Elinizdeki bu kitap bilimkurgu tarihindeki en önemli üçlemelerden birini başlatan gerçek bir klasiktir. Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr. Ransomı kaçırıp oradaki yaratıklara kurban olarak vermek için başka bir gezegene götüren kişilerin amacıysa yalnızca o dünyanın hazinelerini yağmalamaktı... Ama öykü elbette rayından çıkacak ve o dilbilimci geldiği sessiz gezegenin trajik öyküsünü; çürümüş ve kaybolmuş Yerkürenin öyküsünü evrenin her yerinde bilinen biçimiyle öğrenecek, o korkunç gerçekle karşılaşıp satır arası kahramanlarının yüzyıllardır üstlendiği sorumluluğu anlamak zorunda kalacaktı.Seninle ben ilk karşılaştığımızda, karşılaşma çok kısa bir sürede olup bitmişti ve bu hiçbir şeydi. Biz şimdi o karşılaşmayı hatırladıkça bir şeyler gelişmekte. Ama hâlâ o karşılaşma hakkında çok az şey biliyoruz. Gün gelip de ölmeye yattığım zaman o karşılaşmayı hatırladığımda ne olacak, o ana kadar geçen günlerim boyunca üzerimde ne etkiler yaratacak - işte gerçek karşılaşma budur. Senin söylediğin şey karşılaşmanın yalnızca başlangıcıdır. Bana sizin dünyanızda da şairler olduğunu söylemiştin. Peki, ama onlar sana bütün bunları öğretmiyor mu?
Elinizdeki bu kitap bilimkurgu tarihindeki en önemli üçlemelerden birini başlatan gerçek bir klasiktir. Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr. Ransomı kaçırıp oradaki yaratıklara kurban olarak vermek için başka bir gezegene götüren kişilerin... tümünü göster
Elinizdeki bu kitap bilimkurgu tarihindeki en önemli üçlemelerden birini başlatan gerçek bir klasiktir. Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr. Ransomı kaçırıp oradaki yaratıklara kurban olarak vermek için başka bir gezegene götüren kişilerin amacıysa yalnızca o dünyanın hazinelerini yağmalamaktı... Ama öykü elbette rayından çıkacak ve o dilbilimci geldiği sessiz gezegenin trajik öyküsünü; çürümüş ve kaybolmuş Yerkürenin öyküsünü evrenin her yerinde bilinen biçimiyle öğrenecek, o korkunç gerçekle karşılaşıp satır arası kahramanlarının yüzyıllardır üstlendiği sorumluluğu anlamak zorunda kalacaktı.Seninle ben ilk karşılaştığımızda, karşılaşma çok kısa bir sürede olup bitmişti ve bu hiçbir şeydi. Biz şimdi o karşılaşmayı hatırladıkça bir şeyler gelişmekte. Ama hâlâ o karşılaşma hakkında çok az şey biliyoruz. Gün gelip de ölmeye yattığım zaman o karşılaşmayı hatırladığımda ne olacak, o ana kadar geçen günlerim boyunca üzerimde ne etkiler yaratacak - işte gerçek karşılaşma budur. Senin söylediğin şey karşılaşmanın yalnızca başlangıcıdır. Bana sizin dünyanızda da şairler olduğunu söylemiştin. Peki, ama onlar sana bütün bunları öğretmiyor mu?
Elinizdeki bu kitap bilimkurgu tarihindeki en önemli üçlemelerden birini başlatan gerçek bir klasiktir. Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr. Ransomı kaçırıp oradaki yaratıklara kurban olarak vermek için başka bir gezegene götüren kişilerin... tümünü göster
Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr.Watsonın kutsal görevi,bu kez halkının Perelandra dediği Venüs gezegeninde,cennete benzeyen eşsiz bir dünyada gerçekleşiyor.Ne kadar korkunç olursa olsun,orada eski düşmanı Dr.Westonla karşılaşmak ve onun çok daha şeytani planlarını engellemek zorundadır.Artık delirmiş durumdaki Dr.Westonın bedeni kötülüğün güçleri tarafından ele geçirilmiştir;ama kahramanımız insanüstü bir gayret sarf ederek Perelandranın masumiyetini korumalı ve doğurulmak istenen kötülüğü,tüm yaratılmışların geleceğini savunmak adına durdurmalıdır.Aslında bu onun henüz bilmediği yazgısıdır.Ağaç o dünyada dikildi,ama meyve bu dünyada olgunlaştı.Karanlık Dünyada kan ve hayatın karışımının fışkırdığı çeşme,burada yalnızca hayat verir.İlk şelaleleri geçtik,bundan sonra ırmak derinlere akıp denize yönelmekte.Burası Onun, fethedenlere vaat ettiği Sabah Yıldızı,burası dünyaların merkezi.Bu vakte kadar her şey bekliyordu. Ama artık borular çaldı ve ordu harekete geçti.Şükürler olsun Ona!... Elveda ey Dost ve Kurtarıcı, elveda.Her üçümüz de zamanın boyutları içinden geçene dek elveda.Maleldile her zaman bizi anlat, tıpkı bizim seni anlatacağımız gibi.Nuru,sevgisi ve gücü daima seninle olsun.
Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr.Watsonın kutsal görevi,bu kez halkının Perelandra dediği Venüs gezegeninde,cennete benzeyen eşsiz bir dünyada gerçekleşiyor.Ne kadar korkunç olursa olsun,orada eski düşmanı Dr.Westonla karşılaşmak ve onu... tümünü göster
Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr.Watsonın kutsal görevi,bu kez halkının Perelandra dediği Venüs gezegeninde,cennete benzeyen eşsiz bir dünyada gerçekleşiyor.Ne kadar korkunç olursa olsun,orada eski düşmanı Dr.Westonla karşılaşmak ve onun çok daha şeytani planlarını engellemek zorundadır.Artık delirmiş durumdaki Dr.Westonın bedeni kötülüğün güçleri tarafından ele geçirilmiştir;ama kahramanımız insanüstü bir gayret sarf ederek Perelandranın masumiyetini korumalı ve doğurulmak istenen kötülüğü,tüm yaratılmışların geleceğini savunmak adına durdurmalıdır.Aslında bu onun henüz bilmediği yazgısıdır.Ağaç o dünyada dikildi,ama meyve bu dünyada olgunlaştı.Karanlık Dünyada kan ve hayatın karışımının fışkırdığı çeşme,burada yalnızca hayat verir.İlk şelaleleri geçtik,bundan sonra ırmak derinlere akıp denize yönelmekte.Burası Onun, fethedenlere vaat ettiği Sabah Yıldızı,burası dünyaların merkezi.Bu vakte kadar her şey bekliyordu. Ama artık borular çaldı ve ordu harekete geçti.Şükürler olsun Ona!... Elveda ey Dost ve Kurtarıcı, elveda.Her üçümüz de zamanın boyutları içinden geçene dek elveda.Maleldile her zaman bizi anlat, tıpkı bizim seni anlatacağımız gibi.Nuru,sevgisi ve gücü daima seninle olsun.
Öykümüzün kahramanı Cambridgeli akademisyen Dr.Watsonın kutsal görevi,bu kez halkının Perelandra dediği Venüs gezegeninde,cennete benzeyen eşsiz bir dünyada gerçekleşiyor.Ne kadar korkunç olursa olsun,orada eski düşmanı Dr.Westonla karşılaşmak ve onu... tümünü göster
Mor Mürekkep, birbirinden bağımsız konulardan bahseden ama bütünü dikkate alındığında ortak bir ruh etrafında öbeklenen denemelerden oluşuyor. Kimi zaman bir renk, kimi zaman bir kitap veya bir şahıs, kimi zaman da edebi bir sanattan hareketle farklı zaman ve duygusal iklimlerde kaleme alınan bu denemelerde her şeyden önce kıvrak ve akıcı bir Türkçe, bilgi dağarcığınızı zorlayan ve harekete geçiren bir birikimle karşılaşacaksınız.Mor Mürekkepin çağrışımları okkasında duramayacak kadar zengin ve dern. MOR MÜREKKEP HAKKINDA BASINDA ÇIKAN HABERLERBazı yazarlar vardır açtıkları dünyalar için gizli bir teşekkür büyütürüz içimizde. Kalemlerinin büyüsüne kapılır, bu büyünün etkisiyle yeni yapıtlarını bekleriz hep. Nazan Bekiroğlu. Nun Masalları ve Nigâr Hanımla böyle bir etki yapmıştı üzerimizde. Şimdi Mor Mürekkeple geliyor. Mor Mürekkepin efsûnuyla kaldırıyor yüreğimizi. Mor Mürekkep, Nazan Bekiroğlunun hikaye tadındaki denemelerinden oluşuyor. deneme türünün o sıcak, o samimi atmosferini sunuyor bize. Türkiyede daha şimdiden geleceğe kalacak bir üslup olarak selamlayabiliriz Bekiroğlunun yazılarını. Batı ve Doğu edebiyatlarını aynı ölçüde yansıtması. sonra dramatik anlarını gözümüzün önünde serişi. kimi zaman şiirleşen anlatımla okuma zevkinin zirvelerine taşıyor bizi. Timaş Yayınlarının estetik sunumuyla Mor Mürekkep kitapçılarda Aksiyon Dergisi* * * Başka bir yazımda da Nazan Bekiroğlunun bir hikâye ve deneme yazarı olarak geçmişi sorgulayıcı bir tavrı benimsediği. hayran olduğu ve derinden etkilendiği Tanpınar gibi. geçmişte yaşamayı. fakat orada kalmayıp bugüne bir şeyler taşıyarak yeni şeylere dönüştürmeyi çok iyi bildiğini yazmış ve şöyle devam etmiştim.Ne pasif bir hayranlık. ne anlamsız bir düşmanlık. Önce anlamak ve anladığını iyi ifade etmek. iyi ifade edememenin bir yazar için nasıl dayanılmaz bir sancı olduğunu. esasen sanatın bu sancıdan. en iyi ifâdeyi bulma cehdinden doğduğunu da biliyor. Cemil Meriçin deneme üslubunu benimsemiş; eksilte eksilte yazıyor . yani yazdıklarının en acımasız eleştirmeni kendisi. Sade ve çocuksu bir cümlenin. sadelikteki beşerinin peşinde Peki bunu başarabiliyor mu ? Hem de nasıl inanmazsanız. Nun Masallarını ve Zamandaki Mor Mürekkep yazılarını okuyunuz. Nazan Hanımın. pazar günleri bu sayfanın sol üst köşesinde yazdığı Mor Mürekkep yazıları. aynı adla kitap oldu. Şiir tadında tam altmış yedi deneme. Nefis bir Türkçe. zengin bir kültür. hayal gücü. ince bir duyarlılık ve ayrıntılara nüfuz eden olağanüstü bir dikkat... yani iyi bir yazar için ne gerekiyorsa hepsi bir arada.Özellikle gençlerin mutlaka okumaları gereken bir kitap.Ayvazoğlu . Beşir; İki Güzel Kitap* * * Gelelim Mor Mürekkepe. Soralım neden mürekkep ve niye mor.. Mürekkep neredeyse tarihe karışıyor. Kağıda düştükten biraz sonra rengini mora teslim eden sabit kalemler de öyle. Hele mor mürekkep. Aramaya kalkışsanız kırtasiyeci yüzünüze bir garip bakacak. Yine de ben işte. bütün bunları yazdım. Yazdıklarımın bir kısmım kalemime mor mürekkebi çekmeden önce ben de bilmiyordum. yazarken öğrendim. Bir kısmım ise biliyordum. Keder gözyaşlarının mor olduğunu biliyordum örneğin. Gözyaşları mor olan teyzeler de vardı hayatımda. İkiye katlanmış kağıtlar arasında bir damla mor mürekkeple oyalanan bir çocuktum. Buyurun işte burası benim içim. Bunlar ters ayaklı cücelerim. Şu köşede gece kelebeklerim. şunlar da devlerim. perilerim ve cinlerim.Fevkalade emniyetteyim. Helal ettim gitti aklımı. Anlatmalıyım. Ne zaman kitap olacak da bir gecede okuyacağız derken vitrinde bir Mor Mürekkep. Mor Mürekkepi kitapçıdan alınca zaman kaybı olmasın diye belediye otobüsünde başlıyorum okumaya. Gariptir kitap yine bir belediye otobüsünde bitiyor. Her yazının bitiminde -Bunlara deneme mi diyelim. hikaye mi.. Peki ne?- yeni bir film izlemiş bir sinema düşkünü gibi tedailerin sonsuz koridorlarında dolaşmaya başlıyorum. Ateş üzerinde mumdan bir gemiyim. Elindeki incileri denize atan bir Sultan İbrahim. Rahmet olması için duasına çıktığım yağmurda boğulabilirim. hiç emniyette değilim. Hele nakkaşlığım... Kendi içimde kanattığım bir ormanın en uçunda ille de gökyüzünü boyamam nakkaş olduğumdan. nakkaşlığımdan. Tam anlamıyla tamamlayıp çizdiğim her şeyde eksik kalışım... Ah nakkaşlığım...Başa dönelim. hayat ve kelimelere... Yaşı kırka gelen adamın münzevi çabasına... Ve bir çiçek ismi kelebek. Söze hayatın fedası. Yazı için tüketilen ömür ve niçin. ... Çünkü içinden bir cehennem geçen ve cehennemin içinden geçen. cehennemi anlatmayı aklından geçirmez. Cennette yaşayan da yazmaz. Arşimede çok da aldanmayın. bulan her zaman çığlık atmaz. Sessiz sedasız yaşayıp gider. Öyleyse yaşayan yazmaz ve ölen de yazmaz. Ölmemek isteyen yazar. ölmeyi bilmeyen. ölmeyi beceremeyen...Ölmemek isteyen yazardan bir soru; Sadece güzel düşler mi kaydedilecek rüya defterine?Ölmeyi beceremeyen okurdan bir cevap; elbette... Kara bir denizin maviliğine bakan açık bir pencereden yeryüzü insanlarının içine dolan bir meltem Mor Mürekkep. Akşam ve sabah. yağmur ve güneş... Her daim yeni bir melodi. bir martı çığlığı değil. belki bir serçe... Kimi zaman bir gül ve kimi zaman masum bir papatya çimlerin üzerinde...Engin. F. Halid; Mor Mürekkep Ya !
Mor Mürekkep, birbirinden bağımsız konulardan bahseden ama bütünü dikkate alındığında ortak bir ruh etrafında öbeklenen denemelerden oluşuyor. Kimi zaman bir renk, kimi zaman bir kitap veya bir şahıs, kimi zaman da edebi bir sanattan hareketle farklı... tümünü göster
Bu kez olaylar Jane Studdockun gördüğü bir kabusla başlar; ertesi gün kabusunda gördüğü yüzü gazetede görür, karısını zehirlediği için giyotinle idam edilmiş bir bilim adamıdır bu. Janein gerçek ve korkunç bir olay hakkında uyarıldığını, aslında seçilmiş biri olduğunu anlaması epey uzun sürecektir. Eşi Markın insan hayatını uygar dünya adına bütünüyle denetlemek isteyen bir örgüte katılması her şeyi daha da zorlaştırmaktadır. Artık özgürlük yanlıları ve totaliter yönetim tehlikesi arasında zamana karşı müthiş bir ölüm kalım savaşı başlamıştır. Bu savaşta bazı eski dostlar da elbette Janein yanında yer alacaktır.Elinizdeki bu kitapla birlikte bilimkurgu tarihinin en önemli eserlerinden sayılan C. S. Lewisin kozmik üçlemesi tamamlanırken iyinin ve kötünün savaşı yeniden kızışıyor.
Bu kez olaylar Jane Studdockun gördüğü bir kabusla başlar; ertesi gün kabusunda gördüğü yüzü gazetede görür, karısını zehirlediği için giyotinle idam edilmiş bir bilim adamıdır bu. Janein gerçek ve korkunç bir olay hakkında uyarıldığını, aslında seçi... tümünü göster