Öznur Öztürk

0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 8 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Öznur Öztürk bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Öznur Öztürk okumuş.
Yatak

2010 To Hell with Prizes Ödülü

Belki de haklıdır. İnsana mucizevi bir kalp verip, sonra da onu milyonlarca ufak parçaya ayıran bu şey, hayat mı?
Beklemeniz söylenen hiçbir şeyin gerçekleşmemesi?
Eğer hayat buysa, yataktan çıkmaya değer mi?

''Yıllardır okuduğum en iyi roman'' Guardian
''Sersemletici, yenilikçi ve gözlerinizi yaşartacak kadar güzel'' Esquire

Mal Ede olağanüstü bir çocuk. Yerinde duramayan, kuralları umursamayan, merakı asla tükenmek bilmeyen özel bir ruh o. Hayatı yudumlamak değil, kana kana içmek istiyor.

Büyüdüğünde inanılmaz biri olacağı her halinden belli. Oluyor da aslında; sadece herkesin tahmin ettiği şekilde değil: Mal yirmi beşinci yaş gününde yatağa giriyor ve bir daha hiç çıkmıyor.

Takip eden yirmi yıllık destansı hareketsizlik Mal'i dünyanın en şişman insanına dönüştürürken, bu metamorfoza günbegün tanık olan annesi, babası, küçük erkek kardeşi ve kız arkadaşı bambaşka insanlara dönüşüyorlar.

Anlatıcılığını Mal'in kardeşinin üstlendiği Yatak, sıra dışı bir adamın daha da sıra dışı dönüşüm hikayesi üstünden, sevmenin, kaybetmenin ve ailenin insan hayatındaki etkilerini sorguluyor.

Barındırdığı kara mizah ve sersemleten öyküsüyle Yatak, İngiltere'nin son yıllarda çıkardığı en etkileyici kalemlerden David Whitehouse'un ilk romanı.

2010 To Hell with Prizes Ödülü

Belki de haklıdır. İnsana mucizevi bir kalp verip, sonra da onu milyonlarca ufak parçaya ayıran bu şey, hayat mı?
Beklemeniz söylenen hiçbir şeyin gerçekleşmemesi?
Eğer hayat buysa, yataktan çıkmaya değer mi?

&#... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Öznur Öztürk bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Öznur Öztürk okumuş.
Koltuk

Bu, günümüzün acımasız gerçeklerinin bir araya getirdiği üç kaybedenin, üç ''seçilmemiş''in, birer kahramana dönüştüğü kült bir öykü. Büyülü olana inanışa, gözle görülenin ötesine, Tolkien’in efsanevi dünyasına Tom Robbinsvari bir yolculuk.

Kahramanlarımız üç ev arkadaşı. Bir yazılım devini hackleyip küçük de olsa bir şöhret kazanmış -ve işsiz kalmış asosyal yazılımcı Thom, hiçbir zaman yeterince akıllı ve hızlı olamamış küçük sahtekarlıkların adamı Erik ve rüyaları sıklıkla gerçek çıkıyor olmasa kesin deli tanısı konulacak, kafası darmaduman bir amatör kahin Tree.

Onları kahramana dönüştüren, okyanus aştıkları yolculukları boyunca adını koyamadıkları bir arayışa sürükleyen ise, paylaştıkları evde üzerinde pinekleyip durdukları kocaman, turuncu renkli bir koltuk. Bu, bir bakıma, onların olduğu kadar, koltuğun da yolculuğu. Koltuğun gitmek istediği bir yer var ve bu yolculuğu tamamlamadan kahramanlarımızı bırakmaya niyeti yok. Üstelik bir koltuk böylesine büyülü olduğu zaman, isteyeni de çok oluyor –buna silahlı adamlar da dahil.

Hayata katılmayanların, hayatın anlamını keşfettiği bu yolculukta Piri Reis’le karşılaşmaları çok mu şaşırtıcı?

''Onlarca insan hayatına sihirli bir dokunuşun peşinde, ama sadece Benjamin Parzybok bu sihiri koltukta aramayı akıl etmiş. KOLTUK bir kaybedenler destanı.'' Los Angeles Times

''Biraz Murakami, biraz Tom Tobbins ve biraz Don Kişot...'' Scott, Me and My Big Mouth

Bu, günümüzün acımasız gerçeklerinin bir araya getirdiği üç kaybedenin, üç ''seçilmemiş''in, birer kahramana dönüştüğü kült bir öykü. Büyülü olana inanışa, gözle görülenin ötesine, Tolkien’in efsanevi dünyasına Tom Robbinsvari bir... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Öznur Öztürk okumuş.
Aşka Veda

''Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem,'' diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: ''Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun...''

''Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim...''

Aşka Veda, Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; ''kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri,'' anlatıyor.

Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. ''Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş'' nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.

Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor.

Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.

''Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem,'' diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: ''Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en da... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Öznur Öztürk bir değerlendirme yaptı.
Bin Yüz Bir İnsan

7

Kitabın ismi ve düşündürdükleri çok güzel.

Kitabın ismi ve düşündürdükleri çok güzel.

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 9 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

Öznur Öztürk şu an ne okuyor?

Öznur Öztürk şu anda kitap okumuyor.

Favori Yazarları (0 yazar)

Favori yazarı yok.