I. Dünya Savaşı'nın ardından, ikincisine çeyrek kala. Kan kokuyor. Kan, yoksunluk, hastalık, ölüm, sıcak, tuvalet, yara et, yine de kahkaha... Biz, tam yetmiş yıl sonra, yeniden indiriyoruz Yolculuk'u kızağından. Adını hiçbir şeyle birlikte anmadan, karşılaştırmalar yapmadan. Bir biçem, bir dil, gecenin sonunda insanlığın en aşağı katmanlarıyla bir yüzleşme, bizi içeri, daha içeri çeken, boynumuza parmaklarını geçiren, ısıran, tüküren, hırlayan, ölesiye korkan ve korkutan.Yani yaşayan. Bir kıpırdanma başladı bile, parmaklarımızın ucunda, gözeneklerimizden içeri sızan bir şey var. Böyle bir yüzleşmeye katlanabilecek mi insan?
I. Dünya Savaşı'nın ardından, ikincisine çeyrek kala. Kan kokuyor. Kan, yoksunluk, hastalık, ölüm, sıcak, tuvalet, yara et, yine de kahkaha... Biz, tam yetmiş yıl sonra, yeniden indiriyoruz Yolculuk'u kızağından. Adını hiçbir şeyle birlikte... tümünü göster
twitter @solsoledo
twitter @solsoledo
super bir paylasim olmus:)
mavininsesi.blogspot.com
super bir paylasim olmus:)
mavininsesi.blogspot.com
Vikitap'a üye blogger'ların (blogger, blogcu, wordpress, tumblr vd. gibi blog yazarlarının) bir araya gelip birbirlerine destek olmalarını ve tüm bloggerların kendi bloglarını tanıtmasını sağlamayı amaçlamaktadır grup. Benim desteğe ihtiyacım yok, kendi ayaklarım üzerinde de dururum diyorsanız eğer; en azından diğerlerinin sizi tanıması için bir fırsat verin.
Vikitap'a üye blogger'ların (blogger, blogcu, wordpress, tumblr vd. gibi blog yazarlarının) bir araya gelip birbirlerine destek olmalarını ve tüm bloggerların kendi bloglarını tanıtmasını sağlamayı amaçlamaktadır grup. Benim desteğe ihtiyacım yok, ke... tümünü göster
Suratı taş kesilmiş bir şehrin sokaklarında altı adam, İstanbul havasını boca edip caddelere, yöneldiler Hacıbayram içtimasına. Vücutlarını şadırvanda suya tutup çelikleştiler ve çıplak gözle izlediler kale üzerinden bulvarlara bakarak sivriliğini daha da arttıran yeni ayın ilk hilalini. Güvercinler ve Gül Baba sabahın bu erken vaktinde her şeye öğretisel bakmanın mutluluğunu anımsattılar. Putperestliğe ödün vermemenin, kuvvetin yalnız Hakk’ta olduğunun, “emrolunduğu gibi dosdoğru” olmanın ve omuzomuza olmanın, pırıl pırıl bir su gibi akmak olduğunu yeniden kavradılar. Böylelikle atıldı birinci adım. “Veli Gül”
Suratı taş kesilmiş bir şehrin sokaklarında altı adam, İstanbul havasını boca edip caddelere, yöneldiler Hacıbayram içtimasına. Vücutlarını şadırvanda suya tutup çelikleştiler ve çıplak gözle izlediler kale üzerinden bulvarlara bakarak sivriliğini da... tümünü göster
Suratı taş kesilmiş bir şehrin sokaklarında altı adam, İstanbul havasını boca edip caddelere, yöneldiler Hacıbayram içtimasına. Vücutlarını şadırvanda suya tutup çelikleştiler ve çıplak gözle izlediler kale üzerinden bulvarlara bakarak sivriliğini daha da arttıran yeni ayın ilk hilalini. Güvercinler ve Gül Baba sabahın bu erken vaktinde her şeye öğretisel bakmanın mutluluğunu anımsattılar. Putperestliğe ödün vermemenin, kuvvetin yalnız Hakk’ta olduğunun, “emrolunduğu gibi dosdoğru” olmanın ve omuzomuza olmanın, pırıl pırıl bir su gibi akmak olduğunu yeniden kavradılar. Böylelikle atıldı birinci adım. “Veli Gül”
Suratı taş kesilmiş bir şehrin sokaklarında altı adam, İstanbul havasını boca edip caddelere, yöneldiler Hacıbayram içtimasına. Vücutlarını şadırvanda suya tutup çelikleştiler ve çıplak gözle izlediler kale üzerinden bulvarlara bakarak sivriliğini da... tümünü göster
Mavi'nin Sesi şu anda kitap okumuyor.