20. Yüzyıla damgasını vurmuş bir düşünür olan Bertrand Russelldan düşünce klasikleri arasına girmiş bir yapıt Din ile Bilim. Kör inançla us, duygusal değerle gerçek değer arasındaki kesin ayrımın bilincine varılmadıkça gerçek anlamda bir ilerlemenin mümkün olmayacağını gösteriyor. TADIMLIKDin İle Bilim insan düşüncesinin, kör inançların baskısından, karanlıktan, bilgisizlikten kurtulma, aydınlanma çabasını tarih sırasıyla, başlangıcından bu yana adım adım yansıtan bir yapıttır. Russell bu kitabında din ile bilim, kör inançla us, duygusal değerle gerçek değer arasındaki kesin ayrımın bilincine varılmadıkça gerçek anlamda bir ilerlemenin mümkün olamayacağını kanıtlarıyla göstermektedir. Bu bakımdan bu kitap bizim için büyük önem taşıyor. İleri bir toplum olma yolundaki savaşımızda, bu en önemli sorunun, dinsel inançla bilimsel düşünce karşıtlığının, derli toplu, soğukkanlı bir tartışması yapılmadı. Din ile bilim arasındaki ayrım söylevlerde kaldı ancak. Bugün, ötedenberi süregelen bir alışkanlıkla, zaman zaman bilimsel düşünce yolunda, us yolunda görülen değerli atılımlar da kolayca katılaştırılıp, gerçek amaçlarından, niteliklerinden uzaklaştırılıyorlar. Atatürkün Hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözü bir yandan üniversitelerimizin giriş kapılarında, öte yandan ilime verilen başka bir anlamda, ramazanda cami mahyalarında göze çarpıyor. Üstelik, birtakım politikacıların da, bizde bu konuda gerekli bilincin uyanmamış olmasından yararlanmaya kalkıştıkları, bu durumu çıkarları uğruna kullandıkları da sık sık görülüyor. Din ile Bilimin bu temel sorunlara ışık tutacak nitelikte bir yapıt olduğuna inanıyorum.
20. Yüzyıla damgasını vurmuş bir düşünür olan Bertrand Russelldan düşünce klasikleri arasına girmiş bir yapıt Din ile Bilim. Kör inançla us, duygusal değerle gerçek değer arasındaki kesin ayrımın bilincine varılmadıkça gerçek anlamda bir ilerlemenin ... tümünü göster
20. Yüzyıla damgasını vurmuş bir düşünür olan Bertrand Russelldan düşünce klasikleri arasına girmiş bir yapıt Din ile Bilim. Kör inançla us, duygusal değerle gerçek değer arasındaki kesin ayrımın bilincine varılmadıkça gerçek anlamda bir ilerlemenin mümkün olmayacağını gösteriyor. TADIMLIKDin İle Bilim insan düşüncesinin, kör inançların baskısından, karanlıktan, bilgisizlikten kurtulma, aydınlanma çabasını tarih sırasıyla, başlangıcından bu yana adım adım yansıtan bir yapıttır. Russell bu kitabında din ile bilim, kör inançla us, duygusal değerle gerçek değer arasındaki kesin ayrımın bilincine varılmadıkça gerçek anlamda bir ilerlemenin mümkün olamayacağını kanıtlarıyla göstermektedir. Bu bakımdan bu kitap bizim için büyük önem taşıyor. İleri bir toplum olma yolundaki savaşımızda, bu en önemli sorunun, dinsel inançla bilimsel düşünce karşıtlığının, derli toplu, soğukkanlı bir tartışması yapılmadı. Din ile bilim arasındaki ayrım söylevlerde kaldı ancak. Bugün, ötedenberi süregelen bir alışkanlıkla, zaman zaman bilimsel düşünce yolunda, us yolunda görülen değerli atılımlar da kolayca katılaştırılıp, gerçek amaçlarından, niteliklerinden uzaklaştırılıyorlar. Atatürkün Hayatta en hakiki mürşit ilimdir sözü bir yandan üniversitelerimizin giriş kapılarında, öte yandan ilime verilen başka bir anlamda, ramazanda cami mahyalarında göze çarpıyor. Üstelik, birtakım politikacıların da, bizde bu konuda gerekli bilincin uyanmamış olmasından yararlanmaya kalkıştıkları, bu durumu çıkarları uğruna kullandıkları da sık sık görülüyor. Din ile Bilimin bu temel sorunlara ışık tutacak nitelikte bir yapıt olduğuna inanıyorum.
20. Yüzyıla damgasını vurmuş bir düşünür olan Bertrand Russelldan düşünce klasikleri arasına girmiş bir yapıt Din ile Bilim. Kör inançla us, duygusal değerle gerçek değer arasındaki kesin ayrımın bilincine varılmadıkça gerçek anlamda bir ilerlemenin ... tümünü göster
Çağımızın en büyük filozof, bilgin ve toplumsal eleştirmenlerinden biri olan Bertrand Russell (1872-1970), İngilterenin tanınmış liberal ve soylu bir ailesinden gelir. Cambridge Üniversitesini bitirdikten sonra bilimsel çalışmalarına 1895de gittiği Almanyada başladı. Birinci Dünya Savaşına tüm gücüyle karşı çıktığı için Cambridgedeki hocalık görevine son verildi ve altı ay hapis cezasına mahkum edildi (1918).Russell, ABDnin Vietnamda sürdürdüğü savaşa da ilk karşı çıkanlardan biridir. ABDnin Vietnamdaki suçlarını yargılayan uluslararası mahkemenin başkanlığını yapmış ve bu nedenle bu mahkemeye «Russell Mahkemesi» adı verilmiştir.1950de Nobel Edebiyat Ödülünü alan Russell, Aylaklığa Övgüde faşizm, eğitim, felsefe gibi sorunları irdeliyor. Yayınevimiz daha önce yayımladığı «Evlilik ve Ahlak» adlı yapıtlarından sonra Russellin «Aylaklığa Övgü» adlı yapıtını Mete Erginin çevirisiyle sunar.
Çağımızın en büyük filozof, bilgin ve toplumsal eleştirmenlerinden biri olan Bertrand Russell (1872-1970), İngilterenin tanınmış liberal ve soylu bir ailesinden gelir. Cambridge Üniversitesini bitirdikten sonra bilimsel çalışmalarına 1895de gittiği A... tümünü göster
Çağımızın en büyük filozof, bilgin ve toplumsal eleştirmenlerinden biri olan Bertrand Russell (1872-1970), İngilterenin tanınmış liberal ve soylu bir ailesinden gelir. Cambridge Üniversitesini bitirdikten sonra bilimsel çalışmalarına 1895de gittiği Almanyada başladı. Birinci Dünya Savaşına tüm gücüyle karşı çıktığı için Cambridgedeki hocalık görevine son verildi ve altı ay hapis cezasına mahkum edildi (1918).Russell, ABDnin Vietnamda sürdürdüğü savaşa da ilk karşı çıkanlardan biridir. ABDnin Vietnamdaki suçlarını yargılayan uluslararası mahkemenin başkanlığını yapmış ve bu nedenle bu mahkemeye «Russell Mahkemesi» adı verilmiştir.1950de Nobel Edebiyat Ödülünü alan Russell, Aylaklığa Övgüde faşizm, eğitim, felsefe gibi sorunları irdeliyor. Yayınevimiz daha önce yayımladığı «Evlilik ve Ahlak» adlı yapıtlarından sonra Russellin «Aylaklığa Övgü» adlı yapıtını Mete Erginin çevirisiyle sunar.
Çağımızın en büyük filozof, bilgin ve toplumsal eleştirmenlerinden biri olan Bertrand Russell (1872-1970), İngilterenin tanınmış liberal ve soylu bir ailesinden gelir. Cambridge Üniversitesini bitirdikten sonra bilimsel çalışmalarına 1895de gittiği A... tümünü göster
Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, sakallı, parlak gözlü, kurt yahut çakal gibi sivri, keskin otuz iki dişini meydana çıkartan bir gülümseyişle kendisine bakan birisi ile karşı karşıya geldi. Bu yüzü tanıdığı için mi, yoksa sadece adamın korkunç görünüşünden irkildiği için mi bilinmez, şaşırarak geri çekildi: - Ne istiyorsunuz? diye sordu.-Beni tekrar Parise kadar yürümekten kurtarmanı istiyorum. Çok yorgunum. Bu akşam, sizin gibi iyi bir yemek yemediğim için ayakta zor duruyorum. Beni arabanıza alıp Parise götürmenizi istiyorum.
Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, saka... tümünü göster
Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, sakallı, parlak gözlü, kurt yahut çakal gibi sivri, keskin otuz iki dişini meydana çıkartan bir gülümseyişle kendisine bakan birisi ile karşı karşıya geldi. Bu yüzü tanıdığı için mi, yoksa sadece adamın korkunç görünüşünden irkildiği için mi bilinmez, şaşırarak geri çekildi: - Ne istiyorsunuz? diye sordu.-Beni tekrar Parise kadar yürümekten kurtarmanı istiyorum. Çok yorgunum. Bu akşam, sizin gibi iyi bir yemek yemediğim için ayakta zor duruyorum. Beni arabanıza alıp Parise götürmenizi istiyorum.
Andrea Cavalcanti, iki kişilik, iki tekerlekli hafif arabasına bineceği sırada omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. Danglars yahut Monte Kristo, kendisine söylemeyi unuttukları bir şeyi söyleyecekler zannı ile döndüğü zaman, güneş yanığı yüzlü, saka... tümünü göster
Holden Caulfield şu anda kitap okumuyor.