bademce17

Profil Resmi
0 takip ettiği ve 0 takip edeni var. 2 değerlendirme yapmış.

Son Aktiviteler

Profil Resmi
bademce17 bir değerlendirme yaptı.
İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 8 ay
Profil Resmi
bademce17 şu an okuyor.
Orhan Veli Bütün Şiirleri

Orhan Veli'nin Bütün Şiirleri, 1951'den 1987'ye otuz altı yıl boyunca, yirmi iki kez basıldı. ...Adam Yayınlarının Nisan 1987'de yaptığı yirmi üçüncü basım ise her bakımdan yepyeni bir kitap olarak ortaya çıktı. Yapıt baştan sona yeniden incelenmiş, şiirler dergilerdeki, kitaplardaki ilk basımlarıyla karşılaştırılmış, şairin şiir defterindeki yazılışlarıyla denetlenmişti. Bu basımdaki değişiklikler Orhan Veli'ye dönüş niteliğindeydi. Şiirlerin sıralanışındaki değişiklik de şairin sağlığında yaptığı yayınlarla özlemleri doğrultusundaydı. Böylece Adam Yayınları, Bütün Şiirleri'ni inanılmayacak kadar çok sayıdaki yanlışlarından arındırarak okurlarına sunmuş oluyordu. Yapıt büyük bir ilgiyle karşılandı ve yalnız 1987 içinde üst üste üç basım yapması gerekti.

Orhan Veli'nin Bütün Şiirleri, 1951'den 1987'ye otuz altı yıl boyunca, yirmi iki kez basıldı. ...Adam Yayınlarının Nisan 1987'de yaptığı yirmi üçüncü basım ise her bakımdan yepyeni bir kitap olarak ortaya çıktı. Yapıt baştan sona ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 8 ay
Profil Resmi
bademce17 okumuş bitirmiş.
Orhan Veli Bütün Şiirleri

Orhan Veli'nin Bütün Şiirleri, 1951'den 1987'ye otuz altı yıl boyunca, yirmi iki kez basıldı. ...Adam Yayınlarının Nisan 1987'de yaptığı yirmi üçüncü basım ise her bakımdan yepyeni bir kitap olarak ortaya çıktı. Yapıt baştan sona yeniden incelenmiş, şiirler dergilerdeki, kitaplardaki ilk basımlarıyla karşılaştırılmış, şairin şiir defterindeki yazılışlarıyla denetlenmişti. Bu basımdaki değişiklikler Orhan Veli'ye dönüş niteliğindeydi. Şiirlerin sıralanışındaki değişiklik de şairin sağlığında yaptığı yayınlarla özlemleri doğrultusundaydı. Böylece Adam Yayınları, Bütün Şiirleri'ni inanılmayacak kadar çok sayıdaki yanlışlarından arındırarak okurlarına sunmuş oluyordu. Yapıt büyük bir ilgiyle karşılandı ve yalnız 1987 içinde üst üste üç basım yapması gerekti.

Orhan Veli'nin Bütün Şiirleri, 1951'den 1987'ye otuz altı yıl boyunca, yirmi iki kez basıldı. ...Adam Yayınlarının Nisan 1987'de yaptığı yirmi üçüncü basım ise her bakımdan yepyeni bir kitap olarak ortaya çıktı. Yapıt baştan sona ... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 8 ay
Profil Resmi
bademce17 okumuş.
Yabancı

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlıkın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi Meursault, bir simge kahraman değildir, adı olmayan bir Yabancıdır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camusyle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir, der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.

ALDIĞI ÖDÜLLER: 1957 Nobel Ödülü Albert Camusnün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş kitabı olan ve hâlâ en çok satan kitaplar arasında yer alan Yabancı, aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen old... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 8 ay
Profil Resmi
bademce17 okumuş.
Şah ve Sultan

Tutku…

Güzellik…

Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.

Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.

Çaldıran...

Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.

Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?

Kızılbaşlık!

Sünnilik!

İktidar hırsı.

Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!

Korku? Ya o?

Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.

Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.

Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.

Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.

Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.

Ve işte bir kez daha aşk!

Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.

Şah ve Sultan…

Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.

Masal kadar gerçek.

Büyüleyici olduğu kadar umut verici.

Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap.

İskender Pala’dan…

Tutku…

Güzellik…

Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.

Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çı... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 10 ay
Profil Resmi
bademce17 okumuş.
Katre-i Matem

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Palanın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol alıyor. İstanbul bu romanda, karmaşası, heyecanı, isyanları, kalabalığı ile lalelere bürünüyor. Öyle ki lale sadece bir çiçek değil, bir yaşayış tarzı, estetik bir tavır, kültürel ve tarihsel bir birikim olarak İstanbulu, hatta tüm Osmanlıyı çevreliyor. İstanbul, doğal tüm güzelliklerinin, mimari şaheserlerinin tarihî debdebesi ile beraber lalezarlara, lale yarışlarına, lale şiirlerine bezeniyor; lalelerin şehri, renklerin şehri, yaprakların şehri haline dönüşüyor. İskender Pala, Katre-i Matemde usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbulda kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hallerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gecesinde kaybeden Şahinin macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki esrarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor.Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor. Kalemimi hokkaya bandırdığım şu anda –ki Nevşehirli Damat İbrahim Paşayı canından; Sultan III. Ahmeti de tahtından eden cehennemden nişan Eylül İhtilalinin üzerinden henüz iki hafta geçti- şahit olduğum olayları yazıp yazmamakta kararsız sayılırım. Bilemiyorum. Yazmak gerektiğini düşündüğüm şeyler bir bakıma devlete ait sırları ifşa etmek gibi bir ihanetin ağırlığını da vicdanıma yükleyecek. Öte yandan Şarkın kutsal çiçeği laleye dair yorumlarda bulunacak ve belki şükufeciyan esnafını gücendirmiş de olacağım. Ama birisi çıkıp yiğit Şehzade Ahmeti, aşağılık isyancıların yaptıklarını, cennete benzeyen İstanbulu ve Sadabatın laleye kattığı zarafeti anlatmazsa bu dahi tarihe ve şehre haksızlık sayılır.

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor, bir devre adını veren lalenin izinde İskender Palanın yarattığı etkileyici ve büyüleyici bir atmosferin içinde yol a... tümünü göster

İşlemler için giriş yapınız veya kayıt olunuz
· 11 yıl, 11 ay
Daha Fazla Göster

bademce17 şu an ne okuyor?

Kristal Denizaltı

%0

Favori Yazarları (79 yazar)

Favori yazarı yok.