Hayat böyle, dedi Chick-Hayır, dedi Colin. Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleansın ya da Duke Ellingtonun müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalara tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim. Öykünün düz anlamıyla maddesel olarak ortaya çıkışı, temelde dolambaçlı ve ısıtılmış bir atmosferde bozulmalar ortaya koyarak gerçeğin, düzensiz kıvrılmış bir yüzey üstünde yansıtılmasıyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz itiraf edilebilir bir yöntem, eğer bit yöntem varsa.
Hayat böyle, dedi Chick-Hayır, dedi Colin. Yaşamda önemli olan, her şey için bir yargıya varabilmektir. Sonunda kitleler haksız bireyler haklı çıkar. Yaşam kurallarının sayısını azaltmak gerekir, yaşamı sürdürmek için onları izlememize gerek yoktur. Aslolan iki şey vardır: güzel kızlarla aşk, ve New Orleansın ya da Duke Ellingtonun müziği, ikisi de aynı şey. Geri kalan yok olmalı, çünkü geri kalan çirkindir, ileride gelecek olan sayfalara tüm gücünü tamamen gerçek bir öyküden almıştır, çünkü başından sonuna kadar ben hayal ettim. Öykünün düz anlamıyla maddesel olarak ortaya çıkışı, temelde dolambaçlı ve ısıtılmış bir atmosferde bozulmalar ortaya koyarak gerçeğin, düzensiz kıvrılmış bir yüzey üstünde yansıtılmasıyla elde edilmiştir. Görüyorsunuz itiraf edilebilir bir yöntem, eğer bit yöntem varsa.
Son dönemlerde fazla popüler olan bir kitaptı. Sanırım bir köşe yazarı bahsetmiş filan olmalı- Benim almak istediğim kitaplar listemdeydi. kitabın bir arkadaşımda olduğunu öğrendim, sağ olsun getirdi de okudum.
Birazcık abartıldığı kanaatindeyim. Uğultulu Tepeler, bu kitaptan çok daha üst bir seviyede bana göre. Yalnız bu kitaptaki bazı göndermeler, imgeler, metaforlar muhteşemdi.
Kitabın son 50 60 sayfasına kadar olan bölümü sıkıcı geldi fakat sonradan ortaya çıkan müthiş trajedi, karakterlerin değişimi, ortamın değişimi filan derken çok iyi bir kitap okuduğumu anladım. Yazar tam bir jazz ve Duke Ellington hayranı. Kitap da bir jazz kitabı aslında. 2 günde yazıldığını düşünürsek fazlasıyla spontane ve doğaçlama diyebiliriz örneğin.
Kitabın geneline yayılan absürdlük kimilerince kitabın şahaser olarak adlandırılmasına neden olsa da benim hoşuma gitmedi. Marquez' in Yüzyıllık Yalnızlık kitabında da gerçeküstü olarak addedilebilecek pek çok unsur mevcut olsa da hepsi bir yerden sonra çok doğal ve gerçek geliyordu -ki bu yüzden büyülü gerçekçiliğin üstadı deniyor bu adama- ve sıkmıyordu sizi, aksine hikayeyi zenginleştiriyor, hikayenin sizi daha da sarmasına neden oluyordu; bu kitaptan ise o tadı alamadım ben. O gerçeküstülük kitaptan uzaklaştırdı beni.
--spoiler--
Cenaze töreninin öncesi ve sonrasındaki diyaloglar muhteşemdi.
Kitabın bitirilişi -son cümle- gördüğüm en iyi son cümlelerden biriydi.
Silahların, insan ısısıyla/kanıyla/vücuduyla üretildiği bölüm muhteşemdi.
--spoiler--
çeviriden mi kaynaklı bilemiyorum ama hiç içine giremediğim, içselleştiremediğim bir kitap oldu. kopuk kopuk metinler okuyormuş gibiydim. içine çok hoşlanmadığım fantastik öğeler de girince, "bitse de gitsek" dedim kitap boyu.
aşkı ve ölümü bu kadar sıra dışı ve güzel anlatan başka kitap var mıdır acaba.. En sevdiğim kitaplar listemde her zaman yer alacak. michel gondry li filmini bekliyorum sabırsızlıkla,,
Gerçeküstü bir anlatım. Herkes beğenmeyebilir.
fantastik, şiirsel... 20 yıl önce okuduğumdan beri unutamam
Okudugum ilk Boris Vian kitabiydi ve kitaba basladigimda bayagi affaladigimi söylebilirim. Cünkü duygularin sicakligini hissedemiyordum, hersey cok tekdüze anlatiliyor gibiydi. Sonra alistigimiz boyutta bir yasam ve o yasamin unsurlari yoktu. Hersey baskaydi. Iste o baskaliga alisinca, sevdim ben kitabi. Karakterleri de sevdim, benzetmeleride, adeta sürrealist bir tabloya bakiyormuscasina akan satirlarida...Vian alay ediyor bolca, sasirtiyor, yer yer acitiyor ama sevdiriyor kendini...Yalniz müzik bilgim cok kit, bazen müzikle bütünlesen duygulari hissetmekte yetersiz kaldim. Yine de okuduguma pisman olmadigim bir kitapti bu.
düşünme şeklimi değiştiren kitap:) yeniden okumalı
Kitap yazıldığı dönemin çok önünde olduğu için kıymeti geç anlaşılmış. Ortaya koyduğu fantastik öğeler olsun, içinde barındırdığı müzik teması olsun gerçekten herkesin okuyup özümsemesi gerekli bence.
Karton Cilt, 3. Basım (Çeviri Elif Ertan 2011), 240 sayfa
2005 tarihinde, E Yayınları tarafından yayınlandı