ya kitap okumayı seviyorum ama çok seçiciyim tavsiye ettiniz bi kitap var mı ?
ya kitap okumayı seviyorum ama çok seçiciyim tavsiye ettiniz bi kitap var mı ?
Leyla... Şaşkın, kararsız ve sakar... Bir o kadar da sevimli ve karşı konulmaz. İnsanlar onda ne mi buluyor? Elbette içtenlik! Erkekler ile ilgili tüm çevirdiği dolaplara ve şıpsevdiliğine rağmen, Leylanın kalbinin derinliklerinde dokunulmamış bir saflık var. O, kariyer başarısının peşinden kendi stilinde koşarken ve aslında daha önceden hiç âşık olmadığını keşfederken sizi çok güldürecek.
Hata yapmamak için her çabalayışında, hatalar zincirine bir halka daha eklenip, hayatının domino taşları bir bir devrilecek. Sonunda geriye kalan enkazı toparlamaya çalışırken kim bilir belki biraz olsun akıllanacak, ya da belki de hiç değişmeyerek hep aklı bir karış havada kalacak. Ne olursa olsun, kendisi başından geçenleri anlatırken, onun sürükleyici aşk hikâyesine ve kendini bulma yolculuğuna kapılıp gitmenize engel olamayacaksınız. Ne dersiniz? Leylanın pembe dünyasına adım atmaya hazır mısınız?
Leyla... Şaşkın, kararsız ve sakar... Bir o kadar da sevimli ve karşı konulmaz. İnsanlar onda ne mi buluyor? Elbette içtenlik! Erkekler ile ilgili tüm çevirdiği dolaplara ve şıpsevdiliğine rağmen, Leylanın kalbinin derinliklerinde dokunulmamış bir sa... tümünü göster
Onlar çocuktular... En mükemmel elmasların saflığındaydılar... Ne ufak bir lekeleri... Ne de en ufak bir kusurları vardı... Ve ne de en ufak bir günahları... Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı... Pariste bir Ermeni katedralinde işlenen bir cinayet. Kan yok, cinayet aleti yok, yara bere yok... Biri yaşlı ve huysuz emekli bir polis, diğeri Çocuk Bürosunda görevli, ancak açığa alınmış uyuşturucu müptelası genç bir polis. Bu ikisi, gitgide hunharca bir hal alan ve peşpeşe işlenen cinayetlerin katilini veya katillerini bulmak için birlikte çalışmak zorundadır. Birbirlerine ihtiyaçları vardır, birbirlerini tamamlamaktadırlar. Ancak bu cinayetler sıradan bir seri katilin işi değildir. Gizli servisler, naziler,Yahudiler, ülke içinde ülkeler, ve siyah bölgeler... Sanki birileri bir şeyleri gizlemek istemektedir. Fransanın göbeğinde başka bir ülke olabilir miydi? Bu ülkeye kim veya kimler göz yumuyordu? Burada neler yapılmaktadır? Kaçırılan çocuklar ile öldürülenler arasındaki bağ nedir? İki polisin çabası cinayetleri açığa kavuşturmaya yetecek midir? Yoksa...
Onlar çocuktular... En mükemmel elmasların saflığındaydılar... Ne ufak bir lekeleri... Ne de en ufak bir kusurları vardı... Ve ne de en ufak bir günahları... Ama onların saflığı kötülüğün saflığıydı... Pariste bir Ermeni katedralinde işlenen bir cina... tümünü göster
CERRAH GERİ DÖNÜYOR… VE BU KEZ YALNIZ DEĞİL…
Boston dedektifi Jane Rizzoli, Cerrahın elinden yeni kurtulmuş, kâbuslarının sona erdiğini düşünmeye başlamıştır ki, yeni ortaya çıkan bir seri katilin peşine düşmek zorunda kalır. Ancak bu yeni katilin yöntemlerinin Cerrahınkilere olan benzerliği ürkütücüdür. Davayla ilgili herkesten daha çok şey bilen gizemli bir FBI ajanının ortaya çıkışı Rizzoli’nin işini kolaylaştırmaktan çok daha da zorlaştıracaktır. Uzun yıllardır birlikte çalıştığı ortağının yardımı olmadan tek başına savaşmak zorunda olan dedektif, korkularıyla ve kâbuslarıyla yüzleşip Cerraha ve “çırağına” meydan okumaya hazırlanmaktadır.
“Bu kitabın kapağını açmadan önce ışıkları yakmayı, dolapların içini kontrol etmeyi ve kapıları kilitlemeyi unutmayın.” PEOPLE
“Ustaca ve ürkütücü… Gerilimi ensenizde hissedeceksiniz.”
THE WASHINGTON POST BOOK WORLD
“Tam anlamıyla korkunç… Kitabı okuyacağım diye uykularımdan oldum ve uzun süre kendime gelemedim. Gerilim hiç bitmiyor, Gerritsen’in karakterleri bir neşter gibi derine iniyor.”
BEŞİNCİ TÜP’ün yazarı MICHAEL PALMER
“Gerritsen’in romanlarında bağımlılık yaratan bir şeyler var… Gözlerinizi sayfadan ayıramıyorsunuz; akıp gidiyor. Vakit gece yarısını geçip sabaha dönmesine, içinizin ürpermesine, tüylerinizin diken diken olmasına aldırmadan okuyorsunuz…”
MAINE SUNDAY TELEGRAM
“Kendinden emin bir cerrahın neşteri gibi keskin… Tess Gerritsen bütün ustalığıyla gerilim romanları arasındaki yerini sağlamlaştırıyor.”
PUBLISHER’S WEEKLY
“Gerritsen hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir roman… Yeni okurların bu heyecanı keşfetmesi için iyi bir fırsat…”
BOOKLIST
CERRAH GERİ DÖNÜYOR… VE BU KEZ YALNIZ DEĞİL…
Boston dedektifi Jane Rizzoli, Cerrahın elinden yeni kurtulmuş, kâbuslarının sona erdiğini düşünmeye başlamıştır ki, yeni ortaya çıkan bir seri katilin peşine düşmek zorunda kalır. Ancak bu yeni katili... tümünü göster
Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o, içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini'nin ikinci romanı.Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden. Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar.
Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem. Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla beklenen bir roman.
Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o, içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı ... tümünü göster