"Pequod adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, ilk bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sayılabilir. Ne var ki insan Moby Dick'i okudukça, okuduklarını düşündükçe, kitabın derinliğini, gerçek anlamını sezmeye başlar. Bu derinliği, bu gerçek anlamı sezmeyenler ise, balina avıyla ilgili, heyecanlı bir öykü olarak, gene de Moby Dick'in pekâlâ keyfini çıkarabilirler."
Mîna Urgan böyle tanımlıyor Beyaz Balina'nın romanını.
"Zaman zaman çıkardığı o garip seslere burnundan konuşma dersiniz, balinayı horlamş olursunuz. Hem balinanın söyleyecek nesi olabilir? Ben, derinliği olan hiçbir varlık görmedim ki, bu dünyaya söyleyecek söz kekelemek zorunda kalır, olsa olsa. Ne mutlu ona ki, dünya duyuverir sesini."
Melville'nin sesini geç de olsa duymuştur dünya: Düzyazı biçiminde yazdığı bu şiirde, ironi, mitoloji ve gerçekçiliğin iç içe geçtiği bu romanında, denizi, gemicileri, balinaları ve tabii bu arada tutkuların tutsağı olan insan ruhunu anlatıyor.
"Pequod adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, ilk bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sayılabilir. Ne var ki insan Moby Dick'i okudukça, okuduklarını düşündükçe, kitabın derinliğini, gerçek anlamını sezmeye başlar. Bu derinliği, bu gerçek anlamı sezmeyenler ise, balina avıyla ilgili, heyecanlı bir öykü olarak, gene de Moby Dick'in pekâlâ keyfini çıkarabilirler."
Mîna Urgan böyle tanımlıyor Beyaz Balina'nın romanını.
"Zaman zaman çıkardığı o garip seslere burnundan konuşma dersiniz, balinayı horlamş olursunuz. Hem balinanın söyleyecek nesi olabilir? Ben, derinliği olan hiçbir varlık görmedim ki, bu dünyaya söyleyecek söz kekelemek zorunda kalır, olsa olsa. Ne mutlu ona ki, dünya duyuverir sesini."
Melville'nin sesini geç de olsa duymuştur dünya: Düzyazı biçiminde yazdığı bu şiirde, ironi, mitoloji ve gerçekçiliğin iç içe geçtiği bu romanında, denizi, gemicileri, balinaları ve tabii bu arada tutkuların tutsağı olan insan ruhunu anlatıyor.
okuyunn,okuyun...hatta mümkünse çizgi filmi de var üstüne de izleyin :)
Beni Ismaeil diye çağırabilirsiniz. Birkaç yıl önce, -ne kadar uzun bir süre olduğu önemli değil- biraz param vardı. Karada ilgimi çeken bir şey de yoktu. Bu yüzden denize açılmayı düşündüm. Böylece yolculuk yapar ve dünyanın bazı yerlerini de görebilirdim. Ben böyleyimdir. Hayat birdenbire önemini kaybettiğinde ve ölüm çekici bir hal aldığında denize çıkmayı düşününce öfkelendiğim vakit. Aslında bunun şaşılacak bir tarafı yok. Çoğunlukla bütün insanlar da denize karşı aynı duyguları taşırlar ama bundan pek haberleri de yoktur. Nereye giderseniz gidin, nerede olursanız olun, sonunda her yol denize ulaşır.
Moby Dick.Bir intikam ve Nefret Romanı...
Çevremdeki herkesin çok beğenmesine rağmen benim pek de hoşlanmadığım bir kitaptı. İlkokuldayken 5-6 kez okumuştum ama bir türlü sevememiştim bu kitabı.
inanilmaz bir derinlige sahip bir kitap. Uzun sure etkisinden kurtulamayacagim sanırım.
http://herkitapayribirdunyadir.blogspot.com.tr/2015/09/sevdigim-klasikler.html
Bazı yabancı dizilerde karşıma çıktı bu kitap.Epey bir bahsi geçti.Merak ettim okudum.Çocuk kitaplarının aksine tam metin olması benim için önemliydi.Yalnız o kadar çok gereksiz ayrıntıya boğuldiki kitap resmen yoruldum okumaktan ara ara.
Okumakta zorlandığım bölümler olsada sonlara doğru elimden bırakamadığım bir kitaptı. Sürükleyici yerleri çok sürükleyici, durağan yerleri çok durağan ve çok detaydı. Gene de okunması gereken güzel bir klasik...
Herman Merville'in zamanını aşmış, ölümsüz eseri. Moby Dick , kesinlikle kitabin uzerinde belirttiği gibi bir macera kitabi değildir. Içinde o kadar farkli unsuru barindirir ki sanirim bu denli öneme sahip olmasinda bunun etkisi büyüktür. Neticede ; denizcilik, balina anatomisi , cografya , psikoloji , sosyoloji ne ararsan var kitapta.
Yazarin denizcilik geçmişi kendini kitabin her zerresinde hissettirmiş olup bolca denizcilige dair, gemi yapisina dair terimleri kullanmış, coğrafya bilgisinin ust duzeyliligini okuyucuya sayfalar ilerledikce göstermiştir. Büyük fotografa bakinca sanki bu kadar fazla terimsel kelimeler kullanilmasi okuyucuyu zorda birakir olmus, kaptan Ahab'in Moby Dick'i arayis öyküsü cok fazla sönük kalmıştır. Denizcilikle ilgili el kitabi niteliğinde bir kitap olmuş sanki. Ozellikle balinalara ait , anatomik yapilarina ait derinlemesine bilgiler de kitabi yine ansiklopedik bir hüviyete burundurmus. Saygisizlik olmasin, mukemmel bir birikim, deneyimin gostergesi bunlar ama sanatsalligin onune cikmis, edebi kaygi gozardi edilmis kanaatindeyim.
Konuyu irdeleyecek olursak, kitap Kaptan Ahab'in hirsi, kini , nefreti ve de intikam uzerine bir hikayeyi barindiriyor. Kinin insanin gozunu nasil kör ettigini, intikam hevesinin nasil yillarin birikimini dahi kullanilamaz hale getirdiğini Kaptan Ahab ozelinde gorecektir okuyucu. Gerek var miydi bu kadarina diye antipati beslemedim degil Kaptan Ahab'a. Okurken sanki Moby Dick adli balina kotu karaktermis görüntüsü veriyor ama tamamen mefsi müdafaa diyeceğimiz tutum sergileyen o'dur , kotu olan dizginleyemedigi intikam duygusunun esiri olan, bu yolda beraberindekilerin de ziyan olmasina sebep olan Kaptan Ahab'dir.
Karakterler arasi diyaloglar da bence cok da etkileyici değil. Kitap detaylarda cok fazla boğulmuş. Özellikle yabani karakter Queequeg'in kitabin basinda okuyucuya tanitilisi, yazarla beraber bu yolculuga cikmasi,garip görünüşü, iyi zipkin kullanılması vs vs gibi detayli karakter analizinin yapilmasi kitabin ilerleyen sayfalarinda baş aktörlerden biri olacagi izlenimi uyandiriyor ama tam tersi bir goruntu sergiliyor, oldukca pasif konuma geçiyor.Bu beni biraz yaniltti.
Zamanin Fransiz , Rus yazarlarinin eserlerini irdeleyince bu eserin onlara nazaran daha sönük kaldığını düşünüyorum ama dediğim gibi kitabin edebiyat tarihine gecmesi cok farkli alanlarin bir arada ustaca harmanlaşmış olmasi ile alakali olabilir.
736 sayfa
Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlandı