J. C. Grangé yine işbaşında. 2003 yılında çıkardığı romanı ''Kurtlar İmparatorluğu''yla hem dünyada hem de ülkemizde ününe ün katan Grange yeni kitabıyla Türkçe’de. Yine kanlı, yine delice, yine korkutucu bir roman var karşımızda: ''Siyah Kan''.Yazarın bir yıl gibi kısa bir sürede kaleme aldığı kitap serbest dalış şampiyonu bir katil ile eski paparazzi, kötülük fikrine ve kaynağına takıntılı bir gazeteciyi karşı karşıya getiriyor. Katil hapiste… Ama daha önce Kamboçya, Tayland, Malezya’da kan dökmüş. Kadınların kanı… Gazetecinin onunla temasa geçmek için oynadığı oyun romanın temelini oluşturuyor. Ama katil bu yemi bir süre sonra yutmuyor. İşte gerçek heyecan da orada başlıyor. Kim av, kim avcı, birbirine karışıyor. Grangé hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir roman ''Siyah Kan''. Paris’ten Asya’ya doğru deliliğin sınırında bir yolculuk… Dört yüz küsur sayfalık gerilimli bir kâbus… Çok çekici… Yazarın ustalığı kendini bir kez daha çarpıcı bir şekilde gösteriyor. ''Siyah Kan''ı okurken kötülüğün ve kötülerin dünyasına doğru nefes nefese bir koşu tutturduğunuzu fark ediyorsunuz. Bu çılgınca koşuya karşı koymak imkansız!
J. C. Grangé yine işbaşında. 2003 yılında çıkardığı romanı ''Kurtlar İmparatorluğu''yla hem dünyada hem de ülkemizde ününe ün katan Grange yeni kitabıyla Türkçe’de. Yine kanlı, yine delice, yine korkutucu bir roman var karşımızda:... tümünü göster
İnsan, ancak Allah'ı gereği gibi tanıdığı zaman, O'nun emirlerine sarılır. Allah'ın Resulünü yani elçisini tanımadıkça da bunu hakkıyla gerçekleştiremez. Allah'ın bu önemli görev için seçip, yükümlü kıldığı Resulünü tanımak suretiyle kulluk görevini hakkıyla gerçekleştirebilir. Allah'ın yaratılıştaki hikmeti gereği, elçiler gönderilmiş, insanlara emirlerini tek tek değil elçileri aracılığıyla duyurmuştur. Allah, bu görev için kullarından dilediklerini seçmiş, bu görev ile yükümlü kılmıştır.
İnsan, ancak Allah'ı gereği gibi tanıdığı zaman, O'nun emirlerine sarılır. Allah'ın Resulünü yani elçisini tanımadıkça da bunu hakkıyla gerçekleştiremez. Allah'ın bu önemli görev için seçip, yükümlü kıldığı Resulünü tanımak sureti... tümünü göster
Ademoğlu yeryüzünde hep kendini aramıştır. Ruh beden ilişkisini anlamlandırmak için medeni olsun veya olmasın bütün topluluklar çeşitli doktrinleri uygulama sahasına dökmüş, böylece dünyevi problemlerine çareler aramıştır. Karşılaşılan güç durumların üstesinden gelmek amacıyla kullanılan yöntem ve tekniklerin de genelde pragmatik yönüyle ilgilenmişlerdir. İnsanoğlunun geçmişine denk sayılabilecek bir maziye sahip olan büyünün de bu pragmatik amaç için kullanıldığı tarihi bir gerçektir.
İlkel veya medeni bir toplumda büyü, varlığını her halükarda sürdürmüştür. Peki insanların büyüden beklentileri ne olabilir? Nedir büyüyü insanlar açısından bu kadar cazip kılan? Bu sorulara da cevap vermeye yönelik bir çalışma yapmayı uygun gördük.
İlk bölümde büyü kelimesinin anlamı, büyüyle birlikte zikredilen ve büyüyle iç içe olan diğer kavramlar açığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.
İkinci bölümde ise büyünün tarihi seyri ele alınarak ilk çağlardan günümüze kadar büyünün işlevsel yönü dile getirilmiştir.
Üçüncü bölümde ise semavi dinlerin büyüye bakış açısı ve Yahudi mistik hayatını bir anlamda dile getiren Kabala üzerinde durulmuştur.
Dördüncü ve son bölümde Hz. Muhammed’e yapılan büyü ele alınarak, büyü hadisi çeşitli yönleriyle irdelenip vuzuha kavuşturulmaya çalışılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamber’e yapılan büyünün ne tür bir büyü olduğu da irdelenmiştir.
Ademoğlu yeryüzünde hep kendini aramıştır. Ruh beden ilişkisini anlamlandırmak için medeni olsun veya olmasın bütün topluluklar çeşitli doktrinleri uygulama sahasına dökmüş, böylece dünyevi problemlerine çareler aramıştır. Karşılaşılan güç durumların... tümünü göster
Fransız yazar, 15 Temmuz 1961'de Paris'te doğdu. Serbest gazeteci olarak çeşitli haber ajansları ve gazeteler için çalıştı.
Le Vol des cigognes (Leyleklerin Uçuşu) adlı ilk romanı 1994'te yayımlandı. Bu kitap Fransa'da 450.000 adet sattı ve sekiz bölümlük bir TV dizisi haline getirildi.
Yazarın ikinci eseri Türkiye baskısını Şubat 2001'de yapan ve 20 dile çevrilen Les Rivières pourpres (Kızıl Nehirler)'di. Roman beyazperdeye taşındığında yönetmen koltuğunda Mathieu Kassovitz vardı. Başrollerde ise Jean Reno ve Vincent Cassel yer aldı.
Grangé'ın üçüncü romanı Le Concile de Pierre (Taş Meclisi) Eylül 2000'de piyasaya çıktı ve Fransa'da kısa sürede 150.000 adet sattı. Türkiye'de Ağustos 2001'de yayımlandı. 2006 yılında Stéphane Cabel ve Guillaume Nicloux tarafından senaryolaştırılan kitap, Guillaume Nicloux yönetiminde sinemaya uyarlandı. Filmin oyuncu kadrosunda Monica Bellucci, Catherine Deneuve, Moritz Bleibtreu, Sami Bouajila, Elsa Zylberstein, Nicolas Thau, Tubtchine Bayaertu, Laurent Grévill gibi güçlü isimler yer aldı.
2001 yılında vizyonda yer bulan Vidocq filminin senaryosunu Pitof ile birlikte yazdı.
2003 yılında L'Empire des loups (Kurtlar İmparatorluğu)'u yayımladı. Eser 2005 yılında Chris Nohan'ın yönetmenliğinde beyazperdeye aktarıldı. Kurtlar İmparatorluğu'nda Jean Reno'nun yanı sıra Emre Kınay da yer aldı. Kitabın Türkiye baskısı Temmuz 2003'te yapıldı.
Grangé'ın bir yıl gibi kısa bir sürede kaleme aldığı La Ligne noire (Siyah Kan) ise Mayıs 2005'te yaptığı ilk baskısı ile raflardaki yerini aldı.
Yazarın 2007 yılında yayımlanan eseri Le Serment des limbes (Şeytan Yemini) Türkiye'de ilk baskısını Ağustos 2007'de yaptı.
Sonraki kitabı Koloni, Ağustos 2009'da Türkiye'de satışa çıktı.
Yazarın son kitabı Ölü Ruhlar Ormanı, 2010 yılında Türk okuyucularıyla buluştu.
Bunların yanı sıra yazarın Zener'in Laneti isimli bir çizgi roman çalışması da bulunmaktadır.
Fransız yazar, 15 Temmuz 1961'de Paris'te doğdu. Serbest gazeteci olarak çeşitli haber ajansları ve gazeteler için çalıştı.
Le Vol des cigognes (Leyleklerin Uçuşu) adlı ilk romanı 1994'te yayımlandı. Bu kitap Fransa'da 450.000 adet sattı ve sekiz ... tümünü göster
Kurtlar İmparatorluğunda Fransa ile Türkiye arasında gerilimli bir hat kuruluyor. Jean-Christophe Grangé, her zamanki gibi etkileyici bir atmosfer yaratıyor, kahramanlarına inandırıcı roller biçiyor ve okuyucuyu soluksuz bırakacak bir serüvene tanık ediyor. Seri cinayetler, uyuşturucu kaçakçılığı, Strasbourg-Saint-Denisdeki küçük Türkiye, Fransız polisindeki iç hesaplaşmalar, tıbbın karanlık amaçlara alet edilmesi... Okuyucu kendini böyle gerilimli bir dünyanın içinde buluyor. Heyecan dozu son sayfaya kadar hiç düşmeyen bir roman.
Kurtlar İmparatorluğunda Fransa ile Türkiye arasında gerilimli bir hat kuruluyor. Jean-Christophe Grangé, her zamanki gibi etkileyici bir atmosfer yaratıyor, kahramanlarına inandırıcı roller biçiyor ve okuyucuyu soluksuz bırakacak bir serüvene tanık ... tümünü göster
İhtiyaçları çok fazlalaşan insanlar kendi öz kaynaklarını sınırlarını zorlamaya itilir ve yollarına çıkan herhangi bir savunmasız kişiden bile irkilir. İş ve ücretler, yiyecek ve ısı, cesaret ve iyi niyet hepsi sahip olamadıkları şeylerdir. Bu karanlık içerisinde erkek, kadın ve çocuğun zayıflığını ele geçirir ve onları utanç verici işlere zorlar. Artık hiçbir dehşet veya korku dışlanmaz. Ümitsizlik, sadece dört duvarın adiliği ve basitliği ile sınırlanmıştır; hepsi kötülük ve suça yönelir... Hepsi sefilleşmiş, bozulmuş birer kötü ve pislik gibi gözükür. Fakat o denli alçalmış kişilerin de daha fazla alçalamayacağı bir çizgi vardır ve bu dönüm noktasında, dış dünya adeta yutar bu zavallı, tahilsiz, kimliksiz insanları... Onlar Sefillerdir; toplumdan dışlananlar, yeraltı köpekleri..
Victor Hugonun Sefiller romanı yetişkinlerin okuması gereken klâsiklerin başında geliyor. Sefiller'in Kozet isimli küçük kız kahramanını okuyarak sefaletin insanlığı ne gibi korkunç durumlara düşürdüğünü göreceksiniz. MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 2243 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan kararı ile ilköğretim okulu öğrencilerine tavsiye edilmiştir.
Bir kürek mahkumunun bir din adamı sayesinde doğru yolu buluşunun hikayesi.
Victor Hugonun unutulmaz klasiği sefilleri artık gençler de okuyabilecek. Fakir bir genç olan Jan Valjanın etrafındaki tüm sefalete rağmen iyi bir insan olma mücadelesi anlatılıyor bu kitapta. Mutluluk, aşk, acı, gözyaşı, umut ve hayal kırıkları mükemmel bir uyum içinde verilmiş.
Hugo, Sefiller adlı dev romanının önsözünü şöyle bitirir: Yeryüzünde yoksulluk ve bilgisizliğin egemenliği sürdükçe, böylesi kitaplar gereksiz sayılmayabilir. Yurdunun çıkarları adına siyasal kavgalardan hiç çekinmedi. Bu yüzden de tam yirmi yıl sürgünde kaldı. Sefiller de bu yılların ürünüdür (1862). Bu dev romanı, genç okurlara yalınlaştırılmış, kısaltılmış biçimiyle sunuyoruz. Sefiller, kürek mahkumu Jan Valjean ve polis müfettişi Javert arasında sürüp giden bir kovalamacanın hikayesi üzerine kuruludur. Jan Valjean, yoksul bir köylüdür, ailesini doyurmak amacıyla çaldığı yalnızca bir somun ekmekten dolayı kürek cezasına çarptırılmış, defalarca kaçma teşebbüsünde bulunduğundan cezası katlanmış ve on dokuz seneye cıkmıştır. Fransız edebiyatının en önemli romanlarından biri olan Sefiller, romantik akımın etkilerini taşıyan bir eserdir.
\n\nJan Valjanın tüyler ürperten öyküsü. Yoksulluk sonucu içine düşülen yanlış davranışlar sonunda kürek cezasına mahkum ediliş. Bu mahkumiyetin Jan Valjan üzerindeki olumsuz etkileri, cezaevinden çıktıktan sonra Jan Valjanın piskopos Myrel ile tanışması vearalarındaki ilişkiler. Jan Valjanın isim değiştirerek yeni bir hayata atılma çabası karşısında önüne çıkan engeller.
İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü?İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak, herkese yararlı olacak niteliktedir.
Sınır tanımayan ve çocuk düşlerine misafir olan kitaplar ve kahramanlar vardır. Beyaz Düşler Dizisindeki kitaplar işte onlardan bazıları.
İhtiyaçları çok fazlalaşan insanlar kendi öz kaynaklarını sınırlarını zorlamaya itilir ve yollarına çıkan herhangi bir savunmasız kişiden bile irkilir. İş ve ücretler, yiyecek ve ısı, cesaret ve iyi niyet hepsi sahip olamadıkları şeylerdir. Bu karanl... tümünü göster