Jean Genet, Fransız edebiyatının lanetli yazarı, kendisini reddeden toplumu reddeden, tüm beyaz dünyayı, onun kurulu düzenini, değerlerini yerden yere vurup ikiyüzlülüğünü suratına çarpan, ve bunu işkencecisinin dilini kullanarak yapan, Sartreın azizlik payesiyle taçlandırdığı adam...Bir piç olarak geldiği ve sürekli dışlandığı bu dünyada, bir aziz olmayı, yani insanın inkarı olmayı istemekten başka çaresi kalmadığını söylemiş ve ancak bir azizin bir suçlunun olabileceği kadar yalnız yaşıyıp yalnız ölmüştür: Hırsız, isyankâr, vatansız ve evsiz bir serseri olarak.Roman ve oyun yazarı Genet, 1964-1986 yılları arasında, edebi eserler vermekten vazgeçme kararı aldığı yirmi küsur yıllık dönemde, 68 Mayısından Vietnam Savaşına, Kara Panterlerden Baader-Meinhofa, Mağripli göçmen işçilerden Filistinli mücahitlere varana kadar, kurumlaşmadıkları sürece her başkaldırı hareketinin yanında, hatta ta içinde yer alıp çok sayıda siyasi yazı yayınlamıştır. Bu yazıların büyük çoğunluğunu bir araya getiren bu seçki, çağımızın en ilgi çekici portrelerinden biri olan yazarın karmaşık kişiliğine kuşkusuz kendisinin izin verdiği kadarıyla ışık tutabilme umuduyla hazırlandı.
Jean Genet, Fransız edebiyatının lanetli yazarı, kendisini reddeden toplumu reddeden, tüm beyaz dünyayı, onun kurulu düzenini, değerlerini yerden yere vurup ikiyüzlülüğünü suratına çarpan, ve bunu işkencecisinin dilini kullanarak yapan, Sartreın aziz... tümünü göster
Jean Genet, Fransız edebiyatının lanetli yazarı, kendisini reddeden toplumu reddeden, tüm beyaz dünyayı, onun kurulu düzenini, değerlerini yerden yere vurup ikiyüzlülüğünü suratına çarpan, ve bunu işkencecisinin dilini kullanarak yapan, Sartreın azizlik payesiyle taçlandırdığı adam...Bir piç olarak geldiği ve sürekli dışlandığı bu dünyada, bir aziz olmayı, yani insanın inkarı olmayı istemekten başka çaresi kalmadığını söylemiş ve ancak bir azizin bir suçlunun olabileceği kadar yalnız yaşıyıp yalnız ölmüştür: Hırsız, isyankâr, vatansız ve evsiz bir serseri olarak.Roman ve oyun yazarı Genet, 1964-1986 yılları arasında, edebi eserler vermekten vazgeçme kararı aldığı yirmi küsur yıllık dönemde, 68 Mayısından Vietnam Savaşına, Kara Panterlerden Baader-Meinhofa, Mağripli göçmen işçilerden Filistinli mücahitlere varana kadar, kurumlaşmadıkları sürece her başkaldırı hareketinin yanında, hatta ta içinde yer alıp çok sayıda siyasi yazı yayınlamıştır. Bu yazıların büyük çoğunluğunu bir araya getiren bu seçki, çağımızın en ilgi çekici portrelerinden biri olan yazarın karmaşık kişiliğine kuşkusuz kendisinin izin verdiği kadarıyla ışık tutabilme umuduyla hazırlandı.
Jean Genet, Fransız edebiyatının lanetli yazarı, kendisini reddeden toplumu reddeden, tüm beyaz dünyayı, onun kurulu düzenini, değerlerini yerden yere vurup ikiyüzlülüğünü suratına çarpan, ve bunu işkencecisinin dilini kullanarak yapan, Sartreın aziz... tümünü göster
"Pequod adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, ilk bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sayılabilir. Ne var ki insan Moby Dick'i okudukça, okuduklarını düşündükçe, kitabın derinliğini, gerçek anlamını sezmeye başlar. Bu derinliği, bu gerçek anlamı sezmeyenler ise, balina avıyla ilgili, heyecanlı bir öykü olarak, gene de Moby Dick'in pekâlâ keyfini çıkarabilirler."
Mîna Urgan böyle tanımlıyor Beyaz Balina'nın romanını.
"Zaman zaman çıkardığı o garip seslere burnundan konuşma dersiniz, balinayı horlamş olursunuz. Hem balinanın söyleyecek nesi olabilir? Ben, derinliği olan hiçbir varlık görmedim ki, bu dünyaya söyleyecek söz kekelemek zorunda kalır, olsa olsa. Ne mutlu ona ki, dünya duyuverir sesini."
Melville'nin sesini geç de olsa duymuştur dünya: Düzyazı biçiminde yazdığı bu şiirde, ironi, mitoloji ve gerçekçiliğin iç içe geçtiği bu romanında, denizi, gemicileri, balinaları ve tabii bu arada tutkuların tutsağı olan insan ruhunu anlatıyor.
"Pequod adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, ilk bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sayılabilir. Ne var ki insan Moby Dick'i okudukça, okudu... tümünü göster
"Pequod adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, ilk bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sayılabilir. Ne var ki insan Moby Dick'i okudukça, okuduklarını düşündükçe, kitabın derinliğini, gerçek anlamını sezmeye başlar. Bu derinliği, bu gerçek anlamı sezmeyenler ise, balina avıyla ilgili, heyecanlı bir öykü olarak, gene de Moby Dick'in pekâlâ keyfini çıkarabilirler."
Mîna Urgan böyle tanımlıyor Beyaz Balina'nın romanını.
"Zaman zaman çıkardığı o garip seslere burnundan konuşma dersiniz, balinayı horlamş olursunuz. Hem balinanın söyleyecek nesi olabilir? Ben, derinliği olan hiçbir varlık görmedim ki, bu dünyaya söyleyecek söz kekelemek zorunda kalır, olsa olsa. Ne mutlu ona ki, dünya duyuverir sesini."
Melville'nin sesini geç de olsa duymuştur dünya: Düzyazı biçiminde yazdığı bu şiirde, ironi, mitoloji ve gerçekçiliğin iç içe geçtiği bu romanında, denizi, gemicileri, balinaları ve tabii bu arada tutkuların tutsağı olan insan ruhunu anlatıyor.
"Pequod adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, ilk bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sayılabilir. Ne var ki insan Moby Dick'i okudukça, okudu... tümünü göster