Bu çalışma, birkaç yıldan beri Türkiyede çok tartışılan İslam ekonomisi, İslamcı sermaye, Tarikat holdinglerinin ayrıntılı profilini veriyor. Yeşil sermaye nereye gidiyor? sorusuna açıklık kazandırıyor. Fetullahcı, Nakşi, Kadiri, MenzilköyDergahı gibi cemaatlerle, Refah, fazilet, Pratisi dahil bütün dinci kurum ve kuruluşları para kaynaklarını açıklıyor.1999 verilerne dayanarak İslamcı şirketlerle, dinci vakıfların 28 subat kararlarından sonraki durumlarını ele alıp inceliyor. Belgelere donamış bu kitap, düne, bugüne ve geleceğe ışık tutuyor.
Bu çalışma, birkaç yıldan beri Türkiyede çok tartışılan İslam ekonomisi, İslamcı sermaye, Tarikat holdinglerinin ayrıntılı profilini veriyor. Yeşil sermaye nereye gidiyor? sorusuna açıklık kazandırıyor. Fetullahcı, Nakşi, Kadiri, MenzilköyDergahı gib... tümünü göster
Gerçekten Mustafa Kemal ve onun inkılâplarıyla ilgili olarak yaratılan efsane, yedi yüz yıllık Hilâfet ve Saltanat devrinde yaratılmamıştır. İlginç olan bir şey de, bu efsane üreticilerinin, sözde efsaneleri yıkmak, hurafeleri yok etmek amacıyla yola çıkmış olmalarıdır! Topluma rasyonel düşünceyi egemen kılmak amacıyla yola çıkanlar, hiçbir dönemde görülmemiş düzeyde hurafe üretmişlerdir. Putları yıkmak için yola çıkanlar, hiçbir dönemde görülmemiş düzeyde put ürettiler. Cumhuriyet aydını, put üreticiliği ve bekçiliğine koşulmuştu!...
Gerçekten Mustafa Kemal ve onun inkılâplarıyla ilgili olarak yaratılan efsane, yedi yüz yıllık Hilâfet ve Saltanat devrinde yaratılmamıştır. İlginç olan bir şey de, bu efsane üreticilerinin, sözde efsaneleri yıkmak, hurafeleri yok etmek amacıyla yola... tümünü göster
15. yaş gününü kutlamaya hazırlanan Sofie, posta kutusunda, Kimsin sen? yazılı bir kağıt bulur. Bu soruyu, diğer sorular ve günümüze kadar uzanan bir felsefe kursu takip eder.
Kendine has kurgusu ve şaşırtmacalarıyla, Jostein Gaarder, 15 yaş ve üstü gençlere sadece kuru bir felsefe tarihi sunmak değil, aynı zamanda hayatı anlamaya yönelik sorular sormanın yollarını açar. Çağımız bölümünde şöyle diyor yazar: Bütün gerçek filozofların gözleri hep açık olmalı. Hiç beyaz karga görmemiş olsak da, aramayı sürdürmeliyiz. Günün birinde, benim gibi bir şüpheci bile daha önce inanmak istemediği bir olguyu kabul etmek zorunda kalabilir. Bu olasılığın kapısını açık tutmasam, dogmatik biri olurdum. Gerçek bir filozof olmazdım o zaman.
15. yaş gününü kutlamaya hazırlanan Sofie, posta kutusunda, Kimsin sen? yazılı bir kağıt bulur. Bu soruyu, diğer sorular ve günümüze kadar uzanan bir felsefe kursu takip eder.
Kendine has kurgusu ve şaşırtmacalarıyla, Jostein Gaarder, 15 yaş ve ü... tümünü göster
Edebiyatımızın gerçek büyücüsü Necati Cumalı, bu kitabı avuktalık yaptığı dönemlerde edindiği gözlemlerinden yararlanarak yazmış. Yurdumuzun özellikle kırsal kesimlerinde varolan şiddet yasalarının acımasız görüntülerini bir fotoğraf gerçekliği içinde bu kitabı okurken göreceksiniz. Suyun bölüşülmesinin öneminin altını kalın çizgilerle çizen Cumalının, bu öyküsünün filmleştirildiğini ve filmin konusu gerekçe gösterilerek 1964 Berlin Film Festivali Altın Ayı ödülü ile değerlendirildiğini de unutmayın lütfen. Cumhuriyet Kitapları, daha yıllarca elden ele, gözden göze, gönülden gönüle dolaşacak Susuz Yazıın yeni bir baskısını Türk aydınına haklı bir gurur içinde sunuyor.
Edebiyatımızın gerçek büyücüsü Necati Cumalı, bu kitabı avuktalık yaptığı dönemlerde edindiği gözlemlerinden yararlanarak yazmış. Yurdumuzun özellikle kırsal kesimlerinde varolan şiddet yasalarının acımasız görüntülerini bir fotoğraf gerçekliği içind... tümünü göster
Edebiyatımızın gerçek "büyücüsü" Necati Cumalı, bu kitabı avukatlık yaptığı dönemlerde edindiği gözlemlerinden yararlanarak yazmış. Yurdumuzun özellikle kırsal kesimlerinde varolan şiddet yasalarının acımasız görüntülerini bir fotoğraf gerçekliği içinde bu kitabı okurken göreceksiniz. Suyun bölüşülmesinin öneminin altını kalın çizgilerle çizen Cumalı'nın, bu öyküsünün filmleştirildiğini ve filmin konusu gerekçe gösterilerek 1964 Berlin Film Festivali Altın Ayı ödülü ile değerlendirildiğini de unutmayın lütfen. "Cumhuriyet Kitapları", daha yıllarca elden ele, gözden göze, gönülden gönüle dolaşacak "Susuz Yaz"ın yeni bir baskısını Türk aydınına haklı bir gurur içinde sunuyor.
Edebiyatımızın gerçek "büyücüsü" Necati Cumalı, bu kitabı avukatlık yaptığı dönemlerde edindiği gözlemlerinden yararlanarak yazmış. Yurdumuzun özellikle kırsal kesimlerinde varolan şiddet yasalarının acımasız görüntülerini bir fotoğraf gerç... tümünü göster
Bizim medeniyetimizde “başarı”ya fazla vurgu yapılmamıştır. Bunun yerine toplum
içinde “iyi ve faydalı insan”olabilme üzerinde durulmuş ve bu tip üretilmeye çalışılmıştır. Ve bu “iyi ve faydalı tip”e de genel anlamda insan-ı kâmil (olgun insan) adı verilmiştir. İnsanın eşref-i mahlûkat oluşu, yani “yaratılmışlar içindeki en şerefli varlık” olma makamı vurgulanmıştır. Ama insanın bu tanımları nasıl, hangi yönleri ve vasıflarıyla hak ettiği üzerinde fazlaca durulmamıştır.
Bu çalışma, bir anlamda, bu kavramın içeriğini bugünün değerleri ve verileri ile yeniden doldurma çabasıdır.
Bizim medeniyetimizin ürettiği bir kavram olan “insan-ı kamil”, tarifini doğrudan, Peygamber’in “İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası olandır” (Hıyaru’n-nas, men yenfau’n-nas) hâdisinden alır. Asıl başarı da budur. Yani kendisini kurtarmış, istediği yeterliliğe ulaşmış ama bundan dolayı çevresine zarar vermek şöyle dursun; o nimetleri çevresiyle de paylaşma olgunluğuna sahiptir bu tip insanlar.
Bu kitapta sık sık vurgu yaptığımız başarı, daha çok böyle bir insan modelini tarif ediyor.
Bu kitabı okurken kişisel gelişim kitaplarına yeni bir bakış açınız
Bizim medeniyetimizde “başarı”ya fazla vurgu yapılmamıştır. Bunun yerine toplum
içinde “iyi ve faydalı insan”olabilme üzerinde durulmuş ve bu tip üretilmeye çalışılmıştır. Ve bu “iyi ve faydalı tip”e de genel anlamda insan-ı kâmil (olgun insan) adı ... tümünü göster