Birini sevince hayat cennet de olur cehennem de.
“... Aliço Meryem’i içeri itip kapıyı kapattı ve ay dışarıda kaldı, yıldızlar dışarıda kaldı, ay ışığı da dışarıda kaldı. Kırık dökük kaldırımlar, tozlu yollar, iğde kokan hava, otların arasında bitmiş kır çiçekleri... Hepsi dışarıda kaldı. Ağustosböcekleri, tembel tembel hışırdayan yapraklar ve o gece usul esen poyraz, onlar da dışarıda kaldı.”
İnsanın yapmadan duramayacağı hatalar vardı. Tıpkı sevmeden duramayacağı insanlar olduğu gibi. Bizi biz yapan şeylerdi bunlar. Meryem’i Meryem yapan da, Aliço’yu hayatının hatası olarak seçmesiydi.
Birini sevince hayat cennet de olur cehennem de.
“... Aliço Meryem’i içeri itip kapıyı kapattı ve ay dışarıda kaldı, yıldızlar dışarıda kaldı, ay ışığı da dışarıda kaldı. Kırık dökük kaldırımlar, tozlu yollar, iğde kokan hava, otların arasında bit... tümünü göster
... Karşısına çıkacak her şeyi yerle bir edeceğini biliyordum... Ve katil olduğunu da... Beni yatağıma taşıdı, onu hâlâ görebiliyordum, bana yaptıklarını... Bağırmak istiyor muydum? Yardım çağırmak... Hayır! Kendimi katilimin ellerine teslim etmiştim, ölmek istemiyordum, yanlış anlama, sadece o anı yaşamaya devam etmek... O teslimiyeti...
Verda Pars, ilk romanı Kadın Cinayetleri'nde, intihar eden bir yazarın hayat hikâyesini yazmaya çalışan genç bir kadın gazeteci kahraman armağan ediyor okurlara: Misli Perin. Toplumda kadına uygulanan şiddet, cinayetler. Samatya'nın fakir sokakları. Popüler bir yazar, yaşama bağlı olduğu halde neden intihar eder? Ya gerçek?
(Tanıtım Bülteninden)
... Karşısına çıkacak her şeyi yerle bir edeceğini biliyordum... Ve katil olduğunu da... Beni yatağıma taşıdı, onu hâlâ görebiliyordum, bana yaptıklarını... Bağırmak istiyor muydum? Yardım çağırmak... Hayır! Kendimi katilimin ellerine teslim etmişt... tümünü göster
"Ben artık susmak istemiyorum. Çünkü insan belki hiç konuşamaz bir kere susarsa. Kuğu gibi dili dışarıda kalır, ses çıkmaz. Ben artık hep konuşacağım."
Bu bir devir romanı. Herkesin zamanı bir başkasına devrettiği hayatta, Ali ve Ayşe'nin beraber kurdukları gizli bir dünya var içinde. Sadece o iki çocuğun gördüğü ve bir tek dilsiz kuğuların bildiği bir yer. O dünyada bugün yaşadıklarımıza asıl biçimini verenler, yani unuttuğumuzu hatırlamadığımız şeyler var... Ece Temelkuran, yalnızca çocuk gözümüzle bakınca hatırlayacaklarımızı anlatıyor. Dilsiz kuğuların dün söylediklerini yarına devrediyor...
(Tanıtım Bülteninden)
"Ben artık susmak istemiyorum. Çünkü insan belki hiç konuşamaz bir kere susarsa. Kuğu gibi dili dışarıda kalır, ses çıkmaz. Ben artık hep konuşacağım."
Bu bir devir romanı. Herkesin zamanı bir başkasına devrettiği hayatta, Ali ve Ayşe&... tümünü göster
Hepsi bir yerlerinden yaralı, zaaflarıyla yetenekleri arasında sıkışmış, tükenmeye mahkûm kahramanlarıyla, her şeyin paraya dönüşebilme gücüyle sınandığı günümüze uygun bir roman.
Çağımızın Ölü Canlar’ı
Deneyimli finans danışmanı Faruk, global bir enerji şirketinin insan kaynakları biriminde gerçekleşmiş bir dizi yolsuzluğun izini sürmektedir. Şirkete yıllar boyu sahte işe alımlar yapılmış, gerçekte çalışmayan insanlar çalışır gibi gösterilmiş ya da yalancı özgeçmişlerle yüksek pozisyonlarda istihdam edilmiştir.
Faruk bu isimlerin bir kısmına ulaşmayı başarır. Karşısına çıkanlar, bazı olağanüstü yeteneklerine karşın, yenik, kenara itilmiş, kullanılmış ya da hastalıklı kişilerdir. Bütün bulgular, şirketin eski bir çalışanı olan Süleyman Kara’yı ve merkezde onun tedirgin edici kişiliğinin bulunduğu karmaşık bir ilişkiler ağını göstermektedir
Hepsi bir yerlerinden yaralı, zaaflarıyla yetenekleri arasında sıkışmış, tükenmeye mahkûm kahramanlarıyla, her şeyin paraya dönüşebilme gücüyle sınandığı günümüze uygun bir roman.
Çağımızın Ölü Canlar’ı
Deneyimli finans danışmanı Faruk, globa... tümünü göster
Mutluluk sadece bir yanılsama mıydı? Johanna geçmişine ve bugününe bakarak dünyadaki yerini bulmaya çalışır. Kendi hayatında kaybolmanın ve yaşlanmanın hüznü yavaş yavaş damıtılan bir umuda bırakır kendini.
Kitaptan;Özlediğim bir duygu var, dedim, âşık olduğunda ya da bir şey için mücadele ettiğinde hissettiğin o heyecandan ölme duygusu, bir tutku yani, evet, bu işte: Ben tutkuyu özledim."
"Çok güçlü, etkileyici bir kitap."
-Martin Lüttke Frankfurter Rundschau-
"Monika Maron cesur bir kitap yazmış."
-Tilman KrauseDie Welt-
(Tanıtım Bülteninden)
Mutluluk sadece bir yanılsama mıydı? Johanna geçmişine ve bugününe bakarak dünyadaki yerini bulmaya çalışır. Kendi hayatında kaybolmanın ve yaşlanmanın hüznü yavaş yavaş damıtılan bir umuda bırakır kendini.
Kitaptan;Özlediğim bir duygu var, dedi... tümünü göster
Yeniden ağzını bağlamak zorundayım. Dinlenmeye çalış, ben bu gece dönerim; çünkü öyle her saat girip çıkamam. İnanmayacaksın ama dışarıda sabah vakti. Bu odanın duvarlarında acayip bir malzemeden yapılmış perdeler var, siyah muşamba ya da kauçuklu branda bezinden ağır bir şey ama az çok esnek, su geçirmiyor, bu yüzden sana hep geceymiş gibi geliyor. San Francisco'da işlenen bir dizi cinayet, bu cinayetleri çözmek için bilgisayarları başında hafiyeliğe soyunan, dünyanın dört bir yanından bir grup oyuncu… ve oyunculardan birinin annesinin kaçırılmasıyla tetiklenen esrarlı bir kovalamaca. Isabel Allende'nin alışılmış tarzının dışına çıkarak polisiyeye göz kırptığı ve her zamanki gibi titizlikle dokuduğu Cinayet Oyunu'nu soluk soluğa okuyacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
Yeniden ağzını bağlamak zorundayım. Dinlenmeye çalış, ben bu gece dönerim; çünkü öyle her saat girip çıkamam. İnanmayacaksın ama dışarıda sabah vakti. Bu odanın duvarlarında acayip bir malzemeden yapılmış perdeler var, siyah muşamba ya da kauçuklu ... tümünü göster