Hataların daima bir bedeli olur. Ancak gerçek sevgi geçmişi telafi edecek sonsuz olasılıklara sahiptir...
Madelaine on altı yaşındaki kızı Lina'yı tek başına büyüten bekâr bir annedir. Dünyaca ünlü bir cerrah olarak başarılı bir kariyere sahip olsa da ergenlik çağındaki kızının sorunlarıyla başa çıkamaz. Annesiyle neredeyse iki yabancı haline gelen Lina ise kim olduğunu bir türlü öğrenemediği babasının izini bulmak için her şeyi göze almıştır.
Holywood'daki ışıltılı hayata kendini kaptıran, tüm kadınların hayran olduğu yakışıklı aktör Angel DeMarco alkol ve uyuşturucu bağımlılığının sınırına dayanan, vurdumduymaz bir hayat yaşamaktadır. Ancak zayıf kalbi onu bir gün yarı yolda bıraktığında Angel hayatını tamamen değiştirmesi gereken bir yol ayrımına gelir. Bu noktada unutmak istediği her şeyle yüzleşmek durumunda kalacaktır.
Zorlukların ve sıkıntıların hiç tahmin edilmeyen güzelliklere kapı açabileceğini gösteren İlkbahar Rüyası kalbinize hiç solmayan çiçekler ekecek…
"Duyguların önemini, bağışlamayı ve mucizelerin her an gerçekleşebileceğini anlatan şefkat dolu bir roman."
-Publishers Weekly-
"İlkbahar Rüyası aşkın ve hataları telafi etmenin hikâyesini anlatıyor."
-Library Journal-
"Sarsıcı, düşündüren ve duyguları harekete geçiren bir kitap…"
-RT Book Reviews-
"Kristin Hannah'yı tüm dünya seviyor…"
-Newsday-
(Tanıtım Bülteninden)
Hataların daima bir bedeli olur. Ancak gerçek sevgi geçmişi telafi edecek sonsuz olasılıklara sahiptir...
Madelaine on altı yaşındaki kızı Lina'yı tek başına büyüten bekâr bir annedir. Dünyaca ünlü bir cerrah olarak başarılı bir kariyere sahi... tümünü göster
... Biz yetimler intikam iştiyakıyla doluyuzdur. Dehşeti dengelemeye yatkınızdır. Başkalarının öçlerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanlı doğaçlamalar yapma cüreti verir. Suçlamakla ya da suç işlemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazına sahibizdir.
İtiraf etmeliyim ki, aziz okur, benim ömrüm, her birini gebertmek istediğim insanlarla aramdaki buzdağlarını eritmeye çalışmakla geçiyor. Mesela zenginlerden nefret ediyorum, ne yapayım, elimde değil. O restoran sürüngenleri, fiyaka kumkumaları, yapmacık kasvetin mıymıntı bekçileri, ticari bir şiveyle konuşan zehirli papağanlar, hileli bir neşe içinde geviş getiren bunak vampirler, modanın ipiyle kuyuya inen kibirli cambazlar, tatile gebe fırlamalar, alaturka bir sadizmle zıvanadan çıkanlar, alafranga bir mazoşizmle yılışıklaşanlar... Hepsine teker teker Kolombiya kravatı takmak istiyorum! [Kolombiya kravatı: Meksika mafyasının uyguladığı bir cezalandırma biçimi: Kurbanın gırtlağına bir delik açılır ve dili bu delikten sarkıtılır.]
Gerçi zamanla esnekleştim. Ulaşılması ve vazgeçilmesi en zor nimetin sükunet olduğunu anladım galiba. Tamam, zenginlere merhamet duyacak kadar güçlü değilim hâlâ, fakat sayıların artışındaki boşunalığın eşiğini görebiliyorum. İbrahim Kurban'dan öğrendiğim kadarıyla, yeşil banknotlar kamuflajdan başka bir şeye yaramıyor: Aptallığı, beceriksizliği, acizliği, yalnızlığı kamufle ediyorlar... Ayrıca, yetimlik zaman aşımına uğramaz, haddizatında yetim olmayanlar da yetimliğe doğru seyreder. Yani kimsesizlik, kimsenin tekelinde değildir: Kainat ve tarihin bekleme salonunda biraz soluklanıyoruz, çoğunlukla da adımız anonslanmadan kainata ve tarihe gömülüyoruz...
... Biz yetimler intikam iştiyakıyla doluyuzdur. Dehşeti dengelemeye yatkınızdır. Başkalarının öçlerini de almaya hevesleniriz. Yetimlik bize kanlı doğaçlamalar yapma cüreti verir. Suçlamakla ya da suç işlemekle kaybolmayan bir masumiyet imtiyazına s... tümünü göster
Vazgeçilmezlerim; kızlarım ve kitaplarım.
Vazgeçilmezlerim; kızlarım ve kitaplarım.