Kurtlar İmparatorluğunda Fransa ile Türkiye arasında gerilimli bir hat kuruluyor. Jean-Christophe Grangé, her zamanki gibi etkileyici bir atmosfer yaratıyor, kahramanlarına inandırıcı roller biçiyor ve okuyucuyu soluksuz bırakacak bir serüvene tanık ediyor. Seri cinayetler, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denisdeki küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçlara alet edilmesi... Okuyucu kendini böyle gerilimli bir dünyanın içinde buluyor. Heyecan dozu son sayfaya kadar hiç düşmeyen bir roman.
Kurtlar İmparatorluğunda Fransa ile Türkiye arasında gerilimli bir hat kuruluyor. Jean-Christophe Grangé, her zamanki gibi etkileyici bir atmosfer yaratıyor, kahramanlarına inandırıcı roller biçiyor ve okuyucuyu soluksuz bırakacak bir serüvene tanık ... tümünü göster
2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2014'de kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı
Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransız yazar J. C. Grangé, tüm dünyada büyük yankı uyandıran son romanında okurlarını korkunç bir insan avının labirentlerinde dolaştırıyor.
Başkomiser Olivier Passan, Japon karısı Naoko’yla boşanmanın eşiğindedir. Bu arada Fransa’nın Seine-Saint-Denis ilinde vahşi cinayetler işlenmektedir. Katil, hamile kadınların karınlarını yarıp, çıkardığı fetüsleri yakmaktadır.
Passan bu cinayetleri Patrick Guillard adında bir adamın işlediğinden emindir ama Guillard her seferinde onun elinden
kurtulur.
Passan, Guillard hakkında derin bir araştırma yapar. Patrick Guillard’ın, anne babasının reddettiği, Çocuk sirgeme Kurumu’nun yurtlarında, koruyucu ailelerin yanında büyümüş, sorunlu bir çocuk ve doğuştan hermafrodit olduğunu keşfeder. Cinsiyetini seçme yaşına gelmeden, ameliyatlarla, testosteron iğneleriyle erkek olmasına karar verildiğini anlar.
Bir kaçıp kovalamaca Passan’ın hayatını değiştirecek ve olaylar hiç de beklenmedik bir yönde gelişecektir.
Kitapları tüm dünyada ve Türkiye’de aylarca çok satanlar listesinden inmeyen Grange, polisiye gerilim alanındaki tüm
birikim ve yeteneğini Kaiken’e ansıtmayı başarmış. Olaylar yine soluk kesecek nitelikte, gerilim yine üst düzeyde. Grangé sevenlerine heyecanlı ve zevkli bir okuma vaat ediyor.
Kitaptan
Koruyucu eldivenlerini taktı, cesedi odanın diğer ucuna kadar yerde sürüdü ve atıkların boşaltıldığı lağım çukurunun
kapağını açtı. Acı ve keskin asit kokusu boğazını yaktı.Suyun yüzeyinde yansımasını gördü. Solgun, olağanüstü bir heykeli andıran, sadece yok etmeyi düşünen, kapkara dalgalarla şaşkın bir siluet…
Kendine olan inancı daha güçlü bir şekilde geri geldi. Bu akşam, Gece Süvarisi burada olacaktı. Onun peşindeydi. Onun yapacağı en ufak hareketi, yanlışlığı kolluyordu. Öyleyse harekete geçme zamanıydı.
Ayağıyla cesedi yuvarladı ve üzerine su sıçramaması için geriye kaçtı. Çukurdan
yanmış et kokusuyla daha yoğunlaşan iğrenç kokulu bir duman yükselirken,
gözlerini kapattı ve kollarını açtı. Son yeniden doğuş bu akşamdı.
Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı
Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransı... tümünü göster
Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı
Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransız yazar J. C. Grangé, tüm dünyada büyük yankı uyandıran son romanında okurlarını korkunç bir insan avının labirentlerinde dolaştırıyor.
Başkomiser Olivier Passan, Japon karısı Naoko’yla boşanmanın eşiğindedir. Bu arada Fransa’nın Seine-Saint-Denis ilinde vahşi cinayetler işlenmektedir. Katil, hamile kadınların karınlarını yarıp, çıkardığı fetüsleri yakmaktadır.
Passan bu cinayetleri Patrick Guillard adında bir adamın işlediğinden emindir ama Guillard her seferinde onun elinden
kurtulur.
Passan, Guillard hakkında derin bir araştırma yapar. Patrick Guillard’ın, anne babasının reddettiği, Çocuk sirgeme Kurumu’nun yurtlarında, koruyucu ailelerin yanında büyümüş, sorunlu bir çocuk ve doğuştan hermafrodit olduğunu keşfeder. Cinsiyetini seçme yaşına gelmeden, ameliyatlarla, testosteron iğneleriyle erkek olmasına karar verildiğini anlar.
Bir kaçıp kovalamaca Passan’ın hayatını değiştirecek ve olaylar hiç de beklenmedik bir yönde gelişecektir.
Kitapları tüm dünyada ve Türkiye’de aylarca çok satanlar listesinden inmeyen Grange, polisiye gerilim alanındaki tüm
birikim ve yeteneğini Kaiken’e ansıtmayı başarmış. Olaylar yine soluk kesecek nitelikte, gerilim yine üst düzeyde. Grangé sevenlerine heyecanlı ve zevkli bir okuma vaat ediyor.
Kitaptan
Koruyucu eldivenlerini taktı, cesedi odanın diğer ucuna kadar yerde sürüdü ve atıkların boşaltıldığı lağım çukurunun
kapağını açtı. Acı ve keskin asit kokusu boğazını yaktı.Suyun yüzeyinde yansımasını gördü. Solgun, olağanüstü bir heykeli andıran, sadece yok etmeyi düşünen, kapkara dalgalarla şaşkın bir siluet…
Kendine olan inancı daha güçlü bir şekilde geri geldi. Bu akşam, Gece Süvarisi burada olacaktı. Onun peşindeydi. Onun yapacağı en ufak hareketi, yanlışlığı kolluyordu. Öyleyse harekete geçme zamanıydı.
Ayağıyla cesedi yuvarladı ve üzerine su sıçramaması için geriye kaçtı. Çukurdan
yanmış et kokusuyla daha yoğunlaşan iğrenç kokulu bir duman yükselirken,
gözlerini kapattı ve kollarını açtı. Son yeniden doğuş bu akşamdı.
Aklınızı başınızdan alacak bir insan avı
Doğan güneş karardığında, Geçmiş, çıplak bir kılıç gibi keskinleştiğinde, Japonya artık bir anı değil, kâbus olduğunda,
Kaiken’in zamanı gelmiş demektir.
Polisiye romanın en popüler isimlerinden Fransı... tümünü göster