Manyak okur

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 2 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
Manyak okur okumak istiyor.
Hoca Ahmed Yesevi Divan-ı Hikmet

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ilk kez 1993 yılında -UNESCO tarafından Ahmed Yesevi yılı ilan edilmesi münasebeti ile- basılan Divân-ı Hikmet ilim ve kültür çevrelerinde büyük bir ilgi ile karşılandı. Yayınımız birçok akademik çalışmada referans alındı; kaynak kitap olarak değerlendirildi. Divân-ı Hikmet kitabının bugün beşinci baskısının yapılıyor olması da bu ilginin bir işaretidir. Divân-ı Hikmet üzerinde emek veren bir insan için en büyük ödül, yapılan çalışmanın ilim çevrelerinde olduğu kadar tasavvufi halkalarda da gördüğü hüsn-i kabul olmalıdır.
Bu beşinci baskıda önceki baskılar ile karşılaştırıldığı takdirde görüleceği gibi birçok yeni ilave sözkonusu olmuştur. Öncelikle kitabın başında yer alan ve Ahmed Yesevi ve Divân-ı Hikmet’ten söz edilen makale hacmindeki sunu yazısı[*] zorunlu görülen eklerle küçük bir kitap boyutu kazandı. Sunu bölümünde Yesevi külliyesinin mimari özelliklerini anlatan sayfalardaki bilgiler konunun mimari yönden ilgilileri için de başvuru kaynağı olacak ölçüde değerli bilgilerle doludur. Kitabın son kısmındaki resimler bölümüne eklenen resim ve çizimler bu Türk mimarisi şaheserinin eşsiz niteliklerinin anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
Sadece sunu kısmı değil “hikmet”lerin yer aldığı kısmın da önceki baskılarla karşılaştırıldığında bu son baskıda nerede ise yarı yarıya genişletildiği görülecektir. Bu durum son yıllarda artan “Yesevilik Araştırmaları” ile Türkistan Cumhuriyetleri’nde ‘kenarda-köşede kalmış’ el yazmalarının gün ışığına çıkması ile yeni “hikmet”lere ulaşılmasından ve bu yeni ele geçirilen “hikmet” parçalarının yayınlanmağa başlamasından kaynaklanmıştır.
Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te 2006 yılında yayınlanan ve akademisyen Nadirhan Hasan tarafından yayına hazırlanan “Yeni Bulunan Hikmetler” başlıklı çalışmada yer verilen yetmişüç hikmet bunun son örneğidir. Muhtemeldir ki çeşitli kaynaklardan ilim dünyasına ulaştırılacak “yeni el yazmaları” meydana çıkıp bunlar incelendikçe “yeni hikmetler” de ortaya çıkmağa devam edecektir.
Burada yeri gelmişken, yukarıda bahsedilen “Yeni Bulunan Hikmetler” kitabından bilgilenmeme ve nihayet kitabın elime ulaşmasına vesile olan genç kardeşim Devranbek Mergilanî’ye teşekkür etmeliyim. Bu vesile ile Divân-ı Hikmet’in adeta yeniden düzenlenerek basımı noktasındaki destek ve yardımları için Türkiye Diyanet Vakfı Yayıncılık İşletmesi yönetimine de şükran borçluyum.
Divân-ı Hikmet’in bu yeni baskısının Hoca Ahmed Yesevi ve eserinin ülkemizde tanıtımına katkısının bu kitaba emeği geçen tüm insanlar için ebediyete kadar açık kalacak bir hayr kapısı ve iki cihanda Hazret-i Pir-i Türkistan’ın himmetlerine vesile olması niyazımla…
Dr. Hayati BİCE

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ilk kez 1993 yılında -UNESCO tarafından Ahmed Yesevi yılı ilan edilmesi münasebeti ile- basılan Divân-ı Hikmet ilim ve kültür çevrelerinde büyük bir ilgi ile karşılandı. Yayınımız birçok akademik çalışmada referans al... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Manyak okur okumak istiyor.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Manyak okur okumak istiyor.
Sevgi Yolu

Erzurumda küçük, mutlu bir dünyası vardı Alinin. O yaz, babasının tayini İstanbula çıkınca, kararıverdi o minik dünya... Yapayalnızdı Ali. Eski okulunu, öğretmenini, arkadaşlarını çok, ama çok özlüyordu. Acaba, yeni arkadaşlarıyla yeni öğretmeni de aynı derecede sevebilecekler miydi onu? Hiç ummadığı bir anda, pırıl pırıl bir Sevgi Yolu açıldı önüne... Tüm sevgisini döktü o yola. Sevgi dolu yüreğini, o yüreğin içindekileri paylaştı sevdikleriyle. Başarmıştı! Sevgi çiçekleriyle bezeli o yolda el ele, hep beraber yürüyebilirlerdi artık...

Erzurumda küçük, mutlu bir dünyası vardı Alinin. O yaz, babasının tayini İstanbula çıkınca, kararıverdi o minik dünya... Yapayalnızdı Ali. Eski okulunu, öğretmenini, arkadaşlarını çok, ama çok özlüyordu. Acaba, yeni arkadaşlarıyla yeni öğretmeni de a... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Manyak okur okumak istiyor.
İz

Yakın çevremizde benzerlerini görebileceğimiz gerçeklikte bir baba-kız öyküsü... Babasına hayran Verda, hatta âşık. Biricik kahramanım diyor onun için. Ne var ki, yıllar önce annesiyle babasının boşanmasından sonra ayrı düşmüşler birbirlerine. Çatışmışlar, çelişmişler ama sevgileri içten içe hep sürmüş. Kariyerinde zirveye ulaşmış ünlü avukat Vedat Karacan’ın intiharıyla başlıyor öykü. Bu beklenmedik ölümün ardında yatan gizi çözmek Verda’ya düşmektedir. Geriye dönüp baktığında yüzleştiği keşke’leriyle, pişmanlıklarıyla ve içini kavuran devasa bir özlemle sürecektir babasının izini... Minicik çocuk ellerimi avucunun içine hapsettiğinde, yüreğim yüreğinde eriyordu babacığım. Parmaklarım büyüdü diye mi tutmuyorsun artık ellerimi? Keşke hep küçük kalsalardı... Ne oldu da ayrıldı ellerimiz baba? Hiçbir zaman soramadım bunu sana. Sormak istediğimde fırsat olmadı, fırsat olduğunda cesaretim... Soluk soluğa okuyacağınız, farklı bir Canan Tan romanı...

Yakın çevremizde benzerlerini görebileceğimiz gerçeklikte bir baba-kız öyküsü... Babasına hayran Verda, hatta âşık. Biricik kahramanım diyor onun için. Ne var ki, yıllar önce annesiyle babasının boşanmasından sonra ayrı düşmüşler birbirlerine. Çatışm... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Manyak okur okumak istiyor.
Piraye

Canan Tan, bir ilk romanla okurlarının karşısına çıkıyor: Piraye.Genç ve güzel Piraye adını Nazım Hikmetin eşinden almıştır. Genç kızın babasıdır Piraye ismine tutkun olan; diğer kızı da babanın Nazım Hikmet hayranlığından payını alır: Hatice. Babanın açıklaması ilginçtir ki bu açıklama romanın temalarından birini de oluşturacaktır: Piraye, Nazım Hikmetin karısı. Tam adı Hatica Pirayedir. Nazım Hikmetin onun için yazdığı şiirler ve mektuplar, edebiyatımızın gerçek yüz aklarıdır.Pirayenin babasının bu açıklaması karşısında ilk tepkisi şaşkınlıktır: (...) Babam elinden kitap düşmeyen, aydın bir insandı. Ama onun, kızlarına bir şairin -hem de yasaklı bir şairin- karısının adını verecek kadar edebiyat tutkunu olduğunu yeni keşfediyordum.Pirayenin doğduğu günden bu yana içinde taşıdığı edebiyat ve şiir tohumları hayatının bir bölümünde ilişkilerine de yansıyacaktır. Roman, genç bir kızın aile, okul, aşk ve evlilik yaşantısına odaklanan ilginç bir biyografi özelliğine sahip; yazar, yarattığı kadın kahramanın yaşantısına bir kadın duyarlılığı ile yaklaşıyor. Romanın ilk sayfalarında idealleri olan genç bir kız olarak tanıştığımız Piraye, sayfalar ilerledikçe ilişkilerin farklı boyutlarını yaşayacak, aşk duygusunun karşılığını kendi hayatına yerleştirmeye çalışacaktır. Piraye romanını bir dram haline getiren ise genç kızın evlilik ve evlilik sonrası yaşantısı olacaktır; Piraye, üniversite öğreniminin hemen ardından Diyarbakıra gelin gidecektir.Pirayeyi yakın çevrenizde aramayın sakın, diyor Canan Tan. Hem onun, hem de romandaki diğer karakterlerin hayal ürünü olduklarını belirtmeme, bilmem gerek var mı? Ama uzak şehirdeki şarkının nihavent olduğunu söyleyen Nazım Hikmet ve Gözlerin hani? diye soran Ahmed Arif gerçek.Roman, yazarın kendi hayatından da belli belirsiz izler taşıyor okuruna.

Canan Tan, bir ilk romanla okurlarının karşısına çıkıyor: Piraye.Genç ve güzel Piraye adını Nazım Hikmetin eşinden almıştır. Genç kızın babasıdır Piraye ismine tutkun olan; diğer kızı da babanın Nazım Hikmet hayranlığından payını alır: Hatice. Babanı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
Profil Resmi
Manyak okur okumak istiyor.
Eroinle Dans

Geçtiğimiz yıllarda Piraye adını taşıyan kitabı ile gündeme gelen Canan Tan, bu kez Eroinle Dans isimli romanı ile okurla buluşuyor.Eroin konusunda, bilimsel ya da günlük tarzında, pek çok kitap yazıldı. Türk ya da yabancı, günlük tutan eroin bağımlıları, anılarını paylaştılar okurlarla. Bulanık kafalarıyla, edebi kaygı gütmeden, bulutların üzerindeki serüvenlerini anlattılar.Gerçek anlamda bir eroin romanı yazmak isteyişim bundan, diyor Canan Tan.Beyinlerin damağında edebiyat tadını duyarak da okunabilmeliydi eroinin hikayesi... Romandaki karakterlerin hepsi hayal ürünü. Ama yaşadıkları öylesine gerçek ki... Eylülü, Dünyayı ya da Alevi değilse bile Ayşeleri, Zeynepleri, Özgeleri bulabilirsiniz yakın çevrenizde...Eroinle Dans, yalnızca bir eroin öyküsü değil. Sigara ve içkiyle başlayıp esrar, kokain, sakinleştirici ya da uyarıcı haplarla süren, uzun, upuzun bir yolun son noktası eroin. Merak, macera arayışı, çarpık ilişkilerin yaşandığı arkadaş çevreleri, rastlantı sonucu içinde bulunulan topluluğa uyum çabaları, bu konulara en uzak duran kişileri bile nasıl da içine çekebiliyor. Romanın iki kahramanı Eylül ve Dünyanın başına gelenler de bunlardan farklı değil. Eylül, ailesinin biricik prensesi; el bebek gül bebek büyütülmüş en iyi okullarda okutulmuş pırıl pırıl bir genç kız. Yolundan sapmasını haklı çıkaracak hiçbir dayanağı yok. Ancak, çok güçlü arkadaşlık ve dostluk bağları bazen bataklığa sürükleyebiliyor insanları. Eroinle Dans, hem güçlü bir arkadaşlığı, hem de böylesine güçlü bir arkadaşlığın sonuçlarını anlatıyor.

Geçtiğimiz yıllarda Piraye adını taşıyan kitabı ile gündeme gelen Canan Tan, bu kez Eroinle Dans isimli romanı ile okurla buluşuyor.Eroin konusunda, bilimsel ya da günlük tarzında, pek çok kitap yazıldı. Türk ya da yabancı, günlük tutan eroin bağımlı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 7 ay
Daha Fazla Göster

Manyak okur şu an ne okuyor?

İntibah

%0

Bir Genç Kızın Gizli Defteri (Bir Genç Kızın Gizli Defteri, #1)

%0

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.