Roma İmparatorlarının en büyüklerinden biri olan Marcus Aurelius aynı zamanda önemli bir filozoftu. Hiç kuşkusuz tarih boyunca gelmiş geçmiş en büyük hükümdar filozoflardan biriydi.
Kendime Düşünceler kimileri tarafından Eskiçağ'ın en önemli felsefi metinlerinden biri ve Epiktetos ile Epikuros gibi filozofların etkilerini taşımasına rağmen özgün bir eser olarak kabul edilir.
Kendime Düşünceler'de imparator sadece kendi siyasi görüşlerini değil, zamanlar ötesinde bir evrenselliğe sahip her zaman aynı berraklıkla okunabilecek bir felsefenin hayata bakışını da yansıtmaktadır.
Kendime Düşünceler dünyanın bütün sorumluluğunu omuzlarına almış bir adamın hatıratı, kendi kendine yaptığı telkinlerin bir toplaması gibidir. Ve ünlü imparatorun öğütleri aslında evrensel bir ders olarak da okunabilir.
''Bir insan bile bile gerçeği görememezlik edemez.''
''Kendi amaçlarınla ilgilen, diğer insanlarla değil. Yaşadıklarını evrenin doğası öyle istediği için yaşıyorsun.'''
'''Kendi içini kaz. Çünkü iyilik içinde, sen kazdıkça o fışkıracak.''
''insanları sevmeyen birine, onun insanlara davrandığı gibi davranma.''
Roma İmparatorlarının en büyüklerinden biri olan Marcus Aurelius aynı zamanda önemli bir filozoftu. Hiç kuşkusuz tarih boyunca gelmiş geçmiş en büyük hükümdar filozoflardan biriydi.
Kendime Düşünceler kimileri tarafından Eskiçağ'ın en önemli fe... tümünü göster
Yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur. Yalnızlık, yalnız başına oluşturulur. Ben öyle yaptım. Çünkü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız kalmam gerektiğine karar vermiştim. İşte böyle oldu. Bu evde yalnızdım. Bu eve kapandım, tabii korkuyordum da, buna kuşku yok. Sonra da sevdim o yalnızlığı. Bu ev, yazı evi haline geldi. Kitaplarım bu evden çıkıyor. Ayrıca bu ışıktan da, küçük gölden yansıyan bu ışıktan. Şu söylediğim şeyi yazabilmek için tam yirmi yıl gerekti bana. Böyle diyor Duras, 1993 yılında yayımlanan Yazmak adlı yapıtında. Daha çok romanlarıyla tanıdığımız yazarın, bu kez, tadına doyulmaz denemelerini sunuyoruz okurlarımıza. Kitabın içinde yol aldıkça, insanın içinde bir tutku halinde kabarıp taşan yazma ediminin, ayrı zamanda, insanın temel gerçekliklerinden biri olan yalnızlıktan kurtulmanın tek yolu olduğunu da anlıyoruz.
Yalnızlık hazır bulunmaz, oluşturulur. Yalnızlık, yalnız başına oluşturulur. Ben öyle yaptım. Çünkü orada yalnız olmam, kitap yazmak için yalnız kalmam gerektiğine karar vermiştim. İşte böyle oldu. Bu evde yalnızdım. Bu eve kapandım, tabii korkuyordu... tümünü göster
Bu kitaptaki dört öykü, Halil Cibranı yalnız kendi kuşağının en önde gelen düşünür ve yazarlarından biri yapmakla kalmayıp aynı zamanda düşüncelerini aktarmakta bir araç olarak İngiliz dilini kullanan ilk yazar olmasını da sağlayan Ermişin yayımlanmasında on beş yıl önce, 1908de tamamlandı. Bu öyküler yayınlandığı sırada, henüz yirmi beş yaşında olan Cibran, Arapça konuşan ve çoğu kendi memleketlisi olan bir avuç hayranı dışında, pek tannmıyordu.Asi Ruhlar, bazı yönleriyle yazarın Vadinin Perileri adlı yapıtının devamı niteliğindedir. Bu kitaptaki yazılar, öykü biçiminde olsalar da, aslında mesel özelliğindedirler. Önceki öykülere göre daha cesur, daha açık sözlü ve daha güçlüdürler. İçeriği tanımlamalar ve simgeler daha zengin, kullanılan dil daha güzeldir. Yazar bu öyüler aracılığıyla mesajlarını iletir.osmanlı İmparatorluğu eğemenliği dönemi Lübnan7ında büyük bxyankı uyandıran bu yapıt gençler için tehlikeli, devrimci ve tutkulu bulunmuş, yazarın Moronite Kilisesi tarafından afaroz edilmesine ve kitabın yasaklanmasına yol açmıştır. Mesellerin odağında geleneklerin baskısına karşı direnen kadınların olması, dintaciri rahiplere yönelik eleştirilerin bulunması, kilisenin tepkisini daha da arttırmıştır.
Bu kitaptaki dört öykü, Halil Cibranı yalnız kendi kuşağının en önde gelen düşünür ve yazarlarından biri yapmakla kalmayıp aynı zamanda düşüncelerini aktarmakta bir araç olarak İngiliz dilini kullanan ilk yazar olmasını da sağlayan Ermişin yayımlanma... tümünü göster
Hayat böyle, dedi Chick-Hayır, dedi Colin. Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleansın ya da Duke Ellingtonun müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalara tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim. Öykünün düz anlamıyla maddesel olarak ortaya çıkışı, temelde dolambaçlı ve ısıtılmış bir atmosferde bozulmalar ortaya koyarak gerçeğin, düzensiz kıvrılmış bir yüzey üstünde yansıtılmasıyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz itiraf edilebilir bir yöntem, eğer bit yöntem varsa.
Hayat böyle, dedi Chick-Hayır, dedi Colin. Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. ... tümünü göster
İnsan kendini tanıyabilir mi? Ya da başkalarını? Ya da tanımalı mı? Peki, kendini tanımak nedir? Tanınacak olan kendi nedir? İnsanın bir birey olarak ortaya çıkmasıyla, yani, kendini doğadan ve başka her şeyden, herkesten ayrı bir bütünlük olarak algılamaya başlamasıyla birlikte zihinleri kurcalamaya başlayan bu türden sorular, şimdi bile ilk anın gizemini, heyecan verici sürükleyiciliğini korumaktadır. Bu ilginç çalışmada Horney, sorunun felsefi yanına ek olarak teknik yanını da ele almış, çağdaş psikanalitik yöntemlerinin yardımıyla kişinin kendini tanımasının mümkün olduğunu örnekleriyle göstermeye çalışmıştır. Bu kitap, kendi kişisel değişimi doğrultusunda çaba harcayan herkes için, öngördüğü alçakgönüllü, ama bir o kadar da etkli teknikle, yararlı bir kılavuz ve başvuru kaynağı...
İnsan kendini tanıyabilir mi? Ya da başkalarını? Ya da tanımalı mı? Peki, kendini tanımak nedir? Tanınacak olan kendi nedir? İnsanın bir birey olarak ortaya çıkmasıyla, yani, kendini doğadan ve başka her şeyden, herkesten ayrı bir bütünlük olarak alg... tümünü göster
Körleşme, düşünce ile gerçeklik arasındaki süreklik arasındaki sürekli savaşımın görkemli bir simgesidir; dünya kargaşasındaki insanoğlunun yükselişini ve çöküşünü dile getiren bir anıt-romanıdır. Çağımız edebiyatının ağırlık noktalarını oluşturan tek bir konu yoktur ki, bu romanda işlenmiş olmasın. KÖRLEŞME gerçekte büyük bir dehşetin romanıdır. görünüşteki bireysel boyutlar içerisinde, körleşmiş düşünceye körleşmiş toplun gibi ana temellerden kaynaklanan, bu körleşmenin korkunç sonuçlarını sergileyen bir çağdaş destandır. Yarı cehennem, yarı dünya dekorlarından oluşma bir sahnede Canettinin gözler önüne serdiği, gerçekte tüm yanılsamaları, düşünceleri ve egemen değer yargılarıyla, bütün bir kültürün çöküşünden başka bir şey değildir.
Körleşme, düşünce ile gerçeklik arasındaki süreklik arasındaki sürekli savaşımın görkemli bir simgesidir; dünya kargaşasındaki insanoğlunun yükselişini ve çöküşünü dile getiren bir anıt-romanıdır. Çağımız edebiyatının ağırlık noktalarını oluşturan te... tümünü göster