Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, "günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü"dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı "yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını" söyler.
Aydın Emeç'in, güzel Türkçesiyle dilimize armağan ettiği Şeker Portakalı'nın başkahramanı Zeze'nin büyüdükçe yaşadığı serüvenleri, yazarın Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı romanlarında izleyebilirsiniz.
Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portaka... tümünü göster
bir kitap bitmez mi,bitmiyor işte o kadar sürükleyici değil ki sıkılıp sıkılıp elime alıyorum ama bir türlü bitiremiyorum
bir kitap bitmez mi,bitmiyor işte o kadar sürükleyici değil ki sıkılıp sıkılıp elime alıyorum ama bir türlü bitiremiyorum
1940 yılında Nazi işgalinden bir gece önce Paris'te başlayan Fransız Süiti, insanların kendi kontrolleri dışında savaş şartlarına atılmasının etkileyici öyküsünü anlatıyor. Parisliler şehri terk ederken, hayal edilebilecek her türden insani çılgınlık etrafı kaplamıştır; yemeğin olmadığı bir kentte varlıklı bir anne tatlı aramaktadır, dünyaları parçalanmak üzereyken bile bir çift, işlerini kaybetme düşüncesinden korkmaktadır. Yerli halk Alman askerlerince işgal altında olan taşradaki köylere göçerek -kendi köyünde, kendi evinde hatta kendi kalbinde bile- düşmanı karşısında hayatta kalmayı öğrenmek zorundadır.
Irène Némirowsky Fransız Süiti üzerine çalışmaya başladığında zaten Paris'te yaşayan çok başarılı bir yazardı. Fakat aynı zamanda o bir Yahudiydi, 1942'de tutuklandı ve öldüğü yer olan toplama kampına gönderildi. Bu roman altmış dört yıl boyunca saklı ve bilinmeyen olarak kaldı.
Çarpıcı... Anne Frank'ın Hatıra Defteri ya da Albert Camus'un romanlarıyla yarışıyor.
-The Nation-
Némirovsky'nin ufku Tolstoy'unki gibidir: İnsanı ve onun narin varoluşunu yakından tanıyan yazar bunları etkileyici, sabırlı ve katı bir dürüstlükle bir araya getirmiştir... Kayıp bir başyapıt.
-Oprah Magazine-
Nefes kesen... Çarpıcı... Fransız Süiti'nin yazarı önceden hiç duymadığınız, kendi trajik öyküsü sadece kitabın etkileyiciliğini derinleştiren, en büyüleyici edebiyat kişiliklerinden bir tanesidir.
-Newsweek-
Olağanüstü bir eser, şaşırtıcı bir kurgu ve gerçek, tarih ve öykü yazarlığı harmanı.
-Houston Chronicle-
Şaşırtıcı... Belki de savaşın son mükemmel kurgusu olan Fransız Süiti, işgalin, göçün ve kaybetmenin içten öyküsünü sunuyor. Kitabın şok edici gücü sanatın kurtuluşa giden bir yol sunabileceğini doğruluyor.
-Pittsburgh Post-Gazetta-
1940 yılında Nazi işgalinden bir gece önce Paris'te başlayan Fransız Süiti, insanların kendi kontrolleri dışında savaş şartlarına atılmasının etkileyici öyküsünü anlatıyor. Parisliler şehri terk ederken, hayal edilebilecek her türden insani çılg... tümünü göster
1940 yılında Nazi işgalinden bir gece önce Paris'te başlayan Fransız Süiti, insanların kendi kontrolleri dışında savaş şartlarına atılmasının etkileyici öyküsünü anlatıyor. Parisliler şehri terk ederken, hayal edilebilecek her türden insani çılgınlık etrafı kaplamıştır; yemeğin olmadığı bir kentte varlıklı bir anne tatlı aramaktadır, dünyaları parçalanmak üzereyken bile bir çift, işlerini kaybetme düşüncesinden korkmaktadır. Yerli halk Alman askerlerince işgal altında olan taşradaki köylere göçerek -kendi köyünde, kendi evinde hatta kendi kalbinde bile- düşmanı karşısında hayatta kalmayı öğrenmek zorundadır.
Irène Némirowsky Fransız Süiti üzerine çalışmaya başladığında zaten Paris'te yaşayan çok başarılı bir yazardı. Fakat aynı zamanda o bir Yahudiydi, 1942'de tutuklandı ve öldüğü yer olan toplama kampına gönderildi. Bu roman altmış dört yıl boyunca saklı ve bilinmeyen olarak kaldı.
Çarpıcı... Anne Frank'ın Hatıra Defteri ya da Albert Camus'un romanlarıyla yarışıyor.
-The Nation-
Némirovsky'nin ufku Tolstoy'unki gibidir: İnsanı ve onun narin varoluşunu yakından tanıyan yazar bunları etkileyici, sabırlı ve katı bir dürüstlükle bir araya getirmiştir... Kayıp bir başyapıt.
-Oprah Magazine-
Nefes kesen... Çarpıcı... Fransız Süiti'nin yazarı önceden hiç duymadığınız, kendi trajik öyküsü sadece kitabın etkileyiciliğini derinleştiren, en büyüleyici edebiyat kişiliklerinden bir tanesidir.
-Newsweek-
Olağanüstü bir eser, şaşırtıcı bir kurgu ve gerçek, tarih ve öykü yazarlığı harmanı.
-Houston Chronicle-
Şaşırtıcı... Belki de savaşın son mükemmel kurgusu olan Fransız Süiti, işgalin, göçün ve kaybetmenin içten öyküsünü sunuyor. Kitabın şok edici gücü sanatın kurtuluşa giden bir yol sunabileceğini doğruluyor.
-Pittsburgh Post-Gazetta-
1940 yılında Nazi işgalinden bir gece önce Paris'te başlayan Fransız Süiti, insanların kendi kontrolleri dışında savaş şartlarına atılmasının etkileyici öyküsünü anlatıyor. Parisliler şehri terk ederken, hayal edilebilecek her türden insani çılg... tümünü göster
Artık bitsin de kurtulalım şu kitaptan dedim.
Sıkıcı,ve boş.
Artık bitsin de kurtulalım şu kitaptan dedim.
Sıkıcı,ve boş.