1923. Berlin'de bir park. Küçük bir kız çocuğu kaybolan bebeğinin arkasından ağlarken,parkta karşılaştığı siyah giyimli,ince yapılı,kibar bir adam onu avutmaya çalışır. Herhangi biri değildir bu adam, Franz Kafka'dır.
Büyük yazarın hayatının son haftalarını,gerçek bir olaydan yola çıkarak ve biyografik bilgilerle donatarak anlatan bu roman Kafka okuru için gerçek bir sürpriz.
1923. Berlin'de bir park. Küçük bir kız çocuğu kaybolan bebeğinin arkasından ağlarken,parkta karşılaştığı siyah giyimli,ince yapılı,kibar bir adam onu avutmaya çalışır. Herhangi biri değildir bu adam, Franz Kafka'dır.
Büyük yazarın hayatın... tümünü göster
Şair Didem Madak son kitabı Pulbiber Mahallesi ile Metiste. İlk şiirleri Sombahar ve Ludingirra dergilerinde yayımlanan Madakın Grapon Kâğıtları ve Ahlar Ağacı isimli iki kitabı var: Her ikisi de çok sevilmişti, Pulbiber de en az onlar kadar sevilecek...
Şair Didem Madak son kitabı Pulbiber Mahallesi ile Metiste. İlk şiirleri Sombahar ve Ludingirra dergilerinde yayımlanan Madakın Grapon Kâğıtları ve Ahlar Ağacı isimli iki kitabı var: Her ikisi de çok sevilmişti, Pulbiber de en az onlar kadar sevilece... tümünü göster
Geçen yıl aramızdan ayrılan şair Didem Madak'ın yayımlanmış üç kitabı vardır: Grapon Kâğıtları, Ah'lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi. Bir süredir baskısı olmayan ve okurlar tarafından ısrarla aranan kitapların yeni basımını yaptık.
(Tanıtım Bülteninden)
Geçen yıl aramızdan ayrılan şair Didem Madak'ın yayımlanmış üç kitabı vardır: Grapon Kâğıtları, Ah'lar Ağacı ve Pulbiber Mahallesi. Bir süredir baskısı olmayan ve okurlar tarafından ısrarla aranan kitapların yeni basımını yaptık.
(Tanıtım... tümünü göster
Güçlü bir el silkeledi beni sonraSanırım tanrının eliydi,Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan,Çok şey görmüşüm gibi,Ve çok şey geçmiş gibi başımdanAh dedim sonra,Ah!İç ses, diye söylendim.Gel!Ahlar ağacından sen de biraz meyve topla.
Güçlü bir el silkeledi beni sonraSanırım tanrının eliydi,Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan,Çok şey görmüşüm gibi,Ve çok şey geçmiş gibi başımdanAh dedim sonra,Ah!İç ses, diye söylendim.Gel!Ahlar ağacından sen de biraz meyve topla.
Bir kuyumcu dükkânının kapısından giriyorsunuz. Gösterişli, albenili bir dükkân burası. Pahalı mücevherlere ulaşıyorsunuz. Ama önce tezgâhtarlar... Yani tezgâh. Önce tezgâhtan geçiyorsunuz. Ya da hep tezgâhta kalıyorsunuz. Hayatta da olduğu gibi...Hakan Günday yeni romanı Malafada aldatmaca üzerine kurulu bir dünyadan söz ediyor. Bu dünyayı turizm yönetiyor, tezgâhtarlar büyük roller kapıyor, mekân hep tezgâh oluyor. Bir kuyumcu dükkânına kocaman bir dünyayı sığdırıyor. Kozan, ana karakaterimiz de, tezgâhtardır. Eline ne geçerse satabilecek kadar başarılı... Ağzı laf yapan, herkesi ikna edebilecek kadar laf yapan bir tezgâhtar. Onun kullandığı dili kullanıyor Günday da. O jargonla konuşuyor. Satmak dışında dünyada olup biten hiçbir şeyi umursamayan Kozan da bugünün insanını yeniden tanımlıyor. Yüzeysellik ve satmak... Her şeyden ve hepsinden önemlisi satmak, yani başarı. Kocaman bir yalanın hüküm sürdüğü bu büyük kuyumcu, ona göre, büyük bir kuyu. Turizm ise zengin ülkelerin fakirlerin ağzına çaldığı bir parmak bal. Bir hayaller ve yalanlar diyarı burası. Alan memnun satan memnunlar diyarı. Hakan Günday Malafada eğlenceli bir düzen eleştirisine imza atıyor.
Bir kuyumcu dükkânının kapısından giriyorsunuz. Gösterişli, albenili bir dükkân burası. Pahalı mücevherlere ulaşıyorsunuz. Ama önce tezgâhtarlar... Yani tezgâh. Önce tezgâhtan geçiyorsunuz. Ya da hep tezgâhta kalıyorsunuz. Hayatta da olduğu gibi...Ha... tümünü göster
Nur Akdemir şu anda kitap okumuyor.