Eğer her ihtimali düşünselerdi, hak... tümünü göster
Keyfekader Kahvesi'nde sizi kıvrak bir dil, yetkin bir üslup ve kusursuz kurgulara sahip öyküler bekliyor.
Modern ve postmodern anlatı biçimlerini aynı yetkinlikle kullanan yazar, farklı biçim denemeleriyle okura keyifli bir çeşitlilik sunuyor: Aykut Ertuğrul, kimi hikâyelerde fantastiğe göz kırparken kimindeyse Borgesyen büyülü gerçekçiliğin sularında yüzüyor. Gelenekten beslenen fantastik temaların yanında sıradan konuların sıradışı bir üslupla anlatıldığı öykülerle okuru adeta esir alıyor.
Öykülerde sıkça kullanılan metinler-arasılık, nitelikli okur için çok katmanlı bir anlam dünyasına kapı aralıyor. Okur yalnızca tahkiyede usta bir yazarla değil, Modern Türk Öyküsü'nün sorunsallarıyla da yüzleşen ve yeni kapılar açmaya çalışan gerçek bir yazarla karşılaşıyor.
Aykut Ertuğrul'un tüm bu vasıflarıyla Modern Türk Öyküsü'nü bir adım öteye taşımaya şimdiden aday olduğunu söyleyebiliriz.
"Vefasız Kemerli köyünü, köy sakinlerini düşünüyorum. Tanıdıklarımın simaları birer birer gözümün önüne geliyor. Sular altında kalmış bir köy hayal ediyorum. Kâtip ve Kara Köpeğin ayak sesleri duyulmaz oluyor. Duvardaki ceylanın gözlerine bakıyorum uzun uzun.
Sen onlar gibi olma...
Ceylan şimdi daha sakin, akreple yelkovan yavaşlıyor...
Avluya çıkıyorum. Aralık kapıdan Kâtip'le köpeği görüyorum. Ben: Kâtip'le Kara Köpeğin can düşmanı, talebesi, muhafızı, yareni; tekrar edile edile değersizleşmiş bir fedakârlığın biçare kahramanı, ne katili ne maktulü hayatta olan bir kan davasının son kurbanı...
İşte hamlemi yapıyorum"
Keyfekader Kahvesi'nde sizi kıvrak bir dil, yetkin bir üslup ve kusursuz kurgulara sahip öyküler bekliyor.
Modern ve postmodern anlatı biçimlerini aynı yetkinlikle kullanan yazar, farklı biçim denemeleriyle okura keyifli bir çeşitlilik sunuyo... tümünü göster
Meşa Selimoviç, Derviş ve Ölüm'de mutlak dinî doğrular üzerine kurulu dünyasında yaşayan Mevlevî şeyhi Ahmed Nureddin'in, erkek kardeşinin suçsuz yere tutuklanıp idam edilmesinden sonra düştüğü derin karmaşayı resmediyor. Suç, ceza, adalet, din ve otorite kavramları çerçevesinde insanın ruh dünyasındaki çelişkileri, gelgitleri incelikle işliyor.
1967'de yayımlanan Derviş ve Ölüm, değişik dönemlerde birçok eleştirmenin övgüsünü kazanan, sinemaya uyarlanan, MEB'in tavsiye ettiği 100 Temel Eser listesinde yer alan, otuz dile çevrilmiş ve birçok önemli edebiyat ödülüne layık görülmüş bir başyapıt.
“Modern(ist) edebiyatçıların benmerkezci hayalciliğin pençesinde kıvrandığı bir dönemde Selimoviç, dervişliğe, ölüme ve adalet(sizlik)e ilişkin bu ölümsüz eseri yazmıştır. […] Mahmut Kıratlı’nın enfes çevirisinden okuyacağınız eser, bu yönüyle, yani ahlaki olanla politik olan arasındaki çatışmayı eksene alması, geleneksel bilgeliğin modern zamanlarla karşılaşması, ‘öteki’nin ölümü üzerinden adaleti sorgulaması bakımından son derece değerli bir hikâyedir; çok önemli bir meseleyi önümüze getirir.”
Sadık Yalsızuçanlar
Meşa Selimoviç, Derviş ve Ölüm'de mutlak dinî doğrular üzerine kurulu dünyasında yaşayan Mevlevî şeyhi Ahmed Nureddin'in, erkek kardeşinin suçsuz yere tutuklanıp idam edilmesinden sonra düştüğü derin karmaşayı resmediyor. Suç, ceza, adalet,... tümünü göster
Hattat_F.Büşra şu anda kitap okumuyor.